İçeriğe geç

Jolier Rawen Kitap Alıntıları – Can Patlar

Can Patlar kitaplarından Jolier Rawen kitap alıntıları sizlerle…

Jolier Rawen Kitap Alıntıları

Sessizce dilenen bir dilencinin iç sesi gibiydi duyguları umutları küçük beklentileri yetersiz..
Sanki yeri dolmacak bir parçam hep eksik kalacakmış gibi. Peki neydi o eksik parça? Söyleyemediklerim miydi? Belki de bunca yıl boyunca söyleyemediklerimin gölgesine sığınmıştı aslında vazgeçtiklerim. Vazgeçtikçe yoruldu artık kelimelerim ve sessizleşti cümlelerim.
Artık insanlar bir siyah kadar yalnız Jolier, hayatlar bir gölge kadar aldatıcı. Sevgiler alışkanlıktan, alışkanlıklar ihtiyaçtan, ihtiyaçlar ise yaşamaktan ibaret
Sessizce dilenen bir dilencinin iç sesi gibiydi duyguları umutları beklentileri yetersiz….
Aslında yaşamak o kadar tuhaf bir kavram ki Sanki hep gidilen ancak hiç varılamayan bir yol gibi bazen. Öyle bir yol ki sadece yürüyorsun, adım attıkça kaybediyorsun, adım attıkça büyüyorsun, adım attıkça özlüyorsun. Adımlar ağırlaşıyor, kaybetmeye alışıyorsun. Kaybettikçe büyüyorsun, büyüdükçe özlüyorsun.
Gece olduğunda, yatağa uzanıp aslında ne kadar yalnız olduğunu sen de hissediyor musun Nilessa?
Bu hisle uyumaya çalışıyor musun?
Uyuyabiliyor musun?
Bir zamanlar zincirlerle köle olanlar şimdi görülmeyen zincirlerle paranın kölesi olarak yaşamaktalar.
Hayat savaşmaya değer şeylerin çokluğuyla güzeldir, mutlu değilsen eğer bil ki bu hayatta uğruna savaşacak bir şeyin kalmamış senin
Hiç bu dünyaya ait olmadığını hissettiğin oldu mu?
Hayat savaşmaya değer şeylerin çokluğuyla güzeldir, mutlu değilsen eğer bil ki bu hayatta uğruna savaşacak bir şeyin kalmamış senin
Sessizce dilenen bir dilencinin iç sesi gibiydi duyguları, umutları küçük, beklentileri yetersiz
Fakat çok iyi biliyorum ki geçmiş bir mezarlıktır, kimileri geri gelmeyecek insanlar bırakmıştır geçmişinde, kimileri ise geri gelmeyecek duygular.
Ülkeleri silahlarla yenebilirsin ama silahlarla yönetemezsin.
Anton Çehov’un dediği gibi; ilk sahnede görünen silah, üçüncü sahnede mutlaka patlayacaktır.
Bir kitabın ilk sayfasını açtığında, ilk cümlelerini okuduğunda, ilk beklentin kendinden birşeyler bulmaktır o kitapta, daha ilk cümlede seni anlatsın istersin, çünkü yalnızsındır ve bunu bazen bir kitapta arayacak kadar da acınacak haldedir durumun; ama asla ümidini kaybetme, bazen insanlarda bulamadığını kitaplarda bulabilirsin.
Bazen doğru geçen bir gün, yanlış geçmiş bir ömürden daha uzundur.
“Her şeye rağmen, seninle birlikte olduğumuz yıllar, karlı bir Noel akşamında sokakta yürümek gibiydi benim için. Masumiyet ve umut doluydu Şimdi o yıllara veda etme zamanı artık Fakat en zoru ne biliyor musun ? Bunca yıl boyunca yaşadığın on binlerce sohbeti, binlerce kahkahayı, yüzlerce göz yaşını, onlarca verilmiş sözleri ve bir zamanlar yere göğe sığdıramadığını 8 harfe sığdırmaya çalışmak Hoşça kal
Ve eğer yıllar geçse de üstünden, sana aynı duyguları yaşatabiliyorsa bir insan, seni karşılıksız mutlu ediyorsa, sana sadece saf bir sevgi bağışlamışsa neyi değişirse değişsin, ne yaparsa yapsın, savaş o kişi için. Hayat savaşmaya değer şeylerin çokluğuyla güzeldir, mutlu değilsen eğer bil ki bu hayatta uğruna savaşacak bir şeyin kalmamış senin
Sessizce dilenen bir dilencinin iç sesi gibiydi duyguları, umutları küçük, beklentileri yetersiz
Kimileri geri gelmeyecek duygular bırakmıştı geçmişlerinde, kimileri ise geri gelmeyecek insanlar
”Aslında mutluluk hayal kurmak gibidir, onu yaratacak olan da onu kaybedecek olan da insanın kendi düşünceleridir. ”
“Bazen; doğru geçen bir gün, yanlış geçmiş bir ömürden daha uzundur.”
Verebileceğim en büyük tavsiye vazgeçmekten korkun kaybetmekten değil
Değişim çok farklı bir kavramdır aslında. Örneğin; hayatınızdan memnun değilseniz, bir ihtiyaçtır değişim. Memnunsanız da en büyük korkunuz olur bir anda. Değişim, hayatın kendisidir oysa ki. İster hayatınızdan memnun olun, ister olmayın her an yanı başınızdadır.
Kalptir evrendeki en büyülü yer, çünkü ölen de oradadır, yaşayan da
Bilinmezliklerle dolu bir gelecek ve yalnızlıklarla dolu bir geçmişe sahipsen, her zaman zordu zaten uyumak.
Sessizce dilenen bir dilencinin iç sesi gibiydi duyguları, umutları küçük, beklentileri yetersiz
Biz yarından çok eminmişiz gibi yaşıyoruz ve bugünün değerini bilmiyoruz.
Bugün, bizi gerçekten sevmiş bir sevgili.
Yarın ise bize hiç değer vermeyen bir serseri
Biz ise bir serseriye aşığız.
Bazen; doğru geçen bir gün, yanlış geçmiş bir ömürden daha uzundur.
Ancak ne zaman dibe vurursa bir insan işte o zaman karşısına çıkardı mucizeler çünkü hayatın kuralıydı bu, bedelsiz olmazdı hiçbir mucize.
Ona her baktığında birçok hatıra görüyordu, yanlış bir yola girmiş, onu çok üzmüştü Nilessa ama yine de Yine de o Nilessa’ydı. Bunun ne anlama geldiğini sadece kendisi biliyordu.
Mutluluk bir an mıydı yoksa bir süreç mi?
Sen benim aşktan fazlamsın, hiçbir tanım yeterli değil senin için. Ve şunu biliyorum ki; bir insanın hayatı, üflediği mumlardan ibaret değildir, tüm yaşamı boyunca söylediği ‘iyi ki’lerin ve ‘keşke’lerin farkından ibarettir sadece.
İnsanlar geçmişi ödeyerek geleceği kazanıyor, şimdiki zaman ise birçok insan için sadece gramerde var olan bir olgu.
Kaçmak huzura giden bir yol gibi gelebilir sana, ama bir gün her aynaya baktığında geride bıraktıklarını görebilirsin. Onlar asla bıraktığın yerde kalmazlar.
Mutlu değilsen eğer bil ki bu hayatta uğruna savaşacak bir şeyin kalmamış senin
Ayrılıkların yaşandığı ilişkiler tabanı su almış bir gemiye benzer. Belki hemen batmaz ancak çatlaklardan içeri giren sular, bu geminin bir gün batacağının işaretidir ve tabanı çatlak bir gemiyle okyanuslara açılmak istemezsin.
İnsanların yalanlar üzerine inşa ettiği yapaylık bir süre sonra alışkanlık haline gelebiliyor. Böylece devam ettikleri şey sevgileri değil alışkanlıkları oluyor.
İnsanlardan bazıları ise ısınmak için birbirine yaklaşan kirpilerin aksine iç sıcaklıklarına güvenerek tek başına geçirirler o kışı, böylece canlarını acıtan bir dikenle karşılaşmazlar fakat kışın ne kadar soğuk olduğunu en iyi onlar bilir.
Bizi hayvanlardan ayıran en önemli özellik , kalabalıkları çeşitli ve şekillenebilir işbirlikler kurarak yönetebilme beceriniz, dedi.
Kalptir evrendeki en büyülü yer, çünkü ölen de oradadır yaşayan da
Unutma, ben ve kendim olmak üzere iki farklı insan vardır içimizde; ben daha geneldir, diğer insanlar ile ortak yanındır. Fakat kendim öznel bir tanımdır, seni diğerlerinden farklı kılan öğelerden oluşur. Bu nedenle de her zaman kendin olmalısın.
Çünkü hayatı sana sadece zaman öğretebiliyor
Dolaplarında bir peynir kutusu ve birkaç ekmek dışında bir şeyleri yokken bana çay yaptılar ve o yarım ekmeklerini paylaştılar. O insanlar ellerindeki bu kadar azken bile paylaşabiliyordu peki biz neyi paylaşamadık da o insanların hayatlarını çaldık.
Uzak, çok uzak bir yere gitmek istiyorsun, biliyorum Jolier.
Hayat, seni üzmekten çekinmeyen birisini düşünmeye değmeyecek kadar değerliydi.
Kime veda edeceğim şimdi?
Senin hayatını mahvedenler olduğunda bile önce yaşamayı bileceksin daha sonra yaşatmaya çalışacaksın. Bu ikisini yaptığın sürece potansiyeline ihanet etmezsin.
Ve eğer yıllar geçse de üstünden, sana aynı duyguları yaşatabiliyorsa bir insan, seni karşılıksız mutlu ediyorsa, sana sadece saf bir sevgi bağışlamışsa neyi değişirse değişsin, ne yaparsa yapsın, savaş o kişi için. Hayat savaşmaya değer şeylerin çokluğuyla güzeldir, mutlu değilsen eğer bil ki bu hayatta uğruna savaşacak bir şeyin kalmamış senin
Bazen doğru geçen bir gün, yanlış geçmiş bir ömürden daha uzundur.
Belli bir zaman sonra bazı şeyler eski etkisini kaybedebiliyor, dedi Jolier.
Biraz daha açabilir misiniz bu etkileri?
Mesela küçük bir çocuğun, sokakta bir balon satıcısını gördüğünde neler hissettiğini düşünün. Aynı çocuk büyüdüğünde, aynı sokakta, aynı satıcıyı tekrar görse, dikkatini bile çekmeden yoluna devam edecektir muhtemelen. Çünkü bir zamanlar gereğinden fazla anlam yüklediği o balonlar, zamanla bir plastik parçasına dönüşüverir. Tıpkı hislerimiz gibi.
Şunu unutma Jolier Şu an hayatında olan insanlar bir gün geleceğin hayaleti olacaklar, bugün var olurlar, ancak bir gün hiç olmazlar. Bu nedenle geçirdiğin her anın değerini bilmek, hayatı yaşanabilir kılan tek olgudur.
Hatırlıyor musun Hayat, hiçlikten varolmuş her şeydir demiştin bana.
Haklıydın. Bazen, gereğinden fazla anlam yüklüyoruz her şeye. Oysaki bir anlamı yok bazı şeylerin ama biz yine de anlam yüklemek için çabalıyoruz
Mesela yanlış insanları seviyoruz Yanlış işlerde çalışıyoruz Yanlış değerlere inanıyoruz
Kaybolduğumuz iç dünyamızda tutunacak bir yer arıyoruz kendimize. Çünkü korkuyoruz farklı olmaktan, daha doğrusu yalnız olmaktan
Bir kitabın ilk sayfasını açtığında, ilk cümlelerini okuduğunda, ilk beklentin kendinden bir şeyler bulmaktır o kitapta, daha ilk cümlede seni anlatsın istersin, çünkü yalnızsındır ve bunu bazen bir kitapta arayacak kadar da acınacak haldedir durumun; ama asla ümidini kaybetme, bazen insanlarda bulamadığını kitaplarda bulabilirsin,
Geçmiş bir mezarlıktır, kimileri geri gelmeyecek insanlar birakmıştır geçmişinde, kimileri ise geri gelmeyecek duygular. Zaman dursa da bazen, hayat yine de devam ediyor..
”Uzak, çok uzak bir yere gitmek istiyorsun, biliyorum Jolier Kaçmak huzura giden bir yol gibi gelebilir sana ama bir gün her aynaya baktığında geride bıraktıklarını görebilirsin, onlar asla bıraktığın yerde kalmaz çünkü. İnsanlar çabuk değişir Jolier, bunu aklından çıkarma, yıllar geçse de üstünden sana değişmeden aynı duyguları yaşatabiliyorsa bir insan, seni karşılıksız mutlu ediyorsa, sana sadece saf bir sevgi bağışlamışsa ne olursa olsun savaş o kişi için
Hayat savaşmaya değen şeylerin çokluğuyla güzeldir, mutlu değilsen eğer bil ki uğruna savaşacak bir şeyin kalmamış senin ”
” saf sevgiyi tatmış birisi, sevgisizliğin insanın ruhunda ne kadar büyük tahribatlara yol açtığını hiçbir zaman bilemezdi ”
”Bu soğuğa rağmen kalbinin sıcaklığı bir an olsun üşüdüğümü hissettirmemişti ”
” Hayatta yaşadığını hissettiğin zamanın bir kum saati gibi akışına şahit olduğun bazı anlar vardı ”
” bir insanın hayatı, üflediği mumlardan ibaret değildir; tüm yaşamı boyunca söylediği ‘iyi ki’lerin ve ‘keşke’lerin farkından ibarettir sadece ”
”Çünkü gerçek sevgi bencil değildir, gerçek sevgi sadece mutlu etmek ister; gerçek sevgi, hissetmek ve bu hisse ait olmak ister ”
”Sıradanlık baktığın şeye göre değişir
Mutsuz insanların bu kadar güzel saçları olamaz ”
‘Ancak ne zaman dibe vurursa bir insan işte o zaman karşısına çıkardı mucizeler çünkü hayatın kuralıydı bu, bedelsiz olmazdı hiçbir mucize ”
”Hayalperest tutkular ne zaman para kazanma arzusuna dönüşüyordu? ”
”Size verebileceğim en büyük tavsiye vazgeçmekten korkun; kaybetmekten değil ”
‘Bazen gidersin ama varamazsın Bazen uzanırsın ama dokunamazsın Ve bazen Bazen çok seversin ama terk edilirsin ”
” Söylemek isteyip de söyleyemediği çok şey vardı Jolier’ın içinde. Hayatındaki virgüller, belki de artık yerini bir noktaya bırakmalıydı. Böylece yeni bir cümleye başlayabilirdi ”
”Şunu unutma Jolier.. Şu an hayatında olan insanlar bir gün geleceğin hayaleti olacaklar. Bugün var olurlar ancak bir gün hiç olmazlar. Bu nedenle geçirdiğin her anın değerini bilmek, hayatı yaşanabilir kılan tek olgudur ”
”Alışmak ve kaybetmek arasındaki ince bir çizgide ilerliyordu Jolier’ın hayatı ”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir