İçeriğe geç

Guguk Kuşu Kitap Alıntıları – J. K. Rowling (Robert Galbraith)

J. K. Rowling (Robert Galbraith) kitaplarından Guguk Kuşu kitap alıntıları sizlerle…

Guguk Kuşu Kitap Alıntıları

Belki de insan ne kadar delirirse o kadar güçlü olabilir.
Herkes sırıtıyor az biraz; kimse mutlu değil.
Mesela balkon, o evin bir parçası ama sokakta ama soğukta. Kendimi sana başka türlü anlatamıyorum.
Feleğin sillesini yiyip mutsuzluğu tadanlar arasında en şanssız olanlar, öncesinde mutluluğun tadına bakmış kişilerdir.
Mesela balkon o evin bir parçası ama sokakta ve soğukta. Kendimi sana başka türlü anlatamıyorum.
İnsanoğlunun büyük bir çoğunluğunun çenesi belli konulara gelince gevşerdi.Kendi masumiyetleri veya başkalarının kabahatleri.
Mesela balkon,o evin bir parçası ama sokakta ve soğukda
Kendimi sana başka türlü anlatamıyorum
Mesela balkon, o evin bir parçası ama sokakta ve soğukta. Kendimi sana başka türlü anlatamıyorum.
Güneş nazikçe başını ve omuzlarını okşuyordu. Çığlık çığlığa uçuşan martılar nehre doğru pike yaparken Strike hiçbir yere gitmek zorunda olmamanın, hiç kimsenin kendisini beklemiyor olmasının keyfini çıkardı. Güneşli bankta oturup gazeteyi ölüm ilanlarına varana kadar okudu.
Feleğin sillesini yiyip mutsuzluğu tadanlar arasında en şanssız olanlar, öncesinde mutluluğun tadına bakmış kişilerdir.
Çok hoşuna giden bir şeyi doyasıya yaptığında insanın üstüne çöken o nefis uyuşukluğun içinde yüzüyorduk; yarı güneş sersemi, yarı sarhoş vaziyette, sırf günü uzatabilmek için uyumamaya çalışıyorduk…
Mutluluktan uçan birinin saatler sonra nasıl ölü olabileceğini bir türlü kafam almıyor.
İnsan, genç ve güzelken çok zalim olabilir.
Guguk kuşu öyleydi işte, ölüyü diriltmeye çalışırdı.
İnsanoğlunun büyük bir çoğunluğunun çenesi belli konulara gelince gevşerdi. Kendi masumiyetleri veya başkalarının kabahatleri
Meşhur bir sözde de dendiği gibi, en akıllıca plan başkalarının budalalığından faydalanmaktır.
Feleğin sillesini yiyip mutsuzluğu tadanlar arasında en şansız olanlar, öncesinde mutluluğun tadına bakmış kişilerdir.

Boethius, Felsefenin Tesellisi

Benim yaşadıklarımı yaşamış birini çok az şey incitebilir.
Mesela balkon, o evin bir parçası ama sokakta ve soğukta. Kendimi sana başka türlü anlatamıyorum.
Mutluluktan uçan birinin saatler sonra nasıl ölü olabileceğini bir türlü kafam almıyor.
Is denum miser est, cuius nobilitas miserias nobilitat.
Bahtsızlıklarının namı alıp gitmiş adama denir, mutsuz diye
”Mesela balkon, o evin bir parçası ama sokakta ve soğukta.
Kendimi sana başka türlü anlatamıyorum. ”
Her mutlulukta hüzün vardır.
Çile çekmek mutsuzlukları önemsemeyi öğretir.
Belki bir gün bunlara gülüp geçeceğiz.
Meşhur bir sözde de dendiği gibi, en akıllıca plan başkalarının budalalığından faydalanmaktır.
Her mutlulukta hüzün vardır.
Evet, biz dedektifler bazen dedektiflik yaparız
Mesela balkon, o evin bir parçası ama sokakta ama soğukta. Kendimi sana başka türlü anlatamıyorum.
Belki bir gün bunlara gülüp geçeceğiz.
Bahtsızlıklarının namı alıp gitmiş adama denir, mutsuz diye.

L.A.T.

Ölümün en saf haliyle karşısına çıktığı anlar, resmiyetin koruyucu şemsiyesi altına girmeyen, temizlenmemiş ve fişlenmemiş cesetler kabuslarına girip uykularını kaçırabiliyordu.
Meşhur bir sözde de dendiği gibi, en akıllıca plan başkalarının budalalığından faydalanmaktır.
Bazen yas birdenbire insanın içini kaplar ve onu asfalt yola yapıştırırdı.
Belki bir gün bunlara gülüp geçeceğiz.
Gerçek tehlikeli değilse yalan söylemek anlamsızdır.
Çile çekmek insana mutsuzları önemsemeyi öğretir.
Karlar düşerken doğacağına
Guguk kuşları öterken doğsaydın ya
Veya yeşerirken üzümler
Ya da kırlangıçlar göç etmek için
havalandığın da

Uzun bir yolculuk bekler onları
Yaz bitmeye yüz tuttuğunda

Kuzular kırpılırken öleceğine
Elmalar dökülürken ölseydin ya
Çekirgenin hesap verme vakti
geldiğinde
Tarlalar olgun başaklarla
süslendiğinde

Ve iç çekerek rüzgarlar
Lütufların yitimine.

Belki bir gün bunlara gülüp geçeceğiz.
Kısa bir duraksama oldu.Strike mantık,
İçgüdüler ve arzularla kısa ama sıkı
bir kavgaya tutuştu ancak sonunda
yenildi.
#Pusuda bekleyen karanlık ruh#
Dikkati ne zaman elindeki işten uzaklaşsa
Köhne ofisinin karanlık köşelerinde
Saldırmaya hazır bekleyen KARANLIK bir
RUHUN kulağına en büyük korkularını
Fısıldadığını duyuyordu.
Ne kadar dibe vurduğu gerçeğiyle
yüzleşmeye zorluyordu bu fısıltılar onu
yaşıyla,sakatlığıyla, paramparça aşk
hayatıyla, evsiz olmasıyla yüzleşmeye
Otuz beş yaşındasın diye fısıldıyordu.
Ne yaşadın deseler gösterebileceğin
Sadece üç beş koli,bir de dağ gibi borç.
Onda çekici bir karanlık , tehlikeli bir hava vardı.
Gerçekten isyan ettiği için cennetten düşmüş bir meleği andırıyordu.
O yıllarda pazar günlerinin kendine özgü
Bir tadı vardı.Fısıltılarla bölünsede her yanı kaplayan sessizlik , porselenlerin
çınlaması ve yemeğe dökülen sosun
kokusu ,boş ana cadde kadar sıkıcı olan
televizyon ve ilkel çözümlere başvurmak Zorunda kaldıklarında ,Lucyle birlikte
Çakıllı kumsal üzerinde koşarken kıyıya
Çarpan dalgaların bitmek bilmez enerjisi
mesela balkon, o evin bir parçası ama sokakta ama soğukta. kendimi sana başka türlü anlatamıyorum.
Feleğin sillesini yiyip mutsuzluğu tadanlar arasında en şanssız olanlar, öncesinde mutluluğun tadına bakmış kişilerdir. Boethius, Felsefenin Tesellisi
“Kairos anı Aydınlanma anıdır. Özel andır. Üstün an.”
Bahtsızlıklarının namı alıp gitmiş adama denir, mutsuz diye
Lucius Accius Telephus
Mesela balkon, o evin bir parçası ama sokakta ve soğukta.
Kendimi sana başka türlü anlatamıyorum.
Ölüler ancak geride kalanların ağzıyla ve arkalarında bıraktıkları işaretlerle konuşurdu.
insanlar belli bir seviyeye ulaştıklarında herkes onlara daha fazlasını hak ettiklerini söyler ve kendilerini kimin o noktaya getirdiğini unuturlar.
Hepimizin içinde öldürmeye hazır bir katil yatar.
Gerçek tehlikeli değilse yalan söylemek anlamsızdır.
İnsanoğlunun büyük bir çoğunluğunun çenesi belli konulara gelince gevşerdi. Kendi masumiyetleri veya başkalarının kabahatleri
Mesela balkon , o evin bir parçası ama sokakta ve soğukta .

*Kendimi sana başka türlü anlatamıyorum .

Mesela balkon, o evin bir parçası ama sokakta ve soğukta.
Kendimi sana başka türlü anlatamıyorum.
Bahtsızlıklarının namı alıp gitmiş adama denir, mutsuz diye.
İnsanın katlanabileceği acıların bir sınırı vardır.
İnsanlar belli bir seviyeye ulaştıklarında herkes onlara daha fazlasını hak ettiklerini söyler ve kendilerini kimin o noktaya getirdiğini unuturlar.
İnsan gözü, mümkün olmadığı yerlerde bile simetri arardı.
İnsanoğlunun büyük bir çoğunluğunun çenesi belli konulara gelince gevşerdi.
“Bahtsızlıklarının namı alıp gitmiş adama denir, mutsuz diye ”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir