Vladimir Nabokov kitaplarından Nikolay Gogol kitap alıntıları sizlerle…
Nikolay Gogol Kitap Alıntıları
Gogol’ün istdiği biraz huzur
Çarpık bir buruna değil, sakat ve sahte bir ruha gülelim.
Çarpık bir buruna değil,
sakat ve sahte bir ruha gülelim.
sakat ve sahte bir ruha gülelim.
Çok sayıda ülkeye gittim; tesadüf ettiğim, Gogol’ü hiç duymamış bazı kişilerin tutkulu düşlerini, Akaki Akakiyeviç’in paltosuna benzer şeyler süslüyordu.
Gogol’ün tarzının dokusundaki boşluklar ve delikler, aslında yaşamın kendi dokusundaki kusurları ima eder. Çok yanlış olan bir şeyler vardır ve herkes, onlara çok mühim görünen meşguliyetlere sahip yumuşak huylu deliler iken, absürtçe mantıklı bir kuvvet, onların beyhude işlerine devam etmelerini sağlamaktadır; hikayenin gerçek mesajı budur. Bu apaçık beyhudelik, beyhude alçak gönüllülük ve beyhude tahakküm dünyasında, tutkuyla, arzuyla ve yaratıcı çabayla erişilebilecek en yüksek paye, terzileri de müşterileri de kendine hayran bırakacak yeni bir paltodur.
Kıymetsizliği belirgin şeylerin, çocuklar ve basit kişilerce kolay sindirilen, sağlığa faydalı bir içeriği vardır.
Bir sanat eserinin gerçek bir hikaye ye dayanıyor olmasından (ki bu genellikle yanlış ve her zaman yersiz bir inançtır) marazi şekilde tatmin olmamız ne tuhaftır. Yazarın da tıpkı bizim gibi, kendi başına bir hikaye kurgulayacak kadar zeki olmadığını öğrendiğimizde, kendimize daha fazla saygı duymaya mı başlıyoruz acaba? Yoksa nedense küçümsediğimiz bir kurgu nun temelinde somut bir gerçeğin bulunduğunu öğrenince, zavallı hayal gücümüzün kuvveti mi artmaktadır?Yoksa hepsi hepsi, küçük çocukların hikaye anlatıcısına Bu gerçekten olmuş mu? ” diye sormasına yol açan ve hayatının aşırı ahlakçı bir dönemindeki ihtiyar Tolstoy’u, Tanrı’nın haklarına tecavüz ederek mükemmel hayali varlıklar yaratmaktan alıkoyan hakikat aşkıyla mı karşı karşıyayız?
Sıcaklığı kalmamış bakışlarım hiçbir şeyi konuk etmiyor kendine, hiçbir şey bana gülünç gelmiyor
Hakiki Gogol kendini belli belirsiz şekilde (Neva Bulvan, Bir Delinin Hatıra Defteri ve Portre’yi içeren) Arabeskler’de gösterir; Müfettiş, Palto ve Ölü Canlar’da ise tam anlamıyla hayat bulur.
İyi bir yazarı, izlenimler oluşturmaz; aslında iyi yazarlar gençliklerinde oluşturdukları izlenimleri sonradan, sanki başından beri gerçekmiş gibi kullanırlar.
Insan görüşüyle bir böceğin çok yüzlü gözünün algıladığı resim arasındaki fark, en iyi filtreyle yapılmış bir yarım-ton resimle, sıradan gazete baskılarında gördüğümüz, iri taneli filtreleme ile elde edilmiş resimler arasındaki farka benzer. Gogol’ün eşyayı görme biçimiyle, ortalama okuyucu ve yazarların eşyayı görme biçimini de aynı kıyaslamaya tabi tutabiliriz.
İnsanın en yüksek mutluluğunun satın alınabilir olduğu; satın alan kişinin, bu satın alma eylemiyle bir şekilde yüceldigi kabulünden kaynaklanmaktadır. Elbette reklamların yarattığı dünya, kendi içinde gayet zararsızdır; çünkü herkes bu dünyanın satıcı tarafından, alıcının da söz konusu kandırmacaya iştirak edecegine kani olarak yaratıldığını bilmektedir.
Meşhur bir piyes yazarı, birinci perdede duvarda bir tüfek asılı olarak duruyorsa, son perdede o tüfeğin ateşlenmesi gerektiğini söylemişti. Ama Gogol’ün tüfekleri havada asılı durur ve ateşlenmez.
Bazen son derece ehemmiyetsiz tipler, mesela tesadüfen birlikte seyahat ettiğimiz, yıllar önce karşılaşıp bir daha görüşmediğimiz kişiler rüyalarımıza girer.
Dünyadaki her şey bana yabancı gelmeye başlamış, yaşam da ölüm de eşit derecede katlanılmaz olmuş, ruhum kendini tanıyamaz hale gelmişti.
Burunlar akar, seğirir; yumuşak yahut kaba muamele görür burunlar.
Onun yaratıcı çalışmalarını incelerken laytmotif olarak burun ile hep karşılaşacağız; kokuları, hapşırıkları ve horultuları onun kadar büyük bir hazla betimleyen yazar bulmak zordur. Şu ya da bu kahraman, sanki burnu bir el arabasına konmuşçasına, yuvarlanaraktan konuya dalar;
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Tüm insanlar sevilmek ister matmazel ne yapalım? Vahşi hayvanlar bile kafesin parmakları arasından burnunu uzatarak okşanmayı bekler.
Gogol’ü sanki sıradan bir akıl hastasıymış gibi tedavi etmeye kalkmışlar, beden sağlığını toparlamaya girişmeden önce, cinnetinin hakkından gelmeye niyetlenmişlerdi.
Yürürken kendi kendine konuşan Gogol ve sadece Gogol’du, ama onun monoloğu, zihnindeki gölgelerde yankılanıp çoğalmaktaydı.
Meşhur bir piyes yazarı, birinci perdede duvarda bir tüfek asılı olarak duruyorsa, son perdede o tüfeğin ateşlenmesi gerektiğini söylemişti. Ama Gogol’ün tüfekleri havada asılı durur ve ateşlenmez.