İçeriğe geç

Felsefe Okuma Rehberi Kitap Alıntıları – Nigel Warburton

Nigel Warburton kitaplarından Felsefe Okuma Rehberi kitap alıntıları sizlerle…

Felsefe Okuma Rehberi Kitap Alıntıları

Felsefi tartışma retorikle ikna etmek değildir. İyi nedenler gösterme meselesidir.
Postayla ya da elektronik postayla gerçekleşen eşzamanlı olmayan yartışmaya karşıt olarak gerçek zamanlı tartışmanın değeri büyüktür;canlı bir tartışmanın entellektüel enerjisi ve yanıtın hızlılığı düşünceyi odaklamaya ve çaba israfını önlemeye yardıncı olur.
Iyi kitaplar okumak,geçmiş yüzyılların en ünlü beyinleriyle sohbet etmeye,hatta bu yazarların en iyi düşüncelerini bize açtıkları bir sohbete benzer. Rene Descartes/Ýontem Uzerine Konusma
Bazen en basit sorular, sorulması gereken en önemli sorulardır.
Bazı insanlar düşünmektense ölmeyi tercih eder. Aslında ölürler de. (Bertrand Russell)
‘Felsefe yalnızca entelektüel bir oyun olduğu için değil, yaşamlarımız ve evrendeki yerimizle ilgili sorabileceğimiz en derin sorunlara odaklandığı için de gerçekten önemlidir.’
İyi hazırlık iyi performansın temelidir.
Bir önermeyi çürütürseniz, yanlış olduğunu tanıtlarsınız. Başka bir deyişle, aleyhine ezici bir savunma yaparsınız. Reddederseniz, yalnızca yadsımış olursunuz.
Yazmak bir tür düşünmektir.
Görüşlerinize meydan okununcaya ve siz onları savunmak zorunda kalıncaya kadar, neye neden inandığınız kafanızda tamamen berrak olmayabilir. Felsefi tartışma ilham verici ve oldukça keyifli de olabilir. Düşüncelerle ilgili coşku bulaşıcıdır.
Keman çalan ya da geçmişin büyük icracıları hakkında konuşan birini dinleyerek keman çalmayı öğrenemezsiniz. Kemanı elinize alıp teoriyi ve dinlemeyi kendi müziğinize çevirmeyi öğrenmelisiniz.
Okumanızın niteliği, okumaya harcadığınız zamandan çok daha önemlidir.
Bir yazardan çalarsanız, bu intihaldir; birçok yazardan çalarsanız, araştırmadır. Wilson Mizner
Haksız yere uzatılan bir yaşam, haksız yere sona erdirilen bir yaşam kadar trajik bir yanlış olabilir. Joel Feinberg
Gözlerini öğretmene dikmiş, kulaklarını sonuna kadar açmış, dikkatli olmak isteyen dikkatli öğrenci, dikkatli rolünü oynarken kendisini o kadar tüketir ki, sonunda hiçbir şey işitemez olur.
Hem öğretenler hem de öğrenenler sahada düşman kalmadığı anda kışlaya uyumaya giderler.
Ne kadar “uygarlaşmış” olursa olsun insanlar ahlaki koyun olma eğilimindedir. Etrafımızdakilerin sunduğu ahlaki öncüyü sorgusuz izlemeye tehlikeli ölçüde yatkınız.
Bazı insanlar düşünmektense ölmeyi tercih eder. Aslında ölürler de.
Bertrand Russel
Bazı insanlar düşünmektense ölmeyi tercih eder. Aslında ölürler de.

Bertrand Russell

“Haksız yere uzatılan bir yaşam, haksız yere sona erdirilen bir yaşam kadar trajik bir yanlış olabilir” Joel Feinberg
Bazi insanlar düşünmektense ölmeyi tercih eder.Aslında ölürler de. -Bertrand Russell
Yalnızca öğrenilmiş hakikat yapay bir bacak, sahte bir diş, balmumundan bir burun ya da en iyi durumda başka birinin etinden oluşturulmuş estetik bir burun gibi bize yapışıp kalır. Diğer yanda, kendimiz düşünerek edindiğimiz hakikat doğal bir organ gibidir; gerçekten bize aittir. Düşünür ile salt bilim insanı arasındaki ayrım buna dayanır. Kendisi için düşünen insanın entelektüel kazancı, bu nedenle, doğru ışık ve gölgeyle, aralıksız tonuyla ve kusursuz renk uyumuyla canlı duran tablo gibidir. Diğer yanda salt bilim insanının entelektüel kazanımı, belki sistematik olarak düzenlenmiş, ama uyumdan, ardışıklıktan ve anlamdan yoksun parlak renklerle dolu büyük bir palet gibidir. Arthur Schopenhauer ‘On Thinking For Oneself’
Felsefede her felsefe makalesi bir parça felsefedir. Vardığınız sonucu savunmanız beklenir.
Kanımca
İnanıyorum ki
Şahsen
Hep hissettim
Bana öyle geliyor ki
Kişisel kanıma göre, ne olursa olsun
Kuvvetle hissediyorum ki
Naçizane kanıma göre
Kişisel bir not
Benim bakış açımdan
Okumayı pasif sanmak bir yanılgıdır. Okumak bir faaliyettir. Yalnızca başka birinin düşüncelerini almakla yetinmeyip, okuduklarınız hakkında düşünmeniz ve onları sorgulamanızda gerekir.
İnsan beyni günde elli binden daha fazla düşünce üretmek zorunda olmasına rağmen piyasada niçin bu kadar aptal var?Çünkü beynin sana günde elli binden fazla düşünce üretmek zorundasın demiş ama aynı düşünceyi tekrar tekrar üretmek yasaktır dememiş!
Felsefe öğrenmenin dört temel yolu vardır.
İyi bir filozof olmak istiyorsanız bu dört alışkanlığı geliştirmeniz gerekir.
Aktlf metin okuma
Aktif dinleme
Aktif tartışma
Aktif yazma
Felsefe okumak, polisiye roman okumaya benzemez. Okumayı berbat etmek bir yana, yazarın nereye vardığını bilmenin argümanın yapısını anlamanıza yardım ettiğini görüceksiniz.
Aktarılabilir yazı ve düşünce berraklığı becerileri, eğitimin verebileceği en değerli beceriler arasındadır.
Pek çoğumuz, çoğu zaman duyularımızla algıladığımız dünyanın var olduğu ve az çok bize göründüğü gibi olduğuna inanırız. Kuşkucular bu konudaki rehavetimize meydan okur. Onlara göre, duvarlar, masalar, sandalyeler, ayaklar ve Japon balığı gibi şeylerin gerçekten var olduklarına inanmamız için hiçbir neden yoktur. Bütün bunlar hayali olabilir. Kuşkucular, deneyim saydığımız şeyin bizi manipüle eden biri tarafından yaratılmış olabileceği düşüncesini savunur: Farkında olmasak bile, oldukça gelişmiş bir sanal gerçeklik makinesine bağlanmış olabiliriz. Kilit nokta şudur: Kuşkucu için, şeylerin göründükleri gibi olmadıklarına değil, olduklarına inanmak için hiçbir neden yoktur.
Ağaçların, evlerin, kedilerin, köpeklerin, dağların ve arabaların bulunduğu bir dünyada yaşadığınıza inanmanız için hiçbir neden yoktur. Etrafınızın başka insanlarca kuşatıldığına inanmanız için de hiçbir neden yoktur.
Bulanıklık, yetersizliğin sığınağıdır.
Güneşte oturun. Güneş, bulutun arkasına geçer. Saate bakın. Saniye ibresinin, kadrandaki küçük işaretleri her zaman göstermediğine dikkat edin. Gerçi bazen gösterir. Sonra bazen göstermez. Neden? Yaşamın bu kadar hızlı kayıp gitmesi karşısında telaşlanın. İşe koyulun.
Felsefenin değeri aslında büyük ölçüde belirsizliğinde aranmalıdır. Felsefeden bi haber olan insan sağduyudan, çağının ya da ulusunun alışkanlık haline gelmiş inançlarından ve ölçülü bir aklın onayı ya da işbirliği olmadan kafasından gelişen kanılardan türeyen önyargılara hapsolmuş bir yaşam sürer. Böyle bir kişi için dünya belirlidir, sonludur, alenidir; bilinen nesneler hiçbir sorun uyandırmaz ve alışılmadık olanaklar kibirle reddedilir. Ama felsefe yapmaya başlar başlamaz pek çok gündelik şeyin ancak eksik yanıtlar verilebilen sorunlara yol açtığını görürüz. Felsefe, neden olduğu kuşkulara doğru yanıtın ne olduğunu kesin bir biçimde anlatamamasına rağmen, düşüncelerimizi genişleten ve geleneğin zorbalığından kurtaran birçok olanak gösterebilir. Bu yüzden, şeylerin ne olduğuyla ilgili kesinlik duygunuzu azaltırken, ne olabilecekleri konusunda bilgimizi büyük ölçüde artırır; özgürleştirici kuşku bölgesine hiç gitmeyenlerin kibirli dogmatizmini giderir ve bildik şeyleri bilinmedik yanlarıyla göstererek merak duygunuzu canlı tutar.
Felsefe bazen soruların sorulduğu ancak hiçbir zaman yanıtlara varılamayan bir faaliyet olarak nitelenir. Bu, bazı bakımlardan yanıltıcıdır. Felsefede ilerleme vardır, özellikle yanlış sorular sorduğumuzu fark ettiğimiz zaman.
Pek çoğumuz çok dar bir ilgi alanı içinde yaşarız. Ev kredisini nasıl ödeyeceğimizi, yeni bir araba alıp almayacağımızı, akşama ne pişireceğimizi dert ederiz. Felsefi olarak düşünmeye başladığımız zaman, bir adım geri atıp daha geniş resme bakarız. Daha önce doğruluğundan şüphe etmediğimiz şeyi incelemeye başlarız.
Hiç geri adım atmamış olanların – hiç incelenmemiş hayat yaşayanların -yalnızca sığ olmakla kalmayıp, potansiyel olarak tehlikeli olduklarına da inanıyorum. Yirminci yüzyılın verdiği büyük ders şudur: Ne kadar uygarlaşmış olursa olsun insanlar ahlaki koyun olma eğilimindedir. Etrafımızdakilerin sunduğu ahlaki öncüyü sorgusuz izlemeye tehlikeli ölçüde yatkınız.
genel kabul gören kanı biricik doğru değil, doğruluğun bütünü olsa bile; güçlü bir biçimde ve titizlikle karşı çıkılmaya maruz kalmadıkça ve fiilen karşı çıkılmadıkça, o kanıyı kabul edenlerin büyük çoğunluğu tarafından, rasyonel gerekçelerini fazla idrak etmeden ya da duyumsamadan bir önyargı tarzında savunulacaktır. Üstelik bizzat öğretinin anlamı, kaybolma ya da zayıflama, karakter ve davranış üzerindeki yaşamsal etkisinden yoksun kalma tehlikesi içinde olacaktır: tamamen etkisiz, gerçek ve yürekten hissedilen bir kanaatin akıldan ya da kişisel deneyimden güç alıp gelişmesini önleyen, yük olan, salt biçimde itikat haline gelen dogma.
Vücut için egzersiz ne ise beyin için de okuma odur.
Yazdıklarımın başka insanları düşünme zahmetinden kurtarmasını istemem. Ama olanaklıysa birisini kendisine ait düşüncelere teşvik etsin.
Felsefe kitabı ya da makalesi okumak olguları oburcasına yutar gibi almak değildir. Oldukça bulanık görünen düşüncelerle boğuşmaktır.
İyi kitaplar okumak, geçmiş yüzyılların en ünlü beyinleri ile sohbet etmeye, hatta bu yazarların en iyi düşüncelerini bize açtıkları bir sohbete benzer.
İyi kitaplar okumak, geçmiş yüzyılların en ünlü beyinleriyle sohbet etmeye, hatta bu yazarların en iyi düşüncelerini bize açtıkları bir sohbete benzer.
Felsefe bir gösteri sporu değildir
“Bazı insanlar düşünmektense ölmeyi tercih eder. Aslında ölürler de.”
Felsefe okumak yalnızca başka insanların düşündüklerini öğrenme meselesi değil , aynı zamanda filozof olarak düşünmeyi öğrenmektir de.
Bir yazardan çalarsanız, bu intihaldir; birçok yazardan çalarsanız, araştırmadır.
-Wilson Mizner
Gözlerini öğretmene dikmiş, kulaklarını sonuna kadar açmış, dikkatli olmak isteyen dikkatli öğrenci, dikkatli rolünü oynarken kendisini o kadar tüketir ki, sonunda hiçbir şey işitemez olur.
-Jean-Paul Sartre, Varlık ve Hiçlik
Yazdıklarımın başka insanları düşünme zahmetinden kurtarmasını istemem. Ama olanaklıysa, birisini kendine ait düşüncelere teşvik etsin.
-Ludwig Wittgenstein
Vücut için egzersiz ne ise zihin için de okuma odur.
-Richard Steele
Bazı insanlar düşünmektense ölmeyi tercih eder. Aslında ölürler de.
-Bertrand Russell
Gözlerini öğretmene dikmiş,kulaklarını sonuna kadar açmış,dikkatli olmak isteyen öğrenci,dikkatli rolünü oynarken kendisini o kadar tüketir ki,sonunda hiç bir şey işitemez olur.
Okumak bir faaliyettir.Yalnızca başka birinin düşüncelerini anlamakla yetinmeyip,okuduklarınız hakkında da düşünmeniz ve onları sorgulamanız gerekmektedir.
Bazen en basit sorular, sorulması gereken en önemli sorulardır.
Gözlerini öğretmene dikmiş, kulaklarını sonuna kadar açmış, dikkatli olmak isteyen dikkatli öğrenci, dikkatli rolünü oynarken kendisini o kadar tüketir ki, sonunda hiçbir şey işitemez olur.

Jean-Paul Sartre, Varlık ve Hiçlik

Bazı insanlar düşünmektense ölmeyi tercih eder. Aslında ölüler de.

Bertrand Russell

“Okumayı pasif sanmak bir yanılgıdır. Okumak bir faaliyettir.”
Pek çoğumuz çok dar bir ilgi alanı içinde yaşarız. Ev kredisini nasıl ödeyeceğimizi, yeni araba alıp alamayacağımızı, akşam ne pişireceğimizi dert ederiz. Felsefi olarak düşünmeye başladığımız zaman, bir adım geri atıp daha geniş resme bakarız.
Hiç geri adım atmamış olanların -hiç incelenmemiş hayat yaşayanların- yalnızca sığ olmakla kalmayıp, potansiyel olarak tehlikeli oldukların da inanıyorum. Ne kadar “uygarlaşmış” olursa olsun insanlar ahlaki koyun olma eğilimindedir. Etrafımızdakilerin sunduğu ahlaki ölçüyü sorgusuz izlemeye tehlikeli ölçüde yatkınız. Nazi Almanya’sından Ruanda’ya, körü körüne akıntıyla birlikte giden insanlar görürsünüz.

Stephan Law

Bu kitap bilinçli olarak kısadır; çünkü felsefe becerilerinizi geliştirmenizin en iyi yolu, bu becerilerin pratiğiyle ilgili yazılar okumak yerine daha çok pratik yapmaktır. Felsefe zorlu bir konu olabilir ama bir faaliyet olarak yaklaşıldığında, keyifli de olabilir
Güneşte oturun. Güneş, bulutun arkasına geçer. Saate bakın. Saniye ibresinin kadrandaki küçük işaretleri her zaman göstermediğine dikkat edin. Gerçi bazen gösterir. Sonra bazen göstermez. Neden? Yaşamın bu kadar hızlı kayıp gitmesi karşısında telaşlanın. İşe koyulun.
Nicholason Baker 
Keman çalan ya da geçmişin büyük icracıları hakkında konuşan birini dinleyerek keman çalmayı öğrenemezsiniz. Kemanı elinize alıp teoriyi ve dinlemeyi kendi müziğinize çevirmeyi öğrenmelisiniz.
Yazmak bir tür düşünmektir.
Yirminci yüzyılın verdiği büyük ders şudur: Ne kadar uygarlaşmış olursa olsun insanlar ahlaki koyun olma eğilimindedir.
Vücut için egzersiz ne ise zihin için de okuma odur.
Okumak bazen düşünceden kaçmanın maharetli bir yoludur.
Sir Arthur Helps
İyi kitaplar okumak, geçmiş yüzyılların en ünlü beyinleri ile sohbet etmeye, hatta bu yazarların en iyi düşüncelerini bize açtıkları bir sohbete benzer.
Rene Descartes
İyi kitaplar okumak, geçmiş yüzyılların en ünlü beyinleriyle sohbet etmeye hatta bu yazarların en iyi düşüncelerini bize açtıkları bir sohbete benzer.
-René Descartes,
Yöntem üzerine konuşma
Felsefe öğrenenler, felsefeyi diğer bütün derslerin üstünde, kendilerine eleştirel düşünme gücü veren bir konu olarak tarif ederler. Başkalarının görüşlerini sorgusuz kabul etmezler. Bu görüşleri desteklemek için gösterilen nedenleri öğrenmek, soruşturmak ve belki meydan okumak isterler. Düşüncelerin farkındadırlar. Oldukça soyut ve zor konularla ilgilenirken bile, varılan bir sonucu destekleyen argümanları derleyip toparlamaya öğrendikleri için, gerçek güçle yazarlar.
Felsefe okuyorsanız, yaşamınızın geri kalan kısmında düşüncenizi renklendirmesi olasıdır.
Felsefe okumak yalnızca başka insanların düşündüklerini öğrenme meselesi değil, aynı zamanda filozof olarak düşünmeyi öğrenmektir de. Felsefe okumak, gerçek anlamda, bir filozof olma sürecidir.
“Bir düşünür olarak tükenmek çok kolaydır; tükenmenin en keskin yollarından biri gevşeyip pasif bir yola girmek, başka insanların söylediklerini ezberleyip ortaya dökmek, gerçekten düşünmeden konuşmak ve yazmaktır. Bazıları bu durumun üstüne asla çıkmaz. Ama bir kez aktif olmayı öğrenip düşüncenizle ve yazdıklarınızla meşgul olunca, bunu yaşamınızın bir çok yanına uygulayacaksınız. “
Bazı insanlar düşünmektense ölmeyi tercih eder. Aslında ölürler de.
Konuyu ima etmeyin açıklayın.
Yirminci yüzyılın verdiği büyük ders şudur: Ne kadar ” uygarlaşmış ” olursa olsun insanlar ahlaki koyun olma eğilimindedir.
Stephen Law, The Philosophy Gym

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir