José Saramago kitaplarından Korluq kitap alıntıları sizlerle…
Korluq Kitap Alıntıları
Dış görünüş yanıltıcıdır, insanların yüreğindeki güç yalnızca yüzlerine ya da bedeninin çevikliğine bakarak değerlendirilmez.
Bir salgın hastalık söz konusu olduğunda suçlu yoktur, herkes kurbandır.
Dikkat edilmeyince fark edilmeyen özürler, sözü edilir edilmez göze batmaya başlardı.
Ne aklın ne duygunun bir şey yapabildiği direnişler vardır.
Düşündüm ama düşündüğümü yapmaya cesaret edemedim.
Bir doktor tek başına birçok insana bedeldir.
fikir değiştirmenin en kolay yolu sağlam bir umuda bel bağlamaktır
Bugün size, yarın bana, yarının neler getireceğini kimse bilemez.
Bu dünyada mutlak anlamda sahip olduğumuz hiçbir şey yoktur.
Bence biz kör olmadık ,biz zaten kördük ,gören körler mi ,gördüğü halde göremeyen körler.
Korku insanın gözünü kör eder.
Erkekler hep aynı, bir kadının karnından çıkmış olmayı kadınlar hakkında her şeyi bilebilmek için yeterli sayıyorlar
Körlerin en kötüsü artık görmek istemeyen kördür
hayattaki her şey gibi, zamana zaman tanırsanız her şeyi çözümler.
Ne iyilik süreklidir ne de kötülük.
Tam anlamıyla insan gibi yaşayamıyorsak, en azından tam anlamıyla hayvan gibi yaşamamak İçin elimizden geleni yapalım.
İyi niyetli insanlar -kim ne derse desin böyle insanlar hep vardır-.
Körler ülkesinde tek gözlüler kral olur.
Bir kurşunla ölmek mi daha iyi, yoksa açlıktan yavaş yavaş ölmek mi.
Ağlayabildiğimiz için çok şanslıyız, gözyaşları bizi çoğu kez huzura kavuşturur. Ağlayamadığımız zaman ölecek gibi oluruz.
Körler yolunu şaşırmaz.
Üzüntü ile sevinç su ile yağ gibi değildir, birbirine karışabilir.
Önce ameliyat edip sonra idam ediyorlarmış, sağlıklı ölsün diye.
Dünyadan o kadar uzağız ki kim olduğumuzu unutmamız o kadar uzun sürmeyecek.
Herkesin kör olduğu bir dünya, Hayal bile etmek istemem bunu.
Kendi iyiliği için bile olsa yalan söylemeyi beceremiyordu.
aslında körlük, umudun tükendiği bir dünyada yaşamaktı.
Bazı gözler koyu camlar ardına gizlenmemeli.
Bence biz kör olmadık, biz zaten kördük, gören körler mi, gördüğü halde görmeyen körler.
Erkekler hep aynı, bir kadının karnından çıkmış olmayı kadınlar hakkında her şeyi bilebilmek için yeterli sayıyorlar.
Asıl zor olan, insanlarla birlikte yaşamak değil onları anlamak, dedi doktor.
Bir örgüt, bedenimiz de örgütlü bir sistemdir, örgütlü kaldığı sürece hayatta kalıyor, ölüm ise örgütsüzlüğün sonucundan başka bir şey değil. Bir körler toplumu yaşamını sürdürebilmek için nasıl örgütlenebilir, örgütlenmek yeter, örgütlenmek bir bakıma görmeye başlamak demektir.
Hepimizin içinde adını koyamadığımız bir şey var, işte biz oyuz.
Nasıl ki cübbe giymekle keşiş olunmuyorsa, eline asa almakla da kral olunmaz, bu asla unutulmaması gereken bir gerçektir.
Yanıt hep ona ihtiyaç duyulduğunda gelmez akla, çoğu kez de beklemek verilebilecek tek yanıttır.
Tam anlamıyla insan gibi yaşayamıyorsak, en azından tam anlamıyla hayvan gibi yaşamamak için elimizden geleni yapalım.
Sokaklarda güçbela yürürdük, herkes bizden kaçardı, ailelerimiz dehşete düşerdi, yanımıza yaklaşmaktan korkarlardı, ana sevgisi, evlat sevgisi, hepsi hikaye, belki de bana burada olduğu gibi davranırlardı, bir odaya kapatır, lütfedip kapımın önüne bir kap yemek bırakırlardı.
Gözlerimizi içimizi gören birer aynaya dönüştürdük, sonuçta gözlerimiz, ağzımızla inkar etmeye çalıştığımız şeyleri çoğu zaman hiç çekincesiz gözler önüne serer hale geldi.
Ne düşündüğümü söyleyeyim mi sana, Söyle, Bence biz kör olmadık, biz zaten kördük, Gören körler mi, Gördüğü halde görmeyen körler.
“Bu kitabı gözlerini kırpmadan güneşe bakıp, elleri titremeden ateşi tutabilene, bu kör dünyanın çığlıkların ötesinden Evrensel Ruh’un ezgisine kulak vermeyi bilenlere.”
“Bakabiliyorsan,gör. Görebiliyorsan fark et.”
Hepimizin içinde adını koyamadığımız bir şey var, işte biz oyuz.
Karşıdan ses geldiğinde doktor kendini tanıttı, sonra, hızla, İyiyim, teşekkür ederim, dedi, sekreter kız, Nasılsınız, doktor bey, diye sormuştu kuşkusuz, zayıflığımızı belli etmek istemediğimizde, İyiyim, deyip geçiştiririz ya öyle söylemişti, hatta ölecek durumda olsak bile iyiyim deriz, kabaca buna yiğitliğe bok sürdürmemek denir, olayları böyle mantıksızca tersine çevirmek yalnızca insan türüne özgüdür.
“Bence biz kör olmadık, biz zaten kördük. Gören körler mi, gördüğü halde görmeyen körler mi?”
Resimler görmez, Yanılıyorsun, resimler onları görenlerin gözleriyle görür
Yıllar geçtikçe insanın kendine yüklediği suçların sayısı öyle artıyor ki, hiç hayal edemezsin
Bazı umutlar çılgınlıktan başka bir şey değildir
Ölülerin yanından onları görmeden geçip gitmek, çok eskiden beri insanlığın alışkanlığıdır
ne de olsa nihayetinde bu dünyada mutlak anlamda sahip olduğumuz hiçbir şey yoktur.
Yeteri kadar duyguya sahibiz ama onları ifade edecek kelimeleri kullanmıyoruz, sonuçta da duygularımızı yitiriyoruz.
“Duyguları ifade edecek kelimeleri kullanmamak, yaşamda yavaş yavaş kör olmak değil midir zaten.”
Fikir değiştirmenin en kolay yolu sağlam bir umuda bel bağlamaktır…
Erkekler hep aynı, bir kadının karnından çıkmış olmayı kadınlar hakkında her şeyi bilebilmek için yeterli sayıyorlar.
Bazı umutlar çılgınlıktan başka bir şey değildir. Şöyle söyleyeyim, o tür umutlarım olmasaydı yaşamaktan çoktan vazgeçerdim.
Elimizden gelebilecek tek mucize yaşamaya devam etmektir…
Ölülerin yanından onları görmeden geçip gitmek, çok eskiden beri insanlığın alışkanlığıdır.
Bakabiliyorsan, gör. Görebiliyorsan fark et.
Hepimizin içinde adını koyamadığımız bir şey var, işte biz oyuz.
Hepimizin içinde adını koyamadığımız bir şey var, işte biz oyuz.
İnsanların neler yapacağı ya da yapmayacağı önceden bilinmez, beklemek gerekir, zamana zaman tanımak gerekir,zaman hükmeder, zaman, kumar masasında karşımıza oturan oyuncudur ve oyunun bütün kartları onun elindedir,bizler ancak hayatımızı verirsek bir şey elde ederiz.
Her hareketimizden önce bütün sonuçlarını tahmin etmeye çalışsak, bunları ciddi olarak düşünsek, önce kesin sonuçları, sonra olası sonuçları, sonra rastlantısal sonuçları, daha sonra da hayali sonuçları düşünmeye kalksak, kımıldayamayız bile, tek bir adım atamayız.
dünyadan o kadar uzağız kim olduğumuzu unutmamız o kadar uzun sürmeyecek,hatta birbirimizin adını söylemek bile aklımıza gelmeyecek,neye yarar ki, adlarımız ne işimize yarayacak
……. hayattaki her şey gibi, zamana zaman tanırsanız her şeyi çözümler.
Terk edildiği zaman yaşam ne kadar da kırılgan oluyordu.