Tayfun Er kitaplarından Erguvaniler kitap alıntıları sizlerle…
Erguvaniler Kitap Alıntıları
Hipermarketlerde, otogarlarda satılan kitapların yazarı, naylon şöhret Reklamcı Tuna Kiremitçi’yi hangi mekanizmalar şöhret yapmıştır? Bu işleri tesadüf mü sanıyorsunuz yoksa
1 – Aileden gelen güç
2- Evlilikle kazanılan güç
3- Okul
4- İş ortaklığı
5- Masonluk
Skolastik de işte budur. Skolastik düşünce, varolan durumu değil, olması gerekeni söyleyerek, pozitif bilgiyi değil normatif bilgiyi öne çıkarır. İnsanlar da bu durumda yaşadıkları dünyadaki olayların, sosyal ilişkilerin, çelişkilerin nasıl olduğuna dair yeni şeyler söylemiyordu.
isimli ikiz kardeşler doğar. Melda Hanım, Kemal Tahir Vakfı’nın başkanlığını yapıyordu. Refik Erduran’ın ilk eşi
olan Melda Kalyoncu’nun teyzesinin oğlu, yani annesi Cavide Hanım’ın kız kardeşi olan Macide Hanım’ın oğlu ise
Orgeneral Turgut Sunalp’tir. Kore’ de rütbelerinin tutmamasına rağmen Turgut Sunalp ve Refik Erduran’ın aynı çadırlarda
kalmalarının nedeni budur. O esnada Refik Erduran, Melda Hanım’la evlidir ve eşinin teyzesinin oğluyla aynı çadırda kalmaktadır. Refik Erduran, Kore’ye gönüllü olarak gitmiş.
Turgut Sunalp’in babası defterdarmış. 12 Eylül’ün kurdurduğu Milliyetçi Demokrasi Partisi’nin başına geçen Sunalp, devrimci kadınlara cop sokulması için elimizde taş gibi askerler var, niye cop sokulsun diyebilmiş birisidir.
som altın bir tepside
arkadaşının
kanlı, kesik başını
bu adamın ayaklarında
dolaşıyor korku
gölgesi gibi
karanlık bir su gibi yaşıyor
bu adam
güneş batınca her akşam
kaldırımlarda karısının donunu sürüyerek
parmaklarının ucuna basıp
yürüyerek size doğru yaklaşan odur
siz tanıyın onu
kalbinin boynunda sallanarak
seslenen
mel’un çıngırağından
ve bilin ki onun
döküyor parça parça
cüzzam illeti
ruhunun etini
bu adam bugün açtır
açtır ama
kaybetti bu adamda
kudretli ve büyük açlık bile
kutsiyetini
a dostlar, bu adam
güneş batınca bir akşam
sattı arkadaşını
sattı altın bir tepside
arkadaşının
kanlı, kesik başını
Bu şiir, Vedat Nedim Tör için Nazım Hikmet tarafından yazılmıştır. Vedat Nedim, TKP Genel Sekreteri olduğu
1925’te polise gidip bütün partiyi teslim eden adamdır. Masondur, Selamet Locası’na mensuptur. Bu ihbarı sonrası ödüllendirilir. Radyo Müdürü, Kültür Müdürü ve Matbuat Umum Müdürü (Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürü) yapılır. Devletten ayrıldıktan sonra Kazım Taşkent’in yani Yapı
Kredi’nin elemanı olmuş. Doğan Kardeş’i çıkaranlardandır.
saatlerin geç vakitte ileri/geri alınmasına kızıp Neden 24:00’te yapmıyorsunuz, bekleyip uykusuz kalıyoruz diyen –
şaka değil gerçek- eleştiri yazısıyla tarihe(!) geçen mümtaz bir
şahsiyettir.
denecek kadar nefret edilen birisi. Ancak asıl en büyük etkisi Tepedelenli Ali Paşa’yla yakın ilişkisi sonucu Mora Ayaklanması’nda oynadığı roldür. Tepedelenli kimdir? Kemal Derviş’in büyük dedesidir.
TKP’yi kuran kişi.
Modernleşmenin siyasal ve ideolojik alanda ilk sistematik uygulamalarına baktığımızda Tanzimat’la karşılaşırız.
Mustafa Reşit Paşa’nın şahsında, pozitivizm ile modernleşme arasında bire bir örtüşme görüyoruz; bu da modernleşmenin doğası gereği hele de ithal olunca doğal. Modernleştiriciler
aynı zamanda, ilk pozitivistler olarak da karşımıza çıkıyor. Pozitivizmin kurumsal olarak baş tacı edildiği, yeni din olarak hayata sokulduğu oluşum ise zincirin ikinci halkası dediğimiz İttihat ve Terakki olmuştur. A. Comte tarafından vazedilen ordre et progres yani Nizam ve Terakki, İttihat ve Terakki için önerilen ilk isimlerdendir; nizam sözcüğü yerine
dönemin şiarı olan ittihat sözcüğü seçilmiştir.
bir toplumsal karmaşa yaşanıyordu. Platon da Atina’yı bu çöküşten kurtarmak için çözüm arayışları içindeydi.
Toplumun çözülmesine karşı bir model arayışı içinde olan Platon’un en önemli çıkış noktası iş bölümüdür. İş bölümüyle herkesin yeteneklerine, ruhuna, kişiliğine uygun olan işlerde görev almasıyla, ahlaksal ve ekonomik bir üstünlük
sağlanacağını söyler. İş bölümü sonucunda, bireylerin birbirlerine olan ihtiyaçları ve yükümlükleri artar, böylece toplumsal temeller sağlamlaşır. Bu dayanışma aynen Durkheim’da da
vardır. Durkheim, toplumsal dayanışma modeli olarak bu tarza organik dayanışma der.
1- Mülkiye, Tanzimat sonrası bürokrasinin önce oluşturulması ve sonra da güçlenmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Küçük rütbedekilere mülkiye memuru, büyük rütbedekilere ise rical-i mülkiye deniyor. Mülkiyenin en üst noktası vezir olmaktır. Normalde halk gibi giyinirler, tören kıyafetleri ise farklıdır.
2- İlmiye; din işleri, adalet ve eğitim mensuplarıdır. Üst düzey hariç, sarık takıyorlar, cüppe ve şalvar giyiyorlar.
3- Seyfiye, askerlerin yer aldığı grup. Seyf, Arapça kılıç demek.
Çok Uluslu Şirketler (ÇUŞ) dünya sanayi üretiminin yaklaşık % 80’ini gerçekleştiriyor. Burjuvazi adına
küreselleşme denen, sermayenin uluslararasılaşması nedeniyle geçmişte bağımsızlığını desteklediği ülkelerin
şimdi de çözülmesini, ulus-devletlerin bitmesini istiyor.
Çünkü bu devletlerin işleyişi uluslararası kapitalizmi, emperyalizmi olumsuz etkileyebiliyor. Bu bağımsızlıklar da,
IMF, Dünya Bankası aracılığıyla pratikte yok ediliyor.
Türkiye, artık bayrak bağımsızlığı olan bir ülkedir sadece.
de bu yöndeydi. Milliyetçilikte bir patlama oldu ve pek çok devlet ortaya çıktı ve bu devletlerin hemen hepsi de eski sömürgelerdi. Görünüşte bağımsız, özünde bayrak bağımsızlığından ibaret devletler başta olmak üzere, Türkiye de dahil olmak üzere bir ekonomik model dayattılar: Devlet egemenliğinde, müdahaleciliğinde bir kalkınma. Bunu yaparken de elbette, batıya yetişmek için� Batı’yı taklit etmek gerekir dediler. Oysa kapitalizm, Batı’nın kendi iç dinamiğiyle, a priori olarak ortaya çıkan bir sistemdi. Diğer ülkelerde ise a posteriori olarak sunulan bir model vardı ve bu modele uymak da zorunluydu. Bu ülkelerin biçimsel bağımsızlığı, Batı’nın fayda/masraf analizi sonucu karar verilmiş, bir yeni ve içsel sömürgecilik biçimiydi. Oysa o ülkeler zengin olduğu için diğer ülkeler fakirdi zaten. Bir de yalan uydurdular kalkınma dediler adına.
bürokrasiye devrettiği rejimin adıdır. Marx ve Engels’in 19. yüzyıl ortalarında Fransa’daki rejim hakkındaki tanımlarıdır.
Asker, sivil bürokrasi ve küçük burjuva aydınlar ittifakı, burjuvazi adına ama burjuvaziye iktidarı tam olarak teslim etmeden erki elinde tutar.
görmeliyiz. Görünenle yetinen bilim olamaz. O zaman bilime gerek kalmazdı.
Marx, devrimi doğuma benzettiği için, bazıları bir analojiyle, çocuğun ters geldiği (devrimin ileri sanayi ülkesinde değil geri bir ülkede olması) için işlerin ters gittiğini söylemektedir. Bu metafizik bir açıklamadır. Marksizm hala çok değerlidir, gereklidir; ama onu 19. Yüzyıl’daki haliyle dondurmak, dogmatizmdir ve Marksizme en büyük kötülüktür.
budur: Bilgiden uzak dur!
Daha modern cemaat (cemaat ve modernlik birlikte garip kavramlar oldu, ama durum böylesine paradoksaldır)
üyeleri için bilgi yasak değildir, ancak bilginin muhakeme edilmesi istenmez. İnanca aykırı şeylere zinhar inanmamak
gerektiği vazedilir. Bu durum şeyhin postuyla ilgili sıkıntılar yaratabilir. Bu sadece şeyhlerin değil, müritlerin de işine
gelir.
gelmeyi de zorunlu kılıyor. Düşünmenin varacağı yer genel olarak özgürleşmektir. Özgürleşmek, birey olarak, üstüne
düşen sorumlulukları da almayı getirir. Sonu olumsuz biten her bir katılım, karar ya da süreç sonrası, bu eğer gerçekten
bireyin kararıysa ve gerçekten kendi düşüncesi sonucu bir şeye girdiyse, sonuçtan da kendisi sorumludur. Oysa bir
başkasına emanet edilen akıl sonrası, sadece ona kızıp rahatlamak çok kolay bir kaçış mekanizması. Bu bireyin iç
dünyasına, düşünceye ket vurmasıdır.
bağımsızlığını kazandı. Bu savaşta İngiltere’nin elinden Amerika’yı koparmaya çalışan Fransa ise bu savaş nedeniyle yaptığı harcamaların sonucu girdiği darboğazı 1789 Devrimi
ile ödedi.
Binark’ın eşidir. Mason Hikmet Binark, Necmettin Erbakan’ı akademik kariyere alan ve yetiştiren kişidir. Hikmet Binark,
mezun olduğu Feyziye Mektepleri Vakfı’nın 1973 ve 1987-1989 yıllarındaki yöneticisidir. Kardeşi İsmet Binark
Devlet Arşivleri Genel Müdürü’ydü. Türkçü İsmet Bey, Türk Ocakları’nın da yöneticisidir.
içmesiyle de hatırlanıyor. Bugün Adana’da Şakir Paşa Tren İstasyonu onun ismini taşıyor, çünkü Şakir Paşa Adana Valisi’yken tren evinin önüne gelince imdat kolunu çekip iniveriyor. Eh koca vali, imdat kolunu her gün çekmesin diye herhalde, evinin önüne bir istasyon yapıvermişler
paraya pula bakmadan konser verirdi. Samimiydi. 70’li yılların sonuna doğru Hey Dergisi’nde Artık Sadece Devrimci Müzik Yapacağım diye bir açıklaması vardı. Fransa’ da okutulan Timur Selçuk’un, Ayşegül (Betil) Hanım’ dan doğan Avusturya ve ABD’de okuttuğu kızı Hazal da babasıyla birlikte Eurovision Şarkı Yarışması’na katılmıştı. Diğer kızı
Mercan ise balerindir. Kardeşi Selim de aile geleneğinden giderek müzisyen olmuş_ Şarkıcı (Ayşe) Nükhet Ruacan’la
evliydi. Bu çiftin çocuklarının ismi ise Roksan yani Hiram Abas’ın annesiyle adaş.
Hipermarketlerde, otogarlarda satılan kitapların yazarı, naylon şöhret Reklamcı Tuna Kiremitçi’yi hangi mekanizmalar
şöhret yapmıştır? Bu işleri tesadüf mü sanıyorsunuz yoksa?
Ercan Arıklı daha sonra Malik Yolaç’ın kızıyla evlenir. Eski Akşam’ın sahibi olan Malik Yolaç, mason ve çok zengin bir armatördü. İş Bankası’ndan aldığı kredi karşılığı, bir günde DP aleyhtarlığından en büyük destekleyicisi haline
gelmiştir. Sonra bakan da olmuştur.
Bankası Yönetim Kurulu Üyesi, Priştineli (Halit) Razi Trak, Ali Şen’i FB Başkanı yapan da kişidir.
Çilingiroğlu sigortacıymış
Süleyman Kaya Çilingiroğlu, Azmi Ersoy adlı bir kişinin polise verdiği istihbarat nedeniyle gözaltına alındı. Kokain kullandığı suçlamasını Emniyet’teki sorgusunda kabul etmeyen Kaya Çilingiroğlu, mesleğinin sigortacılık olduğunu söylüyor. Uyuşturucu kullanmadığını ancak uyuşturucu satıcısı Azmi Ersoy’u gıyaben tanıdığını belirtiyor.
(Akşam, 16.02.2004)
Kardeşi Tarık Ersoy da Cumhuriyet muhabiridir.
Dayı Mehmet Seha Cezzar’ın babası Hüsnü Cezzar ve eşi Leyla Cezzar Selaniklidir ve Bülbülderesi Mezarlığı’na gömülmüştür. Hüsnü-Leyla Cezzar çiftinin çocuklarından Şerife Rikkat Hanım, İsmail Cem’in annesidir. Abdi İpekçi, İsmail Cem’in kuzeni olur. Mehmet Seha Cezzar’ın eşi Fatma Hanım Şamlı Ailesi’ne mensuptur. Fatma Hanım’ın kız
kardeşi Afet Hanım ise Operacı Leyla Gencer’in kaymvalidesidir.
Mehmet Seha Cezzar’ın kızkardeşi Aliye Şehnaz Cezzar, Cumhuriyet’in köşe yazarı merhum Ergun Balcı’nın annesidir. İsmail Cem’in kuzeni İnci İpekçi de Yazar Erdal Öz’ün kayınvalidesidir. Hayatı boyunca sadece Cumhuriyet’te çizen merhum Karikatürist Ali Ulvi de İsmail Cem’in ablasıyla evliydi. Cumhuriyet’re dış politika yazan merhum İbrahim Çamlı, İsmail Cem’in kuzenidir; Aşiyan’a gömüldü.
İbrahim Çamlı daha önce Kazım Taşkent’in sahibi olduğu Hayat’ta çalışıyordu.
İnci İpekçi aynı zamanda Güher ve Süheyl Fansa’yla kardeş çocuğudur. Cemil İpekçi ve Özdemir Erdoğan da bu ailelerin akla getirdiği diğer isimler. Engin Cezzar’ın babası Feyziye Mektepleri Vakfı ”nın ilk kurucularındandır.
Hatırla sevgili o mesut geceyi
Bana sen öğrettin, bu aşkı sevdayı
Çamlıca yolunda verdiğin buseyi
Ne çabuk unuttun beni sen hercai
Beni mecnun ettin sende olasın
Aşkımı inkar edersen Allah’tan bulasın
Muhlis Sabahattin, Abdülaziz’in Baş Mabeyincisi Hurşit Bey’in oğludur.
Eski okuyucular hatırlar; darbeler sonrası bu bakanları nereden bulurlar diye merak edip, kimlerin bulunmaz Hint kumaşı olarak bakan seçildiklerini araştırmıştık. İsviçre’de okumuş. 12 Mart’ta bakan yapılıyor, sonra Korutürk döneminde Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Evren’le birlikte yeniden Bakan sonra Evren Cumhurbaşkanı olunca yine
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri. Kalifoniya’da okuyan oğlu Kemal ise İlkay Kutlu’yla evlenir. İlkay Kutlu’nun, annesi Ayla Kutlu, ilk eşinin ölümünden sonra Cumhur Asparuk’la evlendi. Cumhur Asparuk yani eski Hava Kuvvetleri
Komutanı ve devleti yöneten MGK’nin Genel Sekreteri.
ve İsmail Cem’le birlikte triumvira olarak toplantılara katıldı. Demirel’in adamıydı, basın alladı süsledi, büyük destek verdi; ama bu kez olmadı. Mehmet Ali Bayar operasyonu tutmadı. Babası Nuri Bayar, AP’ den bakanlık yapmıştı. Dayısı da Menderes’in meclis başkanıydı. Bütün erguvani özellikleri tamdı, ama olmadı. Her zaman olmuyor; ama mutlaka
deniyorlar
1918’de Manisa’da İstihlas-ı Vatan Cemiyeti isimli partiyi kurmuştur. İstihlas, bir şeyin iyi olmasını istemek demek. Bu parti daha sonra İzmir’deki Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ne katılmış. Partinin diğer kurucusu Eczacı Rıza Bey ise Ferit (Eczacıbaşı) Bey’le birlikte 1923’te -Ertuğrul Özkök’ün bir
cemaat takımı olarak kurulduğunu açıkladığı- Altınordu’yu kuranlar arasındadır.
içgüvey olarak evleniyor. Ondan da boşanıyor ve sürüklenmeye başlıyor. Kimliği, yaşadığı toplum, düşünceleri hep
çatışma içindedir.
Parasız kaldığı yıllarda Yakup Kadri (Karaosmanoğlu) ve Falih Rıfkı (Atay) tarafından İsmet Paşa’ya başvurulmuş ve maaş bağlatılmıştır.
Mehmet Rauf’u anlamak için, hayatından, kişiliğinden haberdar olmak için de bir rehberdir. Eylül’de birbirlerini severek evlenen Suat ve Süreyya, ekonomik zorluklar nedeniyle Süreyya’nın babasının yanında yaşamak zorunda kalırlar.
Küçük bir memur çocuğu olan Mehmet Rauf da Tevfik Fikret’in halasının kızı Ayşe Sermet’le evlendikten sonra Tevfik
Fikret’le Rumelihisarı’ndaki yalıda birlikte oturur. Mutasarrıf Hüseyin Efendi’nin oğlu Tevfik Fikret de dayısı olan Trabzon Valisi Mustafa Bey’in kızıyla evlenerek büyüdüğü eve iç güveyi olmuştur.
okuttuğu 102 yaşında ölen Salih Keramet Nigar, Abdülmecit’in Katibi ve Genel Vekili’dir. Salih Keramet ağabeyleri
gibi Galatasaray’da okumuş. Tevfik Fikret lisenin müdürüyken Salih Keramet’i müdür yardımcısı yapmış. Nazım Hikmet’in de öğretmeni olmuş. Tevfik Fikret’in görevden alınması üzerine Salih Keramet de protesto amacıyla görevini bırakıyor. Salih Keramet’in Tevfik Fikret üzerine yazılmış kitapları var.
Bülent Ecevit, Robert Kolej’ de okurken yatakhanede değil kendisini çok seven Feridun Nigar’ın evinde -sembolik
bir paraya- kalıyor
ve cesedinin çöp bidonunda bulunduğu trajedisiyle de yüzleşmeniz gerekir. İkisi de yanlıştır.
Haluk yüzünden Tevfik Fikret’e saldıranlar bu bilgiden büyük oranda haberdar değildir ya da görmemezlikten
gelirler. Cevdet Paşa’nın muhafazakar olduğu iddiası tarihin en ciddi yalanlarından, dezenformasyonlarından birisidir.
‘Gizli Yüz de ne anlatmak istediği de hasidizmde gizli. Hasidizm 18. Yüzyılda ortaya çıkan bir akım. Luria Kabalası’na
dayanıyor. Devekut kavramını merkeze alıyor. Devekut, Tanrı ile birlikte olmak. demek. Çok sofu ve tutucu bir Yahudi inancı özetle.
kavramının çok özel bir önemi vardır ve onlar, mason kardeşlerini masonik ziyaya ulaştırmayı amaçlarlar. Masonik ziya ebedi ziyadır yani ölümsüz, kalıcı bir ışıktır ve bir mason ebedi ziya ile nurlanır. Masonlann (Hür ve Kabul Edilmiş Masonların) İstanbul’daki binası da Nur-u Ziya Sokak’tadır. Yani bu sokağa
kendi öğretilerinin ana kavramını isim olarak verdirmişlerdir.
Mistik genel olarak, zahiri değil batıni olanlardan anlamlar çıkanr ve Tanrı’yı böyle kavrar. ona böyle ulaşmaya çalışır. Bu ulaşmada derece derece, hamlıktan pişkinliğe giderek, kemale ererek olur. Bu Kabalacı için, Adam Kadmon’a yani mükemmel insana ulaşmaktır. Simyanın
batıni anlamı olarak da bu aşamalar siyah, beyaz ve kırmızı renklerdir. Orhan Pamuk’un kitaplarının ismi buradan geliyor diye 2001 yılında açıklamıştık.
gizlice hat yazısıyla Muhammed ve Ali diye dört defa yazdırmasına ve bunun yüzyıllarca anlaşılamamasına
baktığımızda ll. Selim gerçekten Cihan Sahibi midir yoksa adına yapılan cami’nin içine inançlarını yansıtan bezemeleri
açıkça yaptıramayacak kadar Sünni/Hanefi ulemadan çekinen ve inançlarını bile ifade edemeyen birisi midir?
Sinan’ın kuşkusuz il. Selim’in bilgisi dahilinde, Selimiye Cami’inde ebced hesabıyla mimari oranlar kurması ve
bunu da gizli yapması ne kadar dramatiktir. Ali ismi ebced
hesabıyla 110, Allah da ebced hesabıyla 66 sayılarına karşılıktır. Selimiye’de kubbe yüksekliği Ali’nin 12 katı yani
12 #215;110’dur ve elbette bu 12 de Bektaşiliğin ünlü simgelerinden 12 imam’ı temsil etmektedir.
Gematria, bir kelimeyi oluşturan harflerin sayısal değerlerini toplamak demektir. Arapça ve İbranice, diğer bazı alfabelerde her harfin bir sayısal değeri vardır. İslami mistisizmde, tasavvufta gematria’nın karşılığı ebced hesabıdır. Bir kelimeyi sayıya çevirirsiniz. bu sayının da bir anlamı olur; böylece bir kelime açık anlamından çok daha farklı anlamlara
da gelir. Gematriası, ebcedi aynı olan kelimeler birbiri yerine de kullanılabilir. Bizde daha çok ebced hesabıyla tarih
düşürmekten bilinir. Ebced hesabında harflerin sayısal değerleri Arap Alfabesi’ndeki sıraya göre değil İbrani Alfabesi’ndeki sıraya göredir çünkü kaynağı da orasıdır.
geleceği açıktır ve bu yüzden David’in soyu yağla kutsanmıştır. Bu yağ da zeytinyağıdır ve zeytin ağacı David’in soyunun, ailesinin simgesidir. Osmanlı Bankası’nın simgesi bu yüzden zeytin ağacıdır. Kabalacılık, Masonluk, Bektaşilik ve Mevlevilik kısaca Batıni olan bütün bu yaklaşımlar arasında inanç, simge ve ritüel benzerlikleri vardır.
İktisat Buhranı sonrası zorunlu olarak benimsenmiştir. Cumhuriyet’in iktisadi bağımlılık politikası izlediğinin en iyi
örneği Chester Projesi’dir.
8 Nisan 1923’te Meclis tarafından onaylanan antlaşmaya göre Amerikan Chester Grubu, üç liman yapacak,
4440 kilometre demiryolu döşeyecekti. Bunun karşılığında ise demiryollarının yanındaki kırk kilometrelik şeritteki
bütün yeraltı zenginlikleri 99 yıllığına, vergi kolaylıkları hatta imtiyazları da sağlanan bu gruba geçecekti. Bu imtiyazlı ve iktisadi bağımlılığın açık göstergesi olan projeye İngilizler ve
Fransızlar Lozan’da taş koymuştu.
mühtedi, kadınsa mühtediye deniyor. Mesut Yılmaz’ın babaannesinin nüfus kağıdında ilk isim olarak Mühtediye yazmasının nedeni budur.
menkul dilcisi, Okan Bayülgen’in şov partneri, kadın ismiyle de köşe yazıları yazan Hakkı Devrim’in eşinin dedesidir.
Hakkı Devrim’in yazılarında sürekli övdüğü semti Yeşilköy’dür. Bu övgü, Hakkı Devrim’in de oturduğu, Ahmet İhsan Tokgöz’ün köşkünün bu semtte olmasından ileri gelir.
Babası Tapu Müdürü olan Hakkı Devrim’in oğlu da -armut dibine düşermiş misali- Berrin Cankat ismiyle Milliyet’te yazıyordu. Cankat , Hakkı Devrim’in oğlu Serdar Devrim’in annesinin kızlık soyadıdır. Bu baba-oğlun kadın
ismiyle dedikodu yazmalarının nedeni bizim ilmimizi aşar.
Serdar Devrim, Bülent Tanla’nın sahibi olduğu anket şirketinin müdürüydü. Hürriyet’te dış haberler müdürlüğü,
köşe yazarlığı gibi unvanları da var.
değerlerinden beslenen bir sanat yerleştirmek istiyorlar.
Yayın organları Servet-i Fünun’dur (Fenlerin Zenginliği). Önce doğa bilimleri alanında yayın yaptığı için bu isimle çıkıyor, sonra edebiyata dönüyor.
içinde gizler.
Ancak, unutulmamalıdır ki zorunluluk temel, tesadüf ise ikincildir. Zorunluluk içseldir, tesadüf ise dışsal
Erdem diye benimsenmesi mi fırsatsızlığın?