İçeriğe geç

Gerçek Özgürlük Kitap Alıntıları – Doğan Cüceloğlu

Doğan Cüceloğlu kitaplarından Gerçek Özgürlük kitap alıntıları sizlerle…

Gerçek Özgürlük Kitap Alıntıları

Akıl kendi başına cenneti cehennem, cehennemi cennet yapabilir.

JOHN MILTON

Margo, koyun olma. insanlar koyunları sevmezler. insanlar koyunları yerler."

MARGO KAUFMAN

Özgürlüğü keşfetmek bir bilinç meselesi, keşfedilen özgürlüğü yaşamak yeterli güce sahip olma ve cesaret meselesi.
Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada, kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş bir başladı mı, artık hiç bitmez!.. .
İnsan sürekli hayatını daha anlamlı kılmaya çalışır. Bir insan kendi isteyerek bir fedakârlık yapmışsa, hayatını daha anlamlı kılmak için yapmıştır. İnsanın gerçek kimliğini, hayatını nasıl anlamlı kıldığına bakarak, keşfedebilirsiniz. Bazı insanlar, dünya beni görsün diye, bazı insanlar ise dünyayı görmek için dağlara çıkar.
Samimiyetle inanmış bir kalp, çoğunluktur
Bir insan , kendine özgü seçimler yaptığının farkındaysa , kültür robotu değildir. Ancak farkında olan kişi farkında olmayan biri başka kişiyle aynı seçimleri yapıyor ve o nedenle ikisi de aynı davranışların gösteriyor olabilir. Bu yüzden sadece davranışlarına bakarak bir kişinin kültür robotu olup olmadığını anlayamazsın, dedi içinden . Onun kendinin, ilişkilerinin ve dünyanın ne kadar farkında olduğuna bakmalı. İnsan farkında olduğu kadar yaşar; yaşamın temeli farkında olmaktır.
Kendimi bütünlük içinde yaşamaya çalışınca özgürlüğün sadece niyet etmekle ve bilgi sahibi olmakla elde edilemeyeceğini anladım. Kendi olmayı önemseyen insanın ,cesur ve güçlü olmasının yanı sıra ‘biz bilincinin gerçeği’ni de iyi kavranması gerekiyor; onu anladım. Ve onun için sana yeniden merhaba demek istedim.
Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada, kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşı’nı vermek demektir. Bu savaş bir başladı mı ,artık hiç bitmez.
İnsan acı çekmenin, ıstırap çekmenin tam hakkını verir ve onları yaşamında bir öğretici olarak kullanabilirse, ilke ve değerlerini keşfederek zamanla kendine özgü iç dünyasını oluşturabilir. Ama, yaşamın acılarından kaçınmak için değişik savunmalar içine girerse, kendi öz ilke ve değerlerine ulaşamaz.
Keşfetmem gereken bir iç dünyam, bir özüm var. Onun önemini kavramalı ve unutmamalayım.
Bir insanın yaşamının anlamı, o insanın’ ben ‘ ini aştığı yerde oluşur."
Yani ,farkına varmak yetmiyor ;yeterli gücüm ve cesaretin varsa seçimlerimi yaparak, yaptığım seçimlerden sorumluluk alarak, bir şahsiyet olarak yaşamaya başlayacağım."
Dışarıdan bir kişinin kılık kıyafetine ve davranışlarına bakarak onun bir şahsiyet olup olmadığını anlayamazsınız. Bir şahsiyeti belirleyen kendi iç hesaplaşmasıdır ,seçimlerini yaparken kullandığı iç hesaplaşması.
Bir gün biraz aç olduğunu hissederek kendisine bir simit, kuşlar için de bir simit alarak ufak parçalara ayırmaya başlamış. Çayını ısmarlamış . Nedense o gün hiç kuş gelmemiş. Kuşlar için ayırdığı simit parçaları elinde kalmış. Bu hanımefendi öyküsünü benimle paylaşırken şöyle demişti: ‘ Kuşlara simit verirken kendimi güçlü hissediyordum; sanki onların sahibi bendim ve onlar benim sayemde hayatta kalıyordu ve bana muhtaçtı. O gün gelmediler o gün içinde yalnızlık ve mutsuzluk hissettim. Elimdeki simit parçalarına baktım bana hiçbir anlam ifade etmediler. Kuşlar olmadan o simit parçalarının bir anlamı kalmamıştı . O an anladığım şu oldu ; kuşların bana muhtaç olduğu kadar ben de onlara muhtaçtım. Kuşlar olmadan o simidin bir anlamı yoktu."
Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada,
Kendin olarak kalabilmek,
Dünyanın en zor savaşını vermek demektir..
Bu savaş başladı mı,
Artık hiç bitmek bilmez!…
Eylemlerimizin arkasında seçimlerimiz,
Seçimlerimizin arkasında duygularımız,
Duygularımızın temelinde ise değerlerimiz yatıyor.
Bilmediğinin farkında olan insan bilgisizdir, ama neyi bilmediğinin dahi farkında olmayan insan cahildir.
İnsanların büyük çoğunluğu tüm mutluluklarını bir başka insanın eline bilerek koymaya çalışır. Bu tür mutluluk arayışı insanın olgun olmadığını gösterir.
Dürüst insan özgürdür.
Ve bütün insanlar sevilmeye, şımartılmaya gereksinim duyarlar. Hatta hayvanlar ve bitkiler bile.
Nehrin kendisiyim, nehir aktığı sürece hakikat arayışım devam edecek.
İlgi alanımız ile etki alanımız arasındaki farkı bilmezsek, ilgilendiğimiz her şeye emek ve zaman verir ve esas sorunu çözmeye odaklanamayız ve her şeyle ilgilenen ama hayatında anlamlı hiçbir şeye üretemeyen, netice alamayan kişilere dönüşürüz.
Herkes güler yüzlü, ama o gülüşler gözlerde yok. Formüllü, hesaplı, kitaplı, ölçülü gülüşler.
Müslüman olsun ya da olmasın, insana yapılan her türlü haksızlık kul hakkı yemektir.
İnsan farkında olduğu kadar insan olabiliyordu.
Çocukluğunu şevkle coşkuyla yaşayamayan insanlardan oluşan toplumlar, gelir düzeyleri ne kadar yüksek olursa olsun fakirdirler ve fakir kalmaya mahkûmdurlar. Bülbülü altın kafese koysan o, “ Ah vatanım” demiştir. İnsanın çocukluğu anavatanıydı, o çalınırsa altın kafes içinde yaşanılan meslek yaşamının, aile yaşamının, toplum yaşamının hiçbir anlamı yoktur.
İnsan farkında olduğu kadar insan olabiliyor..
Belirleyici olan, engelli ya da engelsiz olsun, insanın yaşam karşısında duruşunun sağlamlığıdır..
Bilmediğinin farkında olan insan bilgisizdir, ama neyi bilmediğinin dahi farkında olmayan insan cahildir.
Başarı mı dedin? Başarı tamamıyla şansa bağlıdır! İnanmazsan başarısız insana sor.
Etrafında kimseyi bulamamak zor,
İçindeki kimseyi bulamamak ise daha zor..
Kendini keşfetme süreci içinde olan insanların başına sizin başınıza gelen türden olaylar gelir ve onlar da sizin gibi hüzünlenirler, acı çekerler. Hüznünüzü kaybetmeyin. Acınızı ucuza satmayın. Kendinizi bulmanız için yaşam size güzel olanaklar veriyor. Bu fırsatları kullanın. Sizin yaşamınıza yön verecek ilke ve değerleri bulma çabasına girin. Kendi öz ilke ve değerlerinizi keşfederek onları duyun" düşünce ve davranışlarınızda ifade ederek kişisel bütünlüğünüzü ve yürekliliğinizi geliştirin. İşte insanın gerçek özgürlüğü budur. Bu özgürlüğü yaşamlarının temeline oturtmayanlar, kendilerinin değil ancak başkalarının beklentilerini yaşarlar."
İnsanların birbirlerini anlayabilmesi için algı kuramları arasında ortaklık, benzerlik olması gerekir.
Her düşünce ve davranış insanın kendi algısal sürecinden geçerek oluşur.
Her algılama olayı, gelen duyusal verilere dayanılarak dış dünya hakkında kurulan bir kuramdır."
Hakkaniyet yerine tanıdığı olan ya da güçlü olan Haklı çıksın; kişisel bütünlüğü olan değil, iki yüzlü, tutarsız, sahtekar insanlar takdir edilsin ve iş başında geçsinler. İnsan onuru ayaklar altına alınsın, can ve mal güvenliği olmasın ; insan canı ve onuru her an keyfi olarak elden alınabilsin. En iyi hizmet eden değil, en çok rüşvet alan göze girsin. Üstün kalite kavramı kimseye bir anlam ifade etmesin; insanların gelişimleri ve gerçekleştirebilecekleri potansiyelleri ana- babaların, öğretmenlerin, yöneticilerin umurunda olmasın. böyle bir toplum hangi durumda olacaktır?
‘Eceli gelmeden ölmek’ nedir bilir misin? Hayatının anlamını kaybedenler, şu veya bu şekilde yerine koyamayanlar, yaşarken ölü gibi olurlar, bazıları sessiz sedasız intihar eder.
Ne kadar okursan oku, bilgine yakışır şekilde davranmıyorsan, cahilsin demektir.
Samimiyetle inanmış bir kalp, çoğunluktur."
Ne kadar okursan oku, bilgine yakışır şekilde davranmıyorsan, cahilsin demektir." Şirazlı Sadi
Toplum, engellilerin insanca yaşam hakkını ciddiye alıp, onlar için insanca yaşanacak bir toplum oluşturmaya emek verecek mi? Bilmiyorum. Sanırım bunu zaman gösterecek.
Her bireyin davranışının hem “ben”i ve hem “biz”i içeren sonuçları vardır.
Her şey nizamlıydı ama bana sıcak ve anlamlı gelmiyordu…
Önceden yapılmış tercihlerim olduğunu, seçimler yapmam gerektiğinde farkına varıyorum.
Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün güzüyle gece gündüz çalışan bir dünyada, kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş bir başladı mı artık hiç bitmez!…
Bir insanı değerlendirmek için nelere sahip olmadığına değil, sahip olduklarıyla neler yaptığına bak
Vicdan yoksa, bilgi ruha sadece zarar verir.
– Rabelais
Timur Bey, ben şöyle diyorum:Kadere inananlar çalışkan, kaderciler tembel olur. Ayrıca, kadere inananlar kendi yaşamlarından sorumluluk alır, kaderciler hiçbir şeyden sorumluluk almaz."
Asıl yetimler anadan babadan değil, ilim ve ahlaktan yoksun olanlardır.

Hz. Ali

Dünya bazen kapkaranlık gözükür. İnsan kendini yapayalnız ve değersiz görür. Bu duygular yaşamın parçası.."
Bazı insanlar dünya beni görsün diye, bazı insanlar ise dünyayı görmek için dağlara çıkar.
Bir insanın yaşamının anlamı, o insanın ben’ini aştığı yerde oluşur.
En temel özgürlük, insanın kendisi olarak kendi yaşamında var olabilmesi ve kendi bütünlüğünü yaşayabilmesidir; dürüst insan özgürdür.
Hakikaten daha üstün bir başka değer yoktur.
Anlamak, sevmenin başlangıcıdır..
Ancak farkında olan insan kendini keşfetme yolculuğuna çıkabilir.
…bu ülkede kadınlar cesur adımlar atmalılar, atmak zorundalar. bu toplum çoğunlukla kadınlar elinde şekilleniyor. bu da ancak bilim ışığında kendini geliştirerek ve kendi olarak, kimlik sahibi kadınlarla olur…
bir insanı değerlendirmek için nelere
sahip olmadığına değil, sahip olduklarıyla
neler yaptığına bak.
hiç hata yapmayan insan, hiçbir şey
yapmayan insandır. ve hayatta en büyük
hata, kendini hatasız sanmaktır.
yunus emre
sevilecek ve hizmet verilecek büyük bir dünya var, diye içinden geçirdi.
mutluluk eşyada değil, bir elde, kolda, gözde bile değil, beyinde gerçekleşiyor.
‘hayatınızdaki bülbülleri keşfedin, onları bırakmayın’
belirleyici olan engelli ya da engelsiz olsun, insanın yaşam karşısında duruşunun sağlamlığıdır.
hüznünü suyun akışına bıraktı.
insan sürekli hayatını daha anlamlı kılmaya çalışır. bir insan kendi isteyerek bir fedakârlık yapmışsa, hayatını daha anlamlı kılmak için yapmıştır. insanın gerçek kimliğini, hayatını nasıl anlamlı kıldığına bakarak, keşfedebilirsiniz. bazı insanlar dünya beni görsün diye, bazı insanlar ise dünyayı görmek için dağlara çıkar."
etrafında kimseyi bulamamak zor,
içinde kimseyi bulamamak ise daha zor.
kendi özüyle ilişkisi olmayan insanın başkalarıyla da gerçek anlamda ilişkisi olamaz.
…kendisiyle ilişkisi kopuk yaşayan insan eninde sonunda bir iç yalnızlığa gömülür.
Görenlerin göz ardı ettiği şeyler, görmeyenlerin yakaladıklarıdır ve görenlerin kör oldukları dünya, onların bulup çıkardıkları hazinelerdir.
Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada, kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermek demektir…
İyilik ve kötülük büyüklüğüyle değil, duyarlılık derecesiyle bizi etkiler.

– La Rochefoucauld

Kişi başarı ya da başarısızlığını, kendi temel değerlerini yaşamında ne kadar yansıtıp yansıtamadığına bakarak belirler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir