İçeriğe geç

Lanetlenmiş İnsan Irkı İçin Bir Rehber Kitap Alıntıları – Mark Twain

Mark Twain kitaplarından Lanetlenmiş İnsan Irkı İçin Bir Rehber kitap alıntıları sizlerle…

Lanetlenmiş İnsan Irkı İçin Bir Rehber Kitap Alıntıları

İyi arkadaşlar, iyi kitaplar ve uykulu bir vicdan.İşte ideal hayat budur.
Hatalarımıza yükleyebileceğimiz birçok günah keçisi mevcut ama içlerinde en popüler olanı takdir-i ilahidir.
Tanrının yarattığı en asil varlık insanmış.
Kim diyor peki?
Yine insan.
Mesafe manzaraya cazibe katar.
Ben muhteşem bir ahmağım. Ama ben Tanrının ahmaklarındanım ve onun hikmetinden sual olunmaz.
İnsan ne ki Tanrı’ya ait sayılsın ?
Doğa ahlaksızlık diye bir şey bilmez. Bunlar insanın icadıdır.
İnsan, güzel şeylerden hep daha fazla ister. İhtiyacından da fazlasını
Dünyada kesin olan tek şey; unutulmaktır.
Medeniyet; gereksiz gerekliliklerin, sınırsızca çoğaltılmasıdır.
Biz insanlar tuhaf varlıklarız. Özgür hareket ettiğimizi sanıyoruz, ama aslında zincirlere bağlıyız. Eğitimin, âdet ve geleneklerin, ilişkilerin ve çevremizin zincirlerine… İşte böylesi prangalar karşısında en güçlülerimiz bile boşuna uğraşıyor
Mutlu kişi, değiştirilemeyecek olanı görmezden gelendir.
Hayat nasıldır biliyor musunuz? Üçte biri güzel geçen zamanlar, geri kalanı da o güzel zamanları hatırlamak.
Bir Okulu kapatırsanız yerine bir hapishane yapmanız gerek zira Bir yerde kazandığınızı Başka yerde kaybedersiniz. Bu iş bir Köpeğe kendi kuyruğunu yedirmeye benzer köpeği şişmanlatmaz.
Uzun zamandır beklenen bir şey nihayet gerçekleşince, beklenmeyene dönüşür.
Her insanın gözünde kendi hayatı bir başarısızlıktır. Bunun aksini düşünen birini bulmak pek mümkün değil.
Doğa ahlaksızlık diye bir şey bilmez. Bunlar insanın icadıdır.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Doğada ahlaksızlık diye bir şey yoktur, onu insan icat etmiştir
Balon: Meteorolojik gözlemler yapmaya ve intihar etmeye yarayan şey.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Gerçek aşk, devam etmesine izin verilen tek hastalıktır. Çaresi olmayan, zaten çare istenmeyen tek kalp derdidir.
Aşkı yakalamak için ava çıktıysanız, beyninizi değil kalbinizi yem olarak kullanın.
Aşk bir çılgınlıktır. Önünde engeller varsa, daha hızlı gelişir.
Aşk, mantık ve istatistik hesabının bir ürünü değildir. Birden geliverir -nereden geldiğini de kimseler bilmez- ve açıklanamaz.
Aşk, en hızlı gelişme gibi gözükse de aslında en yavaş olanıdır. Hiçbir adam ya da kadın, çeyrek yüzyıl evli kalmadıkça mükemmel aşkın ne olduğunu bilmez.
Birine süslü bir ad verirseniz, adına yaraşır olmayı reddedecektir. Adını aldığı şeye benzemekte direnecektir.
İnsan, güzel şeylerden hep daha fazla ister. İhtiyacından da fazlasını
Huylu huyundan vazgeçmez, ama tatlı dille ikna edilebilir.
Bir kişi kendini aldatamıyorsa, başkalarını aldatma şansı çok düşüktür.
Mesafe, manzaraya cazibe katar.
Doğuştan cimri bir adama, el açıklığını öğretebilirsiniz belki, ama kalben cömert olmayı öğretemezsiniz.
Kendinizi çoğunluğun tarafında bulursanız, ıslah olma (ya da durup düşünme) zamanı gelmiş demektir.
İyi terbiye, kendimiz hakkında ne kadar iyi ve başkaları hakkında ne kadar kötü düşündüğümüzü saklamaktan oluşmuştur. Ölülerin ardından sadece güzel şeyler söyleyin demek, yalan söyletmenin duygusal bir yoludur.
Âdem etten kemikten bir insandı. Bu her şeyi açoıklıyor. Elmayı yemek için değil yasak olduğu için istemişti. Asıl hata, yılanı yasaklamamış olmaktı. Çünkü o zaman yılanı yemek isterdi.
Kırk sekiz yaşına gelmeden kötümser olan bir adam, çok şey biliyor demektir. Bu yaştan sonra iyimserse hiçbir şey bilmiyordur.
Her uygarlık, kendi yıkımının tohumlarını içinde taşır ve hepsinde aynı döngü yaşanır. Cumhuriyet doğar, serpilip gelişir, sonra zengin erkine dönüşür ve sonuçta, paralı askerlerle milyonerlerin kral yaptığı ayakkabıcı tarafından ele geçirilir. İnsanlar, kendi zalimlerini icat ederler ve zalimler de icat edilme amaçlarına uygun davranır
Dünyada kesin olan tek şey; unutulmaktır.
İnsanların gerçekte nasıl olduğunu öğrenmek istiyorsak, onları seçim zamanlarında gözlemlememiz yeterli.
Bir yüzyılın radikali, sonrakinin muhafazakârıdır.
Medeniyet; gereksiz gerekliliklerin, sınırsızca çoğaltılmasıdır.
Bir insan kedileri seviyorsa, onun dostu ve yoldaşı olurum, hakkında başka şey bilmem gerekmez.
Tanrının kanununa uymak, ahlaka aykırıdır.
Halk daima azınlık tarafından yönetilir.
İnsanoğlunun haline bakınca, Nuh ve yanındakilerin gemiyi kaçırmamış olması büyük talihsizlik olmuş diye düşünüyor insan.
İnsan yerine daha güvenilir bir varlık neden yaratılmadı?
Tanrının fırsatı vardı. İstese böyle yapıp ününe ün karardı. Ama hayır. İlla ki aptalca hareket edecek. Pişmanlık duymuş olmalı.
İmrenilme arzusu, insanın uğruna ruhunu ve bedenini satacağı tek şeydir.
Bütün hayvanlar içinde tek zalim olan insandır. Sırf zevk için acı yaşatan tek tür odur.
Öyle yaşayalım ki, öldüğümüzde cenazeci bile üzülsün.
İnsanları soyun, tamamen çıplak kalsınlar, işte bu gerçek demokrasi olacaktır. Fakat kaplan derisinden en ufacık bir paçavra ellerine geçse, bunu farklılık nişanı sayıp monarşi başlatırlar!
Gelenek, fosilleşmedir.
Aklı başında ve zeki insanlar, bütün diğer insanlar gibidir. Gerçek fikirlerini özenle ve dikkatle herkesten saklarlar ve onların yerine genel tüketim için uydurma fikirler verirler.
Devletin siyasi giysilerinin eskidiğini görüp de ses çıkarmayan, yeni giysiler giyilsin diye baş kaldırmayan yurttaş, sadık değildir. O bir vatan hainidir.
Ben anti emperyalisttim!
Ekvatorun yeri çok akıllıca belirlenmiş. Eğer Avrupa’dan geçseydi, bütün krallar onu ele geçirmeye çalışırdı.
Her zaman doğru olanı yapın. Bazıları mutlu olacak, diğerleri de şaşıracaktır.
Hiç kimse tamamıyla sağlıklı bir akıla sahip değildir. Herkes, öyle ya da böyle, biraz delidir.
Nuh peygamber bile ilk altı ay hiç maaş almadı. Tabi, bunun bir nedeni hava koşulları. Diğer nedeni ise dümen tutmayı yeni öğreniyor olmasıydı.
Yeterli sayıda ahlaken cesur insan yok.
Bizimkisi mecburiyetten cesaret.
İçimizden geldiği gibi küfredelim. Nasıl olsa cennette küfretmek yasak olacak.
İnsan ne kadar az şey biliyorsa, o kadar çok gürültü çıkarır ve yüksek maaş alır.
İnsan doğası her yerde aynıdır.
Başarıyı ilahlaştırır, yenilgiyiyse ancak hor görür.
İnsan ne ki tanrıya ait sayılsın?
Parasızlık, bütün kötülüklerin nedenidir.
Kendimizde hayranlık duyacak pek bir şey bulamayız, içten içe hep başka biri olmayı arzularız. Herkes kendinden memnun olsaydı, kahramanlar olmazdı.
Her insanın gözünde kendi hayatı bir başarısızlıktır. Bunun aksini düşünen birini bulmak pek mümkün değil.
Heyhat, doğru şeyi yalnızca otoriter gözlem altında yapmanın marifeti nerede?
Bir kişi bizim inandığımız şeye inanmıyorsa deli deyip geçeriz. Yani deli deyip geçmek durumundayız; çünkü artık inancı farklı olanları yakamıyoruz.
Bizim gibi düşünmelerini sağlayarak diğer insanları “ıslah etme” arzusu hepimizde mevcut.
İnsanın en dürüst olduğu an, yalancı olduğunu kabullendiği andır.
Güzel olmak, haklı olmaktan daha tatmin edicidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir