İçeriğe geç

Öğrenmenin Bilimsel Temelleri Kitap Alıntıları – Tevfik Alıcı

Tevfik Alıcı kitaplarından Öğrenmenin Bilimsel Temelleri kitap alıntıları sizlerle…

Öğrenmenin Bilimsel Temelleri Kitap Alıntıları

&“&”

(…) davranış kuramı ve daha özel olarak Etki Yasası, davranışı geleceğe yönelik amaçlarıyla değil, geçmişte yaşanmış etkileriyle açıklamaya çalışır. Davranışın nedenlerini geleceğe yönelik amaç ve beklentilerde değil, geçmiş deneyimlerde bulmaya çalışır. Bu ülkeye göre organizmalar herhangi bir davranışı, ortaya çıkaracağı sonucu bildikleri ya da bekledikleri için değil, daha önce aynı davranış ödül ya da başarı ile sonuçlandığı için ortaya koyarlar.
Madde sürekli aynı ortamda alındığında, madde alımıyla eşleşen çevresel uyaranlar koşullu uyaran hizmeti görerek organizmaya madde alımını çağrıştırmakta ve organizma kendini maddenin etkilerine karşı önceden hazırlamaya başlamaktadır. Bir diğer deyişle, maddenin etkilerini telafi edici mekanizmalar geliştirmektedir.
(…) ilk kez sigara kullanan kişilerde baş dönmesi, mide bulantısı, kan basıncında artış gibi etkiler görülürken; bir sigara bağımlısı tolalerans nedeniyle bu etkilerin hiçbirini hissetmez. Benzer şekilde morfin hayvanlara her gün uygulandığında hayvanlarda morfinin analjezik etkisine karşı tolerans gelişir.
Usçuların görüşleri doğrultusunda çağımız dilbilimcilerinden Chomsky (1972), dil öğrenmenin tümüyle deneyim ile açıklanamayacağına ilişkin güçlü bilimsel deliller ortaya koymuştur. Dilin bir fenomen olarak olanca karmaşıklığına karşın, gerçekten de bütün çocuklar, hangi dili konuşurlarsa konuşsunlar, yaklaşık olarak aynı yaşlarda konuşmaya başlamalarının yanı sıra, daha özgül diğer dil yetilerini yine aynı yaşta geliştirirler. Chomsky ayrıca bütün dillerde ortak bazı dilbilgisi kavram ve ilkelerinden söz etmiş ve bunlara dilbilimsel evrenseller(linguistic universals) adını vermiştir. Örneğin &‘özne’ ve &‘yüklem’ bütün dillerde ortak olan dilbilgisi ögeleridir.
Descartes ve Kant’a göre, tüm duyusal deneyimler bir yer ve zaman çerçevesi içerisinde gerçekleşir. Zaman ve uzam(space) algısı, bu düşünürlere göre insanların fiziksel ve hatta zihinsel olay ve objelere kendileri tarafından yüklenmiş algısal bir varsayımdır. Zaman ve uzam kavramlarını zihnimizden ayrı tutamayız, çünkü bu kavramlar zihnimizin temel yapı taşlarıdır ve tüm diğer kavram ve algılar için bir ön koşuldur.
Aklımız, gelen bilgilerin basit bir biçimde kaydedilmesinden çok daha fazlasını yapmaktadır; her şeyden önce, gelen bilgilerden hangilerinin kaydedileceğine, hangilerinin eleneceğine karar veren ve kaydedilen duyusal bilgilerin işlenerek gerçeklik algısının oluşumu sürecinde bu bilgileri doğuştan gelen bazı temel kalıp ve varsayımlarla yorumlayan, biçimlendiren aktif bir rol oynamaktadır.
Etki Yasası her ne kadar amaca ya da hedefe yönelik davranışları içerse bile, yine de mekanik bir açıklamadır. Yani organizma için hedef bir kere belirlendikten sonra gerisi mekanik olarak gelişmektedir. Hedefin elde edilmesiyle ödülün gerçekleşmesi, bu hedefe yaklaştıran davranışların güçlenmesi ile sonuçlanmaktadır. Tekrar eden denemelerden sonra organizma artık kendisini hedefe yaklaştıran davranışları daha sık yapmaya ve hedeften uzaklaştıranları ise terk etmeye başlamaktadır.
Bir Davranışçının Bakış Açısından Psikoloji" adlı eserinde(1919), insan ve hayvan davranışlarının gözle görülmeyen zihinsel bağlantılarla açıklanamayacağını, psikolojinin yalnız ve yalnızca gözlenebilir davranışları ve özellikle çevresel uyaranlar ile organizmanın verdiği tepkiler arasındaki etkileşimi konu edinmesi gerektiğini savunmuştur.
(…) limona dokunduğunda yeni doğan bir bebeğin bile ağzı sulanır. Ama limonun &‘ne olduğu’ öğrenildikten sonra limonun görüntüsü bile aynı tepkiye yol açmaya başlar.
Descartes dualist bir düşünürdü. Yani, madde ve ruh olmak üzere varlığın iki biçimi olduğuna inanırdı. Bedenin, maddeler dünyasına ait bir varlık olduğunu ve çalışma biçiminin fızik ve mekanik ilkelerle açıklanabileceğini savunurdu. Ancak, insanın aynı zamanda ruhlar dünyasına ait &‘akıl’ sahibi olduğunu ve davranışlarımızın bir kısmının ‘akli’ ve ‘istemli’ olduğunu düşünürdü.
Örümceklerin ağ örme davranışını çalışan araştırmacıların kullandıkları ışık, kimi zaman örümceklerin ağ yapan salgılarını kurutur, ama örümcekler sonuç ne olursa olsun, ağ oluşmasa da örme davranışlarını adım adım sonuna kadar sürdürürler!
(…) öğrenilmiş pek çok davranış, doğuştan getirdiğimiz davranış kalıplarının uzantıları ya da çeşitlemeleri olarak şekillenir.
(…) taşın, toprağın, atomların, iyonların, ışığın ve gezegenlerin doğal yasalara uygun davranacağı konusunda hiç kimsenin kuşkusu yoktur. Ancak insanların davranışlarına dair aynı derecede yordanabilir bir düzenlilikten söz etmek mümkün müdür?
(…) ilk kez sigara kullanan kişilerde baş dönmesi, mide bulantısı, kan basıncında artış gibi etkiler görülürken; bir sigara bağımlısı tolalerans nedeniyle bu etkilerin hiçbirini hissetmez. Benzer şekilde morfin hayvanlara her gün uygulandığında hayvanlarda morfinin analjezik etkisine karşı tolerans gelişir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir