İçeriğe geç

Göz Kitap Alıntıları – Stephen King

Stephen King kitaplarından Göz kitap alıntıları sizlerle…

Göz Kitap Alıntıları

&“&”

Aslında çok kısa ama düşününce insana çok uzunmuş gibi gelen anlardandı."
Tanrı çok gizemli yollarla iş görür.
O an büyük bir huzur içindeydi, sanki ruhu güçlü bir ütü altında bütün buruşukluğundan kurtulup pürüzsüz ve dümdüz oluvermişti.
fakat hiç kimse de yaptığı hareketin insanları uzdugunu anlamaya çalışmıyor. İnsanlar zamanla daha iyi olmuyorlar , sadece akillaniyorlar. Akillandigin zaman sineklerin kanatlarını koparmaktan vazgeçmiyorsun , yalnızca bunu yapmak için daha iyi nedenler buluyorsun."
Insanlar zamanla daha iyi olmuyorlar, sadece akıllanıyorlar. Akıllandığın zaman sineklerin kanatlarını koparmaktan vazgeçmiyorsun, yalnızca bunu yapmak için daha iyi nedenler buluyorsun."
İsa duvardan bakar bizi izler Ama yüzü soğuktur taş gibi.
Beni severmiş…Annem öyle der.
O halde ben neden hep yalnızım?
Ama üzgünüm demek,çok boş bir şey.İnsan fincanından biraz kahve döktü mü ya da bovling oynarken topu yanlış yere attı mı,söyler bunu.Gerçek üzüntü gerçek aşk kadar ender görülür.
Akıllandığın zaman sineklerin kanatlarını kopartmaktan vazgeçmiyorsun, yalnızca bunu yapmak için daha iyi nedenler buluyorsun.
Ama üzgünüm demek çok boş bir şey. Gerçek üzüntü gerçek aşk kadar ender görülür.
… seni sevdiğini nereden biliyordun?
Çünkü bana beni sevdiğini söyledi de ondan. Ve eğer onu tanısaydınız, bu kadarının yeterli olduğunu siz de anlardınız …
“Tanrı çok gizemli yollarla iş görür.”
“Gerçek üzüntü gerçek aşk kadar ender görülür.”
“Kendi kafamdan geçenleri bile bazen anlamaz oluyorum.”
“Fakat hiç kimse de yaptığı hareketin başka insanları üzdüğünü anlamaya çalışmıyor. İnsanlar zamanla daha iyi olmuyorlar, sadece akıllanıyorlar. Akıllandığın zaman sineklerin kanatlarını koparmaktan vazgeçmiyorsun, yalnızca bunu yapmak için daha iyi nedenler buluyorsun.”
“Hepimiz daha çocuktuk. Çocuktuk işte. Kendimize göre her şeyin en iyisini yapmaya çalışan çocuklardık…”
“Ne ağlayabiliyor, ne de ciddi bir öfke duyabiliyordu.”
“Bu kalp daha ne kadar dayanır?”
“Ama bakan olmadığı için kimse görmüyordu işte.”
“Daha on altı yaşında olmasına karşın çekmiş olduğu acılar gözlerinden belliydi.”
Sanki yaşam tüm ağırlığıyla taş gibi üstüne düşmüş…"
… ve bizi Şeytan’ın uşağı olan isyankâr kızlarımızdan koru …
İşletilmekten hoşlanmam.
Tanrı alnımıza görünmez bir damga vurmuş, yalnız o görebilirmiş.
(…)Yaşam bütün ağırlığıyla taş gibi üstüne
düşmüş"(… )
(…)Ne yaparsan yap"(…)
(…)Ve o yıldızın adı Acı olacak "(…)
Ve Tanrı, Havva’yı Adem’in kaburgasından yaptı.
Zihni bükülmüştü. Bu sözcük tam açıklamıyordu, ama yakındı işte. Tuhaf bir zihinsel bükülme olmuştu, tıpkı jimnastik güllesini kaldırırken bükülen dirsek gibi.
Sanki vebalıymış gibi, o yaklaştıkça kenara kaçıyorlardı..
İnsanlar zamanla daha iyi olmuyorlar, sadece akıllanıyorlar. Akıllandığın zaman sineklerin kanatlarını koparmaktan vazgeçmiyorsun, yalnızca bunu yapmak için daha iyi nedenler buluyorsun.
Benden hep nefret ediyorlar, hiç bıkıp usanmadan.
Fakat hiç kimse de yaptığı hareketin başka insanları üzdüğünü anlamaya çalışmıyor. İnsanlar zamanla daha iyi olmuyorlar, sadece akıllanıyorlar. Akıllandığın zaman sineklerin kanatlarını koparmaktan vazgeçmiyorsun, yalnızca bunu yapmak için daha iyi nedenler buluyorsun…
Ama üzgünüm demek, çok boş bir şey. İnsan fincanından biraz kahve döktü mü ya da bovling oynarken topu yanlış yere attı mı, söyler bunu. Gerçek üzüntü gerçek aşk kadar ender görülür.
Ama üzgünüm demek, çok boş bir şey. İnsan fincanından biraz kahve döktü mü ya da bowling oynarken topu yanlış yere attı mı, söyler bunu. Gerçek üzüntü gerçek aşk kadar ender görülür.
Ne ağlayabiliyor, ne de ciddi bir öfke duyabiliyordu.
Ve artık hiçbir şeyin önemi kalmamıştı, sırtüstü yatıp yıldızları görmesi de önemli değildi. Son bir kez yıldızlara bakarak ölmesi…
Carrie White’ın da duyguları olabileceğini hiçbiriniz aklınıza getirdiniz mi? Hiç durup da düşündüğünüz olur mu?
&”İsa duvardan bakar bizi izler.
Ama yüzü soğuktur taş gibi.
Beni severmiş… Annem öyle der.
O halde ben neden hep yalnızım?
İnsanlar zamanla daha iyi olmuyorlar, sadece akıllanıyorlar.
Gerçek üzüntü gerçek aşk kadar ender görülür.
Tanrı çok gizemli yollarla iş görür. Bunu şimdi anlıyorum.
Ya gülecektin ya da çıldırırdın, öyle bir durumdu.
Fakat hiç kimse de yaptığı hareketin başka insanları üzdüğünü anlamaya çalışmıyor. İnsanlar zamanla daha iyi olmuyorlar, sadece akıllanıyorlar.Akıllandığın zaman sineklerin kanatlarını koparmaktan vazgeçmiyorsun, yalnızca bunu yapmak için daha iyi nedenler buluyorsun.
Hepimiz daha çocuktuk. Çocuktuk işte. Kendimize göre her şeyin en iyisini yapmaya çalışan çocuklardık…
Böyle, kafayı dinle bozmuş olanlarla dolaşmaya gelmez.
Çevremdeki her şey bana yapay geliyor… kapkara ve karabasanlarla dolu gerçek dünyanın üzerine örtülmüş, her an yok olabilecek, ucuz yaldızlı bir örtü sanki.
Günahı, kapkara, gerçek günahı yok etmenin tek yolu, onu tövbekar bir kalbin kanında boğmakla olur.
Dağın tepesinde Hz. İbrahim’e oğlu İshak’ı kurban etmesini söyleyen de tanrının kendisi değil miydi?
Eğer geleceğe bakmazsak, bunun bedelini çok pahalıya ödemekten kurtulamayız.
Kendi kafamdan geçenleri bile bazen anlamaz oluyorum.
“Fakat hiç kimse de yaptığı hareketin başka insanları üzdüğünü anlama çalışmıyor. İnsanlar zamanla daha iyi olmuyorlar, sadece akıllanıyorlar.”
Kocaman bir başlık şöyle demekteydi: O GÜN GELDİĞİNDE BU KAYA DA ONU GİZLEYEMEYECEK!
Resmin altındaysa bir yazı vardı: Görünmeyen Konuk.
Tanrı çok gizemli yollarla iş görür.
Fakat hiç kimse de yaptığı hareketin başka insanları üzdüğünü anlamaya çalışmıyor. İnsanlar zamanla daha iyi olmuyorlar, sadece akıllanıyorlar."
O an büyük bir huzur içindeydi, sanki ruhu güçlü bir ütü altında bütün buruşukluğundan kurtulup pürüzsüz ve dümdüz oluvermişti…
“Geri dönüp baktığımızda en net gördüğümüz şeylerden biri aptallığımız değil midir? Bir diğeri ise kaçırılan fırsatlardır.
Gerçek üzüntü gerçek aşk kadar ender görülür.
İnsanlar zamanla iyi olmuyorlar, sadece akıllanıyorlar. Akıllandığın zaman sineklerin kanatlarını koparmaktan vazgeçmiyorsun, yalnızca bunu yapmak için daha iyi nedenler buluyorsun.
Fakat hiç kimse de yaptığı hareketin başka insanları üzdüğünü anlamaya çalışmıyor.
İsa duvardan bakar bizi izler
Ama yüzü soğuktur taş gibi.
Beni severmiş… annem öyle der.
O halde ben neden hep yalnızım?
Sanki yaşam tüm ağırlığıyla taş gibi üstüne düşmüş…
Daha on altı yaşında olmasına karşın çekmiş olduğu acılar gözlerinden belliydi…
Fakat hiç kimse de yaptığı hareketin başka insanları üzdüğünü anlamaya çalışmıyor. İnsanlar zamanla daha iyi olmuyorlar, sadece akıllanıyorlar. Akıllandığın zaman sineklerin kanatlarını koparmaktan vazgeçmiyorsun, yalnızca bunu yapmak için daha iyi nedenler buluyorsun"
Ama üzgünüm demek, çok boş bir şey. İnsan fincanından biraz kahve döktü mü ya da bovling oynarken topu yanlış yere attı mı, söyler bunu. Gerçek üzüntü gerçek aşk kadar ender görülür.
… gülümsüyor, ama bu gülüşünde en ufak bir neşe yok.
Kendi kafamdan geçenleri bile bazen anlamaz oluyorum.
Aslında çok kısa ama düşününce insana çok uzunmuş gibi gelen anlardandı."
Ama üzgünüm demek, çok boş bir şey. İnsan fincanından biraz kahve döktü mü ya da bovling oynarken topu yanlış yere attı mı, söyler bunu. Gerçek üzüntü gerçek aşk kadar ender görülür.
Fakat hiç kimse de yaptığı hareketin başka insanları üzdüğünü anlamaya çalışmıyor. İnsanlar zamanla daha iyi olmuyorlar, sadece akıllanıyorlar.
Yahu bu kadın Tanrıdan bile yaşlı olmalı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir