İçeriğe geç

Kürdoloji 3 Kitap Alıntıları – Kolektif

Kolektif kitaplarından Kürdoloji 3 kitap alıntıları sizlerle…

Kürdoloji 3 Kitap Alıntıları

&“&”

Ülkemizde Cumhuriyet’ten sonra Kürt kimliği inkar edilip Selahaddin Eyyubi gibi dünya çapında tanınan bütün tarihi Kürt kişilikleri Türk saydıkları halde Selahaddin’in ismi
herhangi bir okul, hastane, üniversite, sokak, cadde, köprü vs. verilmedi. Çünkü Selahaddin
Kürt’tü (Çevik, 2016: 3). Ancak 2000li yıllardan sonra “Yeni Türkiye” anlayışının geliştiği ve
Kürtlerin kimlik ve dil olarak nispeten realitelerinin kabul edildiği bu son yıllarda
Selahaddin’in ismi özellikle Kürt bölgelerinde bir çok yere verilmeye başlandı.
“Ey Asuriler ve
Kiyaniler’in cihangirlik zamanında pişdar, kahraman askerleri olan arslan Kürdler! Beş yüz
senedir yattığınız yeter. Artık uyanınız, sabahtır. Yoksa sahra-yı vahşette, vahşet ve gaflet sizi
talan edecektir”
(Nursi, 2009: 445)
Kurmanç, Soran, Goran ve Dımılî(Zaza) şeklinde dört ana
topluluktan oluşan Kürtlerin en büyük topluluğu olan Kurmançların ilk önce İslamiyet’i kabul
etmeleri ile bu yeni din tüm Kürt toplulukları içinde hızla yayılmaya başladı (Izady, 2004:306)
Liberya’da
kadınlar barış görüşmelerini yarıda kesmek isteyen politikacıları engellemek için
onları meclise kilitleyebilirken; Barış Annelerinin devlet yetkilileri ile ısrarlı görüşme talepleri her defasında reddedilmektedir.
Türkiye’de de Çözüm süreci kamuoyuna duyurulduğu andan itibaren kısa sürede barışı sağlaması toplum tarafından beklenen durum olsa da bu beklenti gerçekçi olmamaktadır.
Sümerlilerce hayatlarını bu kadar etkileyen, kendileri için önemli olan ve tarım
toplumunda en etkili işlevi gören ve daha da önemlisi büyük bir kutsallık ifade eden
ga:gu:gir:gameş(öküz-boğa-sığır manda) hayvanlarına atfen en güçlü kahramanlarına bu
Kürtçe ismini vermişlerdir.
Cudi sözcüğünden hareketle Sümerler döneminde daha
kuzey bölgelerin dağlık alanlarında yaşayan halkın Gutiler olduğu için tufanda geminin yerleştiği
yerin isminin de buradan geldiğini dile getirir.(Çeper, 2014: 62) Arapçada g harfi olmadığı için g
yerine c harfini kullanmış olabileceklerini dolayısıyla Guti’nin Cudi olduğunu ve Kürtlerin o
dönem Botan bölgesinde yaşayan halkı için Guti/Cudi sözcüğünü
kullanmış olabileceklerini dile getirir. Sümercede boğa için de kullanılan gu sözcüğü ayrıca güç,
kuvvet anlamında, tî ise yaşam anlamında güçlü yaşam anlamı çıkar.
Sümercedeki yerli halk anlamındaki gir sözcüğü(Foxfog, 2008 b:19), Kürtçedeki gel
sözcüğü ile aynı anlama gelmektedir. Gılgamış’ın ait olduğu tarım toplumunu ve en önemli
hayvan olarak gördükleri boğayı besleyen, kullanan, kutsayan bir halkı sembolize etmektedir.
Destanda İştar, kükreyen aslan ve kızgın yabani boğanın güçlü kızı olarak verilir(Gezgin, 2009: 41). (5.Tablet).
Kürtçe stêrk sözcüğünden doğan İştar sözcüğü ve babasının yine
Kürtçe bir kelime olan Gılgamış gibi boğaya benzetilerek verilmesi de anlamlıdır.
Xenephon’un İ.Ö. 5.asırda “Onbinlerin Dönüşü”nde anlattığı Botan ırmağının doğusunda yer alan Karduhlar(Karduchoi) ve ülkelerini Kürtlerin bulundukları yer
olarak ileri sürer.
Abbas el-Azzavi, Kürtlerin Hz. Nuh ile birlikte gemiye binen bir halk olduğunu ve Cudi-Sincar dağlarına yerleştiklerini dile getirir. Meydan Larousse ve Tan,
Arap tarihçisi Mesudi’ye dayandırarak Kürtleri zalim Dehhak’ın zulmünden kaçarak dağa
yerleşen ve Newroz geleneğini başlatan halk olarak görür.(Larousse, c.12. s.144-45). Tan Kürtleri Ari bir halk olarak görür, Kafkaslardan Zagroslardan geldiğini yazar ve Hz. İbrahim’in
karısı Ketura’nın üçüncü oğlu Medyen’e yani Medlere bağlar.(Tan,2012:26-27).
İslam Dünyası Ansiklopedisi de Kürtleri dağ halkı olarak görür ve
M.Ö.612’de Ninova’yı yıkıp Asurlardan alan Medler ile Kürtler arasında bağlantı olduğu dile getirir.
Xenephon’un İ.Ö. 5.asırda “Onbinlerin Dönüşü”nde anlattığı Botan ırmağının doğusunda yer alan Karduhlar(Karduchoi) ve ülkelerini Kürtlerin bulundukları yer olarak ileri sürer (Minorsky, 1997: 1090/İs:Ansk).
Lazarev, Marr ve Burkay çoğu tarihçi gibi Kürtleri Orta Doğu’nun en eski otokton(yerli) uluslarından biri olarak görür (Lazarev, 2001:9; Burkay, 2011: 36). Stokes ve Robson
Qarduk ve Gutileri Kürtlerle ilgili ilk referans olarak görür ve Sümer tabletlerinde geçen Qardaka sözcüğünün Kürtlerle ilgili olabileceğini dile getirir (Stokes, 2009: 380).
Gılgamış sözcüğü etimolojik bir analize tabi tutulmuştur. Sümercede birleşik olan
“gıl.ga.mış” sözcüğündeki “ga:boğa” figürü farklı yollarla örneklendirilmiş ve netice itibariyle
ulaşılan verilerden hareketle Kürtlerle Sümerler arasında mitolojik ve kültürel bir geçmişin
olabileceği düşünülmüştür.
Kurmanç, Soran, Goran ve Dımılî(Zaza) şeklinde dört ana
topluluktan oluşan Kürtlerin en büyük topluluğu olan Kurmançların ilk önce İslamiyet’i kabul
etmeleri ile bu yeni din tüm Kürt toplulukları içinde hızla yayılmaya başladı (Izady, 2004:306)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir