İçeriğe geç

Öğretmenim, Lütfen Bu Kitabı Okur Musun!.. Kitap Alıntıları – Hasan Yılmaz

Hasan Yılmaz kitaplarından Öğretmenim, Lütfen Bu Kitabı Okur Musun!.. kitap alıntıları sizlerle…

Öğretmenim, Lütfen Bu Kitabı Okur Musun!.. Kitap Alıntıları

Her teşebbüs bir zaferdir (Başarıdır).
Benim amacım ”karanlığa küfretmek ” değil ki,
bir mum yakmak..!
Öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamak için doğru sorular sormanın yollarını düşünün.Daha sonra sadece kalite için ders anlatın ve rakamların tuzağından kendinizi kurtarın.
Bir şeyler yapmak zorundayız. Dün yaşadığımız şekilde bugün de yaşamaya devam ettiğimiz sürece, hayatımızda hiçbir şey değişmeyecek.
“Vermek mutluluktur,insanı bunun kadar zenginleştiren başka hiçbir şey yoktur.Meslekler arasında bu mutluluğu en fazla yakalama şansı olanlar bizleriz.”
“Bir insanın kişisel mutluluğunu çevresi ile kurduğu iletişimin kalitesi belirler.”
“Kuşlar gibi uçmayı,balıklar gibi yüzmeyi öğrendik,fakat bu arada çok basit bir sanatı unuttuk.İnsan gibi yaşamak ”

Martin Luther King

“Bir insan bir işi başarabiliyorsa,bunu herkes öğrenebilir
O ‘herkes’ sizsiniz ”
“Hayat daima senin ona verdiğini sana geri verir!”
“Saygı,yetişkinlerden açılan bir yolla çocuğa gider ve çocuktan yetişkinlere geri döner ”
Hayatınız kötü yola girmişse unutmayın, direksiyonundaki sizsiniz.
Yeteneğinizi keşfedememekten daha kötü olan tek şey onu bildiğiniz halde ziyan etmektir.
Bugüne kadar yaptığınız şeyi yapmaya devam ederseniz, bugün sahip olduğunu şeylere sahip olmaya devam edeceksiniz.
“Bugün birçok olumlu özelliğine hayranlıkla bazen kıskançlıkla baktığımız gelişmiş ülkelerin bizden tek farkının,insan yetiştirme sistemlerinde yattığını düşünüyorum.”
İnsanlar, güller arasında dikenler bulunduğundan şikayet edeceklerine, dikenler arasında güller yaratıldığına şükretmelidir.
Karanlığa sürekli sitem eden birisi olmaktansa bir mum yakmayı tercih etmek daha insanca değil mi ?
Eğer alışkanlıklarınızı sürdürür ve değişmekten korkarsanız, bugün sahip olduğunuz şeylere sahip olmaya devam edersiniz.
Yüzünüze hayat dolu bir gülümseme koyduğunuzda sevimlilik faktörünüz on kat artacaktır.
Çok konuşmanız çok öğreteceğiniz anlamına gelmez
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Sıkıcılığın ilacı değişikliktir.
Okullarda not esas olduğunda gerçek öğrenmeden söz edilemez.
Eğer yapabilirsen,
Ona kitapların mucizelerini öğret.
Fakat ona sessiz zamanlarda tanı,
Gökyüzünde kuşların,
Güneşin altında arıların
Okulda hata yapmanın hile yapmaktan daha onurlu olduğunu öğret ona.
Ona kendi fikirlerine inanmasını öğret,
Herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi
Öğretmenlerin bir numaralı iletişim yanlışı sıkıcı olmak ve bunun farkında olmamaktır.
Bir şaka yapın, işler yoluna girsin!
Gülmenin kontrol kaybına yol açacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz . Sınıftaki mizah, öğrencilerdeki stresi azaltacaktır.
Bir öğretmenin suratı sirke satıyorsa, özellikle sert bir öğretmen olduğunu ifade ediyorsa, öğrencileri örnek vererek tehdit gonderiyorsa bunun bir tek anlamı var. Bu öğretmen kendine güvenmiyordur.
Öğrenciler her zaman öğretmenlerinin ne durumda olduğunu ve ne düşündüğünü merak ederler.
Konuşmanızı kesmeye zorlayın kendinizi; çünkü konuşmak öğretmek değildir.
Şu üç harfi asla unutma öğretmenim A.S.O (Asla Sıkıcı Olmayın!)
İlk başta rahatsız edici gibi görünse de değişiklik iyidir.
Arada sırada sınıf kapısının yanında asılı duran aynaya bakın ve öğrencilerin gördükleri yüzü görün.
Bütün tekdüze uyarıcılar insanlar üzerinde ‘hipnotik’ bir etki yaratır.
Çocuklarımızı şaşırtıyoruz, korkutuyoruz,bağımlı hale getiriyoruz.
Bu konu benim ne işime yarayacak sorusu varken nasıl gerçek öğrenmeyi oluşturabilirim ki?
Bedensel, duygusal ve zihinsel boyutlardan oluşan yaşam enerjinizi “-Ne olacak bu Fenerbahçe’nin hali ” sohbetlerine harcamak sizi sadece tüketecektir ve güçsüz bırakacaktır.
Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik fakat bu arada çok basit bir sanatı unuttuk. İnsan gibi yaşamak..
‘önce insan sonra öğretmen..’
Okuyabilirseniz her insan bir kitaptır.
İnsan olarak karşımızdakilere verebileceğimiz, sermayesi sıfır olan, karşıdaki insan üzerinde en olumlu etkiyi meydana getirebilecek, sihirli bir ilaçtır.
Benim amacım karanlığa küfretmek değil ki; bir mum yakmak.
Nereye gittiğinizi bilmediğiniz zaman, kendinizi neresi olduğunu bile bilmediğiniz bir yerde bulabilirsiniz.
çünkü konuşmak öğretmek değildir.
“Daha fazlasını beklediğiniz zaman, daha fazlasını elde edersiniz.”
“Unutmayınız, cennet de cehennem de kendi içimizde. Sorun kendimizi hangisine layık gördüğümüz. Ve biz kendimizi hangisine layık görüyorsak orada yaşarız.”
“Sahip olduğumuz alışkanlıklarımızı sürdürdüğümüz sürece, hayatımızda hiçbir değişme meydana gelmeyecektir. Aynı şeyleri yaptığı halde değişik sonuçlar beklemek aptallıktır.”
“Kendinizi yaşamaya mahkum ettiğiniz akvaryumdan çıkarın ve dünyaya bakın.”
“Unutmayın, siz elinizle öğrencilerin omuzlarına değil, bir kalbe dokunuyorsunuz.”
“Konuşmak ve anlatmak öğretmek anlamına gelmez.”
Tebessüm, insan olarak karşımızdakilere verebileceğimiz, sermayesi sıfır olan, karşıdaki insan üzerinde en olumlu etkiyi meydana getirebilecek, sihirli bir ilaçtır.
Karanlığa sürekli sitem eden birisi olmaktansa, bir mum yakmayı tercih etmek daha insanca değil mi?
“Çünkü kalbine dokunmadan başka bir insanın gözlerinin içine bakmak zordur.”
Kişi olarak onlara değer verdiğinizi görmeleri için onlara sorular sorun. Kompliman yapın ve övün. Sahip oldukları başarıların farkında olun. Kararlı, adil ve neşeli bir öğretmen olarak tanınmaya ve anılmaya çalışın. Öğrenciler sizin onlara değer verdiğinizi bildiklerinde kendi davranışlarını kontrol etmeye başlarlar.
Unutmayınız , insanların başarılı veya başarısız olmalarını belirleyen temel özellik GÖRDÜKLERİ İLGİ BİÇİMİDİR.
Mesleğe yeni giren öğretmenlere, genellikle, yeni girdikleri bir dersin ilk birkaç gününde öğrencilere karşı katı olmaları öğretilmiştir.Bu bir hatadır. Öğrencilerle bir ahenk ve iyi niyet oluşturmaya istekli bir öğretmenin öğrenmeye istekli bir sınıfı olacaktır. Bizimle ilgilenen ve mutlu olmamızı isteyen insanları mutlu etmeyi severiz. Bu ilke hayatın basit ama önemli bir kuralıdır.
Bir insan bir işi başarabiliyorsa, bunu herkes öğrenebilir. O herkes sizsiniz
“Karanlığa sürekli sitem eden birisi olmaktansa, bir mum yakmayı tercih etmek daha insanca değil mi?”
“Öğretmenlik öğrenciyi tanımakla başlar.”
Unutmayın: “Başarısız olursanız bu size zarar verir, fakat hiç denemezseniz baştan başarısızlığa mahkum olursunuz.”
“Emin olun, beklediğiniz şeyi elde edersiniz.”
Yaşam, daima bizim ona verdiğimizi bize geri verir. Sizin hayatınız bir tesadüfler yumağı değildir; yaptıklarınızın bir aynasıdır.
Ünlü bir kişi olan Helen Keller’e
-kör olmaktan daha kötüsü nedir? diye sormuşlar.
cevap olarak,
– kör olmamak, ama yine de hiçbir şey görmemek olmuş
İnsanlar, güller arasında dikenler bulunduğundan şikayet edeceklerine, dikenler arasında güller yaratıldığına şükretmelidir.
(Mevlana)
İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor. Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için. Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için. Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için. Unutmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için
Ögretmenler odası ya da ögretmen evi linç mekanı haline gelmişse, bu durum birçok öğrencinin potansiyellerinin öldürülmesi veya sonsuza dek sakat bırakılması ile sonuçlanabilir.
Ancak şuna inanıyorum; bir insanı da, bir mesleği de, bir kurumu da, hatta bir toplumu kalkındırıran ve geliştirmesini sağlayan önemli bir güç, olumlu, yapıcı ve objektif ÖZELEŞTİRİDİR.
Bir insanın hayatını mahveden pek çok şey vardır. Benim düşünceme göre bunlar arasında en önemlilerinden biri hayatın tekdüze hâle gelmesidir.
Karanlığa sürekli sitem eden birisi olmaktansa, bir mum yakmayı tercih etmek daha insanca değil mi? Unutmayın, binlerce kilometrelik bir yol bile bir adımla başlar. Bu adımı atan siz olun. Yaptıklarınız sadece bir tek öğrencinin başarı şansını artırıyorsa dahi denemeye değer.
Hayat daima senin ona verdiğini sana geri verir! Hayat senin eylemlerinin bir aynasıdır. Eğer sen daha fazla sevgi istersen, daha fazla sevgi ver! Eğer daha fazla nezekat istersen, daha fazla nezaket ver! Eğer daha fazla anlayış ve saygı istiyorsan, daha fazla anlayış ve saygı ver!
Lütfen, Yunan mitolojisinde adı geçen misafir tanrısı gibi davranmayınız.
Cesur olun! Gerçekten aynada kendinize bir bakın. Duruşunuz ne söylüyor? Coşku ve heyecan var mı? Şimdi yüzünüzün envanterini çıkarın. Bunu nasıl tanımlayacaksınız? Yüzünüz öğrencilere ne söylüyor? Güldüğünüzü düşündüğünüz sürenin %40’ında aslında gülmüyorsunuz.
Bir yerde dayak atan ve dayak yiyen birini görürsen, dayak yiyene değil dayak atana acımalısın. Çünkü asıl zavallı ve çaresiz olan odur. Dayak atan bu davranışı ile şunu söylüyor: Sana ulaşmanın, seni ikna etmenin, sana bir şeyler öğretmenin bir yolu, yöntemi var. Ancak ben bu yöntemi bilmiyorum. Bu bilgi ve beceriksizliğimden dolayı da seni döveceğim.
Neyi söylediğiniz değil, incitici olan şeyi nasıl söylediğiniz önemlidir.
Saygı, yetişkinlerden açılan bir yolla çocuğa gider ve çocuktan geri döner
Ünlü bir kişi olan Helen Keller’e
-Kör olmaktan daha kötüsü nedir? diye sormuşlar.
Cevap olarak;
– Kör olmamak, ama yinede hiçbir şey görmemek olmuş.
Arkadaşlar, pasif dinlemenin öğrenmek olmadığı gibi, konuşmak da öğretmek değildir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir