Becca Fitzpatrick kitaplarından Hush, Hush kitap alıntıları sizlerle…
Hush, Hush Kitap Alıntıları
Gözlerimi gözleriyle öylesine esir almıştı ki neredeyse ikimize ait, bizden başka kimsenin ulaşamayacağı küçük, özel bir dünya olduğuna inanacaktım.
Birden kendimi fazla yalnız hissettim.
Ben insan olmak istiyorum. Hiçbir şeyi istemediğim kadar.
İnsanların değiştiğini, ama geçmişin değişmediğini aklından çıkarma.
Gözlerimi gözleriyle öylesine esir almıştı ki, neredeyse ikimize ait, bizden başka hiç kimsenin ulaşamayacağı küçük, özel bir dünya oyduğuna inanacaktım.
Benim bedenim camdan farksız.Gerçek, ama dışa dönük, çevremdeki dünyayı yamsıtan bir cam.Beni görüyor ve duyuyorsun.Aynı şekilde ben de seni görüyor ve duyuyorum.Sen banabdokunduğun zaman, beni hissediyorsun.Ama benim için aynı şey geçerli değil.Seni hissedemiyorum.
İnsanoğlu kırılgandır, çünkü; incinebilirdir.
Hiçbir güzellik kişiliğini telafi edemez.
Pencereye baktım. Patch gitmişti. Ama pencerenin hemen dışında siyah renkte, tek bir Kuştüyü duruyordu. Bir önceki gece yağan yağmurdan kalma nemle oraya tutunmuş olmalıydı. Ya da melek sihriyile.
“Ağaca tırmanabilir misin? Lütfen bana acil tırmanabilirdiğini söyle!”
Patch sırıttı.“Uçabilirim.“
Patch sırıttı.“Uçabilirim.“
“Sen olmazsan, bir bedene sahip olmanın ne anlamı kalır ki?”
Onu bulmak, aradığımdan habersiz olduğum birini bulmak gibiydi.
“… İnsan değildim. Düşmüş bir melektim. Ve her şeyden öylece vazgeçtiğimi fark ettim. Bunca zamandır kendimden bu yüzden nefret ediyorum. Bir hiç uğruna pes ettiğimi düşündüğüm için.” Gözleri gözlerime öylesine sabitlenmişti ki kendimi tamamen şeffaflaşmışım gibi hissettim.“ Ama kovulmasaydın, seninle karşılaşamazdım.“
“Çünkü burada, kalbimde hissediyorum,” dedi sakin bir sesle. “Duyguları hissetme yeteneğimi henüz kaybetmedim.”
“Baş Melek,“ diye mırıldandım. “Yüksek rütbede melek demek,“ derken, sesinde keskin bir kibir vardı. “Ne kadar yukarıda olursa, düşüşü de o kadar sert olur.“
Patch hiç acele etmeden, tek tek bütün parmaklarımı öptü. Gözlerini gözlerimden bir an olsun ayırmamıştı. “Sen olmazsan, bir bedene sahip olmanın ne anlamı kalır ki?”
O, yanlışın en kötü türüydü. O kadar yanlıştı ki, doğru geliyordu.
Bütün dünyam bir şakaya dönmüştü sanki ve espriyi en son ben anlayacaktım.
İnsanların değiştiğini, ama geçmişin değişmediğini aklından çıkarma.
Onu bulmak, aradığımdan habersiz olduğum birini bulmak gibiydi.
Sert polis sesiyle, Nora Grey, dedi. İşte yine karşı karşıyayız.
Annem gözlerini kırpıştırdı. Daha önce tanıştınız mı?
Kızınızın heyecan verici bir hayatı var. Haftada bir size uğruyoruz.
Annem gözlerini kırpıştırdı. Daha önce tanıştınız mı?
Kızınızın heyecan verici bir hayatı var. Haftada bir size uğruyoruz.
– Korkuyor musun ? -diye fısıldadı.
+ Hayır.
– Yalancı.
+ Hayır.
– Yalancı.
“İnsanların değiştiğini, ama geçmişin değişmediğini aklından çıkarma.”
Hiçbir güzellik kişiliğini telafi edemez .
İnsanların değiştiğini, ama geçmişin değişmediğini aklından çıkarma.
Fazla yaklaşmadığını sürece ateşin bir sakıncası yoktu. Bu, akılda tutulması gereken bir şeydi.
İnsanların değiştiğini, ama geçmişin değişmediğini aklından çıkarma.
Yabancılarla çıkmam, dedim.
Akıllıca bir hareket. Seni beşte alırım.
Akıllıca bir hareket. Seni beşte alırım.
Aşık olduğunu sandığın zaman, ona sıkıca tutunmak ve aşka dönüşene kadar yürütmek istersin.
-Düşünüyorum
+Düşünmek mi?
-Beynimi akılcı bir karar almak için kullandığım bir süreç.
+Düşünmek mi?
-Beynimi akılcı bir karar almak için kullandığım bir süreç.
Korku mantığı gölgede bırakır.
Bana sana güvenmem için bir sebep söyle.
İnsanların değiştiğini, ama geçmişin değişmediğini aklından çıkarma.
İnsanların değiştiğini, ama geçmişin değişmediğini aklından çıkarma.
Güvenmeyi bilmiyorsun, sözümü geri alıyorum güveniyorsun evet ama YANLIŞ insanlara. #HushHushserisi #fısıltı
Onu bulmak, aradığımdan habersiz olduğum birini bulmak gibiydi.
Hayatıma çok geç girmişti ve fazla erken gidiyordu
İnsanların değiştiğini, ama geçmişin değişmediğini aklından çıkarma.
Sert polis sesiyle, Nora Grey, dedi. İşte yine karşı karşıyayız.
Annem gözlerini kırpıştırdı. Daha önce tanıştınız mı?
Kızınızın heyecan verici bir hayatı var. Haftada bir size uğruyoruz.
Annem gözlerini kırpıştırdı. Daha önce tanıştınız mı?
Kızınızın heyecan verici bir hayatı var. Haftada bir size uğruyoruz.
Artık bir koruyucu meleksin. Hâlâ, durumun esasını idrâk edemeyecek kadar büyük bir şaşkınlık içindeydim. Ama aynı zamanda hayret, hayranlık ve merak içindeydim. Ve tabii mutluluk
Senin koruyucu meleğinim
Yani artık kendime ait bir koruyucu meleğim mi oldu? İş tanımın tam olarak nedir?
Bedenini korumak Gülümsemesi daha da belirginleşmişti. İşimi çok ciddiye alırım, ki bu, özneyi şahsi düzeyde tanımam gerektiği anlamına geliyor.
Senin koruyucu meleğinim
Yani artık kendime ait bir koruyucu meleğim mi oldu? İş tanımın tam olarak nedir?
Bedenini korumak Gülümsemesi daha da belirginleşmişti. İşimi çok ciddiye alırım, ki bu, özneyi şahsi düzeyde tanımam gerektiği anlamına geliyor.
Benim için bir insan vücuduna sahip olma şansını teptiğini mi söylüyorsun?
Sen olmazsan, bir bedene sahip olmanın ne anlamı kalır ki?
Onu bulmak, aradığımdan habersiz olduğum birini bulmak gibiydi. Hayatıma çok geç girmişti ve fazla erken gidiyordu. Benim için her şeyden vazgeçtiğini söyleyişini hatırladım. Vazgeçmişti bile. Yaşayabilmem için kendine ait bir insan bedeninden vazgeçmişti.
Seni öldürmeyeceğim, Nora. Benim için önemli olan insanları öldürmem. Ve sen listenin en başındasın.
İyi biri değilim. Bana bütün ışığı emen, ama geri yansıtmayan delici gözlerle bakıyordu. Ama eskiden daha kötüydüm.
İhanet can yakıyor, değil mi?
Çünkü burada, kalbimde hissediyorum, dedi sakin bir sesle. Duyguları hissetme yeteneğimi henüz kaybetmedim.
İnsanların değiştiğini, ama geçmişin değişmediğini aklından çıkarma.
Senin için her şey şakadan ibaret, değil mi?
Dilini bir kez daha dudağına bastırdı. Her şey değil.
Mesela?
Sen
Dilini bir kez daha dudağına bastırdı. Her şey değil.
Mesela?
Sen
Kısık bir sesle, Bu delilik. dedim.
Ben deliyim. Gülümsemek üzereydi. Sana
Ben deliyim. Gülümsemek üzereydi. Sana
Patch olabildiğince az şeY söylüyor ve büyük bir özenle kendini gizemin gölgesinde tutuyordu. Benim yanımda olmadığı zamanlarda nasıl bir hayatının olduğunu merak ediyordum. Zihnimin gerilerinde, korkutucu geçmişini düşünmekten kendimi alamıyordum. Şu ana kadar derin ve karanlık sırlarını keşfetmenin hayalini kuruyordum, çünkü hem kendime hem de Patch’e onu çözecek güçte olduğumu ispatlamak istiyordum. Ama şimdi sırlarını onun bir parçası oldukları için öğrenmek istiyordum. Ve rutin olarak bunu inkâr etmeye çabalasam da, ona karşı bir şeyler hissediyordum. Onunla vakit geçirdikçe bu duyguların gelip geçici türden olmadığını daha iyi anlıyordum.
Kendi kendime, Toparlan, dedim. O rastgele bir şiddet olayıydı. Son bir seneyi, bütün arka sokaklar, karanlık odalar ve karanlık dolaplar üzerine paranoya üretmekle geçirdin. Hayatının bundan sonraki kısmını kafana bir tabanca doğrultulacağı korkusuyla yaşayamazsın ya.
Benim kalbim yok.
Unutmadan, ödevini getirdim. Nereye koymamı istersin?
Çöp kovasını işaret etti. Şurası iyi olur.
Çöp kovasını işaret etti. Şurası iyi olur.
Bunca sene sonra değişmeyen tek bir şey vardı: Hâlâ tehlikenin çekiciliğine kayıyordum.
Baş melek, diye mırıldandım.
Yüksek rütbeli melek demek, derken, sesinde keskin bir kibir vardı. Ne kadar yukarıda olursa, düşüşü de o kadar sert olur.
Yüksek rütbeli melek demek, derken, sesinde keskin bir kibir vardı. Ne kadar yukarıda olursa, düşüşü de o kadar sert olur.
Hiçbir güzellik kişiliğini telefi edemez.
Patch’ten, daha önce hiç kimseden etkilenmediğim kadar etkileniyordum. Aramızda karanlık bir çekim vardı. Onunlayken tehlikenin kıyısına sürüklendiğimi hissediyordum. Sanki beni her an aşağı itebilirmiş gibi.
Hayatın tasmasını kısa tutuyorsun.
Bu da ne demek şimdi?
Kontrol edemeyeceğin şeylerden korkuyorsun.
Bu da ne demek şimdi?
Kontrol edemeyeceğin şeylerden korkuyorsun.
Güvenmeyi bilmiyorsun. Sözümü geri alıyorum. Güveniyorsun, evet, ama yanlış insanlara.
Belki de sandığım kadar güvende değildim.
Sert polis sesiyle, Nora Grey, dedi. İşte yine karşı karşıyayız.
Annem gözlerini kırpıştırdı. Daha önce tanıştınız mı?
Kızınızın heyecan verici bir hayatı var. Haftada bir size uğruyoruz.
Annem gözlerini kırpıştırdı. Daha önce tanıştınız mı?
Kızınızın heyecan verici bir hayatı var. Haftada bir size uğruyoruz.
Bazı şeyleri açıklamak imkânsızdı. Ve listenin başında Patch’in önce kovulup sonra koruyucuya dönüşmüş bir melek olması geliyordu. Hemen altında da benim bir kirişten atlayıp ölmem, ama bugün hâlâ hayatta olmam vardı.
Ağaca tırmanabilir misin? Lütfen bana ağaca tırmanabildiğini söyle!
Patch sırıttı. Uçabilirim.
Patch sırıttı. Uçabilirim.
Artık bir koruyucu meleksin.
Senin koruyucu meleğinim
Senin koruyucu meleğinim
Benim için bir insan vücuduna sahip olma şansını teptiğini mi söylüyorsun?
Sen olmazsan, bir bedene sahip olmanın ne anlamı kalır ki?
Sen olmazsan, bir bedene sahip olmanın ne anlamı kalır ki?
Onu bulmak, aradığımdan habersiz olduğum birini bulmak gibiydi. Hayatıma çok geç girmişti ve fazla erken gidiyordu.
O, yanlışın en kötü türüydü. O kadar yanlıştı ki, doğru geliyordu ve bu, kontrolü tamamen kaybettiğimi hissetmeme neden oluyordu.
Benden sakladığın başka bir şey var mı? Bilmek istiyordum.
Senden sakladığım çok şey var.
İçimde bir şeyler kırıldı. Mesela?
Seninle birlikte burada kilitli olmamın bana hissettirdikleri gibi Bana ne yaptığın konusunda en ufak bir fikrin yok.
Senden sakladığım çok şey var.
İçimde bir şeyler kırıldı. Mesela?
Seninle birlikte burada kilitli olmamın bana hissettirdikleri gibi Bana ne yaptığın konusunda en ufak bir fikrin yok.
Seni öldürmeyeceğim, Nora. Benim için önemli olan insanları öldürmem. Ve sen listenin en başındasın.
İyi biri değilim Ama eskiden daha kötüydüm.
Benim bedenimi de ele geçirmek mi istiyorsun?
Bedenine pek çok şey yapmak istiyorum, ama ele geçirmek bunların arasında değil.
Bedenine pek çok şey yapmak istiyorum, ama ele geçirmek bunların arasında değil.
İnsanların değiştiğini, ama geçmişin değişmediğini aklından çıkarma.
Patch benimle paylaştığının ötesinde çok farklı bir hayat yaşıyordu. Diğer hayatının nasıl olduğuna dair defalarca kafa yormuştum. Ve her defasında, ne kadar az şey bilirsem o kadar iyi olacağı hissine kapılmıştım.
Senin için her şey bir şakadan ibaret, değil mi?
Her şey değil.
Mesela?
Sen.
Her şey değil.
Mesela?
Sen.