İçeriğe geç

Kumru ile Kumru Kitap Alıntıları – Tahsin Yücel

Tahsin Yücel kitaplarından Kumru ile Kumru kitap alıntıları sizlerle…

Kumru ile Kumru Kitap Alıntıları

Her gün sabah akşam aynı şeyi söylersen, söylediğin yalan olmaz mı?
Babasının kekliklerine benzetiyordu kendini, özgür yaşamak için yaratılmışken insan eline düşüp kafese kapatılmış gibi bir duygu vardı içinde.
Şu gök delinse de bir soluk alsam!
“Namuslu olmanın yolu da namussuzluktan geçiyor: suç bizde değil.”
“Bu memlekette başımıza ne geliyorsa gerekli yerde, gerekli adama, gerekli rüşveti vermesini bilmemekten geliyor.”
“Şu başımızdakiler. Her gün, her saat çıkıyorlar televizyona, her gün, her saat aynı şeyi söylüyorlar. Reklamlar gibi.”
“Bu dünyada her şey bir yazı, diye yanıtladı: Okumasını bilmek gerek.”
Bilinmeyenin yerini bilinenin aldığını düşündüğü anda, bir bilinmeyen daha dikiliyordu karşısına.
“ama böyle oldu bu işler: namuslu olmanın yolu da namussuzluktan geçiyor: suç bizde değil.”
“Şu gök delinse de bir soluk alsam!”
“İnsan yalnız okula gittiği için mi okur?” “Başka ne için okusun ki? Sen evlenmişsin, kocan var, evin var, her şeyin tamam.” Tuna hanım bunu hiç düşünmemişti. “Başka ne için mi?” dedi, dalıp gitti bir süre, sonra gülümsemeye başladı, “Olduğum yerden başka yerde olmak için,” diye ekledi. “Evet, böyle söylenebilir: olduğum yerden başka yerde olmak için.”
insan, öğretmen ya da öğrenci değilse neden kitap okurdu ki?
Memleketin yarısı çöpçü de olsa çöplerinin altında boğulacaklar sonunda!
“Ne yaparsın, çıplak çıplağa binmiş de çıplak çıplak dölü çıkmış!”
“Şu gök delinse de bir soluk alsam”
-Neden kitap okuyorsun?
-Olduğum yerden başka yerde olmak için.
Burada düşünemiyorum, yalnız anımsıyorum, bir de özlüyorum. Diyeceğim; hep eskiye, hep geriye gidiyorum yavrum. Bu yüzden ölemiyorum da..
Bir kez daha Meryem ebenin sözlerini yineledi: Şu gök delinse de bir soluk alsam!
+ Neden kitap okuyorsun ki?
– Olduğum yerden başka yerde olmak için.
İnsan yalnız okula gittiği için mi okur?
Başka ne için okusun ki?
Başka ne için mi? Dedi, dalıp gitti bir süre, sonra gülümsemeye başladı, Olduğum yerden başka yerde olmak için, diye ekledi.
“Düşmanın büyükse malından, küçükse canından kork.”
“Şu gök delinse de bir soluk alsam!”
İster havraya gitsin, ister kiliseye! O da tıpkı bizim gibi kahve içiyor, onu da bizim gibi Allah yaratmış!
Ölüm de var bu dünyada zulüm var.
Doğru, okula giden tek çocuk bulunmayan bir evde raflar dolusu kitap bulunması biraz şaşırtıyordu insanı.
Demek insan kendi çocuğu karşısında bile bu kadar kör olabiliyordu.
Ben çok gördüm; okula da gitseler, doktor, mühendis de olsalar, kafalarının bir yanı boş.
Okula giden tek çocuk bulunmayan bir evde raflar dolusu kitap bulunması biraz şaşırtıyordu insanı…
Bu çöp bolluğuna, bu büyük kent insanlarının çöp üretme yeteneğine şaşırıp kalıyordu.
Ancak, anlamakta en çok zorlandığı şey Tuna hanımın salonunda koca bir duvarı silme kitap dolu rafların kaplaması, genellikle oturduğu koltuğun yanındaki sehpanın üstünde her zaman bir kitap bulunması ve telefonda konuşmadığı, televizyon izlemediği ya da bir iş yapmadığı zaman koltuğuna oturup ayak ayak üstüne atarak kitap okumasıydı: insan, öğretmen ya da öğrenci değilse neden kitap okurdu ki?
Bu dünyada her şey bir yazı.
Şu gök delinse de bir soluk alsam.
Dev gibi bir adamla ufacık bir kadın.
Şu gök delinse de bir soluk alsam!
Özgür yaşamak için yaratılmışken insan eline düşüp kafese kapatılmış gibi bir duygu vardı içinde.
“ İnsan, öğretmen ya da öğrenci değilse neden kitap okurdu ki ? “
“Tuna hanım, neden kitap okuyorsun ki? Hâlâ okula gitmiyorsun ya?”diye sordu.
Tuna hanım şaşkınlıkla yüzüne baktı.
“Ne demek istiyorsun yani?” dedi. “İnsan yalnız okula gittiği için mi okur?”
“Başka ne için okusun ki? Sen evlenmişsin, kocan var, evin var, her şeyin tamam.”
Tuna hanım bunu hiç düşünmemişti.
“Başka ne için mi?” dedi, dalıp gitti bir süre, sonra gülümsemeye başladı, “Olduğum yerden başka yerde olmak için,” diye ekledi. “Evet, böyle söylenebilir: Olduğum yerden başka yerde olmak için.”
“İster havraya gitsin, ister kiliseye! O da tıpkı bizim gibi kahve içiyor, onu da bizim gibi Allah yaratmış!”
“Bu çöp bolluğuna, bu büyük kent insanlarının çöp üretme yeteneğine şaşırıp kalıyordu.”
Demek insan kendi çocuğu karşısında bile bu kadar kör olabiliyordu.
Düşmanın büyükse malından, küçükse canından kork.
Öte yandan, şu koca sokakda, televizyonu bulunmayan tek kapıcı, tek kiracı, tek mal sahibi bulunmadığına göre, başkalarınca küçümsenmemek için bile olsa, bu ekşili gidermek gerekirdi.
Öyle anlaşılıyordu ki insanların kollarını ahtapotlar gibi çoğaltan bu araçlar aynı zamanda ahtapotlar gibi yerlerine mıhlıyorlardı onları.
Şu gök delinse de bir soluk alsam
Her gün sabah akşam aynı şeyi söylersen söylediğin yalan olmaz mı?
her gün aynı şeyleri üst üste görüp dinleyince de yalana alışıyorsun.
(Yalanlarını) Anlıyorsun ama anlayıncaya kadar adlarını öğreniyorsun, kutularını görüyorsun, her gün aynı şeyleri üst üste görüp dinleyince yalana alışıyorsun. Sonra bir bakmışsın ki o malı seçmişsin.
Elinde bir uzaktan kumanda olsun istiyor, Alacak uzaktan kumandayı eline, dünyalara kumanda ettiğini düşünecek, gerçekte uzaktan kumandanın ona kumanda ettiğini, kendisinin uzaktan kumandaya çalıştığını hiçbir zaman bilemeyek herkes gibi.
Kumru en az üç hafta süresince kesintisiz bir mutluluk içinde yüzdü.
Abla bu dükkanın adına ne demiştin? diye sordu.
Züccaciye , dedi Tuna Hanım.
Züccaciye mi?
Evet
Züccaciye, züccaciye, züccaciye diye yineledi Pehlivan , sözcüğü her yineleyişinde hayranlığı daha bir artıyordu sanki. Böyle sorunsuz, böyle çöp toplamayı, merdiven süpürmeyi, adam dövmeyi gerektirmeyen işler de bulunması güvenini arttırıyordu.
İnsan, öğretmen ya da öğrenci değilse, neden kitap okurdu ki?
“Şu gök delinse de, bir soluk alsam!”
Yok, Tuna hanım, yok okumak başka, anlamak başka, dedi Kumru. Senin İstanbul’un da böyle, duvarlarında, kapılarında tüm yazıları okuyorsun ama içinde yolunu bulamıyorsun
Bu menlekette başımıza ne geliyorsa gerekli yerde, gerekli rüşveti vermesini bilmemekten geliyor.
Demek benim gelin uşaklığı seçiyor, dedi alçak sesle. Elinde bir uzaktan kumanda bulunsun istiyor, herkes gibi. Alacak uzaktan kumandayı eline, dünyalara kumanda ettiğini düşünecek, gerçekte uzaktan kumandanın ona kumanda ettiğini, kendisinin uzaktan kumandaya çalıştığını hiçbir zaman bilemeyecek, herkes gibi.
Şu gök delinse de bir soluk alsam!
Bilinmeyenin yerini bilinenin aldığını düşündüğü anda, bir bilinmeyen daha dikiliyordu karşısına.
Şu gök delinse de, bir soluk alsam!
Sen sorularınla insana kendi kendini tanıtıyorsun
Ne olursa olsun, o günden sonra, şu yaşamda en çok sevdiği ve en kolay ulaşabildiği şeylerden birini: uykusunu yitirdi
Kuş adı koymayacaklardı sana..
Çok eskiden neden kitap okuduğunu sorduğunda,Tuna hanımdan aldığı yanıtı anımsadı: ”Olduğum yerden başka yerde olmak için
Haberler hiç ilgilendirmiyordu onu, gösterdiği
adamlar fazla yaşlı, fazla çirkin, fazla şişman, fazla geveze kişilerdi; eğlence izlencelerinde kadınların yapaylığı,
adamların yılışıklığı sinirine dokunuyor,

Bunların avradıerkek, erkeği avrat olmaya çalışıyor,
diye homurdanarak kanal değiştiriyordu

Öyle anlaşılıyordu ki ,
insanların kollarını ahtapotlarınki gibi çoğaltan bu evdeki elektronik eşyalar aynı zamanda ahtapotlar gibi yerlerine mıhlıyordu onları
Elinde bir uzaktan kumanda bulunsun istiyor, herkes gibi. 
Alacak uzaktan kumandayı eline, dünyalara kumanda ettiğini düşünecek, gerçekte uzaktan kumandanın ona kumanda ettiğini, 
kendisinin uzaktan kumandaya çalıştığını hiçbir zaman bilemeyecek, herkes gibi
Siz gülün bakalım, dedi
Güle oynaya cahil kalın
Başka ne için mi? Dedi, dalıp gitti bir süre, sonra gülümsemeye başladı, olduğum yerden başka yerde olmak için, diye ekledi.
Düşmanın büyükse malından, küçükse canından kork.
Bu dünyada her şey bir yazı, diye yanıtladı: Okumasını bilmek gerek.
Elinde bir uzaktan kumanda bulunsun istiyor, herkes gibi. Alacak uzaktan kumandayı eline, dünyalara kumanda ettiğini düşünecek, gerçekte uzaktan kumandanın ona kumanda ettiğini, kendisinin uzaktan kumandaya çalıştığını hiçbir zaman bilemeyecek, herkes gibi.
“Namuslu olmanın yolu da namussuzluktan geçiyor: suç bizde değil.”
– Tuna hanım, neden kitap okuyorsun ki?
– Olduğum yerden başka yerde olmak için.
Alacak uzaktan kumandayı eline, dünyalara kumanda ettiğini düşünecek, gerçekte uzaktan kumandanın ona kumanda ettiğini, kendisinin uzaktan kumandaya çalıştığını hiçbir zaman bilemeyecek, herkes gibi.”
Tuna hanım, neden kitap okuyorsun ki? Hala okula gitmiyorsun ya? diye sordu
Olduğum yerden başka yerde olmak için.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir