Akif Bayrak kitaplarından Gülümseten Hikayeler kitap alıntıları sizlerle…
Gülümseten Hikayeler Kitap Alıntıları
Her şey değişir bu dünyada, hiçbir şey olduğu gibi kalmaz.
Eğer illa bir mucize istiyorsan, o zaman ona inanmaya da hazır olmalısın. Yoksa sonunda onu da kaçırırsın.
Her şey incelikten insan kabalıktan kırılır.
Hiçbir şey bilmesek de her konuda bir fikri olan biziz.
Aç olan kimse, ne tür rahatlık sağlanırsa sağlansın dinlendirilemez, uyuyamaz. Bir gerekseme içinde bulunan kimse, ancak onun giderilmesiyle rahata kavuşturulabilir.
Beşiğimizden söktüğümüz çivileri tabutumuza çakmakla geçiyor hayat
Bir dostu ünlü İskoçyalı edebiyatçı Thomas Carlyle’a sorar:
Bu kadar kitabı nasıl biriktirdiniz?
Carlyle şu cevabı verir:
Bu kütüphane benim her günkü tütünümdür!
Ne demek istediğinizi anlamadım? der.
Carlyle açıklar:
Arkadaşlarımın tütüne verdiği parayı,ben kitaplarıma verdim.
Eğitimli insanlar öncelikle adalete değer verir. Eğitimli insanlar adalet olmadan cesaret sahibi olunca asi olurlar. Küçük insanlar adalet olmadan cesaret sahibi olunca haydut olurlar.
Elde edilecek bir çıkarı olduğu halde adaleti düşünen, tehlike karşısında hayatını hiçe sayan ve eski taahhütlerini unutmayan insan mükemmel bir insandır.
Bilen kişiyle dost ol, çünkü seni aydınlatır. Bilgisiz kişiyle dost ol, çünkü sen onu aydınlatırsın. Bilmediğini bilmeyenlerden hemen uzaklaş çünkü onlar aptaldır, seni de aptallaştırır.
İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı.
Herkes iyiliğe iyilikle karşılık verebilir ama kötülüğe iyilikle karşılık vermek ancak olgun ve erdemli kişilerin harcıdır. İyiliğe iyilik olsaydı, koca öküze bıçak olmazdı.
Acele karar vermeyin. Hayatın küçük bir dilimine bakıp tamamı hakkında karar vermekten kaçının. Karar; aklın durması halidir. Karar verdiniz mi, akıl düşünmeyi, dolayısıyla gelişmeyi durdurur. Buna rağmen, akıl insanı daima karara zorlar. Çünkü gelişme halinde olmak tehlikelidir ve insanı huzursuz yapar. Oysa gezi asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi başlar. Bir kapı kapanırken, başkası açılır. Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin hemen oracıkta olduğunu görürsünüz.
Hayat böyle küçük parçalar halinde gelir ve ondan sonra neler olacağı size asla bildirilmez.
Kesin ve net yanıtı yoktur hiçbir sorunun. Onun bir başkasıyla olabilme ihtimalini, bir başkasıyla sevişebilme ihtimalini düşünmek, uykusuz gecelerin, verimsiz günlerin habercisidir.
Aşk bir yumak haline gelip boğazına yumru gibi oturur insanın bazen. İşler çözülmez haldedir ve bu kördüğüm insanı istemediği şeyler yapmaya zorlar çaresiz. Birbiri ardına yapılan yanlışların en büyük nedeni ise kaybetme korkusudur. Bu korku bir kez girdi mi insanın yüreğine o andan sonra akıl ve mantık sürgüne gönderilmiş iki mahkuma dönüşüverir birden.
İnsanın kusur ve eksiği, ahlâki yönü varlıkla belirlenemez. Bu bakımdan yoksul olması, geçimini sağlamakta güçlük çekmesi utanılacak bir durum değildir. Asıl utanılacak durum ve davranış, gücü varken tembellik edip çalışmamak ve yoksul düşmektir!
Bazen bir şeyi gerektiğinde bırakabilmek zor bir iştir. Onu bırakabilmek de bir beceridir. Eğer bir şeyi zorla tuttuğunuzda ulaşmak istediğiniz şeyi engellediğini görüyorsanız, o zaman onu özgür bırakmalısınız. Eğer yanlış bir şey yapıyorsanız, o zaman buna son vermelisiniz. Eğer kendinize ve başkalarına karşı dürüst davranamıyorsanız, bu hilekarlığı durdurmalısınız İşte ancak o zaman hedefinize ulaşabilirsiniz.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Cennet ne çok ucuz ne çok pahalıdır. Cenneti almak gönülleri almaktan geçer.
Biri Thales’e sorar:Sana göre dünyada biricik ve devamlı olan şey nedir?
Ümit diye cevap verir düşünür.
Zira bizi en son bırakan budur.
Peki, öyleyse en kolay olan şey nedir? diye sorunca,
Başkasına nasihat vermek.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Çıkarı dolayısıyla size yakınlık gösteren kişi, işini yürütecek başka yollar bulunca sizinle ilgisini keser.
Ben hiç dilek tutmadım, hep dua ettim. Ömrüm ömrüne nasip olsun diye!
Sen çiçek olup etrafa gülücükler saçmaya söz ver. Toprak olup seni başının üstünde taşıyan bulunur.
Tut ki Ali’den sana miras kaldı Zülfikar
Sende Ali’nin yüreği yoksa Zülfikar neye yarar?
Nasibinde varsa alırsın karıncadan bile ders. Nasibinde yoksa bütün cihan önüne serilse sana ters.
Sahiplenmeyi, sahiplendiğinde sadık kalmayı? Sen bilir misin âşık olmayı?
Bölünebilir misin ikilere, üçlere, gerekirse binlere?
Yapabilir misin? Gerçekten sevebilir misin? Sevmenin denemesi olmaz.
Unutma!
Ya çok seversin bir kere ya da hiç sevmezsin.
Bir millette bozulmalar artınca kötü insanlar, iyi insanları ayıplarlar ve dalga geçerler.
Her şey incelikten insan kabalıktan kırılır.
Beşiğimizden söktüğümüz çivileri tabutumuza çakmakla geçiyor hayat
Hayatta üç şeyi iyi düşün!
Kırmadan önce kalbi, çarpmadan önce bir kapıyı ve bitirmeden önce son sözü
Sen çiçek olup etrafa gülücükler saçmaya söz ver. Toprak olup seni başının üstünde taşıyan bulunur.
Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın.
Ben öküzden korkarım çünkü onun silahı var ama aklı yok.
Bir millette bozulmalar artınca kötü insanlar, iyi insanları ayıplar ve dalga geçerler.
Bana Ben sana zarar verebilirim, tekme atabilirim dersen bil ki insana değil, eşek ve ata uygun bir özellikle övünüyorsun.
Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın.
İyiyim desem yalan olur, kötüyüm desem inancıma dokunur.
En iyisi şükre vurayım dilimi, belki o zaman kalbim kurtulur
Büyük dallarından biri çılgın eller tarafından kırılmıştı, çünkü ağaç yol üstündeydi. Çiçeklerini yolar, bir teşekkür etmezler, yemişlerini çalar, dallarını kırarlar. Burada bir ağaçtan da insandan bahseder gibi bahsetmek mümkün olsa şöyle denilebilir: Onun bu hâle gelmesi ezelden mukadder miydi?
İçinde bir duygu, ona artık ne bu dünyanın ne de hayat gürültüsünün kendisiyle bir ilgisi kalmadığını, hepsinin dışına çıkmış olduğunu söylüyordu.
Ah ne yavaş ne geçmez zamandı bu! Artık ıstırabı da gözyaşları da kalmamıştı.
İşin böyle olması tanrının lütfudur. Hakkımda hayırlısı budur.
En iyi şey, tanrının tecelli eden iradesidir.
aşkı da kini de aynı kuvvetle içinde yaşardı.
Yabancı olarak yabancı bir memlekette yaşamak zorunda olmak acı bir şeydir.
İçimi müthiş bir korku kapladı. Ama bu korku bana çoktandır duymadığım bir hayat, canlılık da veriyordu.
Ben içinizden hiçbirinin bir şey başaramayacağını yahut hiç olmazsa zannettiğiniz derecede bir şeyler başaramayacağınızı görüyorum. Ama siz nasıl isterseniz öyle hareket edin. Ben size benzemeyecek, sizin tam dışınızda kalacağım.
Başkalarının dümen suyundan gitmeye niyetim yok benim, kimsenin kopyası olmak istemem.
Ölümü istemek günahtır.
Düğünde geline kına yakıp ağlatan, iki dakika sonra oynatan, biziz.
Yanlış bildiğin yolda herkesle yürüyeceğine, doğru bildiğin yolda tek başına yürü.
Bir dostu ünlü İskoçyalı edebiyatçı Thomas Carlyle’a sorar:
Bu kadar kitabı nasıl biriktirdiniz?
Carlyle şu cevabı verir:
Bu kütüphane benim her günkü tütünümdür!
Ne demek istediğinizi anlamadım. der dostu.
Carlyle açıklar:
Arkadaşlarımın tütüne verdikleri parayı, ben kitaplarıma verdim.
Tanımadığı bu kızı deli gibi sevmeye başladı.
Hayatta sevilip sevmekten daha önemli bir şey yoktu.
Bilen kişiyle dost ol, çünkü seni aydınlatır. Bilgisiz kişiyle dost ol, çünkü sen onu aydınlatırsın. Bilmediğini bilmeyenlerden hemen uzaklaş, çünkü onlar aptaldır, seni de aptallaştırır.
Bildiğini bilenin, arkasından gidiniz.
Bildiğini bilmeyeni, uyarınız.
Bilmediğini bilene, öğretiniz.
Bilmediğini bilmeyenden kaçınınız.
Hayatta üç şeyi iyi düşün:
Kırmadan önce bir kalbi, çarpmadan önce bir kapıyı ve bitirmeden önce son sözünü.
Lao Tzu, öyküsünü şu nasihatle tamamlamış:
Acele karar vermeyin. Hayatın küçük bir dilimine bakıp tamamı hakkında karar vermekten kaçının. Karar, aklın durması hâlidir. Karar verdiniz mi, akıl düşünmeyi, dolayısı ile gelişmeyi durdurur. Buna rağmen akıl, insanı daima karara zorlar. Çünkü gelişme hâlinde olmak tehlikelidir ve insanı huzursuz yapar. Oysa gezi asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi başlar. Bir kapı kapanırken, başkası açılır. Bir hedefe ulaşırsanız ve daha yüksek bir hedefin hemen oracıkta olduğunu görürsünüz.
İnsanın kusur ve eksiği, ahlâkî yönü, varlıkla belirlenemez. Bu bakımdan yoksul olması, geçimini sağlamakta güçlük çekmesi utanılacak bir durum değildir. Asıl utanılacak durum ve davranış, gücü varken tembellik edip çalışmamak ve yoksul düşmektir!
Baba malına güvenip kazanç yolunu tutmamak çok yanlıştır. Baba malının değeri pek bilinmediği gibi hazır mal da çabuk biter.
Sevmek güzel şeydir. Kıymet bilene ver.
Sen çiçek olup etrafa gülücükler saçmaya söz ver. Toprak olup seni başının üstünde taşıyan bulunur.
Tut ki Ali’den sana miras kaldı Zülfikar.
Sende Ali’nin yüreği yoksa Zülfikar neye yarar?
Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek ister için çareler arayın.
Bir millette bozulmalar artınca kötü insanlar, iyi insanları ayıplarlar ve dalga geçerler.
Sevmenin denemesi olmaz.
Unutma!
Ya çok seversin bir kere
Ya da hiç sevmezsin.
Yanlış bildiğin yolda herkesle yürüyeceğine, doğru bildiğin yolda tek başına yürü.
Hayatta üç şeyi iyi düşün!
Kırmadan önce bir kalbi,
çarpmadan önce bir kapıyı ve bitirmeden önce son sözünü.
Eğitimli insanlar öncelikle adalete değer verir. Eğitimli insanlar adalet olmadan cesaret sahibi olunca asi olurlar. Küçük insanlar adalet olmadan cesaret sahibi olunca haydut olurlar..
Gülümseyi!
Dünyanın en kolay şeyi ağlatmaktır. Insanların moralini bozmak, acı hikayelerle ağlatmak için birkaç etkili kelime yeterlidir. Sosyal hayatımızın olumsuzlukları yüzümüzde tebessümleri silip götürüyor.
Hayatta üç şeyi iyi düşün!
Kırmadan önce bir kalbi,
çarpmadan önce bir kapıyı ve bitirmeden önce son sözünü.
Her şey incelikten insan kabalıktan kırılır.
Dünyanın en kolay şeyi ağlamaktır. İnsanların moralini bozmak, acı hikayelerle ağlatmak için birkaç etkili kelime yeterlidir.
Bilen kişiyle dost ol,çünkü seni aydınlatır.
Bilgisiz kişiyle dost ol, çünkü sen onu aydınlatırsın
Bilmediğini bilmeyenlerden hemen uzaklaş çünkü onlar aptaldır;seni de aptallaştırır.
Beşiğimizden söktüğümüz çivileri tabutumuza çakmakla geçiyor hayat
Biz kim miyiz? kısadan bir bakalım
Düğünde geline kına yakıp ağlatan, iki dakika sonra oynatan biziz.
Ev telefonu çalınca başında durup iki kez çalmasını bekleyen biziz.
Şampuan bitince üstüne su ekleyen biziz.
Herhangi bir faturayı ödemek için illa son günü bekleyen biziz.
Üç kişilik asansöre beş kişi binmeye çalışan biziz.
Araba kullanırken yayalara kızan, inince de arabaları kızan biziz.
Hiçbir şey bilmesek de her konuda bir fikri olan biziz.