İçeriğe geç

Feminizm Kitabı Kitap Alıntıları – Kolektif

Kolektif kitaplarından Feminizm Kitabı kitap alıntıları sizlerle…

Feminizm Kitabı Kitap Alıntıları

&“&”

Bir çocuk , bir öğretmen , bir kitap , bir kalem dünyayı değiştirebilir. "

Malala Yousafzai

İlim öğrenmek , kadın-erkek herkese farzdır. "

Hazreti Muhammed

Hiçbir zaman kendimi aşağı hissetmedim . Yine de bir kadın olmak , her kadını ikincil statüye indirir. "

# Simon de Beauvoir

“ ‘Tanrı’nın planı’, çoğu kez erkeklerin planları için bir paravandır.”
-Mary Daly
https://1000kitap.com/yazar/simone-de-beauvoir ‘a göre bir kadın kendi gerçek doğasına göre değil, Erkeğin onu tanımladığı gibi kendini görür ve tercihlerini yapar. Ezilmesinin kökleri burada yatmaktadır.
Bir kadının biyolojisinin onun yaşamını belirlememesi gerektiğini öne süren Betty Friedan ve Germaine Greer gibi feminist yazarlar, yetiştirilme tarzının, eğitimin ve psikolojinin kadınlara dayattığı idealleştirilmiş kadınlık imgesini açıkladılar, meydan okudular, kadınları bu klişeye meydan okumaya teşvik ettiler.
Kadınların doğmadığı, yaratıldığı —toplumsal koşullanmanın ürünü olduğu— düşüncesi, ikinci dalga feminizmin anahtar bir kavramıydı.
“Anneden, yuvadan ya da cennetten daha tatlı bir sözcük vardır; bu sözcük özgürlüktür.”
-Matilda Joslyn Gage
Kocanın himayesinde olma öğretisine göre bir eş, karısını fiziksel olarak “terbiye” edebilir, ev işlerini ve kocanın cinsel ihtiyaçlarını yerine getirmesini sağlamak için bir yere kilitleyebilirdi. Erkekler çiftin çocuklarının tek vasisiydi ve çocukları cezalandırabilir, annelerinden alabilir ve başka birinin bakması için uzağa gönderebilirdi. Eşlerinin mülkiyetinde de hakları vardı. Evlenince, çift hukuken tel kişi olurdu ve eş, bekar bir kadın olarak sahip olduğu hakları kaybederdi. Onun hareketlerinden kocası sorumluydu ve kocasının koruması ya da örtüsü altında yaşardı.
Ailenin geçimine maddi olarak katkıda bulunan bir kadına, bağımlı bir kadına olduğu gibi aşağılayıcı bir biçimde ve zorbaca davranılamaz.
“Erkekler onurlarını, mutluluklarını ve servetlerini emanet ettikleri kişileri aptal yerine koymaya çalışacak kadar çok basiretsizdir.”
-Elizabeth Montagu
“Yaralı kadın! Kalk, hakkını ara!”

-Anna Laetitia Barbauld

“Tanrı erkekler kadar kadınlara da akıllı ruhlar verdiğine göre bunları geliştirmelerini nasıl yasaklar?”
https://1000kitap.com/yazar/mary-astell
Hiçbir zaman kendimi aşağı hissetmedim… Yine de “bir kadın olmak” her kadını ikincil statüye indirir.
https://1000kitap.com/yazar/simone-de-beauvoir
Ataerkilliğin dayattığı sınırlamalara meydan okuyan kadınlara ilişkin kanıtlar, esas olarak tarihsel kayıtları erkekler kontrol ettiği için çok azdır.
Ataerkillik hangi nedenlerle var olursa olsun, toplumlar daha fazla karmaşıklaştıkça daha fazla düzenlemeye ihtiyaç duydu ve erkekler, kendi iktidarlarını güçlendiren kurumlar yaratıp kadınlara baskı uyguladı. Erkek egemenliği toplumun her alanında —yönetimden, dinden, hukuktan ve dinden evliliğe ve eve kadar— dayatıldı. Bu erkek egemenliğine bağımlı ve güçsüz olan kadınlar, entelektüel, toplumsal ve kültürel statüleri bakımından erkeklerden aşağı görüldü.
Kadınlar eskiden güneşti. Kendilerine ait sahici benlikleri, güçlü bir özsaygıları ve özgürlükleri vardı…
ama toplum onları potansiyellerini gizlemeye, erkeklere bağımlı olmaya ve erkeklerin parlaklığını yansıtmaya zorladı.
Şimdi kadınlar solgun bir aydır.
Feministlere göre kadınlara karşı şiddet, basitçe bireysel kadınlara kötü davranan bireysel erkekler sorunu değildir. Aksine, erkeklerin kadın nefretini normalleştiren daha geniş iktidar yapılarının belirtisidir. En aşırı biçiminde, erkekler kadınları öldürür.
Bir sorunu ortaya attığınızda bir sorun yaratırsınız.
Bir adama diyebileceğiniz en kötü şey kızdır. Bir kadın olmak, en büyük hakarettir.
Jessica Valenti
Kadınların yaşamları ve bedenleri, çok uzun süredir savaşın kabul edilmeyen zayiatıdır.
Uluslararası Af Örgütü
Kadınlar kendilerini güzel hissettikleri sürece nasıl göründükleri önemli değildir.
Tek-sorunlu hayatlar yaşamadığımız için tek-sorunlu mücadele diye bir şey yoktur

Audre Lorde

İslam zorla evliliği onaylamaz ama özellikle Ortadoğu’da ve Güney Asya’da kültürel olarak uygulanır-genellikle mülkiyeti ya da serveti aile içinde tutmak, uygunsuz ilişkileri önlemek, bir sözü yerine getirmek ya da bir borcu kapatmak için.
Zorla evlilik bir insan hakları ihlalidir.
Dil üzerindeki tekel, erkeklerin önceliklerini güvenceye alma ve … kadınların… görünmezliğini sağlama yollarından biridir.
Şişman bir kişiye bakarak…bir kimsenin teşhis edebildiği tek şey, şişmanlara yönelik kendi klişe ve önyargı düzeyidir.
Marilyn Wann
Brownmiller’a göre, kısmen kadın bedenlerinin erkeklerin sahip olması için olduğuna dair yaygın inançla ve kısmen kadınları bağımlı konumlara zorlayan sistematik ayrıcalıkla, erkeklere tecavüz izni verilmektedir.
Tecavüz tartışıldığında sessiz tonda konuşulur ve suç genellikle kadın kurbanlara atılırdı; mantık şuydu: Biyoloji erkekleri sekse “ihtiyaç duyma” ya iter. O zamanın geçerli bilgeliğine göre, erkek şehvetini kontrol etmek ya da en azından sınırlamak kadınların sorumluluğuydu.
Her üç kadından en az biri ömrü boyunca yakın bir partner tarafından dövülüyor, sekse zorlanıyor ya da başka türlü kötü muamele görüyor.
Birleşmiş Milletler Halkla İlişkiler Departmanı 2008 Raporu
Tarihçiler, işçi sınıfı mücadeleleri ve devrimci hareketler gibi eşitlikçi ilkelerle hareket edenler de dahil olmak üzere, insan gayretinin neredeyse her alanında kadınların rolünü görmezden gelmiş ya da önemsizleştirmiştir.
Bir kadın olarak yaşadığımız neredeyse her fiziksel deneyim o kadar yabancılaştırıcıdır ki, kendi bedenlerimizden aşırı tiksinme ve iğrenme duygularıyla dolmuşuz.
Our Bodies, Ourselves
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Kadınlar evlilikte verilir, savaşta alınır, ayrıcalıklarla takas edilir, haraç olarak gönderilir, ticareti yapılır, satın alınır ve satılır.
Gayle Rubin
Kadınlar kadın doğmaz, kadınlık inşa edilir; hiçbir biyolojik, psikolojik ya da ekonomik kader, toplumda kadının temsil ettiği figürü belirlemez.
Zihnimin özgürlüğünü kapatabileceğiniz hiçbir kapı, hiçbir kilit, hiçbir sürgü yoktur.
Cinsel yolla bulaşan hastalıkların suçunu fiilen kadınlara yükleyen yasalar, Victoria dönemi İngiltere’sinin cinsel ikiyüzlülüğünü açığa vurmaktaydı.
Kızlara öğrenme ve inceleme hakkı verilmezse bu, esasında diri diri gönmektir.
Şeyh Muhammed Ekrem Nedvi
Kadınların hakları yalnızca evlilikle değil, diyordu Stanton, her yolla sorumluluktan yoksun bırakılarak ve erkeklere bağımlı yapılarak ellerinden alındı. Bu haklar kadınlara verilmiş olsaydı, kendilerini koruyabilir, ahlaki ve manevi liderler olarak potansiyellerini gerçekleştirebilirlerdi.
Marksizm taraftarları, kadınların işçilerle aynı hedefleri paylaştığına ve özel mülkiyetin ortadan kaldırılmasıyla birlikte sömürünün nedeni de ortadan kalkacağı için, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yok olacağına inanıyorlardı.
1800lerde ABDde olduğu gibi İngiltere’ de evli bir kadın, gelenek hukukuna göre kocasının malıydı.
Kadınlar eskiden güneşti. Kendilerine ait sahici benlikleri, güçlü bir özsaygıları ve özgürlükleri vardı…
ama toplum onları potansiyellerini gizlemeye, erkeklere bağımlı olmaya ve erkeklerin parlaklığını yansıtmaya zorladı.
Şimdi kadınlar solgun bir aydır.
Kadınların hakları yalnızca evlilikle değil, diyordu Stanton, her yolla sorumluluktan yoksun bırakılarak ve erkeklere bağımlı yapılarak ellerinden alındı. Bu haklar kadınlara verilmiş olsaydı, kendilerini koruyabilir, ahlaki ve manevi liderler olarak potansiyellerini gerçekleştirebilirlerdi.
Yeni kadın duygularına hakim olup, güçlü öz- disiplin geliştirecekti. Bir erkeğin maddi desteğini değil, saygısını isteyecekti. İlgi alanları ev , aile ve sevgiyle sınırlı olmayacak ve cinselliğini gizlemeyecekti.
Kollontai geleneksel aile ilişkilerinin kökten parçalanmasını istedi ve bir kadının, ekonomik olarak bir erkeğe bağımlı oldukça, kamusal ve sınai yaşama doğrudan katılmadıkça özgür olamayacağını ısrarla belirtti.
Marksizm taraftarları, kadınların işçilerle aynı hedefleri paylaştığına ve özel mülkiyetin ortadan kaldırılmasıyla birlikte sömürünün nedeni de ortadan kalkacağı için, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yok olacağına inanıyorlardı.
Zenginlerin servetlerini ellerinden almamıza izin vereceğine asla inanmayın.
Lucy Parsons
Erkeklerin kafasında kadınları bir miktar köle gibi görme hissi vardır.
Margaret Fuller
Fuller, cinsiyetler arasındaki fiziksel farklılıkları kabul ettiği halde, her bir toplumsal cinsiyet için tanımlanmış öznitelikleri reddeder; “ Tamamen eril erkek, saf dişil kadın yoktur” diye yazar- kendi zamanının çok ilerisinde bir açıklama.
Kızlara öğrenme ve inceleme hakkı verilmezse bu, esasında diri diri gönmektir.
Şeyh Muhammed Ekrem Nedvi
Ekim 1789’da ekmek talebiyle Versailles Sarayına yürüyen binlerce kadın işçi, 14 Temmuzda Bastille’e saldırının yapmadığını yaptı: Eylemleri, çatırdayan Fransız monarşisini fiilen devirdi. Yine de, bu kadınlardan bir grup, şimdi Fransa’nın yönetim organı olan Ulusal Meclis’e elit haklar öneren altı sayfalık bir dilekçe sunduğunda, dilekçe tartışılmadı bile.
Biz kadınların sesimizin duyulmasına izin vermemiz çok zaman aldı.
Penelope Barker
Erkekler onurlarını, mutluluklarını ve servetlerini emanet ettikleri kişileri aptal yerine koymaya çalışacak kadar çok basiretsizdirler.
Elizabeth Montagu
Dindar bir hristiyan olan Astell, kadınların ikincil rolünün ilahi olarak buyurulduğunu söyleyen Kilisenin tutumuna, Tanrı’nın kadınları elit ölçüde “ akıllı ruhlarla” ve “ düşünme yetisi”yle yarattığını savunarak karşı çıktı. Kadınları bağımlı duruma sokan, erkeklerdi. Kadınlardan bağımsız düşünceyi esirgemekle erkekler, kadınları fiilen esir tutmaktaydı- Tanrı’ya bir hakaret.
❞Ayrımcılığa, tacize, istismara ya da eşitsizliğe tahammülüm yoktur. Bitti.❞
❞Kitaplarımızı ve kalemlerimizi alalım, bunlar en güçlü silahtır.❞
❞Ben bir feministim…❞
❞Kızlardan ve kadınlardan ev işi yapmaları, erkeklerin egolarını tatmin etmek için erkeklere öncelik tanımaları ve kendi cinselliklerini düzene sokmaları beklenirdi. Evli olmayan kadınlar, sırf kocaları olmadığı için arızalı" görülürdü.❞
❞Hepimiz feminist olmalıyız.❞
❞Bir kadının giyinme tarzı tecavüz bahanesi olamaz.❞
❞Feministler, yaşadıkları cinsel şiddetten ötürü kadınların suçlanmasını uzun süredir eleştirmektedir. ABD´de gazeteci Leora Tanenbaum´un 1999 tarihli kitabı Slut! Growing Up Female with a Bad Reputation (Kaltak! Kötü Bir Ünle Büyüyen Kadın), cinsel şiddet mağduru kadınların iyi kurbanlar" ve "kötü kurbanlar" ikiliği içine nasıl sokulduklarını ayrıntısıyla anlatır. "Kötü kurban" olarak görülen mağdurlar, "sürtük andıran" giysileri olduğu ya da "yeterince" karşı koymadığı ya da cinsel bakımdan çok aktif ve dolayısıyla "tecavüz kurbanı" olmadığı söylenen kişilerdir.❞
❞Sanat, medya, spor ve siyaset dünyasında mahkûm ya da sanık failler, davranışlarının ciddi sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kaldılar.❞
❞#MeToo hareketi, hashtag aktivizmini kullanan dördüncü dalga feminizminin öne çıkan başka bir örneğidir. İlk başta 2006´da ABD´de siyah feminist Tarana Burke´nin sosyal haklardan yoksun cinsel saldırı kurbanları için bir hareket olarak oluşturduğu #MeToo´nun Twitter tezahürü, cinsel saldırının kapsamı konusunda farkındalık yarattı ve cinsel şiddet uygulayanlardan hesap sorulmasını talep etti. 2017´den itibaren #MeToo hareketi küreselleşti ve ifade birçok dile çevrildi.❞
❞Suudi Arabistan´da kadınlara araba kullanma hakkı 2018´de verildi.❞
❞Tüm insanların aynı olmadığını beklemeyi öğrenmeliyiz… Heterojenliği beklemeyi öğrenmek zorundayız.❞
❞Transfeminizm, geçmişleri farklı kadınların birbirlerini desteklediği feminist koalisyon siyasetini cisimleştirir… Çünkü biz [yapmaz]sak… kimse yapmaz.❞
❞Trans kadınların kadınlığı, cisgender erkek ve kadınlar tarafından çoğu kez alaya alınır.❞
❞Trans kadınlar transfobiden ve mizojinist saldırılardan zarar görür.❞
❞Peş peşe Fransız hükümetleri Müslüman kadınların peçe takmasına karşı kararlı bir laik tutum benimsedi. 2011´de Fransa, takanın tanınmasını önlediği için, kamusal alanlarda kadınların yüz peçesi (nikap) takmasını yasakladı.❞
❞Eşitlik ve adalet gereklidir ve olanaklıdır.❞
❞30 ülkeden 200 milyondan fazla kadın -Afrika başta olmak üzere Endonezya ve Ortadoğu ülkeleri- kadın sünneti yaptırmıştır. Hıristiyanlık ve İslamdan en az 2,500 yıl öncesine dayanan bir gelenektir. Yalnızca bir dine ya da etnik gruba özgü olmamakla beraber; saflık ve namus, cinsel dürtüleri kontrol altına alma ve kadınların evlenene kadar bekâretlerini ve sadakatlerini garantilemekle ilişkilendirilir. En az 15 ülkede çoğu kız çocuğu daha beş yaşına gelmeden sünnet edilirken bir kısmı ergenlik döneminde işlemden geçer.❞
❞Kadın sünneti -kadın dış cinsel organlarının alınması ve vulvanın dikilmesi- on yıllardır kaygıya neden olmaktadır. Amerikalı antropolog Rose Oldfield Hayes 1975´te bir makalede uygulamanın dayanılmaz derecede acı verici" özelliğini tasvir etti ve 1977´de Mısırlı hekim ve aktivist Nevâl es-Sâ devi, kendi sünnet deneyimini tasvir ettiği Havva´nın Saklı Yüzü´nü yayımladı.❞
❞Tarihsel olarak ilkçağ çatışmalarından II. Dünya Savaşı´nın mecburi kitlesel fahişeliğine kadar kadınlara savaş ganimeti" olarak tecavüz edildi. Daha yakın zamanın birkaç savaşında tecavüz soykırımın ya da etnik temizliğin bir aleti oldu. Ruanda Soykırımı (1994) ve Kongo´da iki içsavaş (1990´lar) sırasında milyonlarca kadına tecavüz edildi; eski Yugoslavya´daki çatışmalar, bir savaş suçu olarak tecavüzden ilk mahkumiyete yol açtı. 21. yüzyılda BM barış güçlerine tecavüz suçlamaları yöneltildi.❞
❞Tecavüz savaşlarda her zaman vardı; ağırlıklı olarak tecavüzcüler erkek, kurbanlar da kadın olurdu. Bunu kolaylaştıran koşullar arasında, savaş zamanında hukukun çökmesi ve toplu tecavüzün birleştirici" bir egzersiz olduğu aşırı eril askeri kültür de vardı. Böyle bir tecavüzün sonuçları arasında aşağılanma, korkma, psikolojik travma, hastalık yayma ve gebelik vardı. Birçok kültürde tecavüz kurbanları dışlanır ve bu durum, toplulukların yıkımına yol açabilir.❞

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir