İçeriğe geç

Hikmetleriyle Nasreddin Hoca Latifeleri Kitap Alıntıları – Seyyid Burhaneddin İbn Mevlânâ

Seyyid Burhaneddin İbn Mevlânâ kitaplarından Hikmetleriyle Nasreddin Hoca Latifeleri kitap alıntıları sizlerle…

Hikmetleriyle Nasreddin Hoca Latifeleri Kitap Alıntıları

&“&”

Allah’ın bir olduğunu, ortağının olmadığını ve Fahr-i Kainat olan Hz. Peygamber’in hak resûl olduğunu kalp ile tasdik edip dil ile ikrar edin ki rahmete ve şefaate kavuşabilesiniz.
Sür çıkar gayri gönülden ta tecelli ede Hak
Padişah konmaz saraya hane mamur olmadan
Hoca’nın talebelerinden Hammad, Habeşli bir siyahî imiş. Bir gün derste Hoca’nın üzerine mürekkep dökülmüş. Daha sonra Hoca’yı görenler, Üzerine ne oldu?" diye sorduklarında,
-Bizim Hammad, derse geç kalıp yetişeceğim diye koşunca terlemiş, teri üzerime damladı, demiş hoca.
Saklamış olduğun mala, ilmine ve ameline güvenme.
İte dalanmaktansa, çalıyı dolanmak daha iyidir.
Üç günlük ömre güvenme.
Hoca bir gün şöyle vasiyet etmiş:
-Ben öldüğüm vakit, beni eski bir kabre defnediniz. Cemaat,
-Niçin, deyince Hoca,
-Sual melekleri gelince, ben sual olundum, görmüyor musunuz? Kabrim bile eski derim, demiş.
Hoca pazarda gezerken adamın biri kendisine,
-Hoca, bugün ayın üçü müdür, dördü müdür, diye sorunca Hoca,
-Bilmem! Ay alıp sattığım yok, demiş.
Onlara, utandırıp mahcup etmeden, yumuşak bir tavırla nasihat edin. Gönüllerini kırmadan, hoşnut etmenin gayretinde olun. Böyle davranarak ileride kendiniz ve başkalarının zarar görmemeleri yolunu seçmiş olursunuz.
Dünya ahiretin tarlasıdır."
Aklınızı başınıza alın.
Dünyada karar kılıp duracağını sanmak, oturduğun dalı kesmeye benzer.
Bir gece rüyasında Hoca’ya dokuz akçe vermişler. Hoca,
-Dokuz olmaz, on akçe olsun derken uyanmış, bakmış ki elleri bomboş, hemen gözlerini kapatıp elini uzatmış ve,
-Getir, tamam dokuz akçe olsun, demiş.
Kelimeler anlamlarıyla yaşatılmalıdır. Anlamlarıyla tarihe emanet edilen terimlerin yeri, çorak arazilerden devşirilen renksiz ve zevksiz sözcüklerle doldurulamaz, bu sözcükler kullanılsa bile gidenlerin yerini dolduramaz.
Hoca’nın talebelerinden Hammad, Habeşli bir siyahî imiş. Bir gün derste Hoca’nın üzerine mürekkep dökülmüş. Daha sonra Hoca’yı görenler, Üzerine ne oldu?" diye sorduklarında,
-Bizim Hammad, derse geç kalıp yetişeceğim diye koşunca terlemiş, teri üzerime damladı, demiş hoca.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir