Mehtap Fırat kitaplarından Kutup Yıldızı – 3 (Ciltli) kitap alıntıları sizlerle…
Kutup Yıldızı – 3 (Ciltli) Kitap Alıntıları
Galakside parlayan binlerce yıldız ve tüm görkemiyle hepsinden daha çok dikkat çeken Kutup Yıldızı
‘Çocukluk hiç kimsenin ölmediği bir krallıktır ‘
N’aber kanka
Kanka?
Yürü be paşam! Kim tutar seni,
Bana bak, Biz böyle iki orta yaşlı kaynanalara benzedik yalnız. Fark ettin mi? Resmen çocuklarımızın mürvetini görmek için yakında Eyüp Sultan’a gidip dua edeceğiz
Artık yüreğindeki tırtılları özgür bırak. Bir kelebeğe dönüş ve kalbin nereyi gösteriyorsa kanatlarını oraya doğru çırp.
İnsan en çok sevdiğini yerden yere vurur, en çok sevdiğine kırılır.
Günün birinde herkes kendi yıldızını bulabilsin diye mi parlaktır yıldızlar?
Benim hayatımda hep ‘keşke’ler oldu ama sen benim en güzel ‘iyi ki’msin. İyiki yanımdasın. İyi ki benimlesin.
Bazen sevdiklerimizin değerini anlayabilmek için acı çekmemiz ya da çektirmemiz gerekiyordu. Hatta ancak onları kaybettiğimizde değerinin farkına varıyorduk.
Onun yanındayken o kadar farklıydım ki kışın tüm çamurunu, kasvetini yaşayan kalbim; sonunda bahara, yeni filizlenen çiçeklere kucak açmıştı.
İnsan en çok sevdiğini yerden yere vurur, en çok sevdiğine kırılır, derler. Bu sözlerin doğruluğunu son zamanlarda yaşadığım tecrübeler sayesinde artık daha iyi anlıyordum. Kime ne kadar çok kızıyorsam bir o kadar da değer veriyordum.
Hayatımızdaki gökkuşağını karayı çalarak her şeyi yerle bir ettik. Yağmur dolu bulutlar oluşturduk. Birbirimize sarılmayacak, hemen kabuk bağlamayacak yaralar açtık. Zamana ihtiyacımız var
Eğer hissettiğim bu duygu acının en ağır tonuysa, ben hiçbir şey hissetmek istemiyordum.
Tekrar en başından başlayabilir miydim? Bu kez tek başıma yol alabilir miydim?
Yok olmak istiyordum. Yaşamıyordum ya da artık yaşamak istemiyordum. Sadece gitmek, herkesin hayatından defolup çıkmak istiyordum.
Çünkü sen galaksinin en derinlerinden benim kalbimi aşkınla, parıltınla aydınlatmaya geldin, Kutup Yıldızı.
– Demir Gürsoy
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Gözlerim doğrudan Senem, Devrim Amca ve Esma Teyze’nin bulunduğu koltuklara kaydığında büyük bir coşkuyla onlara el sallarken neredeyse şaşkınlıktan küçük dilimi yutuyordum. Gördüğüm şey gerçek olabilir miydi? Çünkü hayal olmasını hiç istemiyordum.
Gösteri öncesinde Devrim Amca ve Orhan Amca’nın arasında kalan boş koltuk şimdi dolmuştu. Üstelik o koltukta bu hayatta en çok minnet duyduğum insanlardan bir bulunuyordu. Sevda Hanım burdaydı ve büyük bir gururla beni ayakta alkışlıyordu.
Can’ın yanından kalkıp bizim tarafımıza geçmesiyle iyice canının sıkıldığını düşen çehresinden anlayabiliyordum ama yine de omuzlarımı dikleştirerek Oğuz’un varlığını umursamamaya çalıştım. Sınıftaki derin sessizliği Aybüke’nin kahkahası yerle bir ettiğinde ise bakışlarımı onun oturduğu tarafa çevirdim.
“Ayy, canım benim ya! Yalnız mı kaldın sen şimdi? Gel yanıma otur, derdim ama Chanel çantam bile senin varlığından daha değerli. Ayrıca, benim yanımda da şerefsizlere pek yer yok.”
Her şey daha çok yeniyken yaşamıştık ilk aşklarımızı, ilk tutkularımızı ve şimdi dönüp de geriye baktığımızda biraz daha büyüdüğümüzü anlıyor ve bunun getirdiği sorumlulukla hareket ediyorduk.
Çok geç fark ederdik belki ama insana hep en çok sevdikleri zarar verirdi :
Kimse bilmiyordu belki ama kayan her bir yıldız düşen bir güz yaprağına bedeldi.
Kolay değildi hiçbir şey .. Çok geç farkederdik belki ama insana hep en çok sevdikleri zarar verirdi ..
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
duyduğumu sandığım tınının onun gözlerindeki mutluluktan başka bir şey olmadığını bir kez daha farkına vardım.
” Tesadüf diye bir şey yoktur .
Hepimiz kaderimizde ne yazıyorsa onu yaşarız .
Yeri gelir kaderimizi kendi ellerimizle değiştiririz , yön veririz ama yazılan şey gideceğimiz taraf hep aynıdır .
Sonuç hep aynı noktaya varır.”
”Günün birinde herkes kendi yıldızını bulabilsin diye mi parlaktır yıldızlar?”
Kimse bilmiyordu belki ama kayan her bir yıldız düşen bir güz yaprağına bedeldi.”
İnsan en çok sevdiğini yerden yere vurur, en çok sevdiğine kırılır.
Çocukluk hiç kimsenin ölmediği bir krallıktır.
Çok geç farkederdik belki ama, insana hep en sevdikleri zarar verirdi
İnsan kimseyi kaybetmekten korkmamalıymış asla. Sonra bir bakıyorsunuz ki kaybetmekten korktuğunuz o insan çoktan sizden vazgeçmiş bile
Daha önce hiçbir kızı öpmeyen ben Demir Gürsoy, şimdi burada, herkesin gözleri önünde, yağmurun altında, Nisa Altun’u öpüyordum.
Hayat gerçekten çok tuhaftı. Hiç ummadığımız anlarda tatlı tesadüflerle bize bir kez daha Merhaba! diye sesleniyordu
Güldüğün zaman gözlerindeki yıldızların asla sönmemesi için elimden gelen her şeyi yapacağıma dair bir söz.
Ben Kutup Yıldızı olamayacak kadar basit bir kızım, Kedi Yavrusu. Beni öyle görmek isteyen sendin. Dönüp bir kez daha bak şu halime. Yıldız mı var karşında? Çoktan sönüp kayboldum bile.
Kimse bilmiyordu belki ama kayan her bir yıldız düşen bir güz yaprağına bedeldi.
Çocukluk hiç kimsenin ölmediği bir krallıktır.
Bir bakış ve nefesimi tutamıyorum.
Tek bedenin içinde iki ruh.
Sen yanımda yokken, eksiğim.
Seni seviyorum kutup yıldızı..
Bir bakış nefesimi tutamıyorum
Tek bedenin içinde iki ruh
Sen yanımda yokken eksiğim
“Çünkü sen galaksinin en derinlerinden benim kalbimi aşkınla, parıltınla aydınlatmaya geldin, Kutup Yıldızı ”
Manzara gerçekten hoşuna gitti galiba. Fakat inan bana, benim manzaram çok daha güzel.
Onlar bir bozuk paranın farklı iki yüzü gibiydiler. Bir aradaydılar ama birbirlerine de sırtları dönüktü işte.
Kimse bilmiyordu belki ama kayan her bir yıldız düşen bir güz yaprağına bedeldi. – Demir Gürsoy
Nereden bilebilirdim ki sıradan başladığım bir günün karşıma muhteşem bir kız çıkaracak kadar güzel bir gün olacağını. Eğer o gün başımı çevirip de arabada uyuyan o masum kıza bakmasaydım bu güzel masala asla sahip olamayacaktım. Kalbimin bu kadar taşacak derecede atacağını asla hissedemeyecektim. Fakat biliyor musun? Hissettim. Seni gördüğüm o ilk anda kaderimin değişeceğini, hayatımda çok önemli bir şey olacağını hissettim. Hep sorardın o tarihin asıl anlamını. O gün seni ilk kez gördüğüm gündü Kutup Yıldızı.”
Islak yanaklarımı dudaklarıyla ısıtırken hıçkırıklarımı serbest bırakıp kollarımı boynuna doladım. Zaten tahmin etmiştim ama artık her yerde şifremiz olan o tarihin gerçek anlamını biliyordum. 2 Şubat 2016, Demir Gürsoy’un beni gördüğü ilk gündü.
Sen benim Kutup Yıldızı’ msın ve o sahnede tüm ışıltınla parlayacaksın.
Herkes bize bakıyor.
Bakıyorlar çünkü sevdiğim kız kollarımın arasında.
Bana yön vermen gereken sürekli yolumu şaşırmama neden oluyorsun. Kutup Yıldızı.
– Demir Gürsoy
Yıldızlar birbirleriyle konuşabilir, insan insanla konuşamaz. Belki de ben senin çevrende olan ama asla kendini hiç belli etmeyen sönük bir yıldızımdır.
-Ahmet Hamdi Tanpınar
Gökyüzünde ne çok yıldız var
Biri parlak,
Biri ürkek,
Biri yalnız,
Diğeri sanki burada *
Pinhani- Yıldızlar
Sen aşk ile kutsanan güzel kadın
Ne güzel şey varlığın.
Dilime duadır adın.
Olduğun yer gönlümün mabedidir.
Sanadır kalbimdeki her atım
Sevilmek ne çok yakışır sana.
Adının yanında ne güzel durur adım *
Raviş- Güzel Kadın
Bir çocuk gördüm uzaklarda,
Gözleri kederli, hatta korkulu.
Her şeye rağmen biraz gülümsedi çocuk.
Sıcak sade ama biraz kuşkulu.
Bir çocuk sevdim uzaklarda,
Sanıyordum ki onun özlemi de buydu.
O ise bir bakışta beni örtülerimden,
Yalnızca, yalnızca duygularıyla soydu.
Ben böyle yürek görmedim böyle sevgi.
Şimdi çocuk büyümekte günbegün,
Bütün hüzünleri okşadı birer birer,
Gizli bir ümide sarılarak biraz küskün *
Sezen Aksu- Bir Çocuk Sevdim
Eğer aşkımız trajediyse, neden benim ilacımsın?
Eğer aşkımız bir delilikse, neden benim berraklığımsın?*
Zedd ft. Foxes- Clarity
Bir bakış ve nefesimi tutamıyorum.
Tek bedenin içinde iki ruh.
Sen yanımda yokken, eksiğim.
Çünkü ben binlerce güneş gibi parlıyorum.
İstesem bile söndüremedim.
Bu alevler, bu gece
Gözlerimin içine bak ve söyle.
Sen de beni, benim seni istediğim gibi istiyorsun.
İçimdeki açtık gibi
Hiç bitmeyen.
Senin için yanacağım.
Senin için yanacağım *
Ross Copperman-Hunger (Türkçe sözleri)
Dans ayakların şiiridir.
John Dryder
İnsan önce insan en çok sevdiği yerden yere vurur, en çok sevdiğine kırılır.
Çocukluk hiç kimsenin ölmediği bir krallıktır.
Edna St. Vincent Millay
Hani ömrünüz boyunca asla bilmediğiniz ama ısrarla bulmak istediğiniz bir şeyi ararsınız ya Aslında tam karşınızda duruyordur ama fark etmemiz için uzun bir zaman geçmesi gerekiyordur; işte yaşadığım durum tam da bundan ibaretti. Bir türlü kaçamadım, kaçmaya asla beceremediğim şey tam da karşımda duruyor ama yinede yerimden kımıldayamıyordum çünkü biliyordum ki aslında defalarca kaçmaya çalıştığım şey, sahip olmak istediğim asıl şeyden başkası değildi.
Aşk ulaşılamaz derler ya hani, yalan o. Onu ulaşılmaz yapan aslında bizim kendi hislerimizmiş. Biri sizi istemiyorsa neden ısrarla onunla olmak istersiniz ki? Neden çabalarsınız? Neden acı çekersiniz? Ruhunuzun derinliklerindeki o küçük, masum kıza yazık değil mi?
Çünkü sen galaksinin en derinlerinden benim kalbimi aşkınla, parıltınla aydınlatmaya geldin, Kutup Yıldızı.
“Bunu mu istiyorsun? Gerçekten istediğin bu mu yani? Bu aptal,dengesiz kız mı?“
“Aptal ve dengesiz kısmına kesinlikle katılıyorum ama evet,tam olarak da bu.İstediğim bu,anlıyor musun beni? Sensin.Yalnızca sensin.İlk gördüğüm andan beri istediğim tek şey hep sendin.“
Bir biz varız güzel, öbürleri hep çirkin.
İnsan en çok sevdiğini yerden yere vurur, en çok sevdiğine kırılır.
Her düştüğünde değil, ayağın her takıldığında bile sana uzanacak bir kol olabilmek için hemen dibinde biteceğim. İste ya da isteme. Senden vazgeçmek gibi bir niyetim yok, Kutup Yıldızı.