İçeriğe geç

Fay Kırığı – 1: Mehmet Kitap Alıntıları – Mehmet Eroğlu

Mehmet Eroğlu kitaplarından Fay Kırığı – 1: Mehmet kitap alıntıları sizlerle…

Fay Kırığı – 1: Mehmet Kitap Alıntıları

Bir kadınla tanıştım. Benimle açık açık eğlendi. Öfkelendim. Ağzıma geleni söylemeliydim ona. Ama olmadı; hayatı boyunca hep amaçladığından daha azını söyleyebilmiş birisi olarak, sustum Prof, omuzlarını silkti. Dert etme, yapabileceğin bir şey yoktu. Çünkü ezikliğimiz çocukluğumuzdan gelir. Ya yoksuldun ya da annen eli sopalı birisiydi. Her iki durumda da kabahat sende değil.
Sizce güvercinler neden barışın simgesidir? B*k*n içinde yemek arayacak kadar iyimser bir tür olduklarından mı?
Sizce güvercinler neden barışın simgesidir? Bokun içinde yemek arayacak kadar iyimser bir tür olduklarından mı?
Her aşk, bir başkası olma sözüdür.
Farklılık ve zıtlıktan korkanlar okur olurlar,korkmayanlar ise roman kahramanı
En yorgun, en cılız nehir bile sonunda denize kavuşur.
Kadın aşık olunca hazinesini paylaşacak dost arar. Erkekse zaferini duyuracak arkadaş.
İnsanın başı gençken ruhuyla, yaşlandığındaysa bedeniyle derde girer.
Acı çekmek yararsız bir alışkanlık ama yine de bu alışkanlığı inatla sürdürürüz.
İnsan her karar verişinde kumar oynar.
Çünkü hayat, anılarımızdan çok hayallerimizde gizlidir. Hayallerse geleceğe aittir
Heykel, insanlığın geçmişidir.
Resimse hep bir dönemindir.
Gizem yaratıcılığın tohumudur.
Genellikle öğle yemeğinden sonra, güneye doğru alçalan güneşin Boğaz’ı renkten renge bürünen tembel bir bukalemuna çevirdiği saatlerde, Yeniköy İskelesi’nde ona karşıki kıyıdan Emine’yi getirecek gizemli vapurları gözlerken her seferinde aynı şeyi düşünüyordu.

‘Onu beklemek, hayatımın en zevkli işi; bunun için, bu an için yaratıldım ben ‘

İnsanları anlamak ne zor! Acı çekmek yararsız bir alışkanlık ama yine de bu alışkanlığı inatla sürdürürüz.
İnsanın başı gençken ruhuyla, yaşlandığındaysa bedeniyle derde girer. Genetik yazgımız bu bizim.
Biliyor musun sorun galiba tembelliğim. Hep tembeldim; kendimi hiç tanımaya çalışmadım.

Prof hafif bir çığlık attı. Kendini tanımak ha? Yine gülecekti ama dudaklarını ayıracak gücü kalmamıştı. Hayal dediysem bu kadar uçuğunu kastetmedim. Bu sevdadan vazgeç! İnsanın sürekli aldattığı ve hiç tanımadığı kişi ta kendisidir; insan, kendinden başka her şeyi keşfedebilir.

Çok yalnızım.

Prof gülümsedi. Tebessümü cansızdı, daha dudaklarına yayılmadan solup belirsizleşiyordu. Anlaşılan yorgunluğunu gülümsemesiyle gizlemeyi öğrenmişti. Aldırma! Bu hepimizin ortak yazgısı: İnsansan, hep yalnızsındır.

‘Seçim yapıp karar vermek! Hayat budur,’ derdi bir arkadaşım.

Siz hep doğru kararlar mı verdiniz? Hiç kararsızlık çekmediniz mi?

Sesi sır veriyormuş gibi kısıktı. Hayır, önemli kararlarımın çoğunda yanıldım. Kadının gözleri parlayınca ekledi. Ama bu beni yeni kararlar vermekten hiç alıkoymadı.

İnsan her karar verişinde kumar oynar
Her aşk bir başkası olma sözüdür.
Kadın aşık olunca hazinesini paylaşacak dost arar. Erkekse zaferini duyuracak arkadaş.
“Sizce kadın modasında bir tasarımcının görevi nedir Mehmet Bey?”
“Bizim sektörde tasarımcının görevi,kadını edepli bir biçimde çıplak bırakmaktır .”
Ve tembelliğe gelince iki türü vardır: yoksul tembelliği,zengin tembelliği. Yoksulunki miskinlik ve can sıkıntısı, zengininkiyse kibir ve haz üretir. Sanat da haz için üretilen bir seyirliktir.
“Sizce kadın modasında bir tasarımcının görevi nedir Mehmet Bey?”
“Bizim sektörde tasarımcının görevi,kadını edepli bir biçimde çıplak bırakmaktır .”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir