İçeriğe geç

Mutluluğu Seçiyorum Kitap Alıntıları – Öznur Özdoğan

Öznur Özdoğan kitaplarından Mutluluğu Seçiyorum kitap alıntıları sizlerle…

Mutluluğu Seçiyorum Kitap Alıntıları

Insanların başkalarını değiştirmeye ve cezalandırmaya hakkı yoktur
Ne edersen kendine edersin kendi kendine
Vicdan olmasaydı insanlık çoktan bataklığa saplanırdı
Ben gelmedim dava için
Benim işim Sevi için
Dostun evi gönüllerdir
Gönüller yapmaya geldim
Yunus Emre
Iyilik yapmaktan iyi olmaya fırsat bulamayan insanlar vardır
Bayanların öfkeleri Dolaylı yoldan olur
Bize zarar veren Başımıza Gelenler değil onlara gösterdiğimiz tepkidir
Sabır beklemek değildir çareler üretmeye çalışmak ve sonucunu beklemektir
Sürekli eylem
Her ne ararsan kendinde ara
Sen sarıl, sarılmazsa
Sen unut, unutmazsa’
Hoşgör sen, affet gitsin aldırma
Kendini sevmek kendinin desteklemek demektir
Kendinizi sevin ki yaşantınız güzelleşsin
Seçimlerimizle varız. . .
Kendini bilen Rabbini bilir
Gelin tanış olalım, işin kolay tutalım, sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz
diyerek dünyayı sonsuzluğa bağlıyordu.
Haklı olmak adına küsüyoruz, mesafeler koyuyoruz, kırıyoruz, kırılıyoruz
Mutluluğu seçen insan için sadece barış vardır..
“Ey aşıklar nefsinizi edeple süsleyin. Aşk yollarının hepsi edepten ibarettir.”
“Aşk imamdır bize, gönül cemaat”
|Yunus Emre
Dua insanın Rabbine bağlılığının en güzel ifadesidir.
Ebucehil bir gün Peygamber Efendimize (s.a.v)
“Beni Haşimde senden daha çirkin suratlı biri gelmemiştir,” dedi.
Peygamber Efendimiz (s.a.v):
“Her ne kadar haddini aştınsa da yine de doğru söyledin,” dedi. Biraz sonra Ebubekir (r.a.) Peygamber (s.a.v) efendimizin yanına gelince: “Ey güneş yüzlü Resul senden daha güzel daha parlak bir yüz görmedim,” dedi.
Efendimiz bunun üzerine (s.av.): “Ey aziz dost, ey değersiz dünya kaydından kurtulan doğru söyledin,” dedi.
Orada bulunanlar bu durum karşısında şaşırıp:
“Ey Ulu Peygamber (s.a.v.) bu ikisi de birbirine zıt şeyler söylediler, sen her ikisine de”doğru söyledin” dedin bunun sebebi nedir?” diye sordular.
Peygamber efendimiz (s.a.v.)
“Ben bir ayna gibiyim, bana bakan kendini görür.
O baktı kendini gördü, o baktı kendini gördü.” dedi.
İnsan, özgür olduğu sürece mutlu olabilir.
“Sizin şer diye bildiklerinizde hayır, hayır diye bildiklerinizde şer olabilir.”
“Ağlayabilseydiniz anlayabilirdiniz.”
Kalplerimiz güzelliği, merhameti, bağışlamayı ve sevgiyi ifade etmek üzere yaratılmıştır.
“Bir konuyu herkese sor, ama en son vicdanına sor.”
|Hz. Muhammed (s.a.v)
“İnsanların hepsi ölür ama çok azı gerçekten yaşar”
Vicdan, kendimizin kendimize karşı gösterdiği tepkidir.
“İnsanın, vicdanıma göre hareket edeceğim. demesinden daha büyük bir gururla söyleyebileceği başka hiçbir şey yoktur.”
Bir selam ile bir insan kazanmak mümkündür.
Bilgi, iyi karakterli insanların elinde insanlığa faydalı olmak için kullanılırken; kötü karakterli insanların elinde felaketlere sebep olabilir.
“Dünyanın en güçlü insanı öfkesini yöneten insandır.”
|Hz. Muhammed (s.a.v)
Bize zarar veren, başımıza gelenler değil, onlara gösterdiğimiz tepkidir
Başaranlar, başaramadıklarında dahi çalışmaya devam edenlerdir.
“Her ne ararsan kendinde ara.”
Başkalarını tanımak akıllılık, insanın kendini tanıması daha büyük akıllılıktır.
“İlim ilim bilmektir,
İlim kendini bilmektir,
Sen kendini bilmezsen,
Bu nice okumaktır.”
|Yunus Emre
“Kendini bilen Rabbini bilir.”
İrade cazip gelen yerine doğru olanı yapabilme gücüdür.
“Namaz inanan insanın miracıdır.”
“Seçimlerimizle varız”
“Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz.”
|Yunus Emre
“En kötü şartlarda yapılan barış, en iyi şartlarda yapılan savaştan daha hayırlıdır.”
Genellikle, haklı olmayı seçiyoruz. Haklı olmak adına küsüyoruz, mesafeler koyuyoruz, kırıyoruz, kırılıyoruz.
Ve anladım ki kendimizi haklı görmek öfkemizi besliyor.
Başka bir insan için hayatı öğrenemezsiniz.
İnsan, hiçbir zaman yeterince şeye sahip olamayacaktır.
İnsanın kendini adayabileceği en büyük devrim mutluluktur.
Sevgi dünyamızı sonsuzluğa açtığımız bir ömür dileğiyle
Bundan sonra bizim bu alemde sevmekten başka bir şey için var olduğumuzdan kim kuşkulanır ki..?
Aşk cansızlarda bile yaşam olduğunu söylemiştir.
Taşıması ne kadar ağır olursa o kadar memnun olacağım; çünkü bu yük özgürlüğümdür.
Bazılarımızın özgürlüğü sadece düşüncelerimizdedir.
Oysa, her güzelliğe değer verilmelidir.
Ancak bu durum, küçük çocuğun, ebeveyninin, korkuyla ancak böyle başa çıkabildiğini kabul etmesinden başka bir şey değildir.
Başka bir insan için hayatı öğrenemezsiniz.
Olaylar gelip geçicidir.
Uyuşturucular aklımızı çelmeye çalışırlar: “Gel ve benimle oyna. Birlikte iyi zaman geçirebiliriz.”
Siz ve ben bir sürü yanlış seçim yapmış olabiliriz.
Korku denilen, yaşlı ağacın budanması gerekir.
Çünkü, insanın kendisine inanarak yaşamasının kolay olmadığını fark etmişti.
Sevgiyi, koşullara indirgiyoruz.
Bu kültürel kalıplara göre, bir insanın babasını hayal kırıklığına uğrattığı için suçluluk duymasının bir anlamı olduğu halde, kendisini ihmal ettiği için suçluluk duymasının pek bir anlamı yoktur.
Ölmek çok acı bir şeydir, ama yaşamadan ölmek zorunda olduğumuzu düşünmek katlanılmaz bir şeydir.
Bu, akıldışı ölüm korkusu, yaşamayı becerememiş olmaktan ileri gelir.
Kendimizle karşılaşmaktan ürker gibiyiz.
Kendi sesimize hiçbir zaman kulak vermemek için bilinçli bir plan hazırlamış olsaydık, bundan iyisini yapamazdık.
Bilim adına, sağduyu ve işbirliği adına ikna edilmiş ve tatlı sözlerle kandırılmıştır.
Otoriteye gösterilmesi gereken saygı, onu tartışma konusu etmenin yasağını da birlikte getirir.
Freud bir vicdana sahip olduğumuz konusunda haklıydı; ideallerimizi hayatımızın erken dönemlerindeki figürler belirler, sonradan okuduğumuz “Hafta Sonunda Kendinizi Geliştirin” kitapları değil.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir