Sarah J. Maas kitaplarından Hilal Şehir kitap alıntıları sizlerle…
Hilal Şehir Kitap Alıntıları
“Hayatın amacı. Yaşamak,sevmek,yarın her şeyin yok olabileceğini bilmek. Bu, her şeyi çok daha değerli hale getiriyor.”
Gücünle ne yapacaksın?
Sahil temalı restoranlar zinciri açacağım.
Sahil temalı restoranlar zinciri açacağım.
Korkuyorum, diye fısıldadı.
Danika yine elini tuttu. Amaç da bu, Bryce. Hayatın amacı. Yaşamak, sevmek, yarın her şeyin yok olabileceğini bilmek. Bu, her şeyi çok daha değerli hale getiriyor.
Danika yine elini tuttu. Amaç da bu, Bryce. Hayatın amacı. Yaşamak, sevmek, yarın her şeyin yok olabileceğini bilmek. Bu, her şeyi çok daha değerli hale getiriyor.
Kimse çektiği acılar için madalya almıyor.
Her zaman kaybedecek bir şey olur.
Çünkü kendi düzenine yönelik tehditlerin cezalandırılması gerektiğine karar veren ve başkalarının da isyan etmekte tereddüt etmesine neden olacak kadar ayrıntılı bir şekilde cezalandıran bir cumhuriyette yaşıyoruz.
Sevgiyle her şey mümkündür.
Özgürlüğe giden bir yol değildi bu. Cehenneme giden bir yoldu.
Sevgiyle, her şey mümkündür.
Hayatın amacı. Yaşamak, sevmek, yarın her şeyin yok olabileceğini bilmek. Bu, her şeyi çok daha değerli hale getiriyor.
İçinde bir ışık sönmüştü. Bir ışık çekip alınmıştı. Kendi içinde aynen böyleydi. Karanlık. Sessizlik. Sis.
“Sevgiyle, herşey mümkündür.
“Sevgiyle her şey mümkündür”
General, herkes satılıktır. Tek yapman gereken fiyatını bulmaktır. dedi Engerek Kraliçe.
Sevgiyle, her şey mümkündür.
Memento Mori.
Öleceğini unutma.
Öleceğini unutma.
Sen, yanında son bulmak istediğimsin. İstediğim seninle bir hayat. Benim kahrolası yolum sensin.
Herkes satılıktır. Tek yapman gereken fiyatı bulmaktır.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Sevgiyle, her şey mümkündür.
Memento Mori
Seni görüyorum Quinlan ve gördüğüm her şey hoşuma gidiyor.
Korkuyorum. Diye fısıldadı.
Danika yine elini tuttu. Amaç da bu, Bryce. Hayatın amacı. Yaşamak, sevmek, yarın her şeyin yok olabileceğini bilmek. Bu, her şeyi çok daha değerli hale getiriyor.
Danika yine elini tuttu. Amaç da bu, Bryce. Hayatın amacı. Yaşamak, sevmek, yarın her şeyin yok olabileceğini bilmek. Bu, her şeyi çok daha değerli hale getiriyor.
Micah, Seni yemeğe çıkarmak isterim, Bryce Quinlan, diye mırıldandı.
Bryce kolunu çekti ve asansörde Hunt’a katıldı. Kapılar kapanırken Valbara Başmeleği’nin yüzüne baktı. İlgilenmiyorum, dedi.
Bryce kolunu çekti ve asansörde Hunt’a katıldı. Kapılar kapanırken Valbara Başmeleği’nin yüzüne baktı. İlgilenmiyorum, dedi.
“Sevgiyle, her şey mümkündür.”
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
En çok acıyan yere bakın. Cevaplar her zaman oradadır.
Birini hayatına sokar ve sana zarar verecek gücü verirsen, sonunda tam olarak bunu yaparlardı.
”Memento Mori.
Öleceğini unutma. ”
Öleceğini unutma. ”
Ve davranışlarına bakılırsa buradaki alfagöt sen olabilirsin bence.
Bryce tısladı.
Bak, gördün mü? diye çıkıştı Hunt.
Bryce tısladı.
Bak, gördün mü? diye çıkıştı Hunt.
Jesiba bana gizli bir iş yaptırıyor ve Hunt beni korumak için görevlendirildi.
Evinde üstsüz olmak bu görevin bir parçası mı?
Vanir erkeklerini bilirsin. Kaslarını göstermek için yaşarlar.
Evinde üstsüz olmak bu görevin bir parçası mı?
Vanir erkeklerini bilirsin. Kaslarını göstermek için yaşarlar.
Hunt, Quinlan’a onu anladığını söylemek için ağzını açtı. Sadece karmaşık ilişki olayını değil, aynı zamanda yaşadığı kaybı da anlıyordu. Bir sabah, arkadaşları ve sevgilisi tarafından kuşatılmış bir şekilde uyanmayı ve ardından günü hepsi ölmüş olarak bitirmeyi.
Bir gözün o kızın üzerinde olsun.
İki gözüm de üzerinde.
Ciddiyim, evlat.
Ben de öyle.
İki gözüm de üzerinde.
Ciddiyim, evlat.
Ben de öyle.
Bak, bizim küçük, havalı çocuk kulübümüze katılmak istemeni anlıyorum ama sıkı bir üyelik inceleme süreci var.
Erkekler bacaklarımın arasına diz çöktüğünde, Athalar, dedi, genellikle surat asmıyorlar.
Dış dünya onun kız kardeşini pervasız, kontrolsüz olarak görüyordu ama Ruhn, onunla tanışmadan önce bile onun kaderinin efendisi olduğunu biliyordu.
Isaiah öksürdü. Sadece bir gece izledin Quinlan’ı.
Tam olarak on saat. Ta ki evcil kimerası şafakta yanımda belirene kadar. Uyukluyormuşum gibi göründüğüm için beni kıçımdan ısırdı ve sonra tekrar ortadan kayboldu. Binanın içinden geçti. Tam o anda Quinlan yatak odasından çıkıp perdeleri açtı ve beni aptal gibi kendi kıçımı tutarken gördü. Kimeraların dişlerinin ne kadar keskin olduğunu biliyor musun?
Tam olarak on saat. Ta ki evcil kimerası şafakta yanımda belirene kadar. Uyukluyormuşum gibi göründüğüm için beni kıçımdan ısırdı ve sonra tekrar ortadan kayboldu. Binanın içinden geçti. Tam o anda Quinlan yatak odasından çıkıp perdeleri açtı ve beni aptal gibi kendi kıçımı tutarken gördü. Kimeraların dişlerinin ne kadar keskin olduğunu biliyor musun?
Artık numaram sende var. Bir şeyler ters giderse ya da kötü hissedersen ya da bir şeye ihtiyacın olursa ara.
Pizza gibi mi?
Hunt’ın kafasının üstünde kaldırdığı orta parmağı açıkça gördü. Ölümün Gölgesi, aynen
Pizza gibi mi?
Hunt’ın kafasının üstünde kaldırdığı orta parmağı açıkça gördü. Ölümün Gölgesi, aynen
Ölümden daha kötü bir kader: devirmek istediklerinin ebedi hizmetkarı olmaktı.
Önce Bryce’ın hâlâ konuştuğu ve yüzünü buruşturduğu bir fotoğraf.
Sonra gülümsediği ve Hunt’ın ona baktığı bir fotoğraf.
Üçüncüsünde Bryce hâlâ gülümsüyordu ve Hunt hâlâ ona bakıyordu. Sanki gezegendeki tek kişi oymuş gibi. Galaksideki tek kişi oymuş gibi.
Sonra gülümsediği ve Hunt’ın ona baktığı bir fotoğraf.
Üçüncüsünde Bryce hâlâ gülümsüyordu ve Hunt hâlâ ona bakıyordu. Sanki gezegendeki tek kişi oymuş gibi. Galaksideki tek kişi oymuş gibi.
Vali çaresiz olmalı. Ve eğer ondan yardım istiyorsa, delirmiş de olmalıydı.
“Lakabını sen mi uydurdun? Ölümün Gölgesi’ni?”
Hunt kaşığını indirdi. “Kendine takma adlar uydurmaya ihtiyaç duyan birine mi benziyorum?”
“Hayır,” diye itiraf etti Bryce.
“Bana böyle demelerinin tek sebebi, bu tür şeyleri yapmamın emredilmesi. Ve benim de oldukça iyi yapmam. Bana Ölümün Kölesi deseler daha iyi olur.”
Hunt kaşığını indirdi. “Kendine takma adlar uydurmaya ihtiyaç duyan birine mi benziyorum?”
“Hayır,” diye itiraf etti Bryce.
“Bana böyle demelerinin tek sebebi, bu tür şeyleri yapmamın emredilmesi. Ve benim de oldukça iyi yapmam. Bana Ölümün Kölesi deseler daha iyi olur.”
Sevgiyle, her şey mümkündür.
Fury hazırlıklarını durdurmadı. Bryce uzun bir süre ölü gibiydi Hunt. Değilmiş gibi davrandı ama öyleydi. Helikopter nihayet havalandı. Sen onu hayata döndürdün.
Arkalarındaki çıkmaya çalışan canavara rağmen Bryce, “Sen özgür bir bireysin, bunu yapmak zorunda değilsin. Özgürsün Lehabah” dedi.
Yine de Lehabah merdivenlerin dibinde kaldı. “O zaman ilk özgürlük eylemimin arkadaşlarıma yardım etmek olduğunu tüm dünyaya bildir.”
Yine de Lehabah merdivenlerin dibinde kaldı. “O zaman ilk özgürlük eylemimin arkadaşlarıma yardım etmek olduğunu tüm dünyaya bildir.”
Kimse onun için savaşmamıştı. Kimse bunu yapacak kadar onu umursamamıştı.
Önce, Bryce’ın hâlâ konuştuğu ve yüzünü buruşturduğu bir fotoğraf.
Sonra gülümsediği ve Hunt’ın da ona baktığı bir fotoğraf.
Üçüncüsünde ise Bryce hâlâ gülümsüyordu ve Hunt hâlâ ona bakıyordu. Sanki gezegendeki tek kişi oymuş gibi. Galaksideki tek kişi oymuş gibi.
Sonra gülümsediği ve Hunt’ın da ona baktığı bir fotoğraf.
Üçüncüsünde ise Bryce hâlâ gülümsüyordu ve Hunt hâlâ ona bakıyordu. Sanki gezegendeki tek kişi oymuş gibi. Galaksideki tek kişi oymuş gibi.
“BRYCE!” diye haykırdı Hunt.
Bryce, arkasına bakmadı.
Bryce, arkasına bakmadı.
En son ne zaman bir kitap okumuştu? İş ya da araştırma için değil, zevk için?
Seni görüyorum Quinlan, diye ona sessizce iletti. Ve gördüğüm her şey hoşuma gidiyor.
“Holstrom erkek arkadaşın mıydı? Yazık.”
“Bu seni ilgilendirmez.” Kelimeler Briggs’in gözleri kadar boştu.
Bryce’ın sözlerindeki bir şey, Hunt’ın göğsünün sıkışmasına neden oldu. Sesindeki o boşluk.
“Bu seni ilgilendirmez.” Kelimeler Briggs’in gözleri kadar boştu.
Bryce’ın sözlerindeki bir şey, Hunt’ın göğsünün sıkışmasına neden oldu. Sesindeki o boşluk.
“Bu, şimdiden bir kabus gibi.”
Isaiah öksürdü. “Sadece bir gece izledin Quinlan’ı.”
“Tam olarak on saat. Ta ki evcil kimerası şafakta yanımda belirene kadar. Uyukluyormuşum gibi göründüğüm için beni kıçımdan ısırdı ve sonra tekrar ortadan kayboldu. Binanın içinden geçti. Tam o anda Quinlan yatak odasından çıkıp perdeleri açtı ve beni aptal gibi kendi kıçımı tutarken gördü. Kimeraların dişlerinin ne kadar keskin olduğunu biliyor musun?”
Hunt, Isaiah’ın sesinde bir gülümseme duyduğuna yemin edebilirdi.
“Açıklamak için yanına uçtuğumda, müziğin sesini sonuna kadar açtı ve beni lanet bir velet gibi görmezden geldi.”
Isaiah öksürdü. “Sadece bir gece izledin Quinlan’ı.”
“Tam olarak on saat. Ta ki evcil kimerası şafakta yanımda belirene kadar. Uyukluyormuşum gibi göründüğüm için beni kıçımdan ısırdı ve sonra tekrar ortadan kayboldu. Binanın içinden geçti. Tam o anda Quinlan yatak odasından çıkıp perdeleri açtı ve beni aptal gibi kendi kıçımı tutarken gördü. Kimeraların dişlerinin ne kadar keskin olduğunu biliyor musun?”
Hunt, Isaiah’ın sesinde bir gülümseme duyduğuna yemin edebilirdi.
“Açıklamak için yanına uçtuğumda, müziğin sesini sonuna kadar açtı ve beni lanet bir velet gibi görmezden geldi.”
“Kuralları ben yazmadım Quinlan.”
“Hmm.”
“Perdeleri aç.”
“Hayır, teşekkür ederim.”
“Ya da beni içeri davet edip işimi kolaylaştırabilirsin.”
“Kesinlikle hayır.”
“Neden?”
“Çünkü işini o çatıdan da yapabilirsin.”
Hunt’ın kıkırdaması kemikleri boyunca yayıldı. “Bu cinayetlerin temeline inmemiz emredildi. Bunu sana söylemekten nefret ediyorum tatlım ama gerçekten yakınlaşmak üzereyiz.”
“Hmm.”
“Perdeleri aç.”
“Hayır, teşekkür ederim.”
“Ya da beni içeri davet edip işimi kolaylaştırabilirsin.”
“Kesinlikle hayır.”
“Neden?”
“Çünkü işini o çatıdan da yapabilirsin.”
Hunt’ın kıkırdaması kemikleri boyunca yayıldı. “Bu cinayetlerin temeline inmemiz emredildi. Bunu sana söylemekten nefret ediyorum tatlım ama gerçekten yakınlaşmak üzereyiz.”
Ama Bryce kirli koridora çıktığında, kapı kolunu tutarken tereddüt etmesinin sebebi Danika’nın eklediği, “seni seviyorum” oldu.
Hunt, Bryce’ın bakışlarına karşılık verdi;
Seni görüyorum Quinlan, diye ona sessizce iletti. Ve gördüğüm her şey hoşuma gidiyor.
Seni görüyorum Quinlan, diye ona sessizce iletti. Ve gördüğüm her şey hoşuma gidiyor.
Hayatın amacı. Yaşamak, sevmek, yarın her şeyin yok olabileceğini bilmek. Bu, her şeyi daha değerli hale getiriyor
“Sevgiyle her şey mümkündür”
Ölümden daha kötü kaderler de var, biliyorsun.
O yetişkin bir kadın. Nelerle başa çıkabileceğine senin karar vermene ihtiyacı yok.
Öleceğini unutma.
Arkadaşlarım benimle ve ben korkmuyorum.
Fury’ye aptalca bir şey yapmayacağıma dair söz verdim dedi.
Akıllıca bir şey yapmama konusunda söz vermedim ama.
Akıllıca bir şey yapmama konusunda söz vermedim ama.
Ölümden daha kötü bir kader: devirmek istediklerinin ebedi hizmetkârı olmaktı.
Tek bir şey için acımasızca çalışıyordu: özgürlük. Ya da daha doğrusu, küçük bir özgürlük ihtimali.
Sabine’in almasını istemedim. Arkasını okuyup çöpe atardı.
Hunt ceketi aldı ve okudu. Sevgiyle, her şey mümkündür.
Hunt ceketi aldı ve okudu. Sevgiyle, her şey mümkündür.
her hareketi, hiç tereddüt etmeden onunkiyle eşleşiyordu, sanki soru ve cevap gibiydiler, güneş ve ay.
İnsan isyanı
Öleceğini unutma ve dünyanın sunduğu her zevkin tadını çıkar. Unutma, öleceksin ve bu yasa dışı saçmalıkların hiçbir önemi kalmayacak. Öleceğini unutma, bu yüzden yaptıklarından kaç kişinin acı çektiği kimin umurunda?
Kurallar bizi hayatta tutmak için var. Ya onları takip ederiz ya da hiç peşinden gitmeyiz.
Sevgiyle, her şey mümkündür.
Sevgiyle her şey mümkündür.
Memento Mori.
Öleceğini unutma. Eğlence için bir davetiye idi, her anı sanki sonuncusuymuş gibi, sanki yarın garanti edilmemiş gibi yaşamak anlamına geliyordu .
Öleceğini unutma. Eğlence için bir davetiye idi, her anı sanki sonuncusuymuş gibi, sanki yarın garanti edilmemiş gibi yaşamak anlamına geliyordu .
Şimşeklerle kaplı, iyileşmiş ve sapasağlam olan Hunt Athalar, Bryce’ın bedeninin başında diz çöküyordu. Elleriyle gövdesini pompalıyor, kalp masajı yapıyordur.
Hunt, sıktığı dişlerinin arasından Bryce’a, Ne dediğini duydum. diye tısladı. Üzerine gök gürültüsü patlıyordu. Güçlü kollarıyla hızlı bir şekilde bastırmaya devam etti. O kadar bekleyip, ben neredeyse ölecekken itiraf ettiğin şeyi duydum, seni kahrolası ödlek. Yıldırımı ona çarptı ve kalbini çalıştırmaya çalışırken vücudunu yerden yay gibi kaldırdı. Şimdi gel de yüzüme söyle. diye hırladı kulağına.
Hunt, sıktığı dişlerinin arasından Bryce’a, Ne dediğini duydum. diye tısladı. Üzerine gök gürültüsü patlıyordu. Güçlü kollarıyla hızlı bir şekilde bastırmaya devam etti. O kadar bekleyip, ben neredeyse ölecekken itiraf ettiğin şeyi duydum, seni kahrolası ödlek. Yıldırımı ona çarptı ve kalbini çalıştırmaya çalışırken vücudunu yerden yay gibi kaldırdı. Şimdi gel de yüzüme söyle. diye hırladı kulağına.
Önce, Bryce’ın hala konuştuğu ve yüzünü buruşturduğu bir fotoğraf.
Sonra gülümsediği ve Hunt’ın da ona baktığı bir fotoğraf.
Üçüncüsünde Bryce hala gülümsüyordu ve Hunt hala ona bakıyordu. Sanki gezegendeki tek kişi oymuş gibi. Galaksideki tek kişi oymuş gibi.
Kalbi küt küt attı. Birkaç fotoğraf sonrasında, yüzü Hunt’a dönmüştü. Gözleri buluşmuştu. Gülümsemesi durmuştu.
Sanki Hunt’ın ona nasıl baktığını fark etmiş gibiydi.
Bir sonrakinde, Bryce başını yere eğerek gülümserken, Hunt’ın gözleri hala onun üzerindeydi. Gizli, yumuşak bir gülümsemeydi onunkisi. Sanki biliyormuş ve zerre kadar umursamıyormuş gibiydi.
Ve son fotoğrafta, başını göğsüne yaslamış ve kollarını Hunt’ın etrafına dolamıştı. Hunt ise kolu ve kanadıyla onu sarmıştı. İkisi de gülümsüyordu.
Gerçek, geniş gülümsemeler. Alnında dövme, kalbinde keder ve etraflarında bu sikik dünya olmayan kişilere ait olabilecek gülümsemelerdi bunlar.
Sonra gülümsediği ve Hunt’ın da ona baktığı bir fotoğraf.
Üçüncüsünde Bryce hala gülümsüyordu ve Hunt hala ona bakıyordu. Sanki gezegendeki tek kişi oymuş gibi. Galaksideki tek kişi oymuş gibi.
Kalbi küt küt attı. Birkaç fotoğraf sonrasında, yüzü Hunt’a dönmüştü. Gözleri buluşmuştu. Gülümsemesi durmuştu.
Sanki Hunt’ın ona nasıl baktığını fark etmiş gibiydi.
Bir sonrakinde, Bryce başını yere eğerek gülümserken, Hunt’ın gözleri hala onun üzerindeydi. Gizli, yumuşak bir gülümsemeydi onunkisi. Sanki biliyormuş ve zerre kadar umursamıyormuş gibiydi.
Ve son fotoğrafta, başını göğsüne yaslamış ve kollarını Hunt’ın etrafına dolamıştı. Hunt ise kolu ve kanadıyla onu sarmıştı. İkisi de gülümsüyordu.
Gerçek, geniş gülümsemeler. Alnında dövme, kalbinde keder ve etraflarında bu sikik dünya olmayan kişilere ait olabilecek gülümsemelerdi bunlar.
Ama sen ve ben, Bryce ???, yanında son bulmak istediğimsin. İstediğim, ??????? bir hayat. Benim kahrolası yolum ??????.