İçeriğe geç

Ensest Kitap Alıntıları – Marquis de Sade

Marquis de Sade kitaplarından Ensest kitap alıntıları sizlerle…

Ensest Kitap Alıntıları

yenildiniz sonsuza kadar lekelendiniz mahvoldunuz
Kusurun varlığından şüphelenirken dikkatli olun. Şüphelerimiz sıklıkla gurur ve kibirimizin eseridirler ve neredeyse daima ruhumuzun derinliklerinde meydana gelen gizli bir karşılaştırmanın ürünüdürler, öyle ki bize kendimizi üstün hissetme hakkı verdiğinden kötülüğü atfetmekte acele ederiz.
Eğer bu kitap ileri sürdüğünüz kadar kesin olsaydı insan değişmez bir vicdanla donatılmış olmaz mıydı? Dünyanın bir ucundan diğer ucuna insanın bütün eylemleri onun için aynı olmaz mıydı? Yine de durum gerçekten böyle midir? Fransızı korkutan şey karşısında Hotento titriyor mu? Ve Fransız Japonya’da cezalandırılabilecek şeyi her gün yapmıyor mu? Yo, hayır Monsieur, dünyada gerçek olan hiçbir şey yoktur, övgü ya da onay hak eden hiçbir şey, ödüllendirilmeye ya da cezalandırılmaya değer hiçbir şey, burada adaletsiz olup beş yüz fersah ötede tümüyle yasalara uygun hiçbir şey yoktur. Sözün kısası hiçbir suç gerçek değil, hiçbir iyilik sürekli değildir.
Ben bu şekilde yargılıyorum Beyefendi. Kişisel çıkar insanın tüm eylemlerinin lokomotifi, yaptığı her şeyin kaynağıdır. Onu her nerede meydana çıkarabilsem, gerçeklik meşalesi derhal ışık saçar.
aklımız bizi oyuna getirebilse de, vicdanımız bizi asla yanlış yola sürüklemez ”
“Peki bu yapay vicdanı istediğimizde yönlendirmiyor muyuz? Alışkanlık onu büker, bu bizim için parmaklarımızın istedikleri gibi şekillendirdikleri yumuşak balmumu gibidir.
Mutluluk idealdir, hayal gücünün oyunudur. Yalnızca görme ve hissetme biçimimize dayanan bir duygulanma biçimidir. İhtiyaçların tatmin edilmesi dışında tüm insanları eşit şekilde mutlu eden hiçbir şey yoktur. Birinin fevkalede canını sıkan bir şeyin bir başka insanı mutlu ettiğini görmediğimiz bir gün geçmez. Bu nedenle kesin ya da değişmez bir mutluluk yoktur ve bizim için mümkün olan tek mutluluk organlarımız ve ilkelerimizin yardımıyla oluşturduğumuz mutluluktur.
O kadınların iffetine inanmaya pek yatkın değildir. O iffetin kadınların gururlarının ya da yaradılışlarının bir sonucu olduğunu ve onların sadık kalmak için yaptıklarının bizim hoşumuza gitmek ya da bizi zincire vurmaktan çok kendilerini tatmin etmek için yaptıklarını savunuyor.
Doğa nasıl bir düşünceyle bunlar kadar yozlaşmış yürekler yaratır?..
ve günler onun için, hayran gözleriyle ona doya doya bakmak için yeterince uzun değildi
Okuyucu tasvir etmek zorunda olduğumuz korkunç suçun canavarca ayrıntıları için hoşgörülü görünsün, fakat biri bunları en ufak bir süsleme olmaksızın tüm çıplaklıklarıyla gözler önüne serme cesareti olmadıkça başkalarının bu tür sapkınlıklardan nefret etmelerini sağlamak mümkün müdür?
Kişisel çıkar insanın tüm eylemlerinin lokomotifi, yaptığı her şeyin kaynağıdır.
Gelin, dostum, ben insanların davranışlarını, hatalarını, kusurlarını ve içlerindeki her şeyi bilirim. Tüm hayvanların en kötüsü olan insan hayvanını istediğiniz herhangi bir durumun içine koyun ben de zorunlu olarak ortaya çıkacak her son sonucu tahmin edeyim
Suçun günahkârların ruhlarında meydana getirdiği yozlaşmaları anlamaktan uzaktılar: diğerlerinin üstünde belli bir etkisi olabilecek şey onları yalnızca hırçınlaştırır ve kötülük yapma gücünü bizzat iyilik kıssalarında bulurlar.
Güzelliğin egemenliği, kutsal sevgi hakları abes insani gelenekleri önemsemezler.
Kendi gözyaşlarıyla yıkanan, melankolinin sürekli kurbanı olan, güzel saçları umursamadan kaymaktaşı rengi bir gerdanın üstüne dağılmış, dudakları sevgiyle vefasız kızı ve despot kocasının portrelerine bastırılmış Madame de Franval Michelangelo’nun hüznün sancıları içinde betimlemeye alışkın olduğu o güzel bakirelerden birine benziyordu.
Kişisel çıkar insanın tüm eylemlerinin lokomotifi, yaptığı her şeyin kaynağıdır.
Dünyada gerçek olan hiçbir şey yoktur, övgü ya da onay hak eden hiçbir şey, ödüllendirilmeye ya da cezalandırılmaya değer hiçbir şey, burada adaletsiz olup beş yüz fersah ötede tümüyle yasalara uygun hiçbir şey yoktur. Sözün kısası hiçbir suç gerçek değil, hiçbir iyilik sürekli değildir.
Mutluluk idealdir, hayal gücünün oyunudur. Yalnızca görme ve hissetme biçimimize dayanan bir duygulanma biçimidir. İhtiyaçların tatmin edilmesi dışında tüm insanları eşit şekilde mutlu eden hiçbir şey yoktur. Birinin fevkalade canını sıkan bir şeyin bir başka insanı mutlu ettiğini görmediğimiz bir gün geçmez. Bu nedenle kesin ya da değişmez bir mutluluk yoktur ve bizim için mümkün olan tek mutluluk organlarımız ve ilkelerimizin yardımıyla oluşturduğumuz mutluluktur.
“Fakat siz insanların önyargılarının farkında değilsiniz ”
Güzelliğin egemenliği, kutsal sevgi hakları abes insani gelenekleri önemsemezler.
İnsanlar yalnızca ne yaptıklarını bilmediklerinde ya da artık ne yapacaklarını bilmediklerinde evlenirler.
– Yine de herkes evlenir.
+ Doğru, aptallar ve beceriksizler.
okuyucu tasvir etmek zorunda olduğumuz korkunç suçun canavarca ayrıntıları için hoşgörülü görünsün, fakat biri bunları en ufak bir süsleme olmaksızın tüm çıplaklıklarıyla gözler önüne serme cesareti olmadıkça başkalarının bu tür sapkınlıklardan nefret etmelerini sağlamak mümkün müdür?
Fakat siz insanların önyargılarının farkında değilsiniz ”
Dindarlık yaşın ilerlediği ya da sağlığın kötüye gittiği dönemlerde doğal bir zayıflıktır.
Ah! Ben yaşayan en sefil kadınım.
Mutluluk idealdir, hayal gücünün oyunudur. Yalnızca görme ve hissetme biçimimize dayanan bir duygulanma biçimidir. İhtiyaçların tatmin edilmesi dışında tüm insanları eşit şekilde mutlu eden hiçbir şey yoktur. Birinin fevkalede canını sıkan bir şeyin bir başka insanı mutlu ettiğini görmediğimiz bir gün geçmez. Bu nedenle kesin ya da değişmez bir mutluluk yoktur ve bizim için mümkün olan tek mutluluk organlarımız ve oluşturduğumuz mutluluktur.
Dünyada gerçek olan hiçbir şey yoktur, övgü ya da onay
hak eden hiçbir şey, ödüllendirilmeye ya da cezalandırılmaya değer hiçbir şey,burada adaletsiz olup beş yüz fersah ötede tümüyle yasalara uygun hiçbir şey
yoktur. Sözün kısası hiçbir suç gerçek değil, hiçbir iyilik sürekli değildir.
O kadınların
iffetine inanmaya pek yatkın değildir. O iffetin kadınların gururlarının ya da
yaradılışlarının bir sonucu olduğunu ve onların sadık kalmak için yaptıklarının
bizim hoşumuza gitmek ya da bizi zincire vurmaktan çok kendilerini tatmin
etmek için yaptıklarını savunuyor.
“İnsanlar yalnızca
ne yaptıklarını bilmediklerinde ya da artık ne yapacaklarını bilmediklerinde
evlenirler.”
felsefi açıdan
baktığım alışkanlık ve toplum kurallarının sonucu olarak bizim aramızdaki
bağlar hiçbir zaman eşit olmayacak…
Birinin verdiği nasihat diğerinin kutsal kitabından başka bir şey değildir.
Hançeri kalbime yavaş yavaş batırın. Diğerlerine eziyet etmeye çalışmış olanın sıra kendine gelince eziyet görmesi gerektiği çok doğru.
Sefa günleriniz sona erdi Bir rüya gibi kayboldular, ve size kalan keder ve gam günleri.
İki insan birbirini severken bir çöl yetmez mi?
Valmont “Ya karşı koyarsa?” diye yanıtladı.

“O zaman şiddet kullanın

duygular ne kadar yüceydi! Niçin bu asalet din adamlarının arasında böylesine nadirdir? Ya da böylesine sıradışı bir adam böylesine lekelenmiş bir mesleği seçmişti?
Suçun günahkârların ruhlarında meydana getirdiği yozlaşmaları anlamaktan uzaktılar.
Düşünce kusurlarınızın gönül niteliklerinizi ne derece değiştirdiğini ve haksız intikam arzusuyla körleşmiş olarak yalnızca çılgınlıktan kaynaklanabilecek bir şeyi soğukkanlılıkla sürdürmeye muktedir hale geldiğinizi fark etmemişim
Beni affedin, ancak adaletsizlik, iftira, ahlaksızlık ruhumu o kadar isyan ettiriyor ki bu çirkinliklerin bende kışkırttığı çalkantıyı kontrol etmek bazen bana zor geliyor
,,, kişisel çıkar insanın tüm eylemlerinin lokomotifi, yaptığı her şeyin kaynağıdır.
uzun lafın kısası o her kalbin her zaman elde etmeyi ümit edebileceği tüm saygıya sahiptir ve yüreğimin gösterebileceği tüm saygı onun hakkıdır. Bu duygular ben yaşadıkça devam edecektir. Bunlardan vazgeçmekten aciz olarak şüphesiz bu nedenle onları haklı göstermek zorundayım.
İnsan evrensel bir vicdana sahip değilse en azından doğadan aldığımız ve doğanın ellerinin içine tehlikesizce silemeyeceğimiz harflerle görevlerimizi yazmış olduğu varoluşla ilgili ulusal bir vicdanı vardır.
Hiçbir suç gerçek değil, hiçbir iyilik sürekli değildir.
duygular ne kadar yüceydi! Niçin bu asalet din adamlarının arasında böylesine nadirdir? Ya da böylesine sıradışı bir adam böylesine lekelenmiş bir mesleği seçmişti?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir