İçeriğe geç

Ölüm Kalım Oyunu Kitap Alıntıları – Emmett Grogan

Emmett Grogan kitaplarından Ölüm Kalım Oyunu kitap alıntıları sizlerle…

Ölüm Kalım Oyunu Kitap Alıntıları

&“&”

Onlar; adsız, yüzü olmayan onlar. Onlara ben, ben diyorum artık… "
Yenilgiyi tatma olanağından yoksundular çünkü hiçbir şeyleri, bir çöpleri bile yoktu
Saçma sapan işlere bizi süren, anlamadığımız, inanmadığımız nedenlerle savaşa iten, parasal bir dünyada yaşamaya zorlayanlara karşı savaşıyoruz
Orta sınıfın oturma odaları ölü yıkama yerleri gibi; salt canlı cenazeler yaşıyor orada
Mal bedava olunca düş gücü ruhun parasıdır
Bedava dükkanlarda Kazmacılar insana özgürlük getiriyor. Bırak ekonomi kuramları, toplumsal gerçekleri izlesin
BEDAVA YİYECEKLER HER GÜN BEDAVA YİYECEK

Neden mi bedava? Sizin de ondan!
KAZMACILAR

Ken Kesey, Hippilerin önde gelenlerini iyice kızdırdı. LSD’nin bir boka yaramadığını, insanların ancak konuşarak, sevişerek birbirleriyle anlaşabileceğini savunuyordu
Kazmacı’nın ilk sayısında Ey çicek çocuklar, lütfen çiçekler güzeldir, güneş ısıtıcı, LSD şeker gibidir, yaşamsa tozpembe saçmalıklarından vazgeçin!"
Can sıkıntısı bıkkınlığın yanı sıra tüm benliğini kapladı
Yemek, yatmak, öpmek, soluk almak, sevişmek gibi kişinin en doğal hakları ayaklar altına alınırken senden öbür yanağını dönmeni kimse isteyemez
Garibanlar dayak yiyor, zavallılar ölüyor, torpilsizler aç kalıyordu
Küçük bir sahil kasabasına giderek üç beş gün dünyayı unutmak dileğindeydi
Tanrı’nın buyurduğu yolda ilerleyeceğine başını almış, şeytanın ardı sıra cehenneme gidiyorsun.
Tanrı’nın buyurduğu yolda ilerleyeceğine başını almış, şeytanın ardı sıra cehenneme gidiyorsun. Annenle baban ellerinden geleni yaparak sana her şeylerini verdiler. Nankör köpek! Yazık, yazık bunca emeğe, çabaya
Düşler dünyasının bir numaralı yurttaşı olduğundan gerçekle burun buruna geldi mi önce kaçacak bir delik arar, bulamadı mı da düşlerine gerisin geri dönerdi
Tozcunun yaşam denilen başlayışla tükeniş arasında düşmeden, sürünmeden tutunabileceği tek dost elidir satıcınınki. Yaşam dedik değil mi? Yaşam! Ölüm, yani tozcu için!
Sürekli gözleri açık düş görüyordu
Siyaset tüm sözcüklerin atılıp tutulduğu, kapılıp yakıldığı, yitirilip yeniden kurulduğu bir alanda düzenlenen dev bir aldatmacadır. Kişinin mantıkla
değil, duygularıyla davranmasına neden olan şeyse, bilinçsiz dinsel bağlılıktır.
Zaman havasını yitiren bir balon gibi küçülmeye, eski biçiminden uzaklaşıp kabuğuna dönmeye başladı; salt bugünün önemi var artık.
Dorukta sırıtan üç dört kişiden kurtulup kıçlarının altındaki yumurtaları kırarsak herkese omlet çıkar bu ülkede.
Bu yarattığınız düşler dünyasında gerçeklerle her gün boğuşan insanlar barınamaz.
Eleştirmek suç, eleştiren iblis, eleştirilense boynu bükük! Yakında hangi Asyalı’yı ciddiye almamız, hangi mezara tükürmemiz, hangisinin başındaysa dua etmemiz gerektiğini söyleyecekler bize. Yavaş yavaş. Tıpış tıpış.
Yavaş ama çok yavaş anlamsızlığa doğru koyun sürüsü örneği güdülüyoruz.
Kişinin yaratma gücünü deli gömleğinin içinde kıskıvrak bağlarlar.
Sen ve senin gibiler kılını kapırdatmadıkça bu düzen böyle devam edip gidecek.
İhtiyaç buluşun anasıdır!
Yıkılmaya hazır, yorgun, sıvasız, susuz ısısız bir yapının damından, bir yaşam boyu izinden koştuğumuz, türlü cilvelerle bizden kaçan özgürlük bulutunu yakalamak için kendimizi boşluğa koyvererek çeker gideriz.
İnsan Hakları önce hakları kaldırdı şimdiyse insanı temizliyor.
Yalnız başınaysan eğer Salt yalnızlıksa derdin Önemseme, umursama, boşver
<<Gerekseme buluşun anasıdır!>>
İhtiyaç buluşun anasıdır!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir