İçeriğe geç

Furthermore Kitap Alıntıları – Tahereh Mafi

Tahereh Mafi kitaplarından Furthermore kitap alıntıları sizlerle…

Furthermore Kitap Alıntıları

“ uzun süre iyileştirilmeyen kırık bir kalbin sonunda duracağını bilmiyordu “
“ dar görüşlülük seni ancak Hiçbiryer’e kadar götürür ve bir kere oraya gittin mi sonsuza dek kaybolursun “
Ancak bilebilecek zihinlerimiz olduğu sürece, bilmemek sadece geçicidir.
Uzun süre iyileştirilmeyen kırık bir kalbin sonunda duracağını bilmiyordu.
umut sahip olduğu tek şeydi ve iki eli kumda olsa ona sımsıkı tutunmaya devam edecekti.
Müzik, onun dünyayla temasını sağlıyordu.
Korkmak terbiyeli davranmayı unutmayı haklı çıkarır. Korkuyorsan asla nazik olmak zorunda değilsin.
Hiç rengi olmayan Alice, kendi renksiz benliği dışında her şeyin rengini değiştirebiliyordu.
Belki de dost görünen birine güvenmelisin.
Sen bir sanatçısın. İçindeki renklerle dünyayı boyayabilirsin.
Kişinin kendisi için savaşmasındansa başkası için savaşması çok daha kolaydı.
Sabrı kendine şimdi öğretsen iyi olur; böylece daha sonra ihtiyacın olduğunda çağırabilirsin.
Bilinmeyene, görünmeyene, bu dünyada onları bekliyor olabilecek şeylere karşı duyduğu korku İçinden bir türlü atamıyordu.
Renk yaşam demekti. Renk her şeydi.
Renk, sihrin evrensel işaretiydi.
Korkmak terbiyeli davranmayı unutmayı haklı çıkarır. Korkuyorsan asla nazik olmak zorunda değilsin.
Her yerde hem iyi hem de kötü insanlar yok mudur?
Bazen, bütün hayatım sadece kendime anlattığım bir hikayeden ibaretmiş gibi geliyor.
Yaratılabilecek en az ilginç şey olmasına rağmen insanlar hep bir mantık bulmaya çalışmakla meşgul.
Annesi sık sık Alice’in neyi neden yaptığını anlama zahmetine girmek istemediğini söylerdi ve şimdi Alice herhangi bir zahmete girmemenin birini sevmek için fazlasıyla tembelce bir yol olduğunu görebiliyordu.
Tüm yaşamı boyunca sevgiye hasret kalmıştı. Doğası sevgiye açtı. Varlığının en temel arzusuydu bu. Buna rağmen hayatını onsuz sürdürmüş, sonucunda da katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu bilmezdi. Şimdi de bunu bilmiyordu. Bildiği şey sadece, sevgiyle hareket eden insanların onda bir heyecan uyandırdığıydı. Sevginin inceliklerini, yüce ve olağanüstü olduğunu düşündü.
Hayatın uzun bir yolculuk olduğuna uzun zaman önce karar vermişti. Bazen güçlü, bazen zayıf olacaktı ve ikisi de normaldi.
Bazen bütün hayatım sadece kendime anlattığım bir hikayeden ibaretmiş gibi geliyor.
Fakat tesadüf bilinen en dengesiz, en tutarsız sihirdir.
Kahkaha, en zor anları bile yumuşatabilen bir ipekti.
Ancak bilebilecek zihinlerimiz olduğu sürece, bilmemek sadece geçicidir.
Sevgili Alice, dedi babası, ona uzanarak.
Neden bize benzemen gereksin ki? Neden değişmesi gereken sen olasın? Bizim görüşümüzü değiştir, olduğun kişiyi değil.”
Kalbinizi açmak için, kendinizi değişime açmalısınız. Görü- nürde sağlam dünyada yaşayın, onunla dans edin, meşgul olun, eksiksiz yaşayın, bütünüyle sevin ama yine de bunun geçici ol- duğunu ve sonuçta tüm formların çözülüp değiştiğini bilin.
Uzun süre iyileştirilmeyen kırık bir kalbin sonunda duracağını bilmiyordu.
ve büyümenin bir parçasının hassaslaşmak olduğunu, sırların bazen bu hassaslıkları korumak için kullanıldığını anlıyordu.
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Dar görüşlülük seni ancak Hiçbiryer’e kadar götürür ve bir kere oraya gittin mi sonsuza dek kaybolursun.
Yaratılabilecek en az ilginç şey olmasına rağmen insanlar hep bir mantık bulmaya çalışmakla meşgul.
Birbirimize tutunmazsak sonsuza dek
kayboluruz.
Kişinin kendisi için savaşmasındansa başkası için savaşması çok daha kolaydı.
Güzellik büyük bir mutluluk getirmişti ancak hüzün de oradaydı; hüznün nedeni, bu görkeme tanıklık edecek kimsenin olmamasıydı.
Aç kalbini. Kulaklarını keskinleştir. Dünya senden dans etmeni istediğinde asla hayır
deme.
İletişim çatışmalarının bir başka kaynağının ise “İlişki Tükenmişliği” olduğu düşünülmektedir. Uzun süre devam eden çatışmalardan sonra karşınızdaki kişiyle anlaşamadığınızı fark edersiniz. İlk tanıştığınızda ilişkiniz ne kadar renkli ve eğlenceliydi. Daha sonra eleştiriler, küçümsemeler arttıkça ilişki tükenmişliği ortaya çıkar. İlişkiden dolayı kişi kendisini yorgun, tükenmiş, çaresiz, yalnız hisseder. Bu durum aile ya da romantik ilişkilerde sıkça rastlanır. Sorunlu ebeveyni ile uzun süre iletişim kuran kişiler bir zaman sonra tükenmeye başlar. Romantik ilişkilerde ise tükenmişlik ayrılıklarla sonuçlanır.
Umut sahip olduğu tek şeydi ve iki eli kumda olsa ona sımsıkı tutunmaya devam edecekti.
Korkmak terbiyeli davranmayı unutmayı haklı çıkarır. Korkuyorsan asla nazik olmak zorunda değilsin.
Kutsal bir metne dokunmak her şeyden önce bir risktir. Ona inanmayı değil onu samimi olarak anlamayı istediğimizde karşımızda koca bir tari- hin yükünü buluruz. Tarih boyunca insanların kitabı taşıdığı gibi, kitap da insanı taşıdığından, bu yük hem kitabın kendisine hem de onu anlamak isteyene aittir.
Aç kalbini. Kulaklarını keskinleştir. Dünya senden dans etmeni istediğinde asla hayır deme.
Aşık olmak en sevdikleri boş zaman aktivitesiydi
hayatta çok yalnızdı ama nasıl zaman geçireceğini biliyordu.
renk yaşam demekti. Renk her şeydi. Renk, sihrin evrensel işaretiydi.
sessiz kalmanın aynı zamanda görünmez olmak anlamına geldiğine inanıyordu.
Güneş yine yağıyordu. Gökyüzünden yumuşak ve parlak yağmurışığı süzülüyor, her damla mevsimde düzgün bir delik açıyordu. Kış tahmin edileceği gibi ve istikrarlı geçmişti fakat şimdi bir hayli delinmişti ve altından bahar görünüyordu.
Gördüğünüz gibi, umut sahip olduğu tek şeydi ve iki eli kumda olsa ona sımsıkı tutunmaya devam edecekti.
“Gökyüzünde
Düştüm bir gün
Öğrendim uçmayı”
“Bizim görüşümüzü değiştir, olduğun kişiyi değil.”
“Kişinin kendisi için savaşmasındansa başkası için savaşması çok daha kolaydı.”
“Hangisinin daha çok ağladığından emin değildi: kendisi mi, gökyüzü mü?”
“Belki umutları o kadar yüksek olmasaydı, bu kadar büyük hayal kırıklığına da uğramazdı.”
Aç kalbini. Kulaklarını keskinleştir. Dünya senden dans etmeni istediğinde asla hayır deme
“Hayatının geri kalanı başlıyordu.”
“Aldıklarını dünyaya geri veriyorlardı ve bu süreçte de büyüyüp gelişiyorlardı.Hayatları işte o zaman gerçekten başlıyordu.”
“Güzellik büyük bir mutluluk getirmişti ancak hüzün de oradaydı; hüznün nedeni, bu görkeme tanıklık edecek kimsenin olmamasıydı.”
Onsuz kaldıkça kendini giderek daha yanlız hissediyodu.
“Hayatta olmanın çok yorucu olduğunu fark etti.”
“Keder, Alice’in küçük vücudunda taşımayı yavaş yavaş öğrendiği ağır bir şeydi.”
“Renk yaşam demekti.Renk her şeydi.Renk, sihrin evrensel işaretiydi.”
“Dünyasının, değerini bilmeyeceği türden bir çocuktu.”
Korkmak terbiyeli davranmayı unutmayı haklı çıkarır. Korkuyorsan asla nazik olmak zorunda değilsin.
Bir dünyayı tam olarak görebilmek için içine girmelisin. Öylesine bir bakış yeterli olmaz.
Sevgi onu korkusuz kılıyordu ve bu tuhaf değil miydi? Kişinin kendisi için savaşmasındansa başkası için savaşması çok daha kolaydı.
O hayatını sıkıcı ve rahat yaşamıştı; yoksulluğun yükünü bilmiyordu. Uzun süre iyileştirilemeyen bir kalbin sonunda duracağını bilmiyordu.
Babası yanındayken bütün zor şeyler daha dayanılır oluyordu; kızına sevildiğini öyle güçlü hissettiriyordu ki Alice’in kendi güvensizliklerinin derinliğini asla öğrenmesi gerekmemişti.
Onu kaybetmek, onu baştan aşağıya ikiye bölmüştü
Dar görüşlülük seni ancak Hiçbiryer’e kadar götürür ve bir kere oraya gittin mi sonsuza dek kaybolursun
Farklı olmanın daima zor olacağını biliyordu; insanların o dar görüşlülüğünü veya hayattaki eşitsizlikleri aşmasını sağlayacak bir sihrin bulunmadığını biliyordu. Ancak hayatın asla mutlak olmadığını da anlamaya başlıyordu. İnsanlar onu kâh sevecek kâh itecekti; hem nezaketle hem önyargıyla yaklaşacaklardı. Gerçek şuydu ki Alice daima farklı olacaktı ama farklı olmak sıradışı olmak demekti ve sıradışı olmak da macera anlamına geliyordu. Dünyanın onu nasıl gördüğünün artık hiçbir önemi yoktu; önemli olan Alice’in kendini nasıl gördüğüydü. Alice farklı ve sıradışı haliyle kendini daima sevmeyi seçecekti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir