İçeriğe geç

Koza Oteli Kitap Alıntıları – Nüvide Tulgar

Nüvide Tulgar kitaplarından Koza Oteli kitap alıntıları sizlerle…

Koza Oteli Kitap Alıntıları

&“&”

Nereye gidersen git , her neredeysen oradasındır. Kendinden kaçamazsın.
Bir tırtıl gibi sürünmeyi bırakın , kanatlanıp eşsiz bir kelebeğe dönüşmek varken , hayatı sürünerek yaşamaya razı olmayın. Hayatınız dış şartlarınızı değiştirdiğinizde değişmez , siz değiştiğinizde dış şartlarınız değişir.
Bazen aydınlık olurdu hayat, her yer rengârenk, ışıl ışıl görünürdü insanın gözüne. Birden. Tüm renklerini kaybederdin. Her karanlıktan sonra aydınlığın yeniden geleceğini biliyorsan, dayanırdın…
&”Tırtılın hayatın sonu dediği yer, kelebeğe dönüştüğü andır…&”
^^Bir tırtıl gibi sürünmeyi bırakın, kanatlanıp eşsiz bir kelebeğe dönüşmek varken,hayatı sürünerek yaşamaya razı olmayın. Hayatınız dış şartlarınızı değiştirdiğinizde değişmez, siz değiştiğinizde dış şartlarınız değişir. ^^
Kendini bulmak için,önce kendini kaybetmen gerekir…"
Aile demek illa ki kan bağınız olması demek değil, sevgi bağı kan bağı kadar güçlüymüş meğer.
İnsan ilişkilerinde gerçek trajedi insanlar birbirlerinin kelimelerini yanlış anladıklarında değil aralarındaki sessizliği anlamadıklarında başlar…
H.D.Thorev
Bunu defalarca görmüştü, insanın hayatla savaşması yerine, kendini akışa bırakması çoğu zaman işe yarardı.
İnsan olduğunu söylediği kişi değil sakladığı kişidir.
Her canlının ölümü tadacağını, ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim.
Can Dündar
İyi duygular, güzel düşler, kötü olanlara göre daha güçlü, daha baskındır.
Hissettiğin her duygu bir düşünceden kaynaklanır ve eğer kötü duygular içindeysen önce bunun hangi düşünceden kaynaklandığını bulmalısın.
Başımıza gelen olayların kendisinden daha çok, olaylar hakkındaki düşüncelerimiz nedeniyle ıstırap çekeriz.
Hayat bu
bir bakarsın her şey bir anda son bulur.
Hayat bu
Son dediğin an her şey yeniden can bulur.
Şems
Yavaş yavaş ölmekten vazgeç
Yaşamanın nefes almanın ötesinde
Bir çaba gerektirdiğini kendine hatırlat
Sadece yanan tutuşan bir sabırla
Görkemli bir mutluluğa erişebileceğini unutma.
Pablo Neruda
İçinizde anlatılmamış bir hikaye taşımaktan daha büyük acı yoktur.
Bir kadının en güzel sarayı sevdiği adamın kalbidir
Kelimeler ağırdır ve kuşlar konuşsalar uçamazlardı..
Nefes kesici anlar yaşamıyorsanız hayatta,Bir gün nefesimiz kesildiğinde değişen bir şey olmayacak
Evet, Tanrı bizimle farklı yollardan konuşur. Onu duymayız, yüksek sesle konuşur, yine duymayız. Sonra daha farklı yollar dener. Hastalanırız bazen. Dur, yavaşla, dinlen ve biraz da beni dinle demenin başka bir yoludur bu. Ama onu duymayı bilmek için, önce konuştuğunu bilmen gerekir.
Bir kış günü, evine giden zengin bir adam, yolun kenarında dilenen küçük bir kız çocuğu görür. Kızın üstü başı perişandır. Birkaç kuruş için küçük ellerini adama uzatır ama zengin adam yüzünü çevirerek ondan uzaklaşır. Yardım etmek yerine Tanrı’ya,Neden bu kız için bir şey yapmıyorsun, ona yardım etmiyorsun?" diye sorar. Hikâye bu ya, "Yaptım…" der Tanrı. Seni yarattım.
Bazı insanlar hep tırtıl olarak kalıyorlardı sanki. Hiçbir zaman kelebeğe dönüşemiyorlar, bir gün kelebek olmanın hayalini kurup, o hayalle sürünmeye devam ediyorlardı.
Tırtılın hayatın sonu dediği yer, kelebeğe dönüştüğü andır.
Nefes aldığınız için yaşadığınızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
… Hepimiz hayatın kıyısından söz ederiz ama boşa geçen zamanımızı nasıl değerlendireceğimizi bilemeyiz…"
Mutluluk bir varoluş biçimidir ve eğer mutluluğunu bir başkasının varlığına bağlarsan, mutsuz olman kaçınılmazdır."
Nereye gideceğine karar verirsen,
evren sana bütün kapılarını açar."
O herkesi kurtarmaya hazırdı. Kendini kurtarmak için uğraşırken yapayalnızdı ve o yalnızlığında yanında hiç kimse olmamıştı.
Ben bir sokak kedisiyim, çaresiz, kimsesiz, pis, istenmeyen, her zaman yalnız, sevilmeyen, korkak ve ürkek, horlanan, iteklenen, tekmelenen. Bir lokma ekmek için saatlerce dolaşan, çöp karıştıran, yağmurda sırılsıklam olan, sıcaklarda bir yudum suya muhtaç bir sokak kedisi. Sırtını okşayacak kimse olmadığından, bulduğu bir basamağa sırtını sürterek, sevgi açlığını bastırmaya çalışan bir sokak kedisiyim."
Ne acı ki insanın kendinden kaçması, sağ elin sol elden kaçması kadar imkansız.
Mezar taşlarında doğum ve ölüm tarihleri arasındaki küçük çizgi var ya, hayat bir o kadar kısa… ama bir o kadar da anlamlı. Bu nedenle bir gün öldüğüm zaman, o iki tarihin arasında çizgi değil, sonsuzluk işareti olmasını vasiyet edeceğim. Çünkü biliyorum ki bedenim bu dünyadan gitse de ruhum ve sevgim sonsuzlukta yaşamaya devam edecek.
Hayatınızda en mutlu olduğunuz günleri saatleri hatırlıyor musunuz dostlar? İşte ne kadar yaşadığımızı belirleyen o anlar.
Yüzüm kırışmış olabilir ama inanın dostlar ruhumda ve yüreğimde en ufak bir kırışıklık yok.
Nereye gideceğine karar verirsen,
evren sana bütün kapılarını açar."

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir