İçeriğe geç

Kıyamet Gösterisi Kitap Alıntıları – Neil Gaiman

Neil Gaiman kitaplarından Kıyamet Gösterisi kitap alıntıları sizlerle…

Kıyamet Gösterisi Kitap Alıntıları

&“&”

Düşünsene. Asıl büyük savaşın Bize karşı Onlar olacağına iddiaya girebilirim."
"Ne? Cennet ile Cehennem, insanlığa karşı mı?"
Yapabileceğin onca şeyi düşün! İyi şeyleri."
"Ne gibi?" dedi Adam kuşkuyla.
"Şey… her şeyden önce, tüm balinaları geri getirebilirsin."
Adam başını yana eğdi. "Bu insanların onları öldürmesini engeller mi?"
Savaşların yaşlı bir dük vurulduğu ya da biri birinin kulağını kestiği ya da biri füzelerini yanlış yere yerleştirdiği için çıktığını sanıyorsun. Öyle değil. Bunlar yalnızca, eh, bahaneler ve konuyla hiçbir alakaları yok.
Her canlı varlığın içinde bir tür Ölüm gizlidir.
… çünkü insan beyni -görülmek istemedikleri müddetçe- Savaş, Kıtlık, Kirlilik ve Ölüm’ü görecek şekilde yaratılmamıştır ve onları görmemek konusunda o kadar iyidir ki, dört bir yanı sarmış olsalar bile görmemeyi başarır.
ÖLÜMLÜLER ÖLMEYİ UMUT EDEBİLİR, KURTULUŞU UMUT EDEBİLİR. SENİN UMUT EDECEK HİÇBİR ŞEYİN YOK.
SENİN UMUT EDEBİLECEĞİN TEK ŞEY CEHENNEM’İN MERHAMETİ.
Kayıt Meleği benim için fazla zahmete girmeyecek, hayatım sayfa sayfa denden işaretleriyle dolu. Demek istediğim, cidden ne yaptım?
Korsonlar, kovboylar, uzaylılar falan hakkında okuyarak büyüyorsun ve tam dünyanın harika şeylerle dolu olduğunu düşünmeye başladığında sana yalnızca ölü balinalar, kesilmiş ormanlar ve milyonlarla sene boyunca gitmiyecek nükleer atıklar olduğunu söylüyorlar. Bana sorarsanız büyümeye bile değmez.
Kaos teorisine göre, dünyayı gerçekten değişime uğratan, ufak şeylerdir.
Hem, cadı kalmadı ki artık. İnsanlar ilaçları falan icat edince, cadılara ihtiyaç olmadığını söylediler ve onları yakmaya başladılar.
Halbuki Şeytan kimseye bir şey yaptırmıyordu. Buna gerek yoktu. İnsanların anlamakta güçlük çektiği şey buydu. (…) Hem gerçek iyilik, hem de iç donduracak kadar büyük kötülük insan zihninin içinde vardı.
Sonsuzluğun ne olduğunu biliyorsun, değil mi? Sonsuzluğun? Demek istediğim, sen sonsuzluğun ne olduğunu biliyor musun?
İnsanlar doğal bir kötülük yeteneğine sahipti. Bir şekilde, yaradılışları böyleydi sanki. Onlara bin ayrı küçük şekilde düşman olan bir dünyaya doğuyorlar, sonra enerjilerinin büyük kısmını o dünyayı daha da beter hale getirmeye adıyorlardı.
Dünyanın sonunun anlamı buydu. Dünya yok. Yalnızca sonsuz Cennet ya da, kimin kazandığına bağlı olarak, sonsuz Cehennem. Crowley hangisinin daha kötü olacağına karar veremiyordu. (…) Ama Crowley, Cennet’in nasıl bir yer olduğunu hatırlıyordu ve Cehennem’le bir sürü ortak noktası vardı.
Ama hep böyle olur, siz dünyanızın kontrol altında olduğunu sanırsınız ve sonra aniden Kıyamet’i koparırlar.
Karanlık güçler her zaman orada bir yerdedir. Onlar her yerdedir.
UYARI
Kıyamet’i başlatmak tehlikeli olabilir.
Sakın evde denemeyin.
Hiçbir iblisin bin sene geçse bile tasarlayamayacağı mide bulandırıcı fikirler, ancak eksiksizce çalışan bir insan beyninin icat edebileceği karanlık, anlamsız kötülükler buluyorlar, sonra da Şeytana Uydum" diye bağırıyorlardı ve mahkeme bunu hafifletici sebep sayıyordu. Halbuki Şeytan kimseye bir şey yaptırmıyordu. Buna gerek yoktu. İnsanların anlamakta güçlük çektiği şey buydu.
Tarihteki pek çok zafer ya da trajedinin insanların özünde iyi ya da kötü olmasından değil, insan olmasından kaynaklandığını bilmek, insanları anlamaya yardımcı olacaktır.
Ilık bir gece olması, dışarıda karanlık güçler olmadığı anlamına gelmez. Karanlık güçler her zaman orada bir yerdedir. Onlar her yerdedir.

Her zaman. Amaçları budur.

Korsanlar, kovboylar, uzaylılar falan hakkında okuyarak büyüyosun ve tam dünyanın harika şeylerle dolu olduğunu düşünmeye başladığında sana yalnızca ölü balinalar, kesilmiş ormanlar ve milyonlarca sene boyunca gitmiycek nükleer atıklar olduğunu söylüyolar.
Bana sorarsanız büyümeye bile değmez.
Binlerce küçük yolla kendilerine düşman olan bir dünyaya doğuyorlar, sonra enerjilerinin çoğunu onu daha da kötüleştirmeye adıyorlardı.
Ama işin komediye dönüştüğünü kabul etmen lazım. Yani, Ağaç’ı göstermek ve koca koca harflerle &‘Dokunmayın’ demek? Çok da incelikli sayılmaz, değil mi? Yani, ağacı çok uzağa ya da yüksek bir dağın zirvesine koysan olmaz mı? O’nun gerçekten ne planladığını merak ediyorum.
Günlerin sayısı yediyi epey geçmişti ve henüz yağmur icat edilmemişti.
Anyway, if you stop tellin’ people it’s all sorted out afer they’re dead, they might try sorting it all out while they’re alive."
Many people, meeting Aziraphale for the first time, formed three impressions: that he was English, that he was intelligent, and that he was gayer than a treeful of monkeys on nitrous oxide."
Genç kadınlar geceleri yalnız başlarına dışarı çıkmamalıdır..
Savaşların yaşlı bir dük vurulduğu ya da biri birinin kulağını kestiği ya da biri füzelerini yanlış yere yerleştirdiği için çıktığını sanıyorsun. Öyle değil. Bunlar yalnızca, eh, bahaneler ve konuyla hiçbir alakaları yok. Savaşların asıl sebebi, iki tarafın birbirine tahammül edememesidir. Zamanla gerilim artar, artar ve sonra her şey savaşa yol açabilir. Herhangi bir şey.
UYARI
Kıyamet’i başlatmak tehlikeli olabilir. Sakın evde denemeyin.
Cadılar konusunda pek çok kitap size cadıların çıplak çalıştığını söyler. Bunun sebebi, bu kitapların çoğunun erkekler tarafından yazılmış olmasıdır.
Onları neden kurtaracakmışız ki?" dedi Adam. Yeterince balina kurtarırsa rozet kazanacağı gibi bir hisse kapılmıştı.
Wensleydale duraksadı ve hafızasını taradı. "Çünkü şarkı söyleyebiliyorlar. Bir de beyinleri büyük. Onlardan geriye pek fazla kalmadı. Zaten onları öldürmemiz gerekmiyor, çünkü yalnızca köpek maması falan olmaya yarıyorlar."
"Eğer o kadar akıllıysalar," dedi Brian yavaşça, "denizde ne işleri var?"
Eskiden dünyayı kocaman bombalar, manyak politikacılar, dev depremler ya da nüfus göçleri gibi olayların değiştirdiği düşünülürdü. Bu, modası geçmiş fikirlerin yalnızca çağdaş düşünceyle alakası olmayan insanlar tarafından savunulduğu daha yeni fark edilmiştir. Kaos teorisine göre, dünyayı gerçekten değişime uğratan küçük şeylerdir. Amazon ormanlarında bir kelebek kanat çırpar ve sonuç olarak bir fırtına Avrupa’nın yarısını kasıp kavurur.
Tarihteki pek çok zafer ve trajedinin insanların özünde iyi ya da kötü olmasından değil, insan olmasından kaynaklandığını bilmek, insanları anlamaya yardımcı olacaktır.
En iyi şarkıların Şeytan’da olduğu söylenir. Genel olarak bu doğrudur. Diğer yandan en iyi koreograflar da Cennet’tedir.
Crowley tam karşı çıkacakken, kaybedecek hiçbir şeyi olmadığını fark etti. Kaybedilecek nesi varsa kaybetmişti. Zaten başına gelecek olan şeylerden daha kötüsünü yapamazlardı ona. Nihayet kendini özgür hissediyordu.
“İnsanları insan olarak yaratıp, sonra insan gibi davrandıkları için onlara kızmanın neresi bu kadar harika anlamıyorum,” dedi Âdem sertçe.
İnsanlar doğal bir kötülük yeteneğine sahipti. Bir şekilde, yaradışıları böyleydi sanki. Onlara bin ayrı küçük şekilde düşman olan bir dünyaya doğuyorlar, sonra enerjilerinin büyük kısmını o dünyayı daha da beter hale getirmeye adıyorlardı.
Uygarlığın barbarlıktan yirmi dört saat ve iki öğün uzakta olduğu söylenegelmiştir.
Merhaba," dedi. "Nasıl gidiyor? Dünya daha sona ermedi mi?"
Çok basit bence," dedi Wensleydale arkasına yaslanarak. "Neden çözmek binlerce sene sürsün anlamadım."
"Çünkü bunu çözmeye çalışanlar erkekler," dedi Pepper anlamlı anlamlı.
Dışarısı cehennem gibi."
"Hayır," dedi kadın. "Henüz değil."
Otoyolun yan yolundan ölüm melekleri gibi çıktılar, ki zaten öyleydiler.
Sırf doğru işleyip işlemediklerini görmek için her şeyi yok ederek sınaman gerekmiyor.
Diğer yandan bir de Ligur ile Hastur gibileri vardı, fenalıktan öylesine karanlık bir keyif alıyorlardı ki, onları insan sanabilirdiniz.
“Agnes geleceği görmüyordu. Bu yalnızca bir metafor. O geleceği hatırlıyordu.
Shadwell, sınıf, renk ya da inanç ayrımı yapmadan dünyadaki herkesten nefret ederdi ve kimse için istisna yapacak da değildi.
Ama hep böyle olur, siz dünyanızın kontrol altında olduğunu sanırsınız ve sonra aniden Kıyamet’i koparırlar. Büyük Savaş, Son Savaş, Cennet’e karşı Cehennem, üç raunt, bir Düşüş, teslim olmak yok. O kadar. Sonra dünya diye bir şey olmayacaktı. Dünyanın sonunun anlamı buydu. Dünya yok. Yalnızca sonsuz Cennet ya da, kimin kazandığına bağlı olarak, sonsuz Cehennem
“Cadılar tüm ülkeyi ele geçirirse ve herkesi sağlıklı yemekler yemeye, kiliseye gitmemeye ve giysileri olmadan dans etmeye zorlarsa görürler günlerini,” dedi bir taşı tekmeleyerek. Hoş, sağlıklı yemek dışında, diğer fikirlerin o kadar da korkutucu görünmediğini kabul ediyordu ya neyse.
Zira Anathema Araç cadıydı ve cadı olmak beraberinde aklıselimliği de getirdiğinden koruyucu muskalara ya da tılsımlara bel bağlamıyordu. Bunun yerine, beline taktığı otuz santimlik ekmek bıçağına güveniyordu.
Cadılık konusundaki pek çok kitapta cadıların çıplak çalıştığı yazılıdır, ancak bunun sebebi, o kitapların çoğunun erkekler tarafından yazılmış olmasıdır.
Ama Crowley Cennet’in nasıl bir yer olduğunu hatırlıyordu ve Cehennemle bir sürü ortak noktası vardı. İkisinde de doğru düzgün içki bulamıyordunuz mesela.
Bir iskelet, yürüyor olsa bile, en azından insandır; her canlı varlığın içinde bir tür Ölüm gizlidir.
Belki de hiçbir şey görmüyorlardı. Belki yalnızca zihinlerinin görmesine izin verilen şeyleri görüyorlardı, çünkü insan beyni -görülmek istemedikleri müddetçe- Savaş, Kıtlık, Kirlilik ve Ölüm’ü görecek şekilde yaratılmamıştır ve onları görmemek konusunda o kadar iyidir ki, dört bir yanı sarmış olsalar bile görmemeyi başarır.
Bazen insanlar arılara benzer. Eğer siz dışarıdaysanız, arılar kovanlarını size karşı şiddetle korurlar. Ama içeri girmeyi başardıysanız, işçi arılar yönetimden izin almadığınızı varsayıp sizi göz ardı ederler; bu gerçek yüzünden muhtelif beleşçi böcekler tatlı bir yaşam sürecek şekilde evrimleşmişlerdir. İnsanlar da aynı şekilde davranırlar.
Eğer kıyamet herhangi bir yerde olacaksa, her yerde olacak demektir.
Her şey kontrolden çıktı. Artık olayları Cennet ve Cehennem kontrol etmiyor; koca gezegen nihayet Bomba’yı elde etmiş bir Üçüncü Dünya ülkesine dönüştü sanki…
Düşünülemez şeyler vardır: İblislerin bile başka iblislerin o kadar da düşmeyeceğini düşündüğü derinlikler vardır.
Korsanlar, kovboylar, uzaylılar falan hakkında okuyarak büyüyorsun ve tam dünyanın harika şeylerle dolu olduğunu düşünmeye başladığında sana yalnızca ölü balinalar, kesilmiş ormanlar ve milyonlarca sene boyunca gitmeyecek nükleer atıklar olduğunu söylüyorlar. Bana sorarsanız büyümeye bile değmez."
Kaos teorisine göre, dünyayı gerçekten değişime uğratan, ufak şeylerdir. Amazon ormanlarında bir kelebek kanat çırpar ve sonuç olarak bir fırtına Avrupa’nın yarısını kasıp kavurur.
Ama bir şey uğruna çalışmak başkaydı, o şeyin gerçekten olması bambaşka.
Tarihteki pek çok zafer ve trajedinin insanların özünde iyi ya da kötü olmasından değil, insan olmasından kaynaklandığını bilmek, insanları anlamaya yardımcı olacaktır.
Biçim, mizacı belirler.
Kıyamet yalnızca bir kere kopar, bilirsin. Sen yanlış yapmayı bırakana kadar tekrar tekrar denemene izin vermezler.
Halbuki Şeytan kimseye bir şey yaptırmıyordu. Buna gerek yoktu.
Hem insanlara bütün sorunların onlar öldükten sonra çözüleceğini söylemeyi bıraksanız, henüz yaşarken çözmeye çalışabilirler."
Crowley’nin fikrine göre, cehennem büyük bir şer odağı değildi, tıpkı cennetin iyilik kaynağı olmadığı gibi. Onlar yalnızca bu büyük kozmik satranç oyunundaki taraflardı. Hem gerçek iyilik hem de iç donduracak kadar büyük kötülük insan zihninin içinde vardı.
İnsanlar doğal bir kötülük yeteneğine sahipti. Bir şekilde, yaradılışları böyleydi sanki. Onlara bin ayrı küçük şehirde düşman olan bir dünyaya doğuyorlar, sonra enerjilerinin büyük kısmını o dünyayı daha da beter hale getirmeye adıyorlardı.
Tarihteki pek çok zafer ve trajedinin insanların özünde iyi ya da kötü olmasından değil, insan olmasından kaynaklandığını bilmek, insanları anlamaya yardımcı olacaktır.
Tarihteki pek çok zafer ve trajedinin insanların özünde iyi yada kötü olmasından değil, insan olmasından kaynaklandığını bilmek, insanları anlamaya yardımcı olacaktır.
Dalga dalga sevgi hissediyorum,” dedi.
“Biri burayı gerçekten seviyor.” .
“Efendim?” .
“Büyük bir sevgi hissi var.. Bundan daha iyi ifade etmem imkânsız. .
Özellikle de sana.”
Kayıt meleği benim için fazla zahmete girmeyecek, hayatım sayfa sayfa denden işaretleriyle dolmuş olmalı.
Korsanlar, kovboylar, uzaylılar falan hakkında okuyarak büyüyorsun ve tam dünyanın harika şeylerle dolu olduğunu düşünmeye başladığında sana yalnızca ölü balinalar, kesilmiş ormanlar ve milyonlarca sene boyunca gitmeyecek nükleer atıklar olduğunu söylüyorlar. Bana sorarsanız büyümeye bile değmez.
Sırf doğru işleyip işlemediklerini görmek için her şeyi yok ederek sınaman gerekmiyor."
Savaş bölgesinin ortasında, çamurdan yapılmış bir barakada hayata başlamış birinin, şatoda doğmuş biri kadar iyi olmasını bekleyemezsin."

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir