İçeriğe geç

Freud’un Göremediği Rüya Kitap Alıntıları – Yağız Gönüler

Yağız Gönüler kitaplarından Freud’un Göremediği Rüya kitap alıntıları sizlerle…

Freud’un Göremediği Rüya Kitap Alıntıları

İnsan dağılır Allah toplar
Özlemek de kavuşmak da ah çektiriyor insana
Bu sokak neden boş nerede çocuklar
Bu martının ne işi var otuz yedinci katta
Varım desem büyük söylemiş olurum
Yokum desem elbet ağır gelir
Her çocuğa ayrı makamda gülümserdi
Şekerli gülerdi mesela naneli, kolonyalı, bazen mendilli
Dolu dolu ağlamak insanın yakıtıymış meğer
Bana travmalarından bahset açık yaralarından
Bana arkana bakmadığın tüm anlardan
Eksik kaldığın zamanlardan bahset
Anlat kime en son neden sarıldığını
Ver artık yüzünü kızartmayan her şeyi
Çünkü her şey aynada asılı duran bir tokattır
Vardım diyen ölmüştür
Yoktum diyen sözü yormaz
Düşe kalka
Düşe kalka
Insan dağılır Allah toplar
Vardım diyen ölmüştür
Yoktum diyen sözü yormaz
Düşe kalka
Düşe kalka
Düşe kalka
İnsan dağılır Allah toplar
( )
Yakınlara küstün , yakınlara küsme
Uzaklar her zaman gerçek değildir
Dünyaya küs dünyanın haberi olmasın
Unutma hep çocukluğun kenarındasın
( )
Yakınlara küstün, yakınlara küsme
Uzaklar her zaman gerçek değildir
Dünyaya küs dünyanın haberi olmasın
Unutma hep çocukluğun kenarındasın
( )
Varım desem büyük söylemiş olurum
Yokum desem elbet ağır gelir
Düşe kalka
Düşe kalka
Düşe kalka
Herkesin son dediği
Yerden geliyorum
Düşünsene sana diyor ki yâr ol ama yük olma
Uzaktan bakınca hayat daha sancısız be feyza
Bir gün işe atla gideceğim koydum kafama
Hani diyorsun ya feyza bu merhamet beni öldürür
Hepimizi Allah öldürecek erhamur râhimîn
Bir şeyi anlayınca insan ürperiyor
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Özgeçmişim istenince çok kırgınım diyorum
Neden geldik dünyaya ?
Güzel bir dize yazmaya.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
insan muhteşemdir
Sen de muhteşemsin, iyi bildim.
İnsan dağılır Allah toplar
İnsan dağılır Allah toplar
Özlemek de kavuşmak da ah çektiriyor insana
Yağmur yere değince tüm şüpheler kalkar
Bilinir ki bir toplayıcı var, bir dağıtıcı, bağışlayıcı
Düşünsene sana diyor ki yâr ol ama yük olma
Bu dünya bir lokmadır, ağzında çiğnenmiş bil
Bunca akıllı arasında tek başına olamadım
İntihara yanaşmayan bir deliliğe ihtiyacım var
Bizim bahçemizde hakikat bir çekyat değil
Üzerine her oturanın sahiplendiği, evirip çevirdiği
Ey yazları tedirgin kışları atılgan omzumuz
Bugün bırak her şeyi, günlerden cumartesi
Ölümü ıskalamış arabalara uzun bakarım
Kulağıma sessizliği küpe etmeden
Bahçeler ararım endişemi gezdirecek
Ne garip: taş bile doğrudan şaşmaz
Oturduğu yerde her şeyin şahidi gibidir
Taş hâlbuki kimbilir kimlerin şiiridir
Dünya, tabir edilmesi gereken bir rüya, geçilmesi gereken bir köprüdür.
Özlemek de kavuşmak da ah çektiriyor insana.
Kaderdir kimseye makul şeyler söyletmeyen.
Sana yar ol diyor ama yük olma
Zaman diyor ki insan aynadır, ey ayna
Parçalanmadan ruhumu da gösterebilir misin bana?
Sevmek de kavuşmak da ah çektiriyor insana.
Tabip olmayana yaran sardırma!
O var ya nasıl bakar böyle biraz kül biraz duman..?
Yâr ol ama yük olma*
Sadece bir soru mu hatırlatır var olmayı
Neden deyince başlamaz mı yeni sancılar?
Bana travmalarından bahset açık yaralarından
Bana arkana bakmadığın tüm anlardan
Eksik kaldığın zamanlardan bahset
Anlat kime en son neden sarıldığını
Bir de artık yüzünü kızartmayan her şeyi
Çünkü her şey aynada asılı duran bir tokattır
Hiçbir fırsatı imkan yerine koymadım
Kavisli bir yol gibiydim, hep o dağa tutundum
Biraz hudayinabit, biraz dikenli tel ben
Çok yordum uzaklarda kendimi yetiştirirken
Dolu dolu ağlamak insanın yakıtıymış meğer..
Şiir ne ulu bir gezintidir, öyle değil mi
Bana travmalarından bahset açık yaralarından
Bana arkana bakmadıgın tüm anlardan
Eksik kaldigin zamanlardan bahset
Ve artık yuzunu kızartmayan her şeyi
Anat kime en son neden sarıldığını
Bunca akıllı arasında tek başına olamadım
Intihara yanaşmayan bir delilige ihtiyacım var Kulağıma melek dili, burnuma lavanta kolonyası Büyük resmi hiç görmesem de olur canım
Şiir ne ulu bir gezintidir
‘Bozkır’da çocuk olursun kentte yetişkin sonra düşlersin ekmeği, okursun şiiri Türkünün niye başladı hiçbir bilinir mi?’
Hiçbir fırsatı imkân yerine koymadım Kavisli bir yol gibiydim, hep o dağa tutundum Biraz hudayinabit, biraz dikenli tel ben Çok yordum uzaklarda kendimi yetiştirirken

Kol kola yürüdüm, el ele koştum, omuz omuza Melekleri vardı çünkü o dağın boş bırakmazlardı Onlar korkardı ben incinirdim depremden Kâğıda sığındım da öyle geçtim kendimden

Bunca akıllı arasında tek başına olamadım
İntihara yanaşmayan bir deliliğe ihtiyacım var
Dolu dolu ağlamak insanın yakıtıymış meğer..
Kaderdir kimseye makul şeyler söyletmeyen
Düşünsene sana diyor ki yâr ol ama yük olma
Zaman, imtihandır.
Çünkü eve dönen herkes biraz cesurdur
Yakınlara küstün, yakınlara küsme
Uzaklar her zaman gerçek değildir
Ömrün nasıl geçti diye sorsalar at sırtında derim
Adım Yağız çünkü at kaderim
Dolu dolu ağlamak insanın yakıtıymış meğer
Neden geldik dünyaya?
Yıllık izin kullanmaya.
Kulağıma sessizliği küpe etmeden
Bahçeler ararım endişemi gezdirecek
Ne garip: taş bile doğrudan şaşmaz
Oturduğu yerde her şeyin şahidi gibidir
Taş hâlbuki kimbilir kimlerin şiiridir
Bana travmalarından bahset açık yaralarından
Bana arkana bakmadığın tüm anlardan
Eksik kaldığın zamanlardan bahset
Anlat kime en son neden sarıldığını
Ve artık yüzünü kızartmayan her şeyi
Hiçbir fırsatı imkan yerine koymadım
Varım desem büyük söylemiş olurum
Yokum desem elbet ağır gelir
Düşe kalka
Düşe kalka
Düşe kalka
Herkesin son dediği
Yerden geliyorum
Yakınlara küstün, yakınlara küsme
Uzaklar her zaman gerçek değildir
Dünyaya küs dünyanın haberi olmasın
Unutma hep çocukluğun kenarındasın
Her yara geleceği görür, söylemez
Ömrün nasıl geçti diye sorsalar at sırtında derim
Adım Yağız çünkü at, kaderim.
Kaderdir kimseye makul şeyler söyletmeyen
Gerçeğe ,hakikate, insana kitaplar yazılıyor
Okuyanlar gül kokmuyor
Ödeme günü geliyor ayın tam ortasında
At fotoğrafları paylaşılıyor
İhtiyaç kredisinin yirminci taksiti ödenirken
Yirmibirinci yüzyılda İslam konuşuluyor
Hicr suresinin dokuzuncu ayeti hiç konuşulmuyor
Kimsenin zarar veremeyeceği kesin olan için
Çok yürekten ve ulvî fikirler sunuluyor
İlham otoparkta geliyor
Türkiye dindarlaşıyor
Ekmek can veriyor ey resmî veriler
Madende şantiyede asansör boşluğunda
Evet toplu konutlar birer insan bedenidie
Ama bu coğrafyanın dinamikleri var
Sarsılmaz birikimi inanılmaz mirası
Yeter ki sabredin diyen hocaları
Tasavvuf ve edebiyatı yüksek lisans programları
Beyoğlu’ndan dönüyor herif gece yarısı
Türkiye dindarlaşıyor
-Bazı borçları yalnız türküler ödeyebilir-
Bir gün işe atla gideceğim koydum kafama
Hiçbir fırsatı imkan yerine koymadım
Kavisli bir yol gibiydim,hep o dağa tutundum
Biraz hudayinabit, biraz dikenli tel ben
Cok yordum uzaklarda kendimi yetistirirken
Bana tutunacak çok dal verdi hayat,
Rüyalar, dualar, eskilerin ayak izleri ve kapılar..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir