İçeriğe geç

Hüzün – Dürbünümde Kırk Sene (1964-1983) Kitap Alıntıları – Ayşe Kulin

Ayşe Kulin kitaplarından Hüzün – Dürbünümde Kırk Sene (1964-1983) kitap alıntıları sizlerle…

Hüzün – Dürbünümde Kırk Sene (1964-1983) Kitap Alıntıları

Beyaz bir kedi gibi girdi pencereden
Usulca kondu ölüm
Başucuna babamın

Yaşama karşı savaşta
Çaresizlik ise, ölüm
Birlikte öldük babamla.

Mavi, sevginin, güvenin, mutluluğun rengiydi, soldu!
Mavinin yerini siyah aldı!
kendi dürbününde kendi yaşamını mı seyrediyordu acaba?
İçim keşkelerle doluydu!
iyi bir babanın evladı olmak, gerçekten güzel bir rüya gibiydi.
Ne var ki biz artık kiralık katilleri saygın insan yerine koyabilecek ölçüde yozlaşmıştık. Ahlakı bozulmuş, parayla satın alınabilecek kıvama gelmiş insanlardık!
Sanki çok uzun yıllardır tanıdığım eski bir dostu bulmuş gibi oluyorum onu okurken.
Biz böyleydik işte, Avrupalı görüntüsünde Asyalı’ydık.
Yaşama karşı savaşta
Çaresizlik ise, ölüm,
Birlikte öldük babamla.
Benim hayattaki en büyük başarım, çocuklarımın yüreklerine birbirleri için serptiğim sevgi oldu.
Yaptığını yıkan, en büyük şehrindeki yangını dahi söndürmekten aciz bizler
Bir şey oluyorsa iyidir, bir şey olmuyorsa yine iyidir!
Bir şey oluyorsa iyidir, bir şey olmuyorsa yine iyidir!
Dalgalı bir denizde yalpalayan, derme çatma bir tekne gibiydi Türkiye. Su alıyordu sağdan soldan.
Silahsız silah arkadaşlarıydık biz.
Senin şaka diye söylediğin, bir gün bakarsın ciddiye binmiş. Pişman olursun ama tahribatı tamire geç kalmışsındır.
Cennetin içinde cehennemi yaşama becerisini kazanmam, yüreğimdeki yangını yüzüme yansıtmamam gerekiyordu.
Düşündükçe dehşete kapılırım hala, biz Türkler bir maç için bile can vermeye hazır insanlardık!
ve ben ilk defa öğreniyordum devlet denen hantal, demode çarkın vatandaşa eziyet ederek nasıl dönmekte olduğunu.
Bugüne kadar isteyip de elde etmedikleri bir şey oldu mu hayatta?
Mutluluk, dedi Mehmet.
Para bir tek mutluluğu satın alamıyor demek ki!
Ne güzel bir şeydi çocukluk!
mutlu değil, şen değil. Başaramamış insanların mahcubiyeti içinde.
Para bir tek mutluluğu satın alamıyor demek ki!
Bahar Ankara’ya çok güzel gelirdi bir zamanlar.
Mutsuzluğun resmini çizebilir miydin Abidin?
Hayat akan bir sudur ama bazen berrak, bazen bulanık akar!
Hayat akan bir sudur, su bazen bulanık akar. Geçenleri hiç düşünme. Şimdi artık sadece önüne bak..
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Birlikte yaşlanan insanlar, birbirlerinin her halini çekerler.
Insanlar ne kadar alçalabilir para için, menfaat için ya da sırf hatır için ne yalanlar atabilir, hepsini duymak, görmek, bilmek istiyordum.
Hayat akan bir sudur

Su bazen bulanık akar

Geçenleri hiç düşünme..

Şimdi artık sadece önüne bak! ..

Zaman gibi hayat da geçmişti üzerimden. İnsanlara olan inancımı, iyi niyetimi, safiyetimi götürmüş, teselli mükâfatı olarak da
Mavi; sevginin, güvenin, mutluluğun rengiydi, soldu.
Mavinin rengini siyah aldı!
Hepsi keyifliydi. Hiçbiri için evli, evsiz, boşanmış, dul olmanın, biriyle yaşıyor olmanın, hatta kadın veya erkek, yaşlı ya da genç olmanın farkı, önemi yoktu, çünkü önyargıları yoktu. Harikaydılar!
Bugüne kadar isteyip de elde etmedikleri bir şey oldu mu hayatta?

Mutluluk, dedi Mehmet.

Para bir tek mutluluğu satın alamıyor demek ki!

Aldırma kızım, bir kapı kapanınca bir başkası açılır.

İlahi sevgili babam! Kapıların herkese kapalı olduğu bir zaman diliminde yaşıyorduk.

Hayatta tek mutlak, annedir.
Bir şey oluyorsa iyidir, bir şey olmuyorsa yine iyidir..
+ Bugüne kadar isteyip de elde edemediğin bir şey oldu mu hayatta ?
– Mutluluk.
Yetmişli yıllardan itibaren dayağı hep solcular, devrimciler yedi,kendini muhafazakar diye tanımlayan dayakçılar ,ister derin ister sığ olsun , devlet tarafından hep kollandı.
Karanlıktayız evet,
Treni kaçırmaktayız
Ama her karanlıktan yepyeni bir gün doğar.
Tersine akmaz nehir !
İçimizde ince bir hüzün, ağır bir yürek, ve onca beceriksizliğimiz,
Aramızda bir duvar gibi şimdi, sessizliğimiz.
Şikâyetçi olmamalıydım, hayat bana erkeklerin ne kadar bencil, benmerkezli, başkalarının ihtiyaçlarına karşı duyarsız olabileceklerini öğretmekteydi. Öğrenmek, iyiydi.
Para bir tek mutluluğu satın alamıyor demek ki !
“Mutsuzluğun resmini çizebilir miydin Abidin?”
Ölüm serin bir el gibi
Benim de alnimda,
Yüreğimde,
Şakaklarımda şimdi.
Arsız ölüm
Sessiz ölüm
Hırsız ölüm
Babamı kopardı benden
Çözüverdi ellerini
Sezdirmeden ellerimden.
Silinirken ustalıkla
Yüzünde yaşam izleri
Beyaz bir at oldu ölüm
Bekledi binicisini
Babam tuttu yelesinden
Atladı beyaz atına
Ulaşırken
Bilinmeyen o ülkenin sınırına
Peşinden koştu yüreğim,
Yaşama karşı savaşta
Çaresizlik ise, ölüm,
Birlikte öldük babamla..
Dayan diyordu, her sıkıntının sonu, er geç gelir.
Geceler gündüzlere karışıyor, gündüzler hiç ara vermeden gecelerin içine akıyordu.
Gözyaşlarım yüreğime mi akıyordu yoksa yanaklarımdan mı yuvarlanıyorlardı, farkında değildim.
Yeter ki mutlu olalım!
Hayat akan bir sudur ama bazen berrak, bazen bulanık akar!
Mavi; sevginin,güvenin,mutluluğun rengiydi soldu. Mavinin rengini siyah aldı!
Yirmilerinde görünüyordum ama tam yüz yaşındaydım!
Derdimi ummana döktüm, âsumâna inledim
Her şey insanlar için. Aldırma, bu günler de geçer..
‘Karanlıktayız evet,
Treni kaçırmaktayız
Ama her karanlıktan yepyeni bir gün doğar
Tersine akmaz nehir ‘
İçimizde ince bir hüzün ağır bir yürek ve onca beceriksizliğimiz. Aramızda bir duvar gibi şimdi, sessizliğimiz.
Sevinçli olmam gerekirken sadece inanılmaz bir yorgunluk hissediyordum. Adliyeye tedbir kararına bulmak için geldiğimde, koşarak çıktığım merdivenlerden inerken düşündüm ki, zaman gibi hayatta geçmişti üzerimden. İnsanlara olan inancımı Birgül iyi niyetimi, safiyeti mi götürmüş, teselli mükafatı olarak bana iki oğul daha vermişti. yaşlı bir genç kadındım artık. 20 lerinde görünüyordum ama tam 100 yaşındaydım!
İçimizde ince bir hüzün
Ağır bir yürek
Ve onca beceriksizliğimiz
Aramızda bir duvar gibi şimdi
Sessizliğimiz..
Para bir tek mutluluğu satın alamıyor demek ki!
Bir şey oluyorsa iyidir, bir şey olmuyorsa yine iyidir!
Kader diye bi olgu var, olacağı mâni olamıyoruz.
Hayat akan bir sudur ama bazen berrak, bazen bulanık akar.
Mutsuzluğun resmini çizebilir mi insan?.
“ Bir şey oluyorsa iyidir, bir şey olmuyorsa yine iyidir!”
Benim hayatımdaki ilk başarı çocuklarımın yüreklerine sevgi tohumları serpmekti. Muhteşem bir kitap
Yaşama karşı savaşta
Çaresizlik ise, ölüm,
Birlikte öldük babamla.
Çünkü hayatta tek mutlak, annedir.
Bir şey oluyorsa iyidir, bir şey olmuyorsa yine iyidir!
Para bir tek mutluluğu satın alamıyor demek ki!
Ne güzel bir şeydi çocukluk!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir