Charles Bukowski kitaplarından Kimse Bilmez Ne Çektiğimi kitap alıntıları sizlerle…
Kimse Bilmez Ne Çektiğimi Kitap Alıntıları
arada sırada iki kelime bile ediyorum.
kendimi nasıl hissettiğimden habersizler.
hayatını boşa harcadığından şikayet eder ve birinin ona bunun öyle olmadığını söylemesini bekler.
bak, şunu şunu yaptın,
sonra şunu yaptın,
az değil.
öyle mi düşünüyorsun gerçekten?
elbette.
ama haklıdır aslında,
harcamıştır.
mucize,
şimdi de
dilenmiyoruz;
ödedik bedelini tuttuğumuz yolun, gülün isterseniz, yürünecek tek yoldu o.
ama talihten daha fazlasına ve şiirden daha iyi bir kandırmacaya ihtiyaçları olacak
şimdi biliyordu özgür olduğumu, kurban celladından kaçtığında hayat çekilmez olur cellat için.
Pound’a faşist
Hamsun’a hem Nazi hem de faşist.
Dostoyevski’yi idam mangasının karşısına diktiler
Lorca’yı vurdular
Hemingway’e elektro şok uyguladılar (beynini patlattığını biliyorsunuz)
Villon’u Paris’ten kovdular
Mayakovski rejime inancını yitirdi ve sevgilisiyle tartıştıktan sonra o da kendini vurdu.
Chatterton fare zehri içti ve işe yaradı.
kimilerine göre Malcolm Lowry sarhoşken kendi kusmuğunda boğuldu.
Crane geminin güvertesinden atlayıp ya pervaneye ya da köpekbalıklarına yem oldu.
Harry Crosby’nin güneşi karaydı.
Berryman köprüyü yeğledi.
Plath fırını yakmadı.
Seneca küvette bileklerini kesti (en iyisidir: sıcak suda).
Thomas ile Behan ölümüne içtiler ve listeyi uzatmak mümkün.
bir başına acı çeken
öpülmemiş
dokunulmamış
bir başına bitki sulayan
olsa da çalmayacak
bir telefondan yoksun
insanın dehşetini unutuyoruz.
nefretin gücü simgelediğini sanıyoruz.
cezalandırmanın sevgi olduğunu.
hayal kırıklığı,
elem,
yüreği boğulmuş.
kadınlar bir anda allak bullak olurlar, biliyor musunuz?
hayatın ilginç de olabileceğini
bilmiyor musun?
sıkıldım, sıkıldım, sıkıldım, sıkıldım.
aklımı kaçırmak üzereyim!
seçimsizlikten değil,
zeka eksiklikten değil,
diş sorunlarından değil,
kötü beslenmeden değil,
yapılacak
ENİYİ HAMLE
olduğu için.
rahat gülümsemeli bir adama asla güvenme,
hele pipo içiyorsa.
kahvaltı ettim,
öğle yemeği yedim,
sanırım akşam yemeğini de yiyeceğim;
anlamıyorsun, derim. konuşacak bir şey yok. konuşmak benim canımı sıkar.
yazma biçiminizi seviyorum.
onunla yetin.
kıymetimin bileneceği bir yere.
ama arkadaş olduğumuzu düşünüyordum.
düşünme. zararlıdır.
korkutuğu için benimle yaşadığı düşüncesine kapılıyorum.
Bu yüzden duvarlardır dostlarınız.
Ögrenin duvarlarınızı.
Aşk başarısızlığa mahkum
Ölüm ise yararsızdır.
Gerçeği öğrenmeleri çok
sürmeyecektir zaten.
öfkeli ve yalnız
yaşlı kadınlara bak.
Bir zamanlar harikulade vüvutlara sahip olmaları talih değildi;
O vücutlara kaybetmis olmaları da.
aklımı kaçırışıma tanık olmuştuk
bircok kez.
Şimdi biliyordu özgür olduğumu,
Kurban celladından kaçtığında
hayat çekilmez olur
cellat için.
ruhları ölü erkekleri.
kötü . erkekleri.
gölgeden farksız erkekleri
Yeni kadınlara ihtiyacımız yok
Yeni yollara ihtiyacımız yok
Şefkate ihtiyacımız var..
onu saatin kollarının ağır hareketlerinde
bile görebilirsiniz..
ayrıca, para ödedik, zaman ödedik
Bunun için.
Seçimsizlikten değil,
Zeka eksikliğinden değil,
Diş sorunların değil,
Kötü beslenmekten de değil.
Yapılacak
EN IYI HAMLE
olduğu için .
Et fiyatları çok yüksekti. Bir düzeni yumurta aldım.
Onlara biraz kokain vermeyi deneyin,
Ne gözlerinizin rengini
Ne de kulaklarına fısıldadıklarınızı
Hatırlayacaklar.
Ama Aşık kadınların aksine
Size hep döneceklerini göreceksiniz.
Dişinin umrunda değil
Tanrılar böyle planlamışlar
Şimdilik :
Birinin umrunda
Ötekinin değil.
Hayat tarafından cezalandırılmış,
Ya sevgiyle ya da sevgisizlikle
Sakatlanmış.
kestane rengi saçlarına, hızla bacak bacak üstüne atıyor..
Ayağını bir aşağı bir yukarı sallıyor..
Gümüş aynayı çantasına koyup bana bakıyor, gözleri kocaman ve bugüne kadar gördüğüm en solum yeşil..
Bütün dünya yakalanmış bakışına ve onunla evren
harkulade nihayet
Boğulmak istemesen bile boğulmanın çok fazla yolu var.
diye soruyor diğerleri.
Kıymetimin bilineceği
bir yere.
diye soruyor diğerleri.
Kıymetimin bileneceği
bir yere.
Boğulmak istemeseniz bile boğulmanın pek çok yolu vardır.
boğulmuş bütün fırsatları ezberledim,
bir sabah uyandığımı
ve her şeyin
unutulmuş aşkın rengine
boyandığını gördüğümü hatırlıyorum,
onu da ezberledim.
çok fazla
çok az
ya da çok geç
çok şişman
çok zayıf
ya da çok kötü
kahkaha
ya da gözyaşı
ya da kusursuz
kayıtsızlık
nefret edenler
sevenler
ellerindeki şarap şişelerini sallayarak
önlerine çıkanları süngüleyip
kadınların ırzına geçen ordular
ya da ucuz bir pansiyon odasında
Marilyn Monroe’nun fotoğrafıyla yaşayan bir ihtiyar
o denli büyük ki dünyadaki yalnızlık
onu saatin kollarının ağır hareketlerinde
bile görebilirsiniz.
o denli büyük ki dünyadaki yalnızlık
onu Vegas ‘ta, Baltimore’da ya da Münih ‘te
yanıp sönen neon ışıklarında görebilirsiniz.
insanlar yorgun,
hayat tarafından cezalandırılmış,
ya sevgiyle ya da sevgisizlikle
sakatlanmış.
yeni hükümetlere ihtiyacımız yok
yeni devrimlere ihtiyacımız yok
yeni kadınlara ihtiyacımız yok
yeni yollara ihtiyacımız yok
şefkate ihtiyacımız var.
müşfik davranmıyoruz
birbirimize.
müşfik davranmıyoruz.
korkuyoruz.
nefretin gücü simgelediğini
sanıyoruz.
cezalandırmanın
sevgi olduğunu.
daha az sahte bir eğitim bize gereken
daha az kural
daha az polis
ve daha iyi öğretmenler.
bir odada
bir başına acı çeken
öpülmemiş
dokunulmamış
bir başına bitki sulayan
olsa da çalmayacak
bir telefondan yoksun
insanın dehşetini unutuyoruz.
müşfik davranmıyoruz birbirimize
müşfik davranmıyoruz birbirimize
müşfik davranmıyoruz birbirimize
boncuklar sallanır, bulutlar örter
köpekler gül bahçesine işer
bir çocuğun kafasını koparır cani
dondurma külahından bir ısırık alır gibi
okyanus bir gelip
bir giderken
anlamsız bir ayın esaretinde.
müşfik davranmıyor insanlar birbirlerine.
Gül rengi şarap içilmez mi böyle gün de.
akıllı olduğunu bilecek kadar deliydi,
dönerse
deli olduğunu bilecek kadar akıllı.
boğulmuş bütün fırsatları ezberledim,
ve
bir sabah uyandığımı
ve her şeyin
unutulmuş aşkın rengine
boyandığını gördüğümü hatırlıyorum,
onu da
ezberledim.
St. Louis ve New Orleans’ta
içerdikleri dehşetin üstesinden
gelemeyeceğimi idrak ettiğim için
içlerinde ağladığım
yeşil odaları
ezberledim.
Düşünme. Zararlıdır.
zaman harcanmak içindir,
aşk başarısızlığa mahkum
ölüm ise yararsızdır.
ve iki kez yalan söylediğinde
bir daha asla sevmemeye karar verdik,
böylesi adilaneydi,
bize ve aşkın kendisine.
sakla. gerçeği öğrenmeleri
çok sürmeyecektir zaten.
sineğin
ağa takılmasının talihsizlikle
ilgisi yoktur.
aklımı kaçırışıma tanık olmuştu
birçok kez.
şimdi biliyordu özgür olduğumu,
kurban celladından kaçtığında
hayat çekilmez olur
cellat için.