İçeriğe geç

Huysuz Kız Kitap Alıntıları – William Shakespeare

William Shakespeare kitaplarından Huysuz Kız kitap alıntıları sizlerle…

Huysuz Kız Kitap Alıntıları

Müzik, insan işten güçten yorulunca zihni dinlensin diye değil midir?
Dilim elbette yüreğimdeki öfkeyi dışa dökecek…
Aşk bu, gönülden zorla çıkarılıp atılamaz.
Aşk sizi çarpmışsa,yapılacak bir tek şey vardır:
“Mümkün olan en düşük fidyeyle kendinizi tutsaklıktan kurtarın”
Hiç aşk ateşi böyle birdenbire insanın içini kavurabilir mi?
Sizi canlandırması için müzik ve şiirden yararlanın.
–Bu güzelim sözleri de nereden öğrendiniz?
—Tanrı vergisi, şimdi uydurdum, anadan doğma zekâ.
– Anadan tepetaklak doğmuş bir zekâ.
Bildiğim şu erkekler arasında şimdiye kadar hayal ettiğim üstünlükte bir kişiye bile rastlamadım.
Bedeni zenginleştiren yalnızca kafadır.
İmdat! Kurtarın beni, efendim delirdi.
Efendim, artık size darılmanın zamanı geçmiş;
Aşk bu, gönülden zorla çıkarılıp atılamaz.
Aşk sizi çarpmışsa, yapılacak bir tek şey vardır:
Redime te captam quam queas minimo.*
Ahlaki disiplin konusunu takdir edelim,
Ama ne olur, bilginin ne kumkuması
Ne de mankafası olalım.
Kendimizi Aristo’nun çarkına da kaptırmayalım,
Hele Ovidius, onu toplum dışı sayıp inkar etmeliyiz.
Bildikleriniz ve kendi mantığınızla,
Güzel konuşmayı deneyin sıradan sözlerle;
Sizi canlandırması için müzik ve şiirden yararlanın;
Matematik ve metafizik de olabilir eğer keyfiniz olursa.
Hiçbir yararı olmaz o işin zevki yoksa.
Kısacası efendim, neden hoşlanıyorsanız onu öğrenin.
Şu son on beş yıldır sürekli rüyadaydınız,
Uyandığınızda uykudaymış gibi uyanıktınız sanki.
O ne kadar dik kafalıysa ben de o kadar inatçıyım; harlı iki ateş gibi karşılaşacağız, yangını körükleyen ne varsa birlikte yakıp kavuracağız. Cılız bir ateş rüzgârla canlanır ama rüzgâr kuvvetli esince ateş nasıl sönüp giderse aynen öyle, boyun eğecek önümde.
Suratsız ölüm, nasıl da çirkin ve iğrenç bir benzerliğin var uykuyla.
Gelgeç erkekler kendilerini dünyanın merkezi sanırlar.
Bütün dünya isterse hayır desin, vız gelir bana dünya.
Bir zamanlar yaşadığım hayat nerede?
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Rüzgârlar durmadan estiği halde, dağlar nasıl bana mısın demiyorlarsa, ben de öyleyim
Olmak ya da olmamak! İşte bütün mesele bu!”
Vazgeçtim bu dünyadan. Tek ölüm paklar beni”
Anladım ki bir kadın sesini çıkarmazsa onu aptal yerine koyan çok olur.
Aşk bu, gönülden zorla çıkarılıp atılamaz.
Ben çetin cevizim, öyle ağzı süt kokan bebeler gibi,
Aşk ilan edip diller dökemem..
Garip buluşlar için doğru kuralları feda edemem ben.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
-İyi kızartılmış işkembeye ne dersiniz?
-Çok severim.
Bir zamanlar yaşadığım hayat nerede?
Dilim elbette yüreğimdeki öfkeyi dışa dökecek,
İçimde kalırsa yüreğim patlayacak yoksa.
Rüzgârlar durmadan estiği halde, dağlar nasıl bana mısın demiyorlarsa, ben de öyleyim.
Acaba şu dünyada benden daha dertlisi var mıdır?
İyi günler görmeyi umuyor ve arzu ediyorum.
Bütün dünya isterse hayır desin, vız gelir bana dünya.
Acaba şu dünyada benden daha dertlisi var mıdır?
Dilim elbette yüreğimdeki öfkeyi dışa dökecek,
İçimde kalırsa yüreğim patlayacak yoksa,
Bu gidişle de patlayacak.
Bir zamanlar yaşadığım hayat nerede?
Rüzgârlar durmadan estiği halde, dağlar nasıl bana mısın demiyorlarsa, ben de öyleyim..
Hiç aşk ateşi böyle birdenbire insanın içini kavurabilir mi?
Çürük elmalar için fazla seçme hakkı olmaz.
“Bir zamanlar yaşadığım hayat nerede?”
Bana ne oldu da ben bilemem?
+ikisi de bir atın üstünde mi?
-Ne fark eder ki.
+Tam tamına bir at fark eder.
Lütfen söyler misiniz efendim,
Hiç aşk ateşi böyle birdenbire insanın içini kavurabilir mi?
Ben daha iyisini umuyorum.
Siz kuşu konduğu yerde avlar mısınız?
Siz toslaşmadan konuşabilir misiniz?
Gelgeç erkekler kendilerini dünyanın merkezi sanırlar.
Hangi yıldız bu güzellikte gökleri süsleyebilir?
Sizi takip ediyorum.
Niyetiniz beni kuklaya çevirmek galiba.
Senin de, benim felaketimle eğlenen
Topunuzun da gözle şenlik görmesin!
Sorabilir miyim nerelisiniz?
Daha yolunuz var mı, yoksa burası son durağınız mı?
Uslandırma okulu mu? Ay öyle bir yer mi var?
-Namuslu ve dürüst insanlar gibi alçak gönüllü giysilerimiz ile gidelim babanın evine.Cebimiz dolu olsada üstümüz başımız göstermeyecek bunu. Zaten insanı zenginleştiren ruhu değil midir?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir