İçeriğe geç

Hacı Ağa Kitap Alıntıları – Sadık Hidayet

Sadık Hidayet kitaplarından Hacı Ağa kitap alıntıları sizlerle…

Hacı Ağa Kitap Alıntıları

Bir memleketin başındaki adam çalmaya başladı mı bakanlar da çalar mebuslar da onların yardımcıları da polis şefleri de çalar.
Ezelden beri dünyanın düzeni böyledir zaten; kimisi açlıktan ölürken kimisi de tokluktan dolayı çatlar.
Hastalanırlarsa, cinci, muskacı var işte. Avrupa ilaçlarını niye içeceklermiş? Ciğerleri dağlanır yoksa! Ne diye elektrik lambası kullanacaklarmış? Şeytan icadıdır! Yaksınlar kandili ki parası dindaşlarının cebine gitmiş olsun.
İnsanların bize itaat etmeleri için aç, muhtaç, cahil ve batıl inançlı kalması lazım.
Parası çok olan ya hırsızdır ya mirasa konmuştur.
Bu memleketin işi düzelmez. Helvası yenmiş bir kere! Cenazesini de başkaları kaldıracak
Halka hükmedenlerin halktan üstün hiçbir yanı yok.
İnsanlar daima istibdat ya da diktatörlük çizmesi altında korkudan suspus oldu, sesini çıkaracak hali kalmadı.
Herkes Bana ne! diyor. Bu kargaşa ve vurgun düzeni içinde ekmeksiz aşsız kalma kaygısı çekerek kendini kurtarmak istiyor.
Bu insanlar yıllardır aynı yalanları yutuyorlar. İşin matrak tarafı, kendilerini dünyanın en akıllı insanları sanıyorlar.
Bir avuç aç, aciz yoksula millet demişler! Acıyan kim?
Burası kaçakçıların, hırsızların cenneti, insanların zindanı.
Yaşamak acayip bir şey; ticari malmış gibi yapışmış bize; yakamızı bırakmıyor.
Zorbanın tekini getirdiler, eldeki avuçtakini teslim ettiler. Bir avuç şakşakçı yağdanlık da kıçını yaladı! Bizi bu günlere düşürdüler.
Milletin parasını nereye götürüyorsun yahu? ” diyen çıkmadı. Çünkü burada kalanların hepsi ortağı onun; hepsi aynı şebekeden.
-Hitler’in müslüman olduğu söyleniyor. Kolunda Lailaheillallah yazıyormuş.
-Evet, gerçekten de İran’a karşı ilgisi var. Bugünkü haberleri dinlemediniz mi yoksa?
Ama hepsinden önemlisi Hacı’nın para tutkusuydu. Para onun sevgilisi, dermanı, onu zevklendiren, korkuya düşüren bir şeydi. Yaşamının tek amacı sayılırdı. Paranın adından, para sesinden, para sayılmasından daha zevk verici bir şey yoktu; bitiyordu paraya. Her şeyden önce parayı para olduğu için seviyordu; tapıyordu paraya. Parayı ele geçirmek için her yönteme başvurmayı mübah sayıyordu.
İnsan aykırı tabiatlıdır. Her türlü fikir aklından geçer.
— Kes sesini eksik etek! Ukalalık taslama. Bana cevap mı yetiştiriyorsun? Bu evde benim sözüm geçer. Çocuk niye bu kadar pis? Sümüğünü silecek bir mendil bulunmaz mı bu evde? İnsanın midesi bulanıyor. Yüz yıllık şerefim yok oldu!
Ne çekersem, şu vicdanımdan çekiyorum
“Güzel bir manzara seni asla cezbetmemiş; güzel bir yüz veya huzur verici bir musiki seni sarsmamış; ahenkli bir söz, yüce bir fikir kalbine hiç tesir etmemiş…”
“Bildiğimiz halde hiçbir girişimde bulunmuyoruz. Bu ilgisizlik ve adamsendecilik her yararlı girişimin önünü tıkamış. Herkes ‘Bana ne!’ diyor. Bu kargaşa ve vurgun düzeni içinde ekmeksiz aşsız kalma kaygısı çekerek kendini kurtarmak istiyor.”
“Biz sahteciliği, hırsızlığı, üçkâğıtçılığı akıl ile karıştırıyoruz.”
“Bu insanlar yıllardır aynı yalanları yutuyorlar.”
“Dünyanın düzeni bu; biri açlıktan ölür, biri tokluktan çatlar.”
“…insan yokluktan korktuğu kadar ölümden korkmaz.”
“İnsan çabuk unutur….”
“Dünyada ‘zina yapın, hırsızlık edin, adam öldürün’ diyen bir din var mı? Bütün dinlerin temeli aynı…Dünyadaki bunca suç, bunca katliam, bunca yağma din adına yapıldı, yapılıyor da.”
“-Evet, bugünlerde çalışıp çabalamak da yetmiyor…”
“Dünyada geriye iyilikle kötülüklerimizi bırakacağız.”
“İnsan çıplak doğar, çıplak gider. Parası çok olan ya hırsızdır ya mirasa konmuştur. Sende ikisi de var!”
Biz dünya denilen foseptik çukurunda yaşıyor, kurtlar gibi fakirlik, hastalık ve pislik içinde kıvranıyor, en iğrenç şekilde hayatta kalıyoruz. İşin komik yanı, en güzel şekilde yaşadığımızı sanıyoruz!
Dünyanın bir düzeni var. Herkes vezir olamaz. Biri şah olursa, biri de dilenci olur.
-Evet, bugünlerde çalışıp çabalamak da yetmiyor
Ne günlere geldik yarabbim
Allahım, bütün kullarının taksiratını affet!
-Parayı babamın tarlasından topluyorum sanıyorsunuz.
Hey gidi hey!
Cehennemde öyle yılanlar varmış ki insanlar ejderhaya sığınırmış!
“Burnunu sertçe sildi”, “burnunu kuvvetle sildi”, “burnunu gürültüyle sildi” Sadık Hidayet’in tek takıntısı bu kitapta!
Bu millete küfretmekte, aşağılamakta, hele hele soymakta haklısınız. Millette o bilinç olsaydı, sizin gibilerin işini çoktan bitirirdi. Bir millet ki kaderi rezillerin elinde
Halka hükmedenlerin halktan üstün hiçbir yanı yok. Ya şimdi kıpırdamak lazım ya da hiçbir zaman.
Biz kurtlar sofrasında yaşıyoruz. Ama her şeyin aslı paradır. Dünyada paran varsa, onurun, itibarın, namusun, her şeyin var demektir.
İnsanlar kendilerine ne acayip isimler takıyorlar!
İnsan bu hale geldi mi, kimseyi üzmemeli
Madem ki bilim, sanat, kültür bu topraklardan uzaklaşmış, anlaşılıyor ki sadece hırsızlık, casusluk ve alçaklık bu hayata bir anlam kazandırıyor.
“Ezelden beri dünyanın düzeni böyledir zaten; kimisi açlıktan ölürken kimisi de tokluktan dolayı çatlar.”
Okuyandan bir dua umarım,
Çünkü ben kulunuz günahkârım.
Bir memleketin başındaki adam çalmaya başladı mı bakanlar da çalar mebuslar da onların yardımcıları da polis şefleri de çalar.
Ezelden beri dünyanın düzeni böyledir zaten; kimisi açlıktan ölürken kimisi de tokluktan dolayı çatlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir