İçeriğe geç

Kuralsız Kitap Alıntıları – Veronica Roth

Veronica Roth kitaplarından Kuralsız kitap alıntıları sizlerle…

Kuralsız Kitap Alıntıları

Tabi kaybedene kadar sevdiğimi bilmediğim birkaç şey de var..
Sakın özür dilemeye kalkma! Bu bir iki kelimeyle ya da sarılarak iyileştirebileceğin bir şey değil.
Hiç kimseyi tam olarak tanıyamazsınız ama bazen onlara güvenip güvenmemeye karar verirsiniz.
Beni kurtarmaya çalışabilirdin, ödlek herif!
Öyle güçlü bağırıyorum ki yüzüm yanarken gözlerim doluveriyor.
Deneyip başarısız olsan bile beni sevdiğini bilirdim en azından!
( )
Ağlamak bilimsel açıklamalara meydan okuyan bir şeymiş. Gözyaşının tek amacı, gözlerin kurumasını önlemek. Gözyaşı bezlerinin duygular doğrultusunda haddinden fazla gözyaşı salmasının hiçbir nedeni yok.
( )
Kuralsız, diyor. Bir özel isim. Savaşçı olarak görülmesi gerekmeyen ama kurulu düzen ve otoriteye karşı duran kişi.
Ona ne verdiniz ki dozu bu kadar abartmış olsunlar? diyor Tobias.
Güzel bir sesin var, diyorum.
Tris, diyor bana, Lütfen sus!
“Ama unutmayın, bazen ezdiğiniz insanlar gün gelir sizden daha güçlü olurlar.”
İnsanların katman katman sırlardan oluştuğunu keşfettim artık. Birini tanıdığınızı sanıyorsunuz, onu anladığınızı düşünüyorsunuz ama her zaman sizden sakladıkları bir yanları, yüreklerinin derinliklerine gömdükleri arzuları oluyor. Hiç kimseyi tam olarak tanıyamazsınız ama bazen onlara güvenip güvenmemeye karar verirsiniz.
“Suçluluk duygusunun, sana daha sonra nasıl davranacağını öğretmesine izin ver,”
“Tıpkı vahşi bir hayvan gibi gerçek, kafese kapatılamayacak kadar güçlü.”
Hiç kimseyi tam olarak tanıyamazsınız ama bazen onlara güvenip güvenmemeye karar verirsiniz.
Ne olursa olsun yola devam etmek gerekiyor
Böyle devam ederse fena dağılacağım ve belki böylesi daha iyidir. Belki paramparça olmak ve bir şeyleri düşünmek zorunda kalmamak daha iyidir.
Hayat da bizi kirlerimizden arındırıp dünyaya geri yollasa hoş olurdu. Ama bazı kirler kolay çıkmaz.
“Merak, kendinden başka bir şeye hizmet etmez Johanna.”
“Ben de öyle düşünmüştüm,” diyor Johanna. “Ama unutmayın, bazen ezdiğiniz insanlar gün gelir sizden daha güçlü olurlar.”
İnsanların katman katman sırlardan oluştuğunu keşfettim artık. Birini tanıdığınızı sanıyorsunuz, onu anladığınızı düşünüyorsunuz ama her zaman sizden sakladıkları bir yanları, yüreklerinin derinliklerine gömdükleri arzuları oluyor. Hiç kimseyi tam olarak tanıyamazsınız ama bazen onlara güvenip güvenmemeye karar verirsiniz.
Bence insanlığımızı kaybetmemek için ağlayarak içimizdeki hayvan yanımızı özgür bırakıyoruz. Çünkü içimde kükreyen, hırlayan bir canavar var ve özgürlük için, Tobias için, her şey bir yana yaşamak için çırpınıyor. Ne kadar denersem deneyeyim, onu öldüremiyorum.
“Sen ne yaptın?” diye haykırıyorum.
“Sen ölürsen ben de ölürüm.”
“Ben Uyumsuz Tris’i, topluluk sadakatini takmadan kararlar veren, sıradan bir topluluk arketipi olmayan kızı seviyorum. Ama kendini yok etmek için elinden geleni ardına koymayan Tris… Onu sevemem.”
O an Cesurluk adaylığımın bana önemli bir ders öğrettiğini fark ediyorum: Ne olursa olsun yola devam etmek gerekiyor.
Merdivenlerden inmek, çıkmaktan daha kolay.
Hala öğrenecek, kavranması gerekecek önemli şeyler var. Her zaman da olacak.
Bazen matem mantık dinlemiyor.
Bütün gücümle koşuyorum, sanki hava yerine adrenalin soluyorum.
Bazen, diyor Tobias İnsanlar gerçek olmasa bile mutlu olmak ister.
“Ayna nöronlar, hem eyleme geçildiğinde hem de başka birinin eyleme geçtiği görüldüğünde tetiklenir. Başkalarının davranışlarını taklit etmemizi sağlar.”
Gözüne korsan bandı takmış topluluksuz adamlardan biri tabancasını Tobias’a doğrultuyor. Silahı nereden bulduğunu merak ediyorum.
Pencerelerden giren güneş ışığı o kadar yoğun ki dışarıda oturuyormuşuz gibi hissediyorum.
Bir şeyler hissetmek istiyorum. Korku, öfke, üzüntü. Ama hissetmiyorum. Tek hissettiğim harekete devam etme ihtiyacım.
Gece ağır bir battaniye gibi üzerimize çullanıyor, havada yağmur kokusu var.
“Bazen,” diyor Tobias kolunu omzuma atarken, “İnsanlar gerçek olmasa bile mutlu olmak ister.”
Haklı. Şimdi bile aramızdaki huzur başka şeyleri konuşmadığımız için. Will, annemle babam, onu neredeyse başından vuracak olmam, Marcus Gerçeklerle huzurumuzu bozmaya cesaret edemiyorum çünkü şu anda tek desteğim bu huzura sahip çıkabilmek.”
Dışarı çıktığımda ağaçlar gözüme daha yeşil görünüyor, öylesine yoğun bir yeşil ki neredeyse tadını alabiliyorum. Belki gerçekten de tadını alıyorumdur; çocukken sırf meraktan tadına bakmaya karar verdiğim çimen tadında Kahkahalarla iki yana savrulurken merdivenlerden aşağı neredeyse yuvarlanıyorum. Yerdeki otlar çıplak ayaklarımı gıdıklıyor. Elmalığa yöneliyorum.
Gerçeklerle huzurumuzu bozmaya cesaret edemiyorum çünkü şu anda tek desteğim bu huzura sahip çıkabilmek.
Şeytanlık, olayın neresinden baktığına bağlıdır.
Benim için ölüm duygulardan arınmış bir gerçeklikten başka bir şey değildi. Ama öldü kelimesi, fokurdayıp çalkalanan sesler arasında göğsüme çekiç yemişim gibi hissetmeme neden oluyor. Yas canavarı uyanıp pençeleriyle boğazıma ve gözlerime hücum ediyor.
Hayat da bizi kirlerimizden arındırıp dünyaya tertemiz geri yollasa hoş olurdu. Ama bazı kirler kolay çıkmaz.
Duvarda görünüp kaybolan resimleri algılamak neredeyse imkansız. Dizlerinin üstünde dururken alnına silah dayanmış bir adam. Tabancayı ona doğrultan kadının hiçbir duygu işa reti göstermeyen yüzü. Bir telefon direğine boynundan asılmış küçük bir bedenin uzaktan görüntüsü. Toprakta bir ev büyüklüğünde açılan çukura yığılmış cesetler.

“Bunların hiçbirini hatırlamıyorsunuz,” diyor. “Ama bunların terörist bir grubun ya da zalim bir yönetimin eylemleri olduğunu sanıyorsanız, sadece kısmen haklı çıkarsınız. Korkunç bir zulme maruz kalan bu resimlerdeki insanların yarısı komşunuzdu. Akrabamzdı. İş arkadaşınızda Savaşımız belli bir gruba karşı değil. İnsan doğasının kendisiyle savaşıyoruz.

“Rahatla Beatrice,” diyor Marcus. “Daha önce de araba kullandım.”

“Ben de daha önce bir sürü şey yaptım ama o şeylerde iyi olduğum anlamına gelmez bu!”

Şeytanlık, olayın neresinden baktığına bağlı.
Ne yapıyorsunuz?
Çay hazırlıyorum, diyor adam.
Çayın bu meseleyi çözeceğini hiç sanmıyorum.
Suçluluk duygusunun, sana daha sonra nasıl davranacağını öğretmesine izin ver,” derdi babam.
“Ne olursa olsun seni seviyorum,” derdi annem.
Bir yanımla onları zihnimden yakıp uzaklaştırmak, bir daha asla onlar için yas tutmamak istiyorum. Diğer yanım onlarsız nasıl birine dönüşeceğimden korkuyor.
Bir yerlerde okumuştum; ağlamak bİlimsel açiklamalara meydan okuyan bir şeymiş. Gözyaşının tek amacı, gözlerin kurumasını önlemek. Gözyaşı bezlerinin duygular doğrultusunda haddinden fazla gözyaşı salgılamasının hiçbir nedeni yok.

Bence sadece insanlığımızı kaybetmemek için ağlayarak içimizdeki hayvan yanımızı özgür bırakıyoruz.

İnsanlar bir şeyi sadece iki nedenle yapar.Birincisi, karşılığını almak için.İkincisi ise kendilerini borçlu hissettikleri için.
Bazen , diyor Tobias, İnsanlar gerçek olmasa bile mutlu olmak ister.
Böyle devam ederse fena dağılacağım ve belki böylesi daha iyidir. Belki paramparça olmak ve bir şeyleri düşünmek zorunda kalmamak daha iyidir.
BİR YERLERDE OKUMUŞTUM; AĞLAMAK BİLİMSEL AÇIKLAMALARA meydan okuyan bir şeymiş. Gözyaşının tek amacı, gözlerin kurumasını önlemek. Gözyaşı bezlerinin duygular doğrultusunda haddinden fazla gözyaşı salgılamasının hiçbir nedeni yok.
Ama unutmayın, bazen ezdiğiniz insanlar gün gelir sizden daha güçlü olurlar.
En güçsüz olması gereken anda daha güçlü duruyor.
İnsanların katman katman sırlardan oluştuğunu keşfettim artık. Birini tanıdığınızı sanıyorsunuz, onu anladığınızı düşünüyorsunuz ama her zaman sizden sakladıkları bir yanları, yüreklerinin derinliklerine gömdükleri arzuları oluyor. Hiç kimseyi tam olarak tanıyamazsınız ama bazen onlara güvenip güvenmemeye karar verirsiniz.
İnsanların katman katman sırlardan oluştuğunu keşfettim artık. Birini tanıdığınızı sanıyorsunuz, onu anladığınızı düşünüyorsunuz ama her zaman sizden sakladıkları bir yanları, yüreklerinin derinliklerine gömdükleri arzuları oluyor. Hiç kimseyi tam olarak tanıyamazsınız ama bazen onlara güvenip güvenmemeye karar verirsiniz.
Ama unutmayın, bazen ezdiğiniz insanlar gün gelir sizden daha güçlü olurlar.
İnsanların katman katman sırlardan oluştuğunu keşfettim artık. Birini tanıdığınızı sanıyorsunuz, onu anladığınızı düşünüyorsunuz ama her zaman sizden sakladıkları bir yanları, yüreklerinin derinliklerine gömdükleri arzuları oluyor. Hiç kimseyi tam olarak tanıyamazsınız ama bazen onlara güvenip güvenmemeye karar verirsiniz.
Rahatını bozmaktan o kadar çok korkuyorsun ki bencilliğin insanlığını yok ediyor!
Bazı şeyleri sevdiğim gibi bazılarından nefret ediyordum, diyorum. Tabii kaybedene kadar sevdiğimi bilmediğim birkaç şey de var.
insanlar bir şeyi sadece iki nedenle yapar. Birincisi, karşılığını almak için. İkincisi ise kendilerini borçlu hissettikleri için.
Bence insanlığımızı kaybetmemek için ağlayarak içimiz deki hayvan yanımızı özgür bırakıyoruz.
Bazen, diyor Tobias kolunu omzuma atarken, İnsanlar gerçek olmasa bile mutlu olmak ister.
Dağılan parçalarımı toplamak, ayakkabı bağcığını bağlamak gibi. Boğuluyormuşum gibi hissediyorum ama aynı zamanda güçlüyüm.
Nasılsın Beatrice?
Sen bana Beatrice mi dedin?
Şansımı deneyeyim dedim. Kötü mü yaptım?
Ben önemli falan değilim. Herkes ben olmadan da yaşayabilir diyorum.
Herkesten bana ne? Ben nasıl yaşayacağım?
Mantık Bulmacası: İki eşit arasındaki dövüşü kim kazanır?
Cevap: Kimse kazanamaz.
insanlar bir şeyi sadece iki nedenle yapar.Birincisi, karşılığını almak için.İkincisi ise kendilerini borçlu hissettikleri için.
Daha yaşlı görünüyorum. Belki kısa saçtandır ya da belki yaşadığım her şeyi bir maske gibi yüzümde taşıyorumdur. Ne olursa olsun, çocuk gibi görünmediğimde daha mutlu olacağımı sanırdım. Oysa şu anda boğazıma bir yumruk oturmuş gibi hissediyorum.
Yas, suçluluk duygusu kadar ağır değil ama insandan çok daha fazlasını alıp götürüyor.
VE SONNN.
İğrenç bir hain olduğunu söylüyorlar, diyor.
Aman boşver, diyor Zeke.
Ne olursa olsun yola devam etmek gerekiyor bazen bilinçsizce bazen bile bile
Her seçimin bir sonucu vardır.
Herşeyin bir bedeli ..
Bazen kabusa çevirir bazen ise rahata eriş hiçbir zaman ortası olmaz unutmayın ..!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir