İçeriğe geç

Mekanik Melek Kitap Alıntıları – Cassandra Clare

Cassandra Clare kitaplarından Mekanik Melek kitap alıntıları sizlerle…

Mekanik Melek Kitap Alıntıları

A mour verus nun quan moritur
(gerçek aşk asla ölmez)
Rüyalar, varoldukları sürece gerçektir ve biz de zaten bir rüyada yaşamıyor muyuz?
-LORD ALFRED TENNYSON
Eğer dünyada sizi seven, sizi umursayan hiç kimse yoksa, gerçekten var olduğunuz söylenebilir miydi?
Bazen, dedi Jem, hayatımız o kadar hızlı değişir ki, zihnimiz ve kalbimiz buna uyum sağlayamaz.
Ancak güçsüz zihinler şiirden ve edebiyattan etkilenmeyi reddeder.
Kitaplar söz konusu olduğunda, insan her zaman temkinli davranmalı, dedi Tessa. Ve bütün kitaplar tehlikelidir çünkü kelimeler bizi değiştirme gücüne sahiptir.
“Bazen,” dedi Jem, “hayatımız o kadar hızlı değişir ki, zihnimiz ve kalbimiz buna uyum sağlayamaz.”
“Ancak güçsüz zihinler şiirden ve edebiyattan etkilenmeyi reddeder,”
“Hiçbir şey umrunda değilmiş gibi davranıyorsun, ama herkes bir şeyleri umursar. Yanılıyor muyum?”
“Rüyalar, varoldukları sürece gerçektir. Biz de zaten bir rüyada yaşamıyor muyuz?”
“Eğer dünyada sizi seven, sizi umursayan hiç kimse yoksa, gerçekten varolduğunuz söylenebilir miydi?”
Jem o zaman kızın ötesindeki bir şeye bakıyormuş gibi dalgınlaştı. Kızın ve koridorun ötesinde, Enstitü’nün ötesinde bir şeyler görüyormuş gibiydi. “Fiziksel olarak ne olduğunun,” dedi, “erkek veya kadın, güçlü veya güçsüz, hasta veya sağlıklı, kalbindekilerle kıyaslandığında bir önemi yoktur. Eğer savaşçı ruhuna sahipsen, savaşçısındır. Bir lambanın üzerini hangi renkte, hangi biçimde, hangi tasarımda gölgeliklerle örtersen ört içindeki ateş aynı kalır. Sen o ateşsin.”
Eğer dünyada sizi seven, sizi umursayan hiç kimse yoksa, gerçekten varolduğunuz söylenebilir miydi?
“kitaplar söz konusu olduğunda, insan her zaman temkinli davranmalı,” dedi tessa. “ve bütün kitaplar tehlikelidir çünkü kelimeler bizi değiştirme gücüne sahiptir.”
amour verus nun quam moritur
“Kitaplar söz konusu olduğunda,insan her zaman temkinli davranmalı,” dedi Tessa. “Ve bütün kitaplar tehlikelidir çünkü kelimeler bizi değiştirme gücüne sahiptir.”
Will keklerden birini Tessa’ya uzattı. Kız başını iki yana salladı. “Ah, hayır. Çikolatadan nefret ederim.”
Will dehşete düşmüş göründü. “Nasıl olur da bir canavar çikolatadan nefret eder?”
Korkak, bir öpücükle öldürür. Cesur olansa kılıcının darbesiyle.
Oscar Wilde
Sevmek de sevilmek kadar önemlidir. Asla ziyan olmaz.
Herkes sevdiğini öldürür,
Bu böyle biline, kimi kötü bir bakışla yapar
Kimi iltifatkar kelimelerle.
Korkak bir öpücükle öldürür,
Cesur olansa kılıcının darbesiyle.
– OSCAR WILDE, READING ZİNDANI BALADI-
Bazen hayatımız o kadar hızlı değişir ki, zihnimiz ve kalbimiz buna uyum sağlayamaz. Böyle zamanlarda, hayatımız değiştiğinde biz hala geçmişin özlemini duyuyorsak işte o zaman acı çekeriz.
Rüyalar, varoldukları sürece gerçektir ve biz de zaten bir rüyada yaşamıyor muyuz?
-Lord Alfred Tennyson-
Kitaplar söz konusu olduğunda, insan her zaman temkinli davranmalı, Ve bütün kitaplar tehlikedir çünkü kelimeler bizi değiştirme gücüne sahiptir.
Ancak güçsüz zihinler şiirden ve edebiyattan etkilenmeyi reddeder.
Eğer dünyada sizi seven, sizi umursayan hiç kimse yoksa, gerçekten varolduğunuz söylenebilir miydi?
Bırak onu öpmeyi, dokunmaya dahi cesaret edemiyorum. Dudakları mühürlü evet bir lütuf bekliyorum. Kısa ve acı lütuf, günaha atılan bir adım. Yine de ne kadar tatlı, elimde olmadan ona gidiyorum.
Sevgi,umut,korku,inanç insanlığı insanlık yapan bunlardır;
Bunlar onun işaretleri, göstergeleri ve karakteridir.
~ Robert Browning~
Jem o zaman kızın ötesindeki bir şeye bakıyormuş gibi dalgınlaştı. Kızın ve koridorun ötesinde, Enstitü’nün ötesinde bir şeyler görüyormuş gibiydi. Fiziksel olarak ne olduğunun, dedi, erkek veya kadın, güçlü veya güçsüz, hasta veya sağlıklı, kalbindekilerle kıyaslandığında bir önemi yoktur. Eğer savaşçı ruhuna sahipsen, savaşçısındır. Bir lambanın üzerini hangi renkte, hangi biçimde, hangi tasarımda gölgeliklerle örtersen ört içindeki ateş aynı kalır. Sen o ateşsin.
Peki öyleyse, dedi Magnus. Da Vinci’den iki yüz yıl önce Arap bir araştırmacı tarafından yazılmış. İnsanların hareketlerini taklit edebilecek makinelerin nasıl yapılabileceğini anlatıyor. Adamın yazdıklarında tedirgin edici bir taraf yok ama bu, Magnus parmağını sayfanın solundaki yazıların üstünde dolaştırdı, beni endişelendiriyor.
Dahice Tasarlanmış Makinelerin Bilgisinin Kitabı’nı okudunuz mu?
Rüyalar, varoldukları sürece gerçektir ve biz de zaten bir rüyada yaşamıyor muyuz?
~Lord Alfred Tennyson~
İki dünya arasında hayat bir yıldız gibi parlar
Gece ve yas ufkun sınırında bekler
Kim olduğunu insan ne kadar geç anlar
Kim olabileceğini ne kadar geç çözer
~LORD BYRON~
Acı ve gözyaşlarıyla dolu bu mekanın ötesinde
Sadece gölgelerin dehşeti hüküm sürer.
~WILLLIAM ERNEST HENLEY~
「 Herkes sevdiğini öldürür, Bu böyle biline, kimi kötü bir bakışla yapar Kimi iltifatkar kelimelerle. Korkak, bir öpücükle öldürür, Cesur olansa kılıcının darbesiyle. – OSCAR WILDE, READING ZINDANI BALADI 」
Ona asla öfkelenmiyor musun?

Jem yüksek sesle kahkaha attı. Pek öyle denemez. Bazen onu boğmak istiyorum.

Asla kahkaha atmıyorsun, dedi kız. Her şey komik geliyormuş gibi davranıyorsun ama asla kahkaha atmıyorsun. Ama bazen, kimsenin bakmadığını düşündüğün zamanlarda, gülümsüyorsun.

Oğlan bir an hiçbir şey söylemedi. Ardından, Sen, dedi isteksizce, beni güldürüyorsun. Kafama şişeyle vurduğun zamandan beri bu böyle.

Söylemeye çalıştığın şey, odada güzel bir kız varken dikkatinin dağıldığı ise, sanırım ne demek istediğini anladım. dedi Jem.

Onun güzel olduğunu mu düşünüyorsun?

Evet ve sen de öyle düşünüyorsun.

Hiç farketmemiştim.

Evet farkettin ve ben de farkettiğini farkettim. Jem gülümsüyordu.

Ne demeye vampirleri ısırıp duruyorsun?

Will bileklerindeki kurumuş kana dokunup gülümsedi. Çünkü onları ısırmamı beklemiyorlar.

Eğer şifa büyüsü yaptırmazsan yarın gözün kapkara olacak.

Belki morarmış bir gözle dolaşmak istiyorumdur, diye onu tersledi Will.

Will’i idare ediş şeklinden hoşlandığımı itiraf etmeliyim.

Tessa başını iki yana salladı.
Kimse Will’i idare edemez.

Burada ne işiniz var?

Will başını eğip Henry’ye gülümsedi.
Kulaktan kulağa oynuyoruz, dedi. Çok heyecanlı geçiyor.

Vampir dişlerinin neden ortaya çıktığını anlamıyorum! dedi Tessa.

Açlıktan, dedi Jem. Kanı mı düşünüyordun?

Hayır.

Beni yemeyi mi düşünüyordun? diye sordu Will.

Hayır!

Onu yersen kimse seni suçlayamaz, dedi Jem. Will gerçekten can sıkıcı.

Enklave’de kendini benim kadar kolayca genç ve yakışıklı bir insan köle olarak yutturabilecek kimse yok.

Çünkü hepimiz çok çirkiniz, öyle mi? diye sordu Jem. Bu yüzden mi ben bu göreve uygun değilim?

Mavi her şeyle giyilmez, dedi Will. Örneğin kırmızıyla giyemezsin.

Kırmızı mavi çizgili bir yeleğim var, diye araya girdi Henry.

Eğer bu da o iki rengin asla birlikte giyilmemesi gerektiğinin ispatı değilse, başka ne söyleyebilirim bilmiyorum.

Bayan Gray, size ufak bir öğüt vereyim. Genç bir kızı korkunç kaderinden kurtarmaya çalışan yakışıklı gence, asla hatalı olduğu söylenmez. O genç, gökyüzünün mor ve çalıdan yapılma olduğunu iddia ediyor olsa bile.

𝓑𝓾 𝓬𝓸𝓬𝓾𝓴 𝓰𝓮𝓻𝓬𝓮𝓴𝓽𝓮𝓷 𝓭𝓮𝓵𝓲, diye düşündü Tessa.

Rüyalar varoldukları sürece gerçektir ve biz de zaten bir rüyada yaşamıyor muyuz?

-Lord Alfred Tennyson

Eğer dikkatli bakarsan, saçmalıkların aslında çok anlamlı olduğunu görürsün.
Will sırıttı. Bu kitaplardan bazıları çok tehlikeli, dedi. Temkinli davranmak akıllıca olur.

Kitaplar söz konusu olduğunda, insan her zaman temkinli davranmalı, dedi Tessa. Ve bütün kitaplar tehlikelidir çünkü kelimeler bizi değiştirme gücüne sahiptir.

Will keklerden birini Tessa’ya uzattı.

Kız başını iki yana salladı. Ah, hayır. Çikolatadan nefret ederim.

Will dehşete düşmüş göründü. Nasıl olur da bir canavar çikolatadan nefret eder?

Aptal olmak yasalara aykırı değil.

Öyleyse, bu senin için büyük şans, dedi Jessamine.

Sometimes, when I have to do something I don’t want to do, I pretend I’m a character from a book. It’s easier to know what they would do.
Let me give you a piece of advice. The handsome young fellow who’s trying to rescue you from a hideous fate is never wrong. Not even if he says the sky is purple and made of hedgehogs.
“Must you go? I was rather hoping you’d stay and be a ministering angel, but if you must go, you must.
I’ll stay, Will said a bit crossly, and threw himself down in the armchair Tessa had just vacated. I can minister angelically.
None too convincingly. And you’re not as pretty to look at as Tessa is, Jem said, closing his eyes as he leaned back against the pillow.
How rude. Many who have gazed upon me have compared the experience to gazing at the radiance of the sun.
Jem still had his eyes closed. If they mean it gives you a headache, they aren’t wrong.”
If no one in the entire world cared about you, did you really exist at all?
“There’s plenty of sense in nonsense sometimes, if you wish to look for it.”
“It’s all right to love someone who doesn’t love you back, as long as they’re worth you loving them. As long as they deserve it.”
“Will looked horrified. What kind of monster could possibly hate chocolate?”
“Remember when you tried to convince me to feed a poultry pie to the mallards in the park to see if you could breed a race of cannibal ducks?
They ate it too, Will reminisced. Bloodthirsty little beasts. Never trust a duck.”
Bazen, dedi Jem, hayatımız o kadar hızlı değişir ki, zihnimiz ve kalbimiz buna uyum sağlayamaz. Böyle zamanlarda, hayatımız değiştiğinde biz hala geçmişin özlemini duyuyorsak işte o zaman acı çekeriz
Eğer dünyada sizi seven, sizi umursayan hiç kimse yoksa, gerçekten varolduğunuz söylenebilir miydi?
“Kitaplar söz konusu olduğunda, insan her zaman temkinli davranmalı.” dedi Tessa. “Ve bütün kitaplar tehlikelidir, çünkü kelimeler bizi değiştirme gücüne sahiptir.”
Kıza yakından baktı. Jem’in ona bakışlarında bir şey vardı, sanki kızın içini görebiliyordu. Ve kızın içindeki hiçbir şey, oğlanı hayal kırıklığına uğratmıyordu.
”Bazen, yapmak istemediğim bir şeyi yapmam gerektiğinde bir roman kahramanı gibi davranırım. Onların nasıl davranması gerektiğini kestirmek daha kolaydır. ”
“Were you thinking about eating me?” Will inquired.

“No!”

“No one would blame you,” said Jem. “He’s very annoying.”

“Sophie said to me once that she was glad she had been scarred. She said that whoever loved her now would love her true self, and not her pretty face.”
“One must always be careful of books,” said Tessa, “and what is inside them, for words have the power to change us.”
If no one in the entire world care about you, did you really exist at all?
Harriet Teyze her zaman uzun boylu kadınların daha hoş bir duruşu olduğunu söylerdi. Boyu sayesinde her zaman asil bir duruşu olacaktı.
Ancak güçsüz zihinler şiirden ve edebiyattan etkilenmeyi reddeder..
“Kitaplar söz konusu olduğunda, insan her zaman temkinli davranmalı,” dedi Tessa. “Ve bütün kitaplar tehlikelidir çünkü kelimeler bizi değiştirme gücüne sahiptir.”
Eğer dünyada sizi seven, sizi umursayan hiç kimse yoksa gerçekten var olduğunuz söylenebilir miydi?
Pulvis et umbra sumus
Hepimiz tozlardan ve gölgelerden ibaretiz.
Amour verus nun quam moritur
Gerçek Aşk Asla Ölmez
Herkes sevdiğini öldürür,
Bu böyle biline, kimi kötü bir bakışla yapar.
Kimi iltifatkar kelimelerle.
Korkak, bir öpücükle öldürür,
Cesur olan kılıcının darbesiyle.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir