Beth Pattillo kitaplarından Jane Austen Hayatımı Mahvetti kitap alıntıları sizlerle…
Jane Austen Hayatımı Mahvetti Kitap Alıntıları
Nereye gittiğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Tek bildiğim olabildiğince hızlı kaçmam gerektiğiydi.
Tek sorun şuydu ki en çok uzaklaşmak istediğim kişi kendimdim.
Tek sorun şuydu ki en çok uzaklaşmak istediğim kişi kendimdim.
Hayatım bir felaketti, fakat kitaplar hala vardı.
Bir sürü kitap. Bir sığınak. Bir teselli.
Her biri yeni bir başlangıç ihtimali sunuyordu.
Bir sürü kitap. Bir sığınak. Bir teselli.
Her biri yeni bir başlangıç ihtimali sunuyordu.
Hayatım bir felaketti fakat kitaplar hâlâ vardı.
Bir sürü kitap,bir sığınak,bir teselli Her biri yeni bir başlangıç ihtimali sunuyordu
Bir sürü kitap,bir sığınak,bir teselli Her biri yeni bir başlangıç ihtimali sunuyordu
Bazen bilmemek gerçekten de mutluluktu.
Bir şeyin ne kadar değerli olduğu her zaman bakış açınıza bağlıdır.
Geleceği bilmeye çalışmanın, aşkın sonucunu tahmin etmeye çalışmanın, bir mutlu son ihtimalini daima geçersiz kılacağını öğrendim.
Hayat benim hayatımdı ve başka türlü yaşayamazdım. Yüreğimin sınırları ve karakterimdeki kusurlar düşünülecek olursa, her kadının yapabileceği kadar cesurca ve akıllıca sevdim.
Ne yaparsan yap,sevgi olmadan evlenme.
Dünya sözcüklerimi öğrenebilir, ancak kalbim için böyle bir ayrıcalığı yok.
Belki de gerçekte kim olduğumuz beklenmedik olanda saklıdır.
Yüreğimin sınırları ve karakterimdeki kusurlar düşünülecek olursa, her kadının yapabileceği kadar cesurca ve akıllıca sevdim.
Gerçek şu ki bir kadının aşk hayatı daima iş hayatının önemini azaltmak için kullanılabilirdi.
O açık sözlü olabilirdi ama ben belirsizliği bir sanat haline getirmiştim.
Belki de gerçekte kim olduğumuz beklenmedik olanda saklıdır.
Saatler ve takvimler genç insanlar içindir. Bu – bahçenin yemyeşil güzelliğini kastettiğini belirtmek için bir elini havaya kaldırdı- zamansızdır.
Hayatım bir felaketti, fakat kitaplar hala vardı. Bir sürü kitap. Bir sığınak. Bir teselli. Her biri yeni bir başlangıç ihtimali sunuyordu.
Que será, será.
– Whatever will be, will be.
– Her şey olacağına varır.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Dünya sözcüklerimi öğrenebilir, ancak kalbim için böyle bir ayrıcalığı yok.
Kaybettiklerimi kabullenme fikrine alışmak bir şeydi, bunlarla gerçek hayatta yüzleşmekse bambaşka bir şey.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Mantığının eleştirdiğini, merhametinin savunmasına izin verme.
Kalp kırıklığı mutluluktan daha yaygındır.
Mutlu sonlar, ömür boyu süren aşklar hem çabanın hem de şansın ürünüdür.
Belki de gerçekten kim olduğumuz beklenmedik olanda saklıdır.
Hayatım bir felaketti, fakat kitaplar hala vardı. Bir sürü kitap. Bir sığınak. Bir teselli. Her biri yeni bir başlangıç ihtimali sunuyordu.
Hayatım bir felaketti, fakat kitaplar hâlâ vardı. Bir sürü kitap. Bir sığınak. Bir teselli. Her biri yeni bir başlangıç ihtimali sunuyordu.
Bir şeyin ne kadar değerli olduğu her zaman bakış açımıza bağlıdır.
Belki de gerçekten kim olduğumuz beklenmedik olanda saklıdır.
Hayatım bir felaketti, fakat kitaplar hâlâ vardı.
Dünya sözcüklerimi öğrenebilir, ancak kalbim için böyle bir ayrıcalığı yok.
Hayatım bir felaketti fakat kitaplar vardı.
Bir sürü kitap. Bir sığınak.Bir teselli. Her biri yeni bir başlangıç ihtimali sunuyor.
Bir sürü kitap. Bir sığınak.Bir teselli. Her biri yeni bir başlangıç ihtimali sunuyor.
Saatler ve takvimler genç insanlar içindir.
Hayatım bir felaketti fakat kitaplar hala vardı. Bir sürü kitap. Bir sığınak. Bir teselli. Her biri yeni bir başlangıç ihtimali sunuyordu.
“Tek sorun şuydu ki en çok uzaklaşmak istediğim kişi kendimdim.”
“Hayatım bir felaketti fakat kitaplar hala vardı. Bir sürü kitap. Bir sığınak. Bir teselli. Her biri yeni bir başlangıç ihtimali sunuyordu.”
Yanımda uyuklayan adam da, tabii, bir başka beklenmedik zorluktu, ama aynı zamanda hoş bir sürprizdi de. Kendime gerçeği itiraf edecek olursam, adamı son derece çekici buluyordum. Hep bulmuştum. Ve tabii onunla birlikte olmanın kolay olduğunu da hep biliyordum. Vee
Dur! Kendimi uyardım. Bu delilikti. İhtiyacım olan son şey eski bir arkadaştan hoşlanmak kadar düşüncesiz bir davranışın içine düşmekti. Hayır, etrafında dolanacağım tek erkek gizemli Jack SMİTH olacaktı.
Dur! Kendimi uyardım. Bu delilikti. İhtiyacım olan son şey eski bir arkadaştan hoşlanmak kadar düşüncesiz bir davranışın içine düşmekti. Hayır, etrafında dolanacağım tek erkek gizemli Jack SMİTH olacaktı.
Mutlu sonu kafaya takmakla ilgili sorun şu ki, Emma, yolculuğun tadını çıkarmayı unutuyorsun.
Sonra kalktım ve caddede resmen koşmaya başladım. Nereye gittiğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Tek bildiğim olabildiğince hızlı kaçmam gerektiğiydi. Tek sorun şuydu ki en çok uzaklaşmak istediğim kişi kendimdim.
Dünya sözcüklerimi öğrenebilir, ancak kalbim için böyle bir ayrıcalığı yok.
Yazı kutum ve pencere kenarındaki küçük masam en mutlu son oldu.
Günü geçirmek için kitaplara gömülmekten daha iyi ne olabilirdi ki?
Elbette eski hayaller beni halen kışkırtıyor olabilirdi, fakat bu onlara boyun eğmem gerektiği anlamına gelmiyordu. Aksine, bu baştan çıkarmaya karşı daha fazla mücadele etmeli halihazırda olduğumdan daha fazla pişman olmama sebep olacak bir şey yapmam söz konusu olamazdı ve şayet yazar olma hayallerimin yeniden doğuşuna izin verecek olsaydım, sonunda pişmanlıklarımın altında ölümüne ezileceğimden korkuyordum.
Otuzlarınızdayken bile ailenizin sizi içine düştüğünüz durumdan kurtaracağını bilmenin verdiği rahatlık çok tuhaf. Her ne kadar yaptıkları hiçbir teklifi yetişkinliğin verdiği bağımsızlığı son zerresine kadar feda etmeden kabul edemeyeceğinizi bilseniz bile.
Saatler ve takvimler genç insanlar içindir.
Hayatım bir felaketti, fakat kitaplar hâlâ vardı. Bir sürü kitap. Bir sığınak. Bir teselli. Her biri yeni bir başlangıç ihtimali sunuyordu.
Otuzlarınızdayken bile ailenizin sizi içine düştüğünüz durumdan kurtaracağını bilmenin verdiği rahatlık çok tuhaf.
Demek ki sadece gerçek Austen hayranları nereye bakmaları gerektiğini bilebilirmiş.
Hoş ama boş.
Eğer genç bir hanım esas kız olacaksa, çevresindeki kırk ailenin aksiliği onu engelleyemez. Önüne bir esas oğlan çıkarmak için bir şey mutlaka olmalıdır ve olacaktır.
Jane Austen
Mutlu sonlar, ömür boyu süren aşklar hem çabanın hem de şansın ürünüdür.
Kalp kırıklığı mutluluktan daha yaygındır. Kimse bunu söylemek istemez, ama doğru.
Dünya sözcüklerimi öğrenebilir, ancak kalbim için böyle bir ayrıcalığı yok.
Mutlu sonlar, ömür boyu süren aşklar hem çabanın hem de şansın ürünüdür.
Bir şeyin ne kadar değerli olduğu her zaman bakış açınıza bağlıdır .
Belki biz bedbaht aşıklarızdır, dedi gülümseyerek. Tıpkı senin Austen’ın romanlarında olduğu gibi. Kaderimiz şimdi ve burada karşılaşmakmış.
kalbimde bir yerlerde, kalbimin korunaklı sınırlarında, biliyordum ki hayatım değiştirilmişti.
Bu hayalden ne zaman vazgeçmişti? Merak ettim. Ya da vazgeçmiş miydi ki? O da benim gibi babasının verdiği güvenceyle, onu özel bir yerlere getirecek ilahi bir plan olduğuna inanarak mı büyümüştü? Bekar halinden memnun mu ölmüştü, yoksa o ana dek, edeceği evlilik yeminine layık bir erkek bulma ümidiyle mi yaşamıştı?
Kaybettiklerimi kabullenme fikrine alışmak bir şeydi, bunlarla gerçek hayatta yüzleşmekse bambaşka bir şey.
Eğer öyleyse, bu kesinlikle Jane Austen’ın suçuydu. Darcy’leri, Wentworth’leri, Knightley’leriyle beni bu yola o sokmuştu. Böyle adamların var olduklarına beni inandırmıştı.
Bir şeyin ne kadar değerli olduğu her zaman bakış açınıza bağlıdır
Çağımızın uzmanları, Austen’ın bir enfeksiyondan kaynaklandığı düşünülen böbreküstü bezleri yetmezliği olan Addison hastalığından muzdarip olduğundan şüpheleniyorlar.
Austen kırk bir yaşında öldü.
İki romanı – yıllar önce tamamladığı ilk romanı Northanger Manastırı ve sonuncusu İkna – ancak ölümünden sonra yayımlanmıştı. Yıllar boyu hayatına dair bilinen tek şey, kardeşi Henry’nin kaleme aldığı bu iki romanın önsözü olarak basılan kısa biyografiydi.
Austen kırk bir yaşında öldü.
İki romanı – yıllar önce tamamladığı ilk romanı Northanger Manastırı ve sonuncusu İkna – ancak ölümünden sonra yayımlanmıştı. Yıllar boyu hayatına dair bilinen tek şey, kardeşi Henry’nin kaleme aldığı bu iki romanın önsözü olarak basılan kısa biyografiydi.
Ve biliyordum ki seçtiğim yol kolay olmasa bile, her şey iyi olacaktı. Bunun için Jane Austen’a teşekkür borçluydum.
Koşmak zorundaydım. Mümkün olduğunca hızlı. Fikrimi değiştirmeden önce. Her şeyi elimin tersiyle itiyordum; aptal gibi, deli gibi.
Onurlu bir insan gibi.
Onurlu bir insan gibi.
Kalp kırıklığı mutluluktan daha yaygındır. Kimse bunu söylemek istemez, ama doğru. Bize öğretilen, yalnızca herkesin mutlu sona layık olduğuna değil, aynı zamanda yeterince çaba gösterirsek bunu elde edebileceğimize inanmaktı. Durum kesinlikle bu değil. Mutlu sonlar, ömür boyu süren aşklar hem çabanın hem de şansın ürünüdür.
Mutlu sonu kafaya takmakla ilgili sorun şu ki, Emma, yolculuğun tadını çıkarmayı unutuyorsun. Yanındaki insanların kıymetini bilmeyi unutuyorsun.
Caddede resmen koşmaya başladım. Nereye gittiğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Tek bildiğim olabildiğince hızlı kaçmam gerektiğiydi. Tek sorun şuydu ki en çok uzaklaşmak istediğim kişi kendimdim.
Derin bir nefes alıp, bu defa başkası için değil, kendim için en iyi olanı yapmaya kararlı bir şekilde kaldırıma çıktım. Geleceğimi elime alıp, kaderimi ondan çekip alacaktım.
Bunu yapamazsam da en azından ne haltlar döndüğünü öğrenecektim.
Günü geçirmek için kitaplara gömülmekten daha iyi ne olabilirdi ki?
herkes bilir ki öğrenmenin anahtarı tekrar etmektir.
Belki de gerçekten kim olduğumuz beklenmedik olanda saklıdır.
Hayatım bir felaketti, fakat kitaplar hâlâ vardı. Bir sürü kitap. Bir sığınak. Bir teselli. Her biri yeni bir başlangıç ihtimali sunuyordu.
Artık sahip olduğum tek şey dürüstlüğümdü.
Bir şeyin ne kadar değerli olduğu her zaman bakış açınıza bağlıdır.
Dünya sözcüklerimi öğrenebilir, ancak kalbim için böyle bir ayrıcalığı yok.
Kaybettiklerimi kabullenme fikrine alışmak bir şeydi, bunlarla gerçek hayatta yüzleşmekse bambaşka bir şey.