İçeriğe geç

Kreutzer Sonatı Kitap Alıntıları – Lev Tolstoy

Lev Tolstoy kitaplarından Kreutzer Sonatı kitap alıntıları sizlerle…

Kreutzer Sonatı Kitap Alıntıları

Asıl iğrenç olan nedir biliyor musunuz, teoride aşkın yüce bir şey olduğu söylenir, oysa pratikte, sözü edilmesi de, anımsanması da insana utanç veren, onu tiksindiren, iğrenç, domuzca bir şeydir.
Niçin yaşamalıyız ? Herhangi bir amaç yoksa ortada, yaşamak yalnızca yaşamak için verilmişse bize, yaşamayı gerektiren bir neden yok demektir.
Bütün bunların nedeni, onların erkeklerle eşit haklardan yoksun edilerek küçük düşürülmeleridir. İşte onlar da cinsel duygularımıza etki ederek, bizleri ağlarına düşürerek intikam alıyorlar. Evet, her şeyin nedeni budur
Kadınlar da şöyle diyorlar: ‘Ya, demek yalnızca cinsel tutkularınız için birer araç olmamızı istiyorsunuz Pekala: İşte cinsel tutkularınızın araçlarıyız, öyleyse biraz çalıştıralım sizi.
Biz erkekler hep yüce duygulardan söz ederiz ama aslında bizim istediğimiz bedendir
Sevdikleri bir varlık için kendilerini değil, sevebilecekleri bir varlığı kendileri için feda ederler.
Zorla güzellik olmaz.
Sevgi insanın içindedir.
İçinden gelmiyorsa zorla, baskıyla sevgi elde edilemez, efendim
Müziğin etkisiyle hissetmediğim bir şeyi hissedebilirmişim, anlamadığım bir şeyi anlayabilirmişim, yapamadığım bir şeyi yapabilirmişim gibi gelir bana.
Birbirlerini sevmeyen insanları evlendirip sonra da geçinemeyişlerine şaşıyorlar.
Asıl ahlaksızlık, gerçek ahlaksızlık fiziksel birlikteliğe girdiğin bir kadınla ahlak yönünden birliktelikten uzak durmaktır
Karı koca dışa karşı ömürlerinin sonuna dek birlikte yaşıyor görüntüsü vermek zorunluluğunu üstlenmişlerdir ama evliliklerinin daha ikinci ayında birbirlerinden nefret etmeye başlamışlardır.
Hayatımız böyle sisli bir hava içinde geçip gidiyor, etrafımızı bir türlü göremiyorduk.
Ömür boyu bir kadını ya da erkeği sevmek Bir mumun ömür boyu yanacağını söylemek gibi bir şey bu.
Doğrusu, erkek olmasa evde hiçbir
şey olmaz. Kadın dediğin, evin kadınıdır, işte o kadar. Gereksiz tabak çanak
Birbirini sevmeyen insanları evlendiriyorlar, sonra da niçin geçinemiyorlar diye şaşıyorlar.
Eskiden olduğu gibi, gelinle damadın birbirini görmeden evlenmeleri daha mı iyiydi yani ? Çoğu kadının alışkanlığıyla, karşısındakinin sözlerine yanıt verecek yerde, aklında olanları söylüyordu yalnızca. Sevip sevemeyeceklerini bilmeden önüne gelen erkeğe varıyorlardı kızlar, sonra da bir ömür boyu acı çekiyorlardı.
Kafam karışıyor, düşünmem gerekenden başka bir şey düşündüğümü fark ediyorum, fakat düşünmem gerekenden başka bir şey düşündüğümü fark etmemek için sigara içip duruyorum.
Zorla güzellik olmaz.Sevgi insanın içindedir.İçinden gelmiyorsa zorla,baskıyla sevgi elde edilemez,efendim.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Sevdikleri bir varlık için kendilerini değil, sevebilecekleri bir varlığı kendileri için feda ederler.
Kadını üniversiteye, devlet dairelerine kabul ederek özgür kılıyorlar, ama ona yine bir zevk nesnesi olarak bakıyorlar.
Kadının köleliği, insanların onu zevk aracı olarak kullanmayı istemelerinden kaynaklanıyor sadece.
Müzik kendimi,gerçek durumumu unutturur bana,beni başka,benim olmayan bir duruma taşır.Müziğin etkisiyle hissedemediğim bir şeyi hissedebilirmişim,anlamadığım bir şeyi anlayabilirmişim,yapamadığım bir şeyi yapabilirmişim gibi gelir bana.
Ben de herkes gibi âşık oldum hayranlık duyguları,şiirlerle,dört dörtlük bir aşktı bu.
çünkü dünyada dikkate değer tek şeyin aşk olduğunu öğretmişlerdi ona.
Bir kadında önce korku olmalı .
Nasıl bir korkuyormuş bu? diye sordu kadın.
Basbayağı bir korku işte :Kocasından korkacak kadın! Öyle bir korku işte.
O devirler geride kaldı bayım ,geçti dedi kadın, belli ki çok sinirlenmişti .
Yoo hanımefendi ,geçemez o devirler. Nasıl ki kadın ;Havva ,erkeğin kaburga kemiğinden yaratılmıştır, sonsuza kadar da öyle kalacaktır, dedi ihtiyar, başına sertçe ve bir zafer kazanmış gibi sallayarak. Satıcıda zaferi kazananın ihtiyar olduğuna karar vermiş olacak ki yüksek sesle gülmeye başlamıştı. Evet siz erkekler böyle düşünürsünüz, dedi kadın, pes edecek gibi gözükmüyordu .Bize bakarak : Kadını kuleye hapsetmişsiniz, size her şey serbest İstediğiniz at gibi koşturuyorsunuz.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Aşk,bir erkek veya kadının diğer bütün insanlar arasından yaptığı bir tercihtir.
Fakat,çoğu zaman olduğu gibi,hayat boyu bir arada yaşamaya yemin eden insanlar ikinci aydan sonra birbirlerinden nefret edip ayrılmak için can atarken yine de birlikte yaşarlarsa işte o zaman hayat korkunç bir cehenneme döner.
İyi de sevgi olmadan insan nasıl yaşayabilir?
Ne için yaşayacağız? Eğer hiçbir amaç yoksa, eğer yaşam, sırf yaşamış olalım diye bize verilmiş bir şeyse yaşamanın gereği yoktur.
Kadının haklarından yoksun olmasıyla ilgili asıl mesele, oy kullanabilmesi ya da yargıç olabilmesi meselesi değil, çünkü bu işlerle uğraşmak kadınlar için bir hak anlamına gelmiyor. Burada asıl mesele, cinsel ilişkide erkekle eşit olmak, erkeğin yararlandığı hakka sahip olmak, kendi istemediği bir erkeği reddetmek ve istediği erkeği seçmek, seçilen olmamaktır.
Bir ömür boyu bir kadını ya da bir adamı sevmek, tek bir mumun ömür boyu yanacağını söylemekle aynıdır.
Biz aynı zincire vurulmuş, birbirinin yaşamını zehirleyen ve bunu bilmezlikten gelen iki prangalıydık.
…insan yavrularını hayvan yavruları gibi yetiştirmekten vazgeçmek, insan yavrularını yetiştirmek için güzel, bakımlı bir vücuttan daha başka amaçlar edinmek gerektiğidir.
Kıskançlık ne iğrenç şey!
İnsanların bir delilik nöbeti sırasında ne yaptıklarını bilmediklerini söylemeleri saçmadır,yalandır.
Müziğin etkisiyle hissetmediğim bir şeyi hissedebilirmişim, anlamadığım bir şeyi anlayabilirmişim, yapamadığım bir şeyi yapabilirmişim gibi gelir bana.
Yaşam boyu bir erkeğin veya bir kadının sevilebileceğini söylemek, bir mumun yaşam boyu yanabileceğine inanmak gibidir.
Ama ben size diyorum ki, bir kadına şehvetle bakan her adam, yüreğinde o kadınla zina etmiş olur.
Mutsuz insanların kentte yaşamaları daha iyidir.İnsan kentte yüz yıl yaşar da çoktan öldüğünün ve çürüdüğünün farkında bile olmaz.Bunu kendiliğinden anlayacak zamanı yoktur,hep meşguldür.İşler sosyal ilişkiler,sağlık,çocukların hastalıkları ,eğitimleri.
Ne için yaşayacağız?Eğer hiçbir amaç yoksa,eğer yaşam,sırf yaşamış olalım diye bize verilmiş bir şeyse yaşamanın gereği yoktur.
Aşk mı?Aşk,bir erkek veya kadının diğer bütün insanlar arasından yaptığı bir tercihtir.
Kırda ata,evde kadına güvenmeyeceksin.
Havva ,erkeğin kaburgasından yaratılmış bir kadındır ve kıyamete kadar da öyle kalacaktır.
Birbirini sevmeyen insanlar evleniyorlar,sonrada geçinemeyişlerine hayret ediyorlar.
İyi de sevgi olmadan insan nasıl yaşayabilir?
Eğer hiçbir amaç yoksa, eğer yaşam, sırf yaşamış olalım diye bize verilmiş bir şeyse yaşamanın gereği yoktur.
İnsanların bir delilik nöbeti sırasında ne yaptıklarını bilmediklerini söylemeleri saçmadır, yalandır.
Susmak ağır geliyor bana
Anne babaların birbirlerine olan nefreti yüzünden hayat dayanılmaz hale geldiğinde, çocukların eğitimi için kentsel koşullar gerekli oluyor. Böylece kente taşınma ihtiyacı doğuyor.
Sonunda öyle bir noktaya gelmiştik ki artık anlaşmazlıklarımızdan ortaya çıkan düşmanlığımız yoktu, artık düşmanlığımız anlaşmazlıklarımızı doğurur olmuştu.
Sevgi olmadan insan nasıl yaşayabilir?
Das wahre Gift steckt in der Demoralisierung der Menschen, insbesondere der Frauen.

(Die Kreutzersonate)

Zaten bu tip insanların anlamadıkları en önemli konu, aşksız bir evliliğin evlilik olmadığı, evliliği kutsal hâle getiren tek şeyin aşk olduğunu, gerçek evliliğin ise aşkın kutsallaştırdığı evlilik olduğu konusu.
Kırda ata, evde kadına güvenmeyeceksin.
İyi de sevgi olmadan insan nasıl yaşayabilir?
‘Evlilik ancak aşk olursa kutsallık kazanır; gerçek evlilik ancak sevgiyle kutsanmış evliliktir.
Kadının da bir insan olduğunu, erkek gibi onun da birtakım duyguları bulunduğunu kabul edersiniz değil mi?
Siz erkekler böyle düşünürsünüz elbet. Özgürlüğü kendinize alıp kadını dört duvar arasına tıkmak istersiniz.
Birbirlerini sevmeyen insanları evlendirip sonra da geçinemeyişlerine şaşıyorlar. Sahibinin keyfine göre çiftleşmek ancak hayvanlarda olur; insanlarn kendilerine göre arzuları, sevgileri vardır.
Bir ömür boyu bir kadını yada bir adamı sevmek,tek bir mumun ömür boyu yanacağını söylemekle aynıdır.
Aşk mı?Aşk,bir erkek veya kadının diğer bütün insanlar arasından yaptığı bir tercihtir.
Kırda ata,evde kadına güvenmeyeceksin.
Havva,erkeğin kaburgasından yaratılmış bir kadındır ve kıyamete kadar öyle kalacaktır.
Birbirini sevmeyen insanlar evleniyorlar,sonra da geçinemeyişlerine hayret ediyorlar.
Siz erkekler böyle düşünürsünüz elbet, dedi. Özgürlüğü kendinize alıp kadını dört duvar arasına tıkmak istersiniz. Oysa siz kendiniz her şeyden yararlanırsınız.
Evlilik ancak aşkla kutsallaşır. Aşkla kutsanmış evlilik gerçek evliliktir.
Ağaç yaşken eğilir, iş işten geçtikten sonra terbiye, ahlâk eğitimi sonuç vermez.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir