İçeriğe geç

Kur’an Bize Yeter Söylemi Kitap Alıntıları – Enbiya Yıldırım

Enbiya Yıldırım kitaplarından Kur’an Bize Yeter Söylemi kitap alıntıları sizlerle…

Kur’an Bize Yeter Söylemi Kitap Alıntıları

Bir tek Hz Muhammed’in (s.a.v.) Kur’an’ı bizlere açıklamasına çeşitli gerekçelerle itiraz ederlerken her biri kendisini onun yerine koymakta ve Kur’an’ı açıklamaya gerişmektedir. Oysa Hz Muhammed’e (s.a.v) ihtiyaç yoksa onun rolüne soyunmuş yeni Muhammed’lere hiç hacetimiz yoktur. Bu nedenle Kur’an ile aramıza girmemeleri icabet eder.

Hadisleri belli sebeplerle reddedenler ayetlerde zikredilmeyen hususlarda kendilerine hareket alanı açıp mübahlıktan bahsederler. Ancak son Elçi’yi nedense bundan mahrum bırakmaktadırlar. Hz Peygamber’e uygun görmedikleri sıfatı kendilerine gayet münasip görmektedirler.

Hadisleri çeşitli argümanlarla bir yana koyanların göz ardı ettikleri gerçeklerden biri de şudur: Kur’an’ı anlamak için Sadece hadislere değil tarih, filoloji, coğrafya etimolojiye (köken bilme) her türlü bilgiye muhtacız ve bunlardan yararlanmak durumundayız. Kaldı ki hadisler Kur’an’ı daha iyi anlamamızı sağlayan bilgiler içinde en sağlam olanlarıdır.
Sadece Kur’an diyenler çeşitli gerekçelerle bütün hadisleri bir yana bırakmakta, ancak Hz. Peygamber ile Kur’an arasına girmektedirler. Adeta Kur’an’ın nasıl anlaşılması gerektiğini peygambere ve bize dikte etmektedirler! Sanki bu kitabı Allah peygamberine değil de onlara vahyetmiş gibi davranmaktadırlar! Daha da kötüsü, bir tane Muhammed’in Kur’an’ı bizlere açıklamasını çeşitli gerekçelerle bir yana koyarlarken her biri kendisini Hz. Muhammed yerine koymakta ve Kur’an ile aramıza binlerce yeni Muhammed dikilmiş olmaktadır. Oysa Hz. Muhammed’e ihtiyaç yoksa onun rolüne soyunmuş olan yeni Muhammedlere hiç hacetimiz yoktur!!
De ki, Allah’a ve Rasûlüne itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse, elbette Allah küfre girenleri sevmez.
(Âl-i İmran,32)
Hz Muhammed’e ihtiyaç yoksa onun rolüne soyulmuş olan yeni Muhammedlere hiç hacetimiz yoktur!
Büyük hadis külliyatı içinde küçük tartışma alanını tüm hadislere yaymanın haksız olduğunu bilincinde olmalıdır.
Hz Peygamberin konuşmasını dinlemeyip camiden kaçanlar azarlandığına göre onun hadislerine karşı kulak tıkayıp bütünüyle görmezlikten gelmek sonuçları itibariyle daha ağır değil midir?
Müminlerin Hz Peygamberin yolundan giderek inşa etmiş olduğu binayı yıktığımız takdirde yerine kimin anlayışına göre ve nasıl inşa edilecektir ? Hz Peygamberin yerine kimi koyacağız?
And olsun size kendinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir. (9/Tevbe,128)
Kur’an yeter diyen biri bir ayet okuyup yarım saat konuşurken Hz. Peygamber susuyordu demek ne kadar mantıklıdır?
Hadislerin olmadığı İslam, yasaları bulunmayan anayasa gibidir.
Kendisini müctehit gibi gören ve Kur’an mealine bakmak suretiyle her şeyi anlayabileceğini düşünen bir gençliğin varacağı nokta sadece çatışma ve hiçbir şeye önem vermemek olacaktır. Çünkü onun gözünde Kur’an dışında her şey anlamsızdır..
Bize düşen görev, Hz. Peygamber s.a.v’ sıradanlaştırmamak, konumunu korumaktır. Çünkü yüzyıllardır oluşturulan kabul çerçevesinde peygamberin adı anıldığı zaman yanında bir hürmet ifadesi zikredilmektedir. Bu nedenle, Kur’an dışı hiçbir şey kabul etmemenin geleneğimize vurduğu en büyük darbelerden biri de budur. Basitleştirilen, alelade biri konumuna indirgenen ve postacılıkla kayıtlanan Hz. Muhammed s.a.v adete ademe/ yokluğa mahkum edilmektedir. İşin kötüsü, Hristiyanlar ile Museviler kendi peygamberlerinden sadece isimlerini anarak bahsetmektedirler. Dolayısıyla müslümanların bu geleneği reddedilmekle Yahudiler ile Hristiyanların geleneğine yaklaşmış olmaktadır.
Bizim anlatmaya çalıştığımız, Hz. Peygamber s.a.v’in icra ettiği görevi görmemiz gerektiğidir. Dolayısıyla onun rehberliğine muhtacız. Unutmamak gerekir ki, Hz. Peygamber s.a.v Allah tarafından yanlışları düzeltilmiş bir insandır. Bu durumda din alanında miras bıraktığı hayat bizim için çok değerlidir. Çünkü Allah bu yaşamı onaylamıştır. Bu durumda yapılacak olan, ondan intikal eden mirası çeşitli kriterler ışığında tahlile tâbi tutmak ve sahih olanlarda Allah Rasûlüne tabi olmaktır. Yaptığımız da Zaten budur. Çünkü o, ashabın kadar bizim için de örnektir. Allah Sadece onu kendi asrına rehber olarak göndermemiştir, kılavuzluğu kıyamete kadar devam edecektir, etmelidir de. Bunun yolu ise hadislerden geçmektedir.
Kur’an yeter. Diyenlerin özgeçmişlerine baktığımızda, çoğunluğun gerçek anlamda dinî tahsil almamış, yüzeysel okumalar yapmış ve Kur’an-hadis/sünnet ilişkisi, fıkıh, tefsir gibi alanlarda yeterli kıvama gelmemiş velhasıl islami ilimlerde uzmanlaşmamış insanlardır. Bundan dolayı da hadis özelinde şer’î ilimlerin ne anlama geldiğini ve ne ifade ettiğini tam olarak kavrayamamaktadırlar.
Peygamber yok sayıldığında, Kur’an birilerinin bir zaman yazdığı, sahibi belli olmayan anonim bir kitaba dönüşecektir!
Kur’an metnini korumaya çalışma çabası bilinçli bir tutumdur. Lakin buradan hadislerin önemsiz olduğunu çıkarmak, o yüce Peygamber’in ferasetine görememek ve hatta onu kendi düşüncemize alet etmek olur.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Hz. Peygamber’in mirasını elimizin tersiyle kenara itmenin anlamı yoktur.
Kendisini müctehit gibi gören ve Kur’an mealine bakmak suretiyle her şeyi anlayabileceğini düşünen bir gençliğin varacağı nokta sadece çatışma ve hiçbir şeye önem vermemek olacaktır. Çünkü onun gözünde Kur’an dışında her şey anlamsızdır..
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Dinin merkezindeki Kur’an ile aramıza Hz. Peygamber’i koymak zorundayız. Çünkü herkesin keyfine göre bir İslam olamaz.
Düşünmenin, eleştirmenin ve farklılığın kapısını açık tutmalıyız ki, İslam düşüncesi gelişsin.
Aksi takdirde müminleri baskılayarak, öteleyerek, dışlayarak ve hedef tahtasına koyarak sadece kaos çıkmasına ortam hazırlamış ve yetersizliğimizi zorbalıkla örtmeye çalışmış oluruz..
Bize düşen, ilmi cevap vermektir. İnsanları cennetlik veya cehennemlik diye tasnif etmemektir..
Niyet sorgulamak ve insanların hangi saikle bir hareket içinde bulunduklarını bilmek sadece Allah’a mahsustur. Biz bir kişi hangi amaçla böylesi bir hareket içinde bulunduğunu açıklamışsa o zaman onun niyetini sorgulayabiliriz.
Bunun ötesindeki her bir şey anlamı ve karşılığı olmayan gereksiz sözlerdir.
Müslüm olduğunu söyleyenlerin, müşriklerin bile itiraz etmediği konularda inkara yönelmeleri İLGİNÇ .
Kur’an ile yetinmeyi savunanlar, Kur’an’da Hz. Peygamber’e uymamayı emreden, onun söz ve eylemlerini örnek almamayı talep eden bir ayet gösteremezler.
Hâlbuki ‘niyet sorgulamak’ ve insanların bir hareket içinde hangi saikle bulunduklarını bilmek sadece Allah’a mahsustur.
Hz. Peygamber’in değişik zamanlardaki farklı uygulamaları olarak değerlendirilebilecek mezhepsel farklılıklar Allah Rasûlünün gösterdiği esnekliğin bir yansımasıdır. Yoksa bu uygulamalardan birinin sahih, diğerlerinin yanlış olduğunun göstergesi değildir.
Kur’ân genel ilkeleri koymuştur, bunların hayata nasıl yansıtılacağı, pekiştirileceği de Hz. Peygamber’in uygulamalarıyla gösterilmiştir.

Ezcümle, Allah Resulüne bakılarak nasıl iyi müslüman olunacağı öğrenilmektedir.

O (s.a.v) Allah’ın bize bir rahmetidir.
Bize düşen görev, Hz. Peygamber’i (s.a.v) sıradanlaştırmamak, konumunu korumaktır .
Hadislerin olmadığı İslam,yasaları bulunmayan anayasa gibidir.
Kim Resulullah’a itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur.Yüz çevirene gelince,seni onların başına bekçi göndermedik. (Nisa 80)

Allah’ı ve peygamberlerini inkâr edenler, Allah ile peygamberlerini birbirinden ayırmak isteyenler, Bir kısmına inanırız ama bir kısmına inanmayız diyenler ve bunlar arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu, işte gerçek kâfirler bunlardır ve biz kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.
(Nisa 150-151)

Kur’ân genel ilkeleri koymuştur, bunların hayata nasıl yansıtılacağı, pekiştirileceği de Hz. Peygamber’in uygulamalarıyla gösterilmiştir.

Ezcümle, Allah Resulüne bakılarak nasıl iyi müslüman olunacağı öğrenilmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir