Aşkım Kapışmak kitaplarından Kalbin Anahtarı – 1 kitap alıntıları sizlerle…
Kalbin Anahtarı – 1 Kitap Alıntıları
Başına gelen her şeye teşekür et ve ders çıkar, çünkü zamanla çıkardığın derslerin hocası olacaksın.
Yemeğin pratiğini, diyetin hızlısını, şarkının kısasını, işlerin kolayını ister olduk. Arkadaş olmadan dost, sevgili olmadan karı koca olduk. O kadar hızlı ki her şey, yaşamı yarış yaptık. Sanki herkes rakip ve bir tutam düşmanımız. Söylesene arkadaş, kim bu yarışın kazananı? Sonu ölüm olan bu pistte, sona varmaya acelen ne.?
Size bir haksızlık yapılıyor ve hakkınızı almak İçin fırsatınız varken vazgeçiyorsanız, büyük bir sabır ve olgunluk örneği sergiliyorsunuz demektir.
Hani bir daha yapmayacağım dersin ya, dikkat et bu cümleye. Söylediğin andan itibaren başlar samimiyet sınavı. En sevdiğin kişinin elinden, dilinden, gözünden gelir önüne, yapmam dediğin şey. Ona da kocaman bir HAYIR dediğin zaman geçersin sınavdan.
Ömrümüz korku mahallesinin umut sokaklarında mutluluk apartmanını aramakla geçiyor. Evden eve taşınıp geçmişle geleceğe komşu oluyoruz. İnan dostum, senin çıktığın eve eninde sonunda ben taşınıyorum. Sonuçta hepimiz aynı kaderin misafirleriyiz.
Bil ki şuan ne varsa aklında çoğu zan! Olur ya da olmaz dediklerin senin gerçeklerin. Bugün ne geldiyse başına kaderin, verdiğin tepkiler ise iradendir. Kimi ağladı, kimi güldü, kimi kazandı, kimi kaybetti. Emin ol hepimiz uyuyacağız bu akşam, ama hangimiz uyanacak bilinmez. Şimdi uyu, eğer kısmet olursa uyanmak, şunu bil yeter ; Her şeyin sonu selamet.
Bu akşam Ay’a ve yıldızlara emanet ettim düşüncelerimi. Eminim ki Güneş’e teslim edicekler, aydınlansın diye. Sabah uyanabilmek nasip olursa, toplarız birlikte en temiz olanlarını.
Sokaklar aşık taklidi yapanlarla doldu. Karşısındakiler ise taklide bile razı.
Bazı insanlara aşırı ilgi gösterdiğinizde, bütün yüklerini size bırakırlar, çünkü onlar kendilerine ilgi göstermeyenlerin pesine düşerler. Sabırları, tavizleri başkasına gösterip sizi ihmal ederler. O zaman kimseye aşırı ilgili olma, sen ilişki istedikçe onlar çelişkli yaratırlar.
Yemeğini pratiğini, diyetin hızlısını, şarkının kısasını, işlerin kolayını ister olduk. Arkadaş olmadan dost, sevgili olmadan karı koca olduk. O kadar hızlı ki herşey, yaşamı yarış yaptık. Sanki herkes rakip ve bir tutam düşmanımız. Söylesene arkadaş, kim bu yarışın kazananı? Sonu ölüm olan bu pistte, sona varmaya acelen ne ?
Yanlış anladık galiba, dünya satılık değil, tadımlıktır.
Oysa Aşk, güzeldir ve tamdır. Yarım olanlara sadece ıstırap verir.
Hayır diyememek ve sınırlarımızı çizememek tam burada başlıyor. Sürekli evet diyerek karşı tarafı sorgulamadan onaylayarak sevilme duygumuzu tek bir kişi tarafından ve bize hiç ummadığımız anda zarar verebilecek insandan karşılamasını istiyoruz.
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyor, elimizden geleni yapmadan sonucunda sürekli olarak iyiliği istemeyi kendimize hak görüyoruz, hak etmediğimiz halde.
Başına gelen her şeye teşekür et ve ders çıkar, çünkü zamanla çıkardığın derslerin hocası olacaksın.
Hani bir daha yapmayacağım dersin ya, dikkat et bu cümleye. Söylediğin andan itibaren başlar samimiyet sınavı. En sevdiğin kişinin elinden, dilinden, gözünden gelir önüne, yapmam dediğin şey. Ona da kocaman bir HAYIR dediğin zaman geçersin sınavdan.
İnandığımız gibi yaşayamazsak, yaşadığımıza inanmaya başlıyoruz.
Hani yaralıyım diye gelip hayatınıza girenler var ya, sizi aşık edip karabatak olanlar. Alışmışlardır onlar başkalarında pansuman edilmeye. İyileşene kadar yanında ilgiliyi oynarlar, sen beklentiye girince de hazır değilim tafraları. Kırın bir önceki gibi egosunu, onlar acı verene aşık olurlar, iyileştirene değil.
Ne anlattığına değil, nasıl anlattığına kapılır insan.
Kalbinizi açmak için, kendinizi değişime açmalısınız. Görü- nürde sağlam dünyada yaşayın, onunla dans edin, meşgul olun, eksiksiz yaşayın, bütünüyle sevin ama yine de bunun geçici ol- duğunu ve sonuçta tüm formların çözülüp değiştiğini bilin.
Gözlerinle okşa gördüklerini, maddeyse tozunu silsin, insansa kalbini, çünkü gözleriyle okşayan baktığı her şeyde allah’ı görür.
Kötülüklerin çokluğu iyi insanların tembelleşmesinden kaynaklanır. Kimse, Ne kadar çok kötü insan var? demesin. Ben ne kadar iyiyim, onu düşünsün.
Sen sen ol ve unutma; bir Allah bilir seni, bir kendin. Gerisi hep bakıp kendilerini görenlerdir.
Ben görmedim kızım görsün, ben yapamadım oğlum yapsın diyen anne babalar. Kızınızın gördüğü, oğlunuzun yaptığı ortada. Kendi geçmişinizi evlatlarınızda düzeltmeyin. Sizin yaşamadıklarınızı yaşayarak mutlu olmalarını beklemeyin.
Hiçbir şey istediğin zamanda, istediğin kadar olmaz. Biraz geç olur, çünkü arkadaki zamanda sabrı öğren diye. İstediğinden az olur, çünkü tamam deyip tembelleşme diye. Hiçbir şey düşündüğün kadar kötü olmaz, beklemediğinden erken gelir. Daha beterine tanık eder, çünkü sana gelene şükret diye. Erkenden sıkıntısı gelir yanındakilere bak ele diye. Sen ne yaparsan yap insan, sonuç değil sadece süreç elinde.
sabaha ve güneşe tekrar bakmak umuduyla uyur her insan. Yeni bir güne bir selam daha vermek için. Uyanamayacağını bilse acaba uyuyabilir miydi o gözler?
Sen olabildiğince başkalarının imtihanı olma, sen çektiğini düşünsen bile acılarını senden daha iyi bilen var, şahdamarından bile sana yakın olan. Sen öncesinde de, şu anda da ve sonrasında da O’nundun, O’nunsun ve O’nun olacaksın. Allah’a havale et ve üzerine aldığın yüklerden kurtul. Allah var, gam yok
Tüm yaşamı boyunca sevgiye hasret kalmıştı. Doğası sevgiye açtı. Varlığının en temel arzusuydu bu. Buna rağmen hayatını onsuz sürdürmüş, sonucunda da katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu bilmezdi. Şimdi de bunu bilmiyordu. Bildiği şey sadece, sevgiyle hareket eden insanların onda bir heyecan uyandırdığıydı. Sevginin inceliklerini, yüce ve olağanüstü olduğunu düşündü.
Biraz durup düşünürsek ve karşımızdaki insana eşsiz ve biricik bir dünya gibi bakabilsek;geçmişi unutsak ve hastalıklı yönlerimizi tedavi etsek daha iyi olmaz mı?
Başkalarını yorduğun kalbini ben de dinlendirme artık.Ritmine ayak uyduracağım diye kalbimi duyamaz oldum.
Korkma,yüzleşince iyileşir insan.
İçlerini rahatlatıp birbirlerini sürekli olarak haklı olduklarına inandırırlar.
Menfaate dayalı birliktelikler,başkası hakkında bize anlatmaları,aslında bizimle ilgili durumların da başkalarına anlatılacağını gösterir.
Gerçek sevgi dediğimiz olgu doğru duygularla başlar,eğer ki bizler sadece beğenilme duygumuzu bir insan üzerinde tatmin ediyor ve sırf bu duygumuzu devam ettirebilmek için bir ilişki kuruyorsak,hem kendimize hem de karşımızdaki insana haksızlık yapıyoruz demektir.
İletişim çatışmalarının bir başka kaynağının ise “İlişki Tükenmişliği” olduğu düşünülmektedir. Uzun süre devam eden çatışmalardan sonra karşınızdaki kişiyle anlaşamadığınızı fark edersiniz. İlk tanıştığınızda ilişkiniz ne kadar renkli ve eğlenceliydi. Daha sonra eleştiriler, küçümsemeler arttıkça ilişki tükenmişliği ortaya çıkar. İlişkiden dolayı kişi kendisini yorgun, tükenmiş, çaresiz, yalnız hisseder. Bu durum aile ya da romantik ilişkilerde sıkça rastlanır. Sorunlu ebeveyni ile uzun süre iletişim kuran kişiler bir zaman sonra tükenmeye başlar. Romantik ilişkilerde ise tükenmişlik ayrılıklarla sonuçlanır.
Kişiliğe yatırım yapın,dişilik sonuçtur.
Belki de dolmuştur gönlün , aklın evin . O duasını edip istediklerin yer bulamıyordur sana gelmeye . Unutma Allah duaları kabul eder , sadece sana gelmesi zaman alır.
Kutsal bir metne dokunmak her şeyden önce bir risktir. Ona inanmayı değil onu samimi olarak anlamayı istediğimizde karşımızda koca bir tari- hin yükünü buluruz. Tarih boyunca insanların kitabı taşıdığı gibi, kitap da insanı taşıdığından, bu yük hem kitabın kendisine hem de onu anlamak isteyene aittir.
Gözünle görmesen de kalbinle hissedersin .
Neyden vazgeçemiyorsanız , sabırlı olun bir süre sonra o sizi terk edecektir.
AKILLI İNSAN, ÇOK KONUŞMAK YERİNE HEM KENDİSİ HEM BAŞKALARI İÇİN FAYDA SAĞLAYACAK İNSANLARI KOUŞTURANDIR.
Hayatımıza her yeni giren insan , bambaşka bir hayatı ve baharın güzelliklerini soluklanabileceğimiz mevsim gibidir.
Sevmediğim yanın yok hayat . Sadece şaşırdığım ve üzüldüğüm anlarım oldu . İşi , aşkı , arkadaşlığı ne varsa hepsini seviyorum , artık suçlamıyorum seni , çünkü önüme getiren kader, seçimi yapan ben . Acıları da sevmeye başladım . Anladım ki her acı bir sonraki ödüle hazır olmam için geçici kıyafetmiş. Sen yine azar azar gönder acıdan da huzurdan da. Hepsinde kazandığım da kaybettiklerm de benim . Bu yüzden şükürdeyim , sayende avuçlarımda Yaradan’ a sesleniyorum .
Neyden vazgeçemiyorsanız , sabırlı olun bir süre sonra o sizi terk edecektir.