Katherine Rundell kitaplarından Neden Çocuk Kitapları Okumalıyız kitap alıntıları sizlerle…
Neden Çocuk Kitapları Okumalıyız Kitap Alıntıları
Çocuk kitapları bize sadece neyi unuttuğumuzu değil, neyi unuttuğumuza dair unuttuklarımızı da öğretebilir.
Çünkü çocuk kitabı okumak, kaçmak değil bulmaktır. Çocuk kitapları bir saklanma yeri değil, bulma yeridir.
Umut tüylü bir şeyse, kütüphaneler kanat olmalı.
Kütüphaneleri hala şaşırtıcı buluyorum; hala daha iyi olan içgüdülerimize seslendiklerini düşünüyorum. Kütüphane yeryüzünde bir şey satın almak, birilerini tanımak ya da herhangi bir şeye inanmak zorunda olmadan girebileceğiniz pek az yerlerden biri. Sahip olduğumuz en eşitlikçi alan.
Çocuk kitapları bana eskiden olduğu gibi şimdi de umudu anlatıyor. Diyorlar ki, bak,cesaret böyle bir şey. Cömertlik böyle bir şey. Çocuk kitapları bana büyücüler,aslanlar ve konuşan ömürcekler aracılığıyla,yaşadığımız dünyanın şakalar yapan,çalışıp didinen ve acılara katlanan insanların dünyası olduğunu anlatır. Çocuk kitapları der ki dünya kocaman bir yer. Der ki umut kıymetli.Der ki yiğitlik önemli,ince zeka önemli,sevgi önemli.
Ve kendi kendimize ne söylersek söyleyelim,biz yetişkinler de hayatta pek çok kere çaresiz kaldığımızdan, ne zaman sil baştan başlamamız gerekse, elde avuçta ne kaldığını hatırlamak için çocuk kitaplarına dönmeliyiz.
İnsanin elindeki herhangi bir güce direnecek ve onu değiştirebilecek olan da yine insan olabilir ancak. Direniş ve değişim genellikle sanatla başlar. En çok da bizim sanatımızla, yani sözcüklerin sanatıyla.
Peri masallarında umut, dişlerden daha keskindir.
Ama insan yüreği tren gibi düz bir hatta ilerlemez.
Çocuk kitabı okurken, yeniden bir çocuk gibi okuma şansınız olur; ihtiyari bir fazlalıkmış muamelesi gören hayal gücünüzün henüz törpülenip çekidüzene sokulmadığı, dünyanın
muazzam bir yer olduğu, her gün yeni şeyler
keşfettiğiniz o eski, çok eski günlere dönme
fırsatı bulursunuz.
..
Çocuk kitapları bize sadece neyi unuttuğumuzu değil, neyi unuttuğumuza dair unuttuklarımızı da
öğretebilir.
muazzam bir yer olduğu, her gün yeni şeyler
keşfettiğiniz o eski, çok eski günlere dönme
fırsatı bulursunuz.
..
Çocuk kitapları bize sadece neyi unuttuğumuzu değil, neyi unuttuğumuza dair unuttuklarımızı da
öğretebilir.
..:Çocuk kitabı okumak, kaçmak değil bulmaktır. Çocuk kitapları bir saklanma yeri değil, bulma yeridir. Ruhunuzla bir çocuk kitabına balıklama dalın; bakalım orada hiç ummadığınız bir simya bulacak mısınız, bakalım kitap içinizdeki yarı unutulmuş, yarı gizli saklı kalmış bir şeyi açığa çıkaracak mı. İmkânsız ve belki- imkânsız-olmayan şeyleri istemenin neye benzediğini hatırlamak için çocuk kitabı okuyun. Çocuk edebiyatına dönün ki dünyayı iki çift gözle görebilesiniz: hem kendi gözlerinizle hem de çocukluk halinizin gözleriyle..
Çocuk edebiyatına dönün ki dünyayı iki çift gözle görebilesiniz: Hem kendi gözlerinizle hem de çocukluk halinizin gözleriyle.
Çünkü çocuk kitabı okumak, kaçmak değil bulmaktır. Çocuk kitapları bir saklanma yeri değil, bulma yeridir.
Utanmayı reddedin. Her şey bir yana, çocuk kitabı okumak iyi bir deneyim.
Umut tüylü bir şeyse, kütüphaneler kanat olmalı.
Çocuk kitapları bana eskiden olduğu gibi şimdi de umudu anlatıyor.
Yetişkin hayatı unutuşlarla doludur.
Çocuk kitapları der ki dünya kocaman bir yer. Der ki umut kıymetli.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Kendi başına okumak, hiç kimsenin izinizi süremeyeceği sonsuz bir dünyaya adım atmaktır.
Ama insan yüreği tren gibi düz bir hatta ilerlemez.
Umut tüylü bir şeyse, kütüphaneler kanat olmalı.
Sonunda kitapkurdu lanetine uğradım.
Çocuk kitapları edebiyatın vodkası gibidir.
Peri masallarında umut dişlerden daha keskindir.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
İnsan yüreği tren gibi düz bir hatta irelilemez.
Bilmekten bitkin düşmenin ödüllendirildiği bir dünyada çocuk edebiyatı her şeye saf ve doğal bir hayret ve hayranlıkla bakar.
Çocuk kitapları bana eskiden olduğu gibi şimdi de umudu anlatıyor. Diyorlar ki, bak,cesaret böyle bir şey. Cömertlik böyle bir şey. Çocuk kitapları bana büyücüler,aslanlar ve konuşan ömürcekler aracılığıyla,yaşadığımız dünyanın şakalar yapan,çalışıp didinen ve acılara katlanan insanların dünyası olduğunu anlatır. Çocuk kitapları der ki dünya kocaman bir yer. Der ki umut kıymetli.Der ki yiğitlik önemli,ince zeka önemli,sevgi önemli.
Direniş ve değişim genellikle sanatla başlar.En çok da bizim sanatımızla, yani sözcüklerin sanatıyla. Evdeki çocuk kitapları, gizli br tehlike, şemsiyeye gizlenmiş bir kılıç olabilir.
Çocuk edebiyatı sadece çocuklar için değil. Yazarken, aslında iki kişi adına yazıyorum: biri on iki yaşındaki ben, diğeriyse şimdiki ben
“Çılgın bir iyimsermişim gibi gözükme riskini göze alarak diyorum ki çocuk edebiyatı size, yüreğinizi açarak okumayı yeniden öğretebilir.”
Peri masallarında umut, dişlerden daha keskindir.
Bir şeyi sevmeniz için önce o şeyin ne olduğunu ve geçmişini bilmeniz gerek.
Kendi başına okumak, hiç kimsenin izinizi süremeyeceği sonsuz bir dünyaya adım atmaktır.
Kütüphaneleri hala şaşırtıcı buluyorum; hala daha iyi olan içgüdülerimize seslendiklerini düşünüyorum. Kütüphane yeryüzünde bir şey satın almak, birilerini tanımak ya da herhangi bir şeye inanmak zorunda olmadan girebileceğiniz pek az yerlerden biri. Sahip olduğumuz en eşitlikçi alan. Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki bizi kuşatıp yutmakla tehdit eden sorunların özünde elbette eşitsizlik -ve de o eşitsizlikten ötürü kadın erkek, çoluk çocuk herkese acı çektiren felaketler- var. Yaşadığımız şu yangın günlerinde, kütüphanenin kurumsallığından yüz çevirmek suçlu hissettiriyor. Umut tüylü bir şeyse, kütüphaneler kanat olmalı.
Umut tüylü bir şeyse, kütüphaneler kanat olmalı
Gencim güzelim diye gururlanmam
Bilirim zamanla ikisi de sararıp solar;
Ama görevimi ifa edip kazandığım itibar,
Ben öldükten sonra dahi gül kokar.
Bilirim zamanla ikisi de sararıp solar;
Ama görevimi ifa edip kazandığım itibar,
Ben öldükten sonra dahi gül kokar.
Bir şeyi sevmeniz için önce o şeyin ne olduğunu ve geçmişini bilmeniz gerek.
Kendi başına okumak, hiç kimsenin izinizi süremeyeceği sonsuz bir dünyaya adım atmaktır.
İnsan yüreği tren gibi düz bir hatta ilerlemez.
Çocuk edebiyatı dediğimiz yazın türü çocukça bir şey değil.
Sıkça başarısız olsam da denemekten vazgeçmiyorum.
Kütüphane yeryüzünde bir şey satın almak, birilerini tanımak ya da herhangi bir şeye inanmak zorunda olmadan girebileceğiniz pek az yerden biri. Sahip olduğumuz en eşitlikçi alan.
Çocuk kitapları bize sadece neyi unuttuğumuzu değil, neyi unuttuğumuza dair unuttuklarımızı da öğretebilir.
Ve kendi kendimize ne söylersek söyleyelim, biz yetişkinler de hayatta pek çok kere çaresiz kaldığımızdan, ne zaman bir şeye sil baştan başlamamız gerekse, elde avuçta ne kaldığını hatırlamak için çocuk kitaplarına dönmeliyiz.
Kendi başına okumak, hiç kimsenin izinizi süremeyeceği sonsuz bir dünyaya adım atmaktır.
Çocuk edebiyatına dönün ki dünyayı iki çift gözle görebilesiniz. Hem kendi gözlerinizle hem de çocukluk halinizin gözleriyle.
İmkansız ve belki imkansız olmayan şeyleri istemenin neye benzediğini hatırlamak için çocuk kitabı okuyun.
Umut tüylü bir şeyse kütüphaneler kanat olmalı. 
Sahip olduğumuz en eşitlikçi alan. 
Dünyanın muazzam bir yer olduğu, her gün yeni şeyler keşfettiğiniz o eski çok eski günlere dönme fırsatı bulursunuz.
Yetişkin hayatı unutuşlarla doludur.
“Umut tüylü bir şeyse, kütüphaneler kanat olmalı.”
“Çocuk kitapları bana büyücüler, aslanlar ve konuşan örümcekler aracılığıyla,yaşadığımız dünyanın şakalar yapan, çalışıp didinen ve
acılara katlanan insanların dünyası olduğunu anlatır.”
acılara katlanan insanların dünyası olduğunu anlatır.”
Susamış toprak içti tüm varlıkların merhemini
Hayat,yatağın ayakucuna büzülmüş durumda şimdi
Ölmüş ve gömülmüş.
Hayat,yatağın ayakucuna büzülmüş durumda şimdi
Ölmüş ve gömülmüş.
“Yetişkin hayatı unutuşlarla doludur.”
“Eski şişelere yeni şarap koymaya varım, hele hele yeni iş arabanın basıncı eski şişeleri patlatıyorsa”
Umut tüylü bir şeyse, kütüphaneler kanat olmalı.
Aristoteles: Gerçek anlamda iyi bir hayat sürebilmek için kurguyu ustaca kullanabilmek – olabilecekleri ya da olması gerekenleri, hatta asla olmayacakları hayal etmek – gerektiğini ileri sürmüştü.
Çocuk kitapları bize sadece neyi unuttuğumuzu değil, neyi unuttuğumuza dair unuttuklarımızı da öğretebilir.
Bilmekten bitkin düşmenin ödüllendirildiği bir dünyada çocuk edebiyatı her şeye saf ve doğal bir hayret ve hayranlıkla bakar.
Kendi başına okumak, hiç kimsenin izinizi süremeyeceği bir dünyaya adım atmaktır.
Çocuk kitabı okumak kaçmak değil; bulmaktır.
Kütüphaneleri hala şaşırtıcı buluyorum. Hala daha iyi olan içgüdülerimize seslendiklerini düşünüyorum. Kütüphane yeryüzünde birşey satın almak, birilerini tanımak ya da herhangi birşeye inanmak zorunda olmadan girebileceginiz pek az yerden biri. Sahip olduğumuz en eşitlikçi alan. . Umut tüylü bir şeyse kütüphaneler kanat olmalı.
Çocuk kitapları der ki dünya kocaman bir yer. Der ki umut kıymetli. Der ki yiğitlik önemli, ince zeka önemli, duygudaşlık önemli, sevgi önemli.
Çocuk edebiyatı; çocukların destekçisidir ama parçası değildir.
Çocuk kitapları edebiyatın votkası gibidir.
Bir çocuk olarak, çocukların tatlı varlıklar olduğuna ilişkin yanılsamalarım yoktu. Kendi öfkeli yüreğimden de biliyordum ki çocuklar çirkin, vahşi ve kısaydılar.
Angela Carter, Eski şişelere yeni şarap koymaya varım, hele hele yeni şarabın basıncı eski şişeleri patlatıyorsa, der.
Çocuk kitabı okumak kaçmak değil, bulmaktır. Çocuk kitapları bir saklanma yeri değil, bulma yeridir.
Çocuk edebiyatına dönün ki dünyayı iki çift gözle görebilesiniz : Hem kendi gözlerinizle hem de çocukluk halinizin gözleriyle. Gözünüzü karartıp utanmayı reddedin ve karşılığında sağdaki ikinci yıldızdan dönüp sabaha dek uçmaya devam edin.
Umut tüylü bir şeyse, kütüphaneler kanat olmalı.
Kısa hayat tecrübeme dayanarak her şeyin bir bedeli olduğunu anladım bu dünyada, kütüphaneler olabilecek en güzel şeylerden birini bedava veriyordu.