Kathleen Krull kitaplarından Isaac Newton kitap alıntıları sizlerle…
Isaac Newton Kitap Alıntıları
Aslında deniz kıyısını hiç görmeyen, hayal gücüyle sonsuza dek yolculuk yapsa da gerçek hayatta sadece 240 kilometre gidebilen bir insan olarak Isaac Newton herkesin ufkunu genişleti.
Bütün yolculukları, sınır tanımayan uçsuz bucaksız kendi hayal diyarındaydı.
Tarihçilerin çoğu, Newton’ın terk edilmesinin ve yalnız geçen çocukluğunun ona duygusal açıdan hasar verdiğinden şüpheleniyor. Bu durum, bilim insanı olmasına katkıda bulunmuş olabilir. İlerleyen yıllarda kendisinin de söylediği gibi, keşif “sessizlik ve derin düşüncenin ürünü””dür. Çocukluğundan itibaren Newton, zamanının çoğunu sessiz ve yalnız geçirmişti. Düşünerek. Sürekli düşünerek.
Herkesten Daha İlerisini Görebildiysem, Devlerin Omuzlarında Durduğum İçindir.
-ISAAC NEWTON
Dünyanın sonu fikrine olan takıntısı cinnet noktasına kadar gelmişti. Sonunda bir tarihte karar kıldı -2060 yılı- ve bunu ölümünden sonra bulunan bir kağıt parçasına not aldı.
Başka kanıtların yokluğunda, başparmağım bile beni Tanrı’nın varlığına ikna edebilir.
Bütün yolculukları, sınır tanımayan uçsuz bucaksız kendi hayal diyarındaydı.
bir problemi nasıl çözdüğü sorulduğunda şöyle cevap vermişti: “Sürekli onu düşünerek.”
Aslında Deniz kıyısını hiç görmeyen, hayal gücüyle sonsuza dek yolculuk yapsa da gerçek hayatta sadece 240 kilometre gidebilen bir insan olarak Isaac Newton herkesin ufkunu genişletti.
Dünyaya nasıl göründüğümü bilmiyorum ama ben kendimi, henüz keşfedilmemiş gerçeklerle dolu bir okyanusun kıyısında oynayan, düzgün bir çakıltaşı ya da güzel bir deniz kabuğu bulduğunda sevinen bir çocuk gibi görüyorum.
Prematüre bir bebek olan Isaac o kadar minikti ki, kimse onun yaşayacağını tahmin etmiyordu.
Herkesten daha ilerisini görebildiysem,
Devlerin omuzlarında durduğum içindir.
Devlerin omuzlarında durduğum içindir.
Eflatun arkadaşım, Aristoteles arkadaşım, ama en iyi arkadaşım gerçek.
Keşif ‘’sessizlik ve derin düşüncenin ürünü’’ dür.
Newton, zamanının çoğunu sessiz ve yalnız geçirmişti. Düşünerek. Sürekli düşünerek.
Zekiydi ve muhtemelen olmayanlara karşı pek tahammülü yoktu.
Acımasız Isaac newton’ın 1642 de noel günü başlayan çocukluğu için uygun bir tanımdır
Herkesten daha ilerisini görebildiysem Devlerin omuzlarında Durduğum içindir
Dünyaya nasıl göründüğümü bilmiyorum ama ben kendimi, henüz keşfedilmemiş gerçeklerle dolu bir okyanusun kıyısında oynayan, düzgün bir çakıltaşı ya da güzel bir deniz kabuğu bulduğunda sevinen bir çocuk gibi görüyorum.
Herhangi bir adam ve hatta herhangi bir yaş için, bütün doğayı açıklayabilmek çok zor bir iştir. Kuşkuya yer bırakmadan az yapmak ve gerisini bizden sonra geleceklere bırakmak, her şeyi açıklamaktan daha iyidir.
Tuhaftı ama yine de korkuyla karışık saygı uyandıran bir yanı vardı. Yeni serilen kumun üstüne sopasıyla şemalar çizdiğinde, bir sonraki yağmurda akıp gidinceye kadar kimse bunlara dokunmaya cesaret edemezdi. Günümüzde bile öğrenciler, Newton’ın avlu tarafındaki dehlizlerde ayağını yere vurarak zaman tuttuğunu ve ekonun dönüşünü hesaplayarak sesin hızını ölçtüğünü anlatır.
Aslında Newton, gözlerine bir şeyler de batırırdı: parmak, deri dikmekte kullanılan düz uçlu uzun bir iğne ve bir takım keskin cisimler Baskıyla görüşünde ve renklerde nasıl değişiklikler oluştuğunu anlamak için gözyuvarının altını neredeyse göz çukurunun arkasına kadar parmaklardı. Beyaz ve renkli halkalar oluşuyor ve sonra kayboluyordu. Bu neyi kanıtlıyordu? Muhtemelen hiçbir şeyi, ama yaptığı her deneyi her aşamasıyla yazıyordu. Defteri okuyanlar, onun kendini kör etmemiş olmasına şaşıyorlardı.
“Bütün insanlar ölümlüdür; hiçbir tanrı ölümlü değildir; o hâlde hiçbir insan tanrı değildir.”
Zekiydi ve muhtemelen olmayanlara karşı pek tahammülü yoktu.
Tarihçilerin çoğu, Newton’ın terk edilmesinin ve yalnız geçen çocukluğunun ona duygusal açıdan hasar verdiğinden şüpheleniyor. Bu durum, bilim insanı olmasına katkıda bulunmuş olabilir. İlerleyen yıllarda kendisinin de söylediği gibi, keşif “sessizlik ve derin düşüncenin ürünü”dür. Çocukluğundan itibaren Newton, zamanının çoğunu sessiz ve yalnız geçirmişti. Düşünerek. Sürekli düşünerek.
“Namuslu bir ev kadını, topalmış gibi daima evde oturur,” diye yazıyordu zamanın İngiliz atasözlerinin yer aldığı bir kitapta.
“Herhangi bir adam ve hatta herhangi bir yaş için, bütün doğayı açıklayabilmek çok zor bir iştir. Kuşkuya yer bırakmadan az yapmak ve gerisini bizden sonra geleceklere bırakmak , her şeyi açıklamaktan daha iyidir.”
“Herkesten daha ilerisini görebildiysem, devlerin omuzlarında durduğum içindir.” Isaac Newton
Bütün tuhaflıklarına karşın, Isaac Newton’ın tarihte bilimin gelişmesine en çok katkıda bulunan kişi olduğuna inanılır. Newton kendi başarılarını alışılmadık bir şirinlik ve ışıltıyla şöyle özetler, “Dünyaya nasıl göründüğümü bilmiyorum ama ben kendimi henüz keşfedilmemiş gerçeklerle dolu bir okyanusun kıyısında oynayan düzgün bir çakıltaşı ya da güzel bir deniz kabuğu bulduğunda sevinen bir çocuk gibi görüyorum”
Bilim 1500’lerde Kopernik’le başladı,1600’lerde Galileo’yla hız kazandı ve 1700’lerin başında Newton’un sayesinde tüm gücüyle patladı. Newton’ ın zamanından bu yana dünyayı döndüren çark bilim oldu.
Herhangi bir insan ve hatta herhangi bir yaş için bütün doğayı açıklayabilmek çok zor bir iştir. Kuşkuya yer bırakmadan az yapmak ve gerisini bizden sonra geleceklere bırakmak, her şeyi açıklamaktan daha iyidir.
İngiltere’de 1665 yılındaki kara veba karantinadaki birçok kişi için şeytanın yılıyken Isaac gibi bazıları içinse annus mirabilis (mükemmel yıl) dir. Entelektüel anlamda daha zengin bir yıl olamazdı. Isaac evinde kendi imkanlarıyla ve kitaplarıyla doğa tarafından yönetilen kanunları keşfediyordu. Sadece 24 yaşındaydı.
Eflatun arkadaşım, Aristoteles arkadaşım ama en iyi arkadaşım gerçek.
Problemi nasıl çözdüğü sorulduğunda “Sürekli onu düşünerek. Konuyu sürekli önünde tutarım ve şafağın ilk ışıklarının yavaşça belirmesinden ortalık tamamen aydınlanıncaya kadar beklerim.” Sezgileri hiçliğin ortasından şimşek gibi çakarak değil, aksine çokça tereddütle geliyordu.
Bilgi güçtür. ~ Francis Bacon / Novum Organum ~
Bütün insanlar ölümlüdür, hiçbir Tanrı ölümlü değildir; o halde hiçbir insan Tanrı değildir.
~ Aristoteles ~
~ Aristoteles ~
Sakin bir hayat sürüyordu. Yalnız bir hayat.
Bütün tuhaf alışkanlıklarına karşın, Isaac Newton’ın tarihte bilimin gelişmesine en çok katkıda bulunan kişi olduğuna inanılır. Newton kendi başarılarını alışılmadık bir şirinlik ve ışıltıyla şöyle özetler, Dünyaya nasıl göründüğümü bilmiyorum ama ben kendimi, henüz keşfedilmemiş gerçeklerle dolu bir okyanusun kıyısında oynayan, düzgün bir çakıltaşı ya da güzel bir deniz kabuğu bulduğunda sevinen bir çocuk gibi görüyorum.
İkinci yılında Newton geniş kapsamlı bilimsel veriler girdiği bir defter tutmaya başladı. Bu deftere Bazı Felsefi Sorular adını verdi. Defterin başında, kalın harflerle Latince şöyle yazıyordu:
Eflatun arkadaşım, Aristoteles arkadaşım ama en iyi arkadaşım gerçek.
Eflatun arkadaşım, Aristoteles arkadaşım ama en iyi arkadaşım gerçek.
Doğa ve doğanın yasaları, karanlıkta saklıydı, Tanrı buyurdu ‘’ Newton doğsun !’’ diye ve her taraf ışıdı.
Alexander Pope
Dünya sistemini oluşturan çerçeveyi kanıtlayabilirim.
Kişi, diğerlerinin işlerinin üstüne ekleyerek ilerler.
Dünyaya nasıl göründüğümü bilmiyorum ama ben kendimi, henüz keşfedilmemiş gerçeklerle dolu bir okyanusun kıyısında oynayan, düzgün bir çakıl taşı ya da güzel bir deniz kabuğu bulduğunda sevinen bir çocuk gibi görüyorum.
– İsaac Newton
Aslında Deniz kıyısını hiç görmeyen, hayal gücüyle sonsuza dek yolculuk yapsa da gerçek hayatta sadece 240 kilometre gidebilen bir insan olarak İsaac Newton herkesin ufkunu genişletti.
– İsaac Newton
Aslında Deniz kıyısını hiç görmeyen, hayal gücüyle sonsuza dek yolculuk yapsa da gerçek hayatta sadece 240 kilometre gidebilen bir insan olarak İsaac Newton herkesin ufkunu genişletti.
Dünyaya nasıl göründüğümü bilmiyorum ama ben kendimi, henüz keşfedilmemiş gerçeklerle dolu bir okyanusun kıyısında oynayan, düzgün bir çakıltaşı ya da güzel bir deniz kabuğu bulduğunda sevinen bir çocuk gibi görüyorum.
Herhangi bir adam ve hatta herhangi bir yaş için, bütün doğayı açıklayabilmek çok zor bir iştir. Kuşkuya yer bırakmadan az yapmak ve gerisini bizden sonra geleceklere bırakmak, her şeyi açıklamaktan daha iyidir.
“Herkesten daha ilerisini görebildiysem,devlerin omuzlarında durduğum içindir.”
Dünyaya nasıl göründüğümü bilmiyorum ama ben kendimi, henüz keşfedilmemiş gerçeklerle dolu bir okyanusun kıyısında oynayan, düzgün bir çakıl taşı yada güzel bir deniz kabuğu bulduğunda sevinen bir çocuk gibi görüyorum.
“Herkesten daha ilerisini görebildiysem, devlerin omuzlarında durduğum içindir”
Dünyaya nasıl göründüğümü bilmiyorum ama ben kendimi, henüz keşfedilmemiş gerçeklerle dolu bir okyanusun kıyısında oynayan, düzgün bir çakıltaşı ya da güzel bir deniz kabuğu bulduğunda sevinen bir çocuk gibi görüyorum.
Isaac Newton
Isaac Newton
Başka kanıtların yokluğunda, başparmağım bile beni Tanrı’nın varlığına ikna edebilir.
Isaac Newton
Isaac Newton
Başka kanıtların yokluğunda, başparmağım bile beni Tanrı’nın varlığına ikna edebilir.
Newton, maddesel dünyayla ilgili bilinen gerçekleri alarak bunları açıklamak için matematiksel teoriler geliştirmiştir.
Bilimde teori sözcüğü tahmin ya da önseziden çok daha ötesini ifade eder; teori, gözlem ve deneylere dayanan ve bir şeyin neden olduğunu açıklayan fikirler kümesidir. Basit gerçekler bilginin eğlencelikleridir; kendi içlerinde fazla aydınlatıcı değildirler ama bir araya geldiklerinde teorileri oluşturabilirler.
Herkesten daha ilerisini görebildiysem, devlerin omuzlarında durduğum içindir.
“Herkesten daha ilerisini görebildiysem, devlerin omuzlarında durduğum içindir.”
Herkesten daha ilerisini görebildiysem devlerin omuzlarında durduğum içindir
İsaac Newton
İsaac Newton
Newton ne kadar dahi olsa da, bütün soruların cevaplarını bulamayacağının ve hata yapabileceğinin farkındaydı. O yüzden itiraflarıyla gelecekteki bilginlere moral verdi: ”Herhangi bir adam ve hatta herhangi bir yaş için, bütün doğayı açıklayabilmek çok zor bir iştir. Kuşkuya yer bırakmadan az yapmak ve gerisini bizden sonra geleceklere bırakmak, her şeyi açıklamaktan daha iyidir. ”
bir problemi nasıl çözdüğü sorulduğunda şöyle cevap vermişti:Sürekli onu düşünerek. Ayrıntıya girerek devam etmişti. Konuyu sürekli önümde tutarım ve şafağın ilk ışıklarının yavaşça belirmesinden ortalık tamamen aydınlanıncaya kadar beklerim. Sezgiler hiçliğin ortasından şimşek gibi çakarak değil,aksine çokça tereddütle geliyordu.
Dünyaya nasıl göründüğümü bilmiyorum ama ben kendimi, henüz keşfedilmemiş gerçeklerle dolu bir okyanusun kıyısında oynayan, düzgün bir çakıltaşı ya da güzel bir deniz kabuğu bulduğunda sevinen bir çocuk gibi görüyorum.
Herhangi bir adam ve hatta herhangi bir yaş için, bütün doğayı açıklayabilmek çok zor bir iştir. Kuşkuya yer bırakmadan az yapmak ve gerisini bizden sonra geleceklere bırakmak, her şeyi açıklamaktan daha iyidir.
Bütün yolculukları, sınır tanımayan uçsuz bucaksız kendi hayal diyarındaydı.
Dünyaya nasıl göründüğümü bilmiyorum ama ben kendimi,henüz keşfedilmemiş gerçeklerle dolu bir okyanusun kıyısında oynayan,düzgün bir çakıltaşı ya da güzel bir deniz kabuğu bulduğunda sevinen bir çocuk gibi görüyorum.
okul raporlarında ilgisiz ve tembel olarak yer alırdı.
Newton’ın zamanından bu yana çağdaş dünyayı döndüren çark, bilim oldu.
Anıtında şöyle yazar: İnsan ırkı böylesine muhteşem bir övünç kaynağına sahip olduğu için ölümlüler sevinsin!
Newton’ın başarılarıyla İlgili XVIII. yüzyılın ünlü şairi Alexander Pope’un yazdığı gibi:
Doğa ve doğanın yasaları, karanlıkta saklıydı,
Tanrı buyurdu, Newton doğsun! diye ve her taraf ışıdı.
Bilimde teori sözcüğü tahmin ya da önseziden çok daha ötesini ifade eder; teori, gözlem ve deneylere dayanan ve bir şeyin neden olduğunu açıklayan fikirler kümesidir.
Descartes her şeyi sorgulamıştı. Kesinlikle emin olduğu tek şeyin kendi varlığı olduğunu söylüyordu. Düşünüyorum, öyleyse varım. diye yazmıştı. Günümüzde, Descartes’i modern felsefenin babası olarak tanıyoruz.
Newton sadık bir evlattı ama annesine ve artık ölmüş olan üvey babasına kin beslediği çok açıktı. Birkaç yıl sonra, geçmişteki günahlarının listesini yaparken şöyle yazmıştı: Babam ve annem Smith’i yakmakla ve evi başlarına yıkmakla tehdit etmek.
Dünyaya nasıl göründüğümü bilmiyorum ama ben kendimi, henüz keşfedilmemiş gerçeklerle dolu bir okyanusun kıyısında oynayan, düzgün bir çakıltaşı ya da güzel bir deniz kabuğu bulduğunda sevinen bir çocuk gibi görüyorum. (Isaac Newton)