George Bernard Shaw kitaplarından Gülen Düşünceler kitap alıntıları sizlerle…
Gülen Düşünceler Kitap Alıntıları
İnsan soyundan yurtseverliği söküp atmadıkça sakin bir dünyaya kavuşamazsınız.
Saray, kral uşaklarının yaşadığı yerdir.
“Susmanın kudretine inanıyorum.
Bu mevzu üzerinde saatlerce konuşabilirim.”
Bu mevzu üzerinde saatlerce konuşabilirim.”
–
Para açlığı giderir,
mutsuzluğu değil.
Yemek, mideyi doyurur,
ruhu değil!
–
Para açlığı giderir,
mutsuzluğu değil.
Yemek, mideyi doyurur,
ruhu değil!
–
–
– Çıldırmış bu dünya Büsbütün çıldırmış!
–
– Çıldırmış bu dünya Büsbütün çıldırmış!
–
Hatalarla dolu bir hayat, bomboş geçirilmiş bir hayattan çok daha faydalı ve onurludur.
Suskunluk, aşağılamanın en iyi anlatım biçimidir.
Yaratıcı yazar kömürü alır, elmas yapar. Sonra eleştiriciler o elması alır, kömüre çevirir.
En yüksek mahkeme, en yoksul kişinin girişimiyle harekete geçemiyorsa, adalet bir komediye dönüşür ancak.
Tanrının parayı hiç sevmediği kesin.
Onu kimlere verdiğine baksanıza.
Onu kimlere verdiğine baksanıza.
Hukuk hepimizin karışısında eşittir, ancak biz hukuk önünde eşit değiliz.
Benim çapımdaki bir beyin, besinini ineklerden alamaz.
-Sende ahlak yok mu be adam?
-Gelirim ona uygun değil, efendim.
-Gelirim ona uygun değil, efendim.
Susmanın kudretine inanıyorum.
Bu konu üzerinde saatlerce konuşabilirim.
Bu konu üzerinde saatlerce konuşabilirim.
Bazı insanlarla yüzleşmek zordur, haksız çıkarsın. Çünkü onların galip gelecekleri ikinci bir yüzleri daha vardır.
Suikastın en kötüsü darağacında yapılandır, çünkü bu çeşit suikast toplumun onayıyla gerçekleşir.
İdeal aşk ilişkisi, postayla yürütülendir. Ellen Terry ile yazışmalarımız çok doyurucu bir aşk ilişkisiydi. Ellen Terry beş kocadan bıktı, benden hiç bıkmadı.
Uzun zaman önce, asla bir domuzla güreş tutmamam gerektiğini öğrendim. Her ikiniz de çamur içinde kalırsınız; ancak domuz bundan hoşlanır.
İnandığınızı bulamıyorsanız, bulduğunuza inanın.
Düş kırıklığına uğramış olduğunuza çok üzüldüm; ama düş kırıklığına uğradıkça öğrenir insanlar Başarıya ulaşmak her şeyin sonu demektir. Cenaze törenine ertelenmelidir, başarıya erişmek!
Tanrıtanımazlık, Nuh’un Gemisi’nin tüm yaratıkları taşıyacak kadar büyük olduğundan kuşku duymaktı, o yıllarda
Sigara içenlerin tümü başkalarına zarar veren kişiler olarak yargılanmalı; sigaranın üretim ve satışı yasaklanmalıdır.
Okulu seven çocuklar, öğretmenlerinden daha çok ana babalarından korkanlardır.
Savaşı en kısa sürede nasıl durduracaklarını neden açıklamıyor kadınlar? Yoksa onlar da çocuksu ve romantik ve mantıksız ve alçak ve korkak ve münasebetsiz mi oldular, öteki cins gibi?
Kasım 1915’te, ABD’de yayımlanan Puck dergisine
Evlenip çocuk yapmaya bakın: Ancak o zaman, yaşamdan alabileceklerinizi, sanat yapıtlarından almayı beklemezsiniz.
Sekter anlamda benim hiçbir dinim yok. Bu bakımdan durumum İsa’nın kendisine çok benziyor. O da mezheplerine bağlı kişilerce dinsiz sayılmıştı.
Amerika tuhaf bir ülke: Basının gözleri kör, adaletin gözleri apaçık
çalışan sınıf burjuva sınıfına saygı duyar ve burjuva olmak ister.
Marx’in Kapital’i, O güne değin görülmemiş bir yığın kanıtla desteklenen, burjuva sınıfına karşı bir yakınma; ancak bir Yahudi dehasının yapabileceği kadar etkili, acımasız bir suçlamadır.
Yazarlığa hiçbir zaman eğilim duymadım, eğilim duymadan soluk alıp verdiğim gibi
Size katılıyorum ama, iki kişi bu kadar insana karşı ne yapabilir?
Yaşayan herhangi bir kadının çekiciliğine karşı, en sınırsız özgürlük ve en derin ilgisizlikle, sevgiler
Bir erkek, onu mutsuz edemeyecek bir kadınla evlenmeye kalkışmamalı; çünkü o kadın mutlu da edemez o adamı.
Lord Northcliffe: Siz Shaw, ülkenin başına gelmiş bir felakete benziyorsunuz.
Shaw: Siz de, Northcliffe, o felaketin nedenine benziyorsunuz.
Shaw: Siz de, Northcliffe, o felaketin nedenine benziyorsunuz.
Bir öğretmen değilim ben; gideceğimiz yolu sorabileceğiniz bir yoldaşım ancak Size de, kendime yaptığım gibi, ileriyi, çok ileriyi gösterdim hep.
Ahlaka aykırı, kiliseye karşı oyunlar uzmanıyım. Kazandığım ünü, halkın ahlak kurallarını yeniden gözden geçirmesi amacıyla verdiğim savaşımla elde ettim.
Bana karşı anlayışlı davranan tek kişi terzimdi. Her gördüğünde, yeniden alırdı ölçülerimi. Ondan başka herkes, önceki ölçülerin bana hep uyacağını sandı.
İstediğiniz kadar yüreklilik bekleyebilirsiniz benden. Ama silahlar çekilip çarpışma başladı mı, korkakların özelliğine sığınıp yatağın altına saklanıveririm: Makinelitüfekle biçilecek kadar değersiz değil yaşamım!
Kadınlar, güvenebildikleri için benimle dostluk kurabilmişlerdir. Ama bilir misiniz ki, güvenmeleri yüzünden de bıkmışlardır benden!
Karl Marx da, “seçkinliğini, çevresindeki dümdüz topraklara borçluydu” der, Stuart Mill için
Başarıdan korkarım. Başarıya ulaşanın bu dünyada işi bitmiş demektir: Kur yapma görevini başarıyla bitirdiği an, dişisi tarafından öldürülen erkek örümcek gibi
Popüler sanat denen şeye karşı hoşgörüm yok, popüler ahlaka saygım yok, popüler dine inancım yok, popüler kahramanlıklara hayranlığım yok
Özgürlük hakkı yirmi birinci yaşta değil, yirmi birinci saniyede başlar.
Size yapılmasını istediğiniz şeyleri, başkalarına yapmayın sakın. Onların istedikleri sizinkilerden başka olabilir.
Yaptığım on şeyden dokuzunun başarısızlıkla sonuçlandığını gördüm gençken. Başarısız olmak istemiyordum, onun için ben de on kat daha çok çalıştım.
Çocukken kimsenin yakınlık göstermemesi, bana müthiş bir güven duygusu, düşsel şölenlerle açlığa dayanma gücü verdi; ama gelişmemi büyük ölçüde engelledi ve şu ana kadar sevgiden yoksun kalmış bir yaban olmama yol açtı.
Korkunç bir çocukluk geçirdim ben: Düşlerde zengin, gerçeklerde acımasız ve sevgisiz
Hiçbir çocuğun benim gibi yetiştirilmiş olmasını istemem Yüzlerce biçimde gereksiz bir yalnızlığa ve zorluğa bırakılmıştı yaşamım.
Ölümü ortadan kaldırırsanız, doğum gereğini de ortadan kaldırırsınız: Üremeyi sürdürürseniz, çocuklara yer açmak için sonunda yaşlıları öldürmek zorunda kalırsınız.
Ölmek çok sıkıntılı bir iş; çekilecek acılar var, insanın kalbini sökercesine; ama ölüm görkemli bir olay, başarıyla sona erdirilen bir savaş, yeni bir başlangıç, bir zafer
Anımsamalar öylesine hoş bir yaşlanma ve hüzün duygusu verir ki insana
William Morris gibilerini ancak kendi ölümüyle yitirir insan; o öldüğünde değil
İlkel insan taştan tahtadan yapılmış putların, uygar insansa etten kemikten yapılmış olanların önünde eğilir.
Shakespeare ve Molière üstüne hep iyi sözler söylenmesinin ve gençlere önerilmelerinin nedeni, gerçekte, kavgalarını, insanı daha iyi yaratmadığı gerekçesiyle Tanrı ile yapmalarıdır. Onların kavgası, işlerini iyi yapmadıkları ya da hiç çalışmadıkları halde gelirleri yüksek sayılara ulaşan sınıfla olsaydı, fitneci, kâfir, edepsiz ahlak düşmanları diye suçlanırlardı.
Bülbüle bile değer veriyoruz, kafasında hiç belirmemiş o şiirsel fanteziler için
Müzik bulunmasaydı, kendimizi içki, morfin ya da duyularımıza ilkel bir keyif veren başka yapay uyarıcılara bırakarak yok olup giderdik
İrlanda’da beni kilisedeki perişanlığın iğrençliğinden kurtarabilecek hangi dinsel gücü buldum dersiniz? Sanatın gücünü, elbette
İçimdeki katedralin yolunu ancak ben bulabilirim.
İçten dindar olan her kişi bir sapkındır, bu nedenle de devrimcidir.
Güçlükler içinde yetişmiş, beyninin her hücresini kullanan ve ticarette herkesi alt eden Yahudiler’e karşı öteki dinlerdeki uyuşuk, bilgisiz, kalın kafalı kişilerin nefretidir, Yahudi düşmanlığı.
Museviler değerli şeyler satarlar, çok ödetirler; ama ne olursa olsun malı teslim ederler. Deneyimime göre, vermeden almak isteyenler Hıristiyanlar’dır.
Sizin Tanrı korunağınızda yoksulluk, sıkıntı, soğuk ve açlık gördüm. Siz çorba, ekmek ve cennet düşleri veriyorsunuz onlara Bense haftada otuz şilinle yılda on iki bin sterlin arası ücret ödüyorum, düşlerini böylece kendileri buluyorlar.
Günümüzde Einstein üstüne bilgisi bulunmayan bir Katolik, onüçüncü yüzyılda Aristoteles’i bilmeyen bir Dominiken’e benzer Bilimsiz bir din, dar görüşlülükten öteye gidemez.
Papazların ve papaların hatası, misyonerlik ya da ermişlik yerine şarlatanlık yapıp “öğreniyorum” diyeceklerine “biliyorum” demeleri, akıllı kişiler gibi insanların kuşkucu ve canlı olmalarını dileyeceklerine, saf ve durgun olmaları için dua etmeleridir.
Yeryüzündeki gibi, cennettekilerin de tövbe etmekle yapılanı yapılmamış, inkâr etmekle söyleneni söylenmemiş varsayabileceklerine ve hep birlikte bir yalan uydurmakla gerçeği ortadan kaldırabileceklerine inanacaklarını mı sanıyorsunuz?
Kiliseler, alçakgönüllülüğü öğrettikleri gibi, öğrenmelidirler de
Uydurma öyküler olmasa, halk yığınları dinin gerçeklerini ne kavrayabilir, hatta ne de anlayabilir; o zaman da boşuna olur peygamberlerin kehanetleri ve öğretmenlerin öğütleri
Her devlet görevlisi, İncil’in anlamının İncil’in söyledikleri değil de, kendi aklından neler geçiyorsa o olduğuna inanır hep.
Korku her türlü aşırılığa götürür insanı Yüce bir varlığın duyurduğu korku ise, mantıkla çözümlenemeyecek bir gizdir.
Tanrı’nın en güvenilir destekçileri, genellikle resmi unvanlardan yoksundurlar. Bunlar tanrıtanımazlıklarını açıklamış da bulunabilirler: Onlar, onurlu ve halka karşı büyük sorumluluk duyan kişilerdir de
İsa çağdaş bir mahkemede sorguya çekilseydi, iki doktor tarafından gözden geçirilir, bir saplantıya tutulduğu anlaşılır, kendini savunacak bir durumda olmadığına karar verilir ve bir akıl hastanesine kapatılırdı.
İsa, baş rahip açısından bir din düşmanı ve düzenbaz; tüccarlar açısından bir isyancı ve komünist; Roma emperyalistleri açısından bir hain; sağduyu açısından tehlikeli bir deli
İnandığı şey belki de doğruydu, ama inancının nedeni bu değildi; gizemli bir biçimde düş gücünü etkilediği için ona inanç besliyordu.
Peygamber bile kendi evinde koruyamaz onurunu