İçeriğe geç

Hatasız Düşünme Sanatı 2 Kitap Alıntıları – Rolf Dobelli

Rolf Dobelli kitaplarından Hatasız Düşünme Sanatı 2 kitap alıntıları sizlerle…

Hatasız Düşünme Sanatı 2 Kitap Alıntıları

Satrançta Kotov Sendromu adı altında bilinir: Bir oyuncu aşırı fazla hamle düşünür, bir sonuca ulaşamaz ve sonra da zaman baskısı altında bir acemi hatası yapar.
Haset Katolik Kilisesi’nin yedi ölümcül günahından biridir. Yaratılış Kitabı’nda Kabil, Tanrı onun kurbanını tercih ettiği için kardeşi Habil’i hasetten öldürür. İncildeki ilk cinayet.

En renkli haset hikayelerinden biri Pamuk Prenses masalıdır. Masalda üvey anne kızının güzelliğine haset eder. Önce Pamuk Prenses’in peşine bir profesyonel katil takar, ama bu katil verilen protokole uymaz. Pamuk Prenses Yedi Cüceler’in yanına ormana kaçar. Dış kaynak kullanımıyla ilgili kötü deneyimler üvey anneyi bizzat harekete geçmeye zorlar. Üvey anne güzel Pamuk Prenses’i zehirler.

Elbette sadece kötücül haset değil iyi niyetli imrenmek de vardır; örneğin bir büyükbaba torununa gençliğinden dolayı imrenir. Bu fesatlık değildir, ama büyükbaba yine de tekrar genç ve kaygısız olmak ister.

1902 yılında Berlin Üniversitesi’nden kriminoloji profesörü Franz von Liszt, en iyi tanıkların mahkemede gerçeklerin en az dörtte birini hatalı anlattığını gösterdi.
İnsanlar bakış açılarının enine boyuna düşünüldüğünden ve bu bakış açılarına katılmayanların yeterince düşünmeyle ve zihinsel açıklıkla gerçeği ileride göreceklerinden emindirler.
Bir meseleyi ikna edici şekilde temsil etmek isteyen birinin kimsenin onu dinlemeyeceğini düşünmek yerine birçok insanın (hatta çoğunluğun) kendisiyle aynı fikirde olduğuna kendini inandırması faydalıdır.
Dünya çapında en iyi ekipler başka ekiplerin ya da başka kuruluşların gelişiminden bağımlı olmamalılar. Kendi ürünlerinin özü sözkonusu olduğunda bu temelden kendi başına planlanmalı. Bu bağımlılıkları azaltır ve en yüksek kaliteyi garantiler.
Çocuklarda bile sınıf arkadaşlarını güçlü oldukları boyutta daha güçsüzlerden seçme eğilimi vardır.
Ayrıca: Bazı yazarlar kendilerini karşılıklı övmeyi başarabiliyorlar; örneğin Niall Ferguson ve lan Morris, karşılıklı olarak birbirlerine »en iyi tarihçi« ünvanını veriyor. Akıllıca. Ender, ustalık şahikası.
Siz yüze benzeyen herhangi bir şey görür görmez beyniniz ona yüz muamelesi yapar ve diğer nesnelerden farklı bir şekilde işleme alır.
Kümelenme yanılsaması yüzyıllardır biliniyor. İskoç düşünür David Hume The Natural History of Religion’da şu yorumu yapmıştı: Ay’da yüzler, bulutlarda ordular görüyoruz. Yüzlerle benzerliğe pareidolia adı verilir. Bir saat, bir arabanın burnu, Ay -yüz gördüğümüz her yerde.
Bu arada şuna değineyim: İnsanların İsa’nın (ya da Kutsal Meryem’in) yüzünü tanıyabilmelerini anlamıyorum. İsa’nın gerçekten nasıl göründüğünü kimse bilmiyor. Yaşadığı zamandan resimler yok.
İçinde kısa süre önce bir insanın öldüğü evlere, dairelere ya da odalara taşınmaktan hoşlanmayız. Şirketler daha önce başarılı bir şirketin (örneğin Google) kiraladığı ofislere taşınmaya bayılır.
İrade gücü bir pil gibi çalışır -en azından kısa vadede. Enerji bir kere bitti mi, önümüzdeki görevler de eksik kalır.
Stratejik yanlış bilgilendirmelerde arsız yalanlar mı sözkonusu? Yüzlerine pudra süren kadınlar yalan mı söylüyor? Leasing yoluyla Porsche kiralayan erkekler maddi kudret göstermek için yalana mı başvuruyor? Aslında öyle. Ancak bu yalanları sistematik olarak görmezden geliriz.
İnsan fazla düşünürse, aklı ile hislerin bilgeliği arasındaki bağı koparır. Kulağa esoterik bir sözmüş gibi geliyor ama değil, çünkü hisler de tıpkı berrak, akılcı düşünceler gibi beyinde oluşur. Onlar akılcı düşünceden farklı bir bilgi işlemidir yalnızca, daha eski ama daha kötü olmayan bir bilgi işlemi. Hatta çoğu zaman daha bile iyi olanıdır.
Gerçekten yetenekleriyle yaşayan insanlar var: Pilotlar, musluk tamircileri, avukatlar vs. Bir de yeteneklerin gerekli olsa da belirleyici olmadığı alanlar var: Şirket kurucuları, idareciler. Ve rastlantının hüküm sürdüğü alanlar: Örneğin, yetenek yanılsamasmın iliğine işlediği finans endüstrisi. Yani: Musluk tamircinize hak ettiği saygıyı gösterin ve başarılı finans cambazlarını ciddiye almayın.
Şans yeteneklerden daha belirleyici.
Üniversite araştırmaları bizim için ne yaptığını söyleme konusunda başarılı ama bizim için ne yapmadığını söyleme konusunda başarılı değil.
İnsanın bir alanda ustalıkla hakim olduğu şey ancak zorlukla başka bir alana aktarılabilir. Bu okul bilgisi için de geçerlidir. Bir zamanlar okulunuzun gözdesini düşünün. İddiaya girerim siz bugün ondan daha başarılısınızdır?
Neredeyse hiçbir meslek kategorisinde sağlık elçileri doktorlar kadar çok sigara içen yüksek bir oran yok. Profesyonel düzen sağlayıcılar ailelerinde polis olmayanlara kıyasla iki kat daha fazla şiddete başvuruyor. Edebiyat eleştirmenlerinin en sefil romanları yazdıkları kesin. Ve evlilikleri danışanlarından daha kırılgan olan çift terapistleri neredeyse dillere destanlar.
Kendi fikirlerimizden mest oluruz. Tekrar ayılmak için ara sıra mesafeli durun ve fikirlerinizin kalitesini geçmişe bakarak değerlendirin. Son 10 yılın hangi fikirleri gerçekten muhteşemdi?
Aklınıza gelen her savda kaynağı hatırlamaya çalışın. Bunu kim diyor? Ve neden acaba? Bir soruşturma yürütür gibi kendinize şu soruyu sorun: Kimin çıkarı var? Kimin işine gelir? Bütün bunlar çok işçilik gerektirir ve düşünmenizi yavaşlatır. Karşılığında berraklaştırır.
Fena halde reklam bulaşmış kaynaklardan mümkün olduğu kadar uzak durun. Ne mutlu ki, kitaplarda (henüz) reklam yok!
Mümkün olduğu kadar çok tarakta bezimiz olmasını, hiçbir şeyi olanak dışı bırakmamayı ve her şey için açık olmayı saplantı haline getirmişiz. Bu bize başarı sağlamaz. Kapıları kapatmayı öğrenmek zorundayız.
Diyecek bir şeyin yoksa bir şey deme.
Ortalamalarla hesap yapmak tehlikeli ola bilir çünkü ortalama altında yatan dağılımı maskeler.
Yabancı olan her şeye karşı önyargı ve onlardan hoşlanmama biyolojik bir gerçektir. Bir grupla özdeşleşme gerçeklere bakış açınızı bulandırır.
Önemli olan bilgi uygulamadadır. Kelimelere hürmetinizi bir kenara bırakın. Yani, şimdi okumayı bırakın ve gidip gerçekten doğru düzgün bir şey yapın.
Bakmakla usta olunsa kediler kasap olurdu.
Hayatta cüzi miktarda bilgiyle ilerlemeye çalışın. Daha iyi kararlar vereceksiniz. İnsanın bilmesi gerekmeyen şey, bildiğinde kıymetsiz kalır.
Belirginlik etkisi göze batan bir özelliğin aslında hak ettiğinden çok fazla dikkat çekmesine sebep olur.
Haber tüketimini bırakın, hem de tamamen. Bunun yerine arka plan bilgilerinin yer aldığı uzun makaleler ve kitaplar okuyun. Evet, dünyayı anlamak için kitapların üzerine yoktur.
Haberler lezzetli, kolay sindirilebilir ama uzun vadede son derece zararlı.
Korkunç şeylerin bize iyi geldiğine inanmak bir illüzyondur. Bir hastalık, ne kadar tecrübe getirirse getirsin, ardında fiziksel izler bırakır. Vücut hastalığın öncesinden daha sağlıklı değildir. Aynı şekilde bir kaza ya da tükenme. Kaç asker savaştan güçlenmiş döner? Fukushima’yı ya da Katrina kasırgasını yaşayıp da hayatta kalanlar gelecek için güçlenmiş midir? İnsan bir tecrübe yaşar. Ama bunun bir sonraki kasırgada işe yarayacağı düşüncesiyle avunmak yerine, tehlike bölgesinden taşınmak daha zekicedir.
Maddi motivasyon maddi olmayan motivasyonu kırar.
Yeni olanın rolünü sistematik olarak gözümüzde büyütürüz.
Kendinize fazlasıyla çok ve fazlasıyla uzun süre güvenirseniz, uyanış o derece sert olabilir. Bu yüzden bir şeye ne kadar çok ikna olursanız, kendinize karşı o derece eleştirel olun. Akıllı bir insan olarak dogmalara ihtiyacınız yok. Kendi kendinize aykırı düşün!
Beklentiler beynin ve böylelikle de bütün vücudun biyokimyasını değiştiriyor
İkramiye, hediye vs şeklinde para kazandığınızda ya da bir şirket size bir şey hediye ettiğinde dikkatli olun. Çok geçmeden coşkunlukla çok daha fazlasını geri hediye etme tehlikeniz büyüktür. En iyisi, o paranın üzerindeki çekici kıyafetleri çekip çıkararak üzerine çalışma kıyafetleri geçirin. Doğru banka hesabınıza.
Yetersiz insanlar yetersizliklerinin boyutunu görmekten acizdir.
Kendinizden daha iyi olan insanları işe alın, yoksa sizin dükkan çok geçmeden beceriksizlerle dolacak
Haset edebileceğin biri var, olmak istediğin kişi.
Ünlü yatırımcı Charlie Munger: Birinin sizden daha çabuk para kazandığıyla ilgilenmek büyük günahlardan biridir. Haset gerçekten eblehçe bir günahtır, çünkü bu zerre kadar keyif alamayacağınız yegane günahtır. Büyük acı ama hiç keyif yok. İnsan bunu kendisine niye yaşatmak istesin ki?
Hayatım boyunca özgürlüğe can attım. Fakat hayatım boyunca da kendimi köle olarak hissettim.
Sezgisel düşünmek, “yeterlilik çemberidir”dir. Düşünce hatalarını öğrenmek ve kendi hayatımızla eşleşmektir, bu çemberi doldurmanın bir yolu olabilir mi?
Hayatta cüzi miktarda bilgiyle ilerlemeye çalışın . Daha iyi kararlar vereceksiniz . Insanın bilmesi gerekmeyen şey , bildiğinde kıymetsiz kalır.
Elma olgunlaşıp da düştü mü neden düşer? Topraktan bir güç onu çektiği için mi ? Sapı kuruduğu için mi? Rüzgar onu salladığı için mi ? Bunların hiç biri sebep değildir. Hepsi birlikte sebeptir
Haset kıskançlık ile karıştırılıyor. Haset için 2 kişi yeterlidir fakat kıskançlık 3 kişi ister
Bakmakla usta olunsa kediler kasap olurdu
Entellektüel anlamda kan kaybetmek istemiyorsanız yatırım stratejinizi, yaşam felsefenizi ve diğer insanlar hakkındaki fikirlerinizi düzenli olarak gözden geçirin. Gerçekler teorilerinizin aleyhindeyse bu teorileri derhal terkedin
Sizden daha iyi olan yeteneklere destek olun
Birçok sivil toplum örgütü Krişna modeliyle –önce hediye
verip sonra talep ederek– para toplar.
Batık maliyet yanlışı tuzağına
özellikle; çok zaman, para, enerji, sevgi vs. yatırımında
bulunduğumuzda düşeriz. Nesnel bir bakışla hiçbir anlamı
olmasa dahi yatırdığımız para devam etmek için sebep
oluşturmaya başlar. Ne kadar çok yatırım yapmışsak, yani
batık maliyetimiz ne kadar büyükse planımızı devam ettirme
arzumuz o kadar güçlü olur.
Dolayısıyla bundan sonra kişisel gelişim kitaplarından uzak
durun. Bu kitapların % 100’ü mutlu olmaya doğal eğilimli insanlar tarafından yazılmıştır. Sonra da her sayfada öğütler
savururlar. Bu öğütlerin işlemediğimilyarlarca insan olduğu
gizli kalır, çünkü şanssızlar kişisel gelişim kitapları
yazmazlar.
Hasedin komik tarafı; bize yaş, meslek ve yaşam biçimi açısından benzer olanları çekemeyişimizdir.
Fikirler ya doğru ya da yanlış olarak hissedilir. Bilinçli kayıtsızlık -bir şeyi (henüz) bilmeme anlayışının- hisler dünyamızda yeri yoktur. Bilmemenin nasıl hissedilmesi gerektiğini bilmeyiz. Bu yüzden, kendi kayıtsızlığımızı itiraf etmektense teoriler üretmekte daha becerikliyizdir. Bunu ilk keşfeden bilim tarihçisi Thomas Kuhn oldu: Teoriler asla kendi yanlışlarının altında çökmezler. Bunlar başka, görünürde daha iyi bir teori olduğunda çökerler ancak.
Fazla düşünmeden hangisini daha sempatik bulduğunuza karar verin. Alain zeki – çalışkan – atılgan – eleştirel – inatçı – kıskanç. Ben ise kıskanç – inatçı – eleştirel- atılgan – çalışkan – zeki. ( ) Beyniniz ilk sıfatları sonrakilerden daha güçlü değerlendiriyor; sonuç olarak da karşınızda iki farklı kişilik olduğunu sanıyorsunuz.
Papa Michelangelo’ya sordu:
°•Dehanızın sırrını söyleyin bana.
Davut heykelini nasıl yarattınız
~bu bütün şaheserlerin şaheserini?°•
Michelangelo’nun cevabı:
°•Çok basit.
Davut olmayan her şeyi çıkardım.°•
karar bitkinliği tehlikelidir
karar vermek yorucudur
Birçok sivil toplum örgütü Krişna modeliyle –önce hediye
verip sonra talep ederek– para toplar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir