İnsanın Merak Yolculuğu Kitap Alıntıları – Kerem Kına

Büyük zaferler, uzun soluklu pes etmeyişler içerir.

Nosce te Ipsum `Kendini Bil`
aslında cevabı kolayca bulunabilecek bir soru değildir. Belki de bir yolculuktur. Belirsizliklerle dolu bir yolculuk.

Dünyadaki asıl sorun, aptallar kendinden çok eminken, zekilerin şüpheyle dolu olmasıdır.

Noktaları ileriye bakarak birleştiremezsiniz, sadece geriye bakarak birleştirebilirsiniz.

İnsanı kurtaracak şey bir insanı sevmekle başlayacak.

Melali anlamayan nesle aşina değiliz.

Çoğu zaman olaylar değil, olaylara bakış açımız bizi incitir.

Ol mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler.

Pes etmemek, bir disiplindir. Pes etmemek, zorluğu ölçüsünde ödülün de büyük olduğu, uzun çetin bir yolculuktur. Pes etmemek, keşkeleri yok etmektir. Yolun sonunda iyi ki pes etmemişim demektir.

Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır.

Sanat güzelliğin ifadesidir. Bazen bu ifade ediş o kadar güzel olur ki insanın başı döner, bayılır gibi olur, şaşkınlık geçirir, kalp atışı hızlanır. Bu yaşanan durumun literatürdeki adı Stendhal sendromudur.

Çoğu zaman olaylar değil, olaylara bakış açımız bizi incitir.

Bizler tarihin ortanca evlatlariyiz. Bir amacimiz ya da yerimiz yok, ne buyuk savasi yasadik ne de buyuk buhrani. Bizim savasimiz buhrani bir savas, en buyuk buhranimiz yasamlarimiz.

Yalniz bir kez dilsiz kaldim . Biri bana kimsin diye sordugu zaman
Aziz Nesin in , Nesin soyadini almasini hatirlatti

Kintsugi, kırılan eşyaları altın, gümüş ve reçineden oluşan karışımla tamir etme sanatıdır. Kintsugi, aslında kusurlara, yaşanmışlığa verilen değeri anlatır. Kusurdaki güzelliği görmeyi anlatır.

Çogu zaman olaylar degil, olaylara bakis acimiz bizi incitir.

Pes etmemek, keşkeleri yok etmektir. Yolun sonunda iyi ki pes etmemişim demektir.

Dogayla bas basayken kendimizi öylesine rahat ve keyifli duymamizin nedeni, doğanin bizim hakkimizda bir gorusu olmayisidir (:

Evet, dünyanın ilk aşk şiiri ilk aşk mektubu Sümerli bir kadına ait.

“Günlerini uzatmak isterken ömrünü kısalttı.”

Dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey der Zülfü Livaneli Ada adlı eserinde, Sait Faik’in dizelerine gönderme yaparak. Dünyayı güzellik kurtaracak mı bilinmez ancak Viktor Frankl’a göre insanı kurtaracak şey bir insanı sevmekle başlayacak.

Alive Hertz Sommer, oğlu ile beraber Nazi kamplarına hapsedildiğinde oğlu beş buçuk yaşındaydı. İki yıl boyunca dondurucu soğukta oğluyla yerde yatmıştı. Şahit olunan bir çok iyi idam sahnesi, Naziler tarafından uygulanan kötü muameleler Açlık, umutsuzluk içinde geçen iki yılda tutunduğu ilk dal doğuştan gelen iyimserliğiydi.
Ben daima iyi olana baktım, kötülükleri zaten biliyordum, ben daima iyi olana baktım diyordu Sommer.
Oğluna, iyimserliğiyle cehennem içinde bir cennet bahçesi oluşturmuş, bu izole yaşamla onu gerçeklerin acı yüzünden korumuştu. Kötülüğe karşı bir kalkan olmuştu iyimserliği.

Hiçbir sonuç kendini meydana getiren sebep ve koşullardan ayrı düşünülemez.

Nefret, kin onu besleyenin ruhunu yer, nefret edilen kişinin ruhunu değil. ~Alice Hertz Sommer

“Herkes ‘Nesin’ diye çağırdıkça ne olduğumu düşünüp kendime geleyim istedim “
AZİZ NESİN

Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.

Bizler tarihin ortanca evlatlarıyız. Bir amacımız ya da yerimiz yok, ne büyük savaş yaşadık ne de Büyük Buhran’ı. Bizim savaşımız ruhani bir savaş , en büyük buhranımız yaşamlarımız.

Eğer bir hayaliniz varsa ve bu net ise onu gerçekleştirmek için bir tarih belirleyin. Bu tarih ne verimsiz bir şekilde olacak kadar kısa olsun ne de ertelemelerle verimsizleşecek ve sonuca bağlanmayacak kadar uzun olsun.

On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera

Bazı kitaplar tadılmalık
Bazıları yutulmalık
Bazıları ise sindirilmek içindir

Yaşamak şakaya gelmez
Büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
Bir sincap gibi mesela
Yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden
Yani bütün işin gücün yaşamak olacak
Yahut kocaman gözlüklerin
Beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
İnsanlar için ölebileceksin
Hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için
Hem de kimse seni buna zorlamamışken
Hem de en güzel en gerçek şeyin
Yaşamak olduğunu bildiğin halde.

Bekleyince yavaşlar,
Gecikince hızlanır,
Üzülünce can yakar ,
Mutlu olunca kısalır,
Acı çekince bitmek bilmez,
Sıkılınca uzar.
İbn-i Haldun

Hayatı, zamanınızı boşa geçirmeyin çünkü zaman hayatın ta kendisidir.
Benjamin Franklin

Zaman, kaybettikten sonra geri alınamayan yegâne şey.

Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya
Ona sorarsanız: lafı bile edilemez , mikroskobik bir zaman
Bana sorarsanız: on senesi ömrümün
Nazım Hikmet

İnsan kendini en iyi insan bilir

Dünyayı güzellik kurtaracak , bir insanı sevmekle başlayacak her şey.
Zülfü Livaneli

İnsanı kurtaracak şey bir insanı sevmekle başlayacak

Bir başka insanı, kişiliğinin en derindeki çekirdeğinden kavramanın tek yolu sevgidir

Gerçek: insanın özleyebileceği nihai ve yüksek hedef , sevgidir.

Hayatta en geçerli tutamak sevgidir.

Yaşlı dünyamız nice güzel düşünce, plan ve hayalleri olan ama bunları gerçekleştirmeden toprak olan insanlar mezarlığıdır.

Hayat çoğu zaman çaresizlik içinde kıvranan insana tek bir seçenek sunar

O yıl, yapraklar dökülmeye başladığında bende ölmüş olacaktım

Tabiat en şefkatli annendir
Lord Byron

Doğayla baş başayken kendimizi öylesine rahat ve keyifli duymanızın nedeni , doğanın bizim hakkımızda bir görüşü olmayışıdır

Sert davranan dünyamızda kaçmak da , ümitlenmek de kitaplarla mümkün

Geri kalan her şey sizi yarı yolda bıraktığında kütüphanenin yolunu tutun.
Stephen king

Bilmeden bir insanın hayatına dokunmak,
Onu hayata bağlamak derinden etkiler

Hayallerimize ayakta durabileceği şansı, zamanı vermektir
Kendimize hata yapma özgürlüğü vermektir
Bir disiplindir
Zorluğu ölçüsünde ödülün de büyük olduğu, uzun çetin bir yolculuktur.
Keşkeleri yok etmektir.
Yolun sonunda iyi ki pes etmemişim demektir

Keşke kendime daha çok mutlu olmak için izin verseydim

Asla vazgeçme çünkü kaybettiğinde değil vazgeçtiğinde yenilirsin
Che Guevara

Beni bu yazılar avuttu, yazdıklarımla yaşadım.

Yaktığım kitaplarım
Onlar benim ömrümü alıp giden kuşlardı
Yıllarca beni oyalamışlardı
Onlar benim aşklarım , karasevdalarım
Kimi bitmiş tükenmiş kimi daha yarımdı
Onlar benim gözyaşım, kanım, alınterimdi
Onlar benim boşalmış ilaç şişelerimdi

Hayatın getirdiği doğal bir ihtiyaç: okumak

Okuma belli bir zamana sıkıştırılan bir rutin değil, hayatın bir parçasıdır

Hayat çoğu zaman sorular ve cevaplar peşinden sürüklenen bir yolculuktur.

Merak yolculuğu ilk adımı olan sorular, sonsuz ihtimalli bir dünyada bizi hakikate ulaştıracak kapıları gösteren işaretler ve o kapıları açacak anahtarlar gibidir

İnsanın içindeki bilme ateşini harlayan düşünme eylemi iki adımda gerçekleşir: sorular ve cevaplar

Hiçbir özel yeteneğim yok. Yalnızca tutuklu bir meraklıyım

Çağımızın en önemli bilim insanlarından olan Einstein, kendisini diğer insanlardan ayıran özelliğini şöyle açıklar:
“Hiçbir özel yeteneğim yok. Yalnızca tutkulu bir meraklıyım.”

Büyük zaferler uzun soluklu pes etmeyişler içerir. Bu pes etmeyiş ne kadar büyük olursa hikaye de o kadar büyük oluyor.

Okuduklarını sorgulamadan alan okuyucunun, kitapları üstünde taşıyan bir raftan farkı yoktur.

Biz bir yazıyı okurken yalnız onu değil, kendi kendimizi de okuruz.

Okuyucu zihni ile kitap, mahsul verme olgunluğuna erişene kadar hemdem olmalıdır.

Victor Frankl hayatın anlam arayışını sancılı bir süreç olarak niteler. Çünkü bu yol çoğu zaman uyum sağladığı çevrenin salık verdiği anlamların dışına çıkmayı gerektirir. Bir nevi konfor alanından çıkmaktır. Bu noktada ‘Anlamlar keşfedilir, icat edilmez.’ der Frankl. Yani bu içimizde var olan ve keşfedilmeyi bekleyen şeydir.

Sürekli küçük başarılarla beslenip başarısızlığın soğuk yüzünü görmeyen başarılarımız çocuksu başarılardır.

İçinde yaşadığı yalnızlık ne kadar derinse, bu boşluğu doldurmak için o kadar çok şey gerekiyor.