İçeriğe geç

El-Âdâb Kitap Alıntıları – İmam Beyhaki

İmam Beyhaki kitaplarından El-Âdâb kitap alıntıları sizlerle…

El-Âdâb Kitap Alıntıları

İmam Beyhaki kitaplarından El-Âdâb kitap alıntıları sizlerle

El-Âdâb Kitap Alıntıları

Ebu Hureyre’den rivayet edildiğine göre, Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

Mü’minin şerefi, dinidir; fazileti, aklıdır; soyu, ahlâkıdır.

Aişe (r.a)’dan rivayet edildiğine göre, Allah Resûlü (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
Mümin güzel ahlakıyla, geceleri namaz kılıp gündüzleri oruç tutan kimselerin derecesine ulaşır.
“Fazla üzülme ! Takdir edilen olacaktır, rızkın da sana gelecektir.”
Rasulullah s.a.v dediki:

Her kim, bir Müslümanı, saygınlığının yok edilmesi ve şerefine halel gelmesi söz konusu olan bir yerde terk ederse, Allah da onu, kendisine yardım edilmesini istediği bir yerde yalnız bırakır.
Kim de bir Müslümana, saygınlığının yok edilmesi ve şerefine halel gelmesi szö konusu olan bir yerde yardım ederse, Allah da ona, kendisine yardım edilmesini istediği bir yerde yardım eder.

(Beyhaki, el Adab, hd no; 111)

“Sizin merhametiniz sadece kendinize ve aile halkınıza değil tüm insanlara yönelik olmalıdır.”
Fazla üzülme! Takdir edilen olacaktır, rızkın da sana gelecektir.
Dünyada bir yabancı ya da bir süre konaklayan sonra da geçip giden bir yolcu gibi ol.

•Ahmed b. Hanbel, II, 24

Abdullah b. Mes’ûd şöyle demiştir:

“ALLAH’ı ve Resûlü’nü sevip sevmediğini öğrenmek isteyen kimse kendisine baksın.
Eğer Kur’ân’ı seviyorsa, ALLAH’ı ve Resûlü’nü seviyor demektır.”

Şâfiî El-Kureysî dedi ki:

İlim ancak üç haslet ile birlikte taşınıp güzel olabilir. Bunlar da Allah’a karşı takva, sünnete muvaffak olma ve haşyettir.

Resulullah(sav);

•Hayra kulak vermeye doyamayan müminin varacağı yer cennettir.

Abdullah b. Mes’ud :
•Ey dil !.Hayır söyle ki kazanasın.Pişman olmadan sus ki, selamete eresin.
Teenni (ileriyi düşünerek dikkatli davranmak) Allah’tan ,acelecilik ise şeytandandır.
Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur:
Hayânın tamamı hayırdır ve hayâ, ancak hayır getirir.

Müslim, Îmân 60

Allah Resulü (sav) şöyle buyurmuştur:
Sizden hiç kimse, kendisi için istediğini kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olamaz.

Buhârî, Îmân 7

Resulullah (sav)

• Zeamû (iddia ettiler) sözü, kişinin ne kötü bir bineğidir

Her iyilik bir sadakadır.

Buhârî, Edep 33

Resulullah (sav)

•Sizden hiç kimse ‘NEFSİM PİS OLDU’ demesin.(Diyecekse de) ‘NEFSİM DARALDI/SIKILDI’ desin.

Resulullah (sav)

•İnsanların gönüllerini cezbetmek için gereğinden fazla söz öğrenen kimsenin Allah kıyamet gününde farz ve nafile hiçbir ibadetini kabul etmez.

Cabir b. Abdullahtan rivayet edildiğine göre, Peygamber sav Kab b. Ucre’ye Ey Ka’b b. Ucre! Allah seni sefihlerin akılsızlarin emirliginden korusun dedi. Ka’b Sefihlerin emirliği nedir? diye sordu. Peygamber söyle buyurdu: Bunlar benden sonra gelecek olan bazı emirlerdir. Benim hidayet yolumu takip etmeyecek, benim sünnetimi sünnet edinmeyeceklerdir. Onların yalanlarını tasdik edenler ve zulumlerinde onlara yardımcı olanlar benden değildir, bende onlardan değilim. Onlar havuzumun yanına gelmeyecekler. Onların yalanlarını tasdik etmeyenler ve zulumlerinde onlara yardımcı olmayanlar bendendir ben de onlardanım. Onlar havuzumun başında benim yanıma geleceklerdir.
Ukbe b. Amir şöyle demiştir: Birgün Allah Resulu ile karşılaştım ve ona Kurtuluş nedir? Ne yapsam kurtuluşa ererim? diye sordum. Şöyle buyurdu:
Ey Ukbe! Diline sahip ol, Evine bağlı ol, Hatalarına ağla.
Cabir b. Abdullah dan rivayet edildiğine göre Allah rasulu hacda Arafattaki hutbesinde şöyle buyurmuştur:
Kadınlar konusunda Allah’tan korkun. Çünkü onları Allahın emaneti olarak aldınız
Ibn Abbas ra şöyle demistir: Allah rasulu sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Bir kızı olup da onu diri diri toprağa gömmeyen ve erkek çocuğunu ona tercih etmeyen kimseyi Allah Teala onun sayesinde cennete koyar.
Aişe ra şöyle demiştir: Bir bedevî Peygamber sallallahu selleme geldi ve Siz çocuklarınızı öper misiniz? Gerçek şu ki biz onları öpmeyiz dedi. Bunun üzerine Allahın resulü şöyle buyurdu: Allah senin kalbinden rahmeti çekip aldıysa ben senin için ne yapabilirim ki!
Selh b. Sa’d es-saidi radiyallahu anh’tan rivayet edildiğine göre, Allahin Resulü sav işaret parmağı ile orta parmagini göstererek Ben ve yetimle ilgilenen kişi cennette şöyleyiz. buyurdu.
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:

Bir şeyi (haddinden fazla) sevmen, seni kör ve sağır eder.

Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:

Yaşı küçük olan büyük olana, yürüyen oturana, sayıca az olan topluluk da çok olana selam verir.

Allah resûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
Size, faydalı olan hurma, süt ve baldan yapılan içeceği tavsiye ederim. Allah’a yemin olsun ki, o sizin midenizi, tıpkı yüzünüzü kirden dolayı yıkamanız gibidir.
Allah resûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
Allah’ın en sevdiği isimler Abdullah ve Abdurrahman’dır.
Allah resûlü sallallahu aleyhi ve sellem, kendisine evlerde yaşayan yılanlara ne yapmaları gerektiği sorulunca şöyle buyurmuştur:
Onlardan birini görürseniz ona, ‘Bizi rahatsız etmeyeceğinize dair Hz Nuh A.s ve Hz Süleyman A.s’a verdiğiniz söz aşkına (evi terk edin) deyin.’ Buna rağmen yine gelirlerse, onları öldürün.
Allah resûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
ALLAH CC şöyle buyurdu;Ademoğlu zamana dil uzatıyor (ona kötü sözler söylüyor). Halbuki zaman benim. Her emir benim elimdedir. Gece ve gündüzü arka arkaya ben getiririm.
Allah resûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
ALLAH azze ve celle şöyle buyurdu: Ademoğlu zamana dil uzatıyor (ona kötü sözler söylüyor). Halbuki zaman benim (onu ben yarattım). Gece ve gündüz de benim elimdedir.
Allah resûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
Taun (veba) bir azaptır ve o, bir kavmin uğratıldığı bir azabın kalıntısıdır. Sizin bulunduğunuz bölgede taun hastalığı görülürse, kaçarak oradan dışarı çıkmayın. Sizin bulunmadığınız bir bölgede çıkarsa da sakın oraya girmeyin.
Allah resûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
Ümmetimde dört cahiliye adeti bulunmaktadır ki, bunları terk etmeyeceklerdir: Neseplerle övünmek, neseplere dil uzatmak, yıldızlar ile yağmur yağdırılmasını istemek ve ölülere feryat fidan ağlamak. Ölülere feryat figan ağlayan kişi, ölmeden önce tövbe etmezse, kıyamet gününde üzerinde katrandan bir elbiseyle kalkacak sonra üzerinde ateş alevinden elbiseler bulunduğu halde kaynatılacaktır.
Allah resûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
Allah azze ve celle sizden cahiliyenin kibrini ve atalarla övünme adetlerini giderdi. (İnsanlar iki kısımdır:) Takva sahibi mümin, günahkar ve bedbaht kimse. İnsanlar, Adem’in çocuklarıdır. Adem de topraktan yaratılmıştır. İnsanlar ya cahiliyedeki atalarıyla övünme adetine son verirler ya da ALLAH katında burnuyla pislik yuvarlayan böcekten daha değersiz hale gelirler.
Abdullah b. Mes‘ûd’dan rivayet edildiğine göre, Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Allah’tan, gerektiği gibi hayâ edin! ” Ashâb “Ey Allah’ın Resûlü! Allah’a hamd olsun, zaten hayâlı davranıyoruz” deyince, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Öyle değil! ’ Allah’tan, gerektiği gibi hayâ etmek, başı ve başta bulunan organları ve karın ve karnın içerisine aldığı organları (her türlü günah ve haramlardan) korumak, ölümü ve (onun yol açtığı) sıkıntıları hatırlamaktır. Ahireti isteyen kimse, dünya hayatının süsünü bırakır. Kim bu şekilde davranırsa Allah ’tan, gerektiği gibi hayâ etmiş olur. ”

Ubâde b. es-Sâmit’den rivayet edildiğine göre, Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Nerede olursa olsun Allah’ın, kendisinin yanında olduğunu bilmesi, kişinin imanının en faziletli hâllerindendir. ”

Urve’nin, babasından (Zübeyr b. el-Avvâm’dan) rivayet ettiğine göre, Allah Resülü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Herhangi birinizin ipini alarak dağa gitmesi ve oradan sırtında bir deste odun getirmesi, sonra da onu satması ve ondan dolayı insanlardan istiğnâ etmesi, insanlardan istekte bulunmasından daha hayırlıdır. Zira istekte bulunduğu kimseler ya verirler ya da vermezler. ”

Buhârî, Zekât 50; Ahmed b. Hanbel, I, 167; İbn Ebu Şeybe, el-Musarmef, II, 425; Ebu Ya’lâ, Müsned, II, 36.

Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur ki;
Kibir, hakkı inkar etmek ve insanları hakir görmektir.
Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur :
Ummetin Salih kulları birbiri ardınca bu dünyadan giderler. Geriye arpa veya hurmanın süprüntüleri gibi değersiz olanlar kalır. Allah da bunlara hiçbir değer vermez.
Ebu Hureyre’den rivayet edildiğine göre, Allah Resülü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“İnsanın, Allah Teâlâ katında amel ile elde edemeyeceği bir makamı vardır:  Kişi belalara duçâr oldukça bu makama erişir.

Ebu Bekir es-Sıddîk şöyle demiştir: “Ey Allah’ın Resûlü! ‘Kim bir kötülük yaparsa onun karşılığını görür âyetinden sonra kurtuluş nasıl söz konusu olabilir ki? Yaptığımız her kötülüğün karşılığını bulacak mıyız?” diye sordum. Allah Resülü salallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ey Ebu Bekir! Allah senin günahını bağışlasın. -Bunu üç kez söylemiştir.- Sen hasta olmuyor musun, üzülmüyor masun, sana bitkinlik arız olmuyor mu, sana ağrı isabet etmiyor mu? Ben Evet deyince, Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem Bunlar, (o kötülüklere mukabil) dünyadaki karşılıklardır. buyurdu.
İbn Abbâs’dan rivayet edildiğine göre, Allah Resülü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Şu dört şeyin kendisine verildiği kimseye, dünya ve ahiretin hayrı verilmiş demektir: Şükreden bir kalp, zikreden bir dil, belaya karşı sabreden bir beden ve kendi nefsine de eşinin malına da ihanet etmeyen bir eş. ”

Âişe radıyallahu anhâ şöyle demiştir: ‘(Kadınlar) başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar.’ âyeti nâzil olunca Ensâr’ın kadınları elbiselerini kenarlarından kestiler ve onlarla örtündüler.

Buhârî, Tefsîru sûre 24 (12); Ebû Dâvûd, Libâs 33

Allah resûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
Allah azze ve celle şöyle buyuruyor:
”Kim benim için tevazu gösterirse ” Allah resulü burada sağ elinin avucu ile yere işaret etti. ”Onu şöyle yükseltirim ”. Allah resulü burada da sağ elinin avucu ile gökyüzüne işaret etti.
Allah resûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
Bir kişi, diğer bir kasabadaki kardeşini ziyarete gidiyordu. Allah, adamın geçeceği yolun üzerine bir meleği gözcü olarak gönderdi. Adam yanına gelince Melek : ‘Nereye gidiyorsun?’ diye sordu. Adam: şu kasaba’daki bir kardeşimi ziyarete gidiyorum, dedi. Melek: onun, senin üzerinde, ödemekle yükümlü olduğun bir hakkı var mı? Adam: hayır yoktur. Ancak ben onu Allah için seviyorum, dedi. Bunun üzerine Melek: ‘Ben Allah’ın sana gönderdiği bir elçisiyim. Allah azze ve celle seni, senin o kardeşini sevdiğin gibi seviyor. Dedi.

Buhari 128- Müslim 38- Beyhakî 488

Allah resûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
Irkçılığa çağıran bizden değildir. Irkçılık için savaşan bizden değildir. Irkçılık davası uğrunda ölen bizden değildir.
Ebu davud, Edeb 121
Allah resûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Birbirinize iyiliği emredin ve birbirinizi kötülükten sakındırın. Öyle ki, itaat edilen bir cimrilik, tabi olunan arzular, dine tercih edilen dünya ve her görüş sahibinin kendi görüşünü beğendiğini gördüğünde ve gücünün yetmeyeceği bir işle karşılaştığında, sen artık kendine bak. Halktan uzaklaş. Artık ardınızda sabır günleri vardır. O günlerde sabretmek, avuçta kor ateş tutmak gibidir. O günlerde güzel amellerde bulunan kişiye, kendisi gibi amel eden 50 kişinin sevabı vardır.
Allah resûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
Kişide bulunan en kötü huylar, hırslı bir cimrilik ve ileri derecede korkaklıktır.
Allah resûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Bir kızı olup da onu diri diri toprağa gömmeyen, onu hor görmeyen ve erkek çocuğunu ona tercih etmeyen kimseyi Allah Teala onun sayesinde cennete koyar.
Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Kim kız çocuklarından dolayı bir şeyle imtihan edilir de onlara iyilik yaparsa, bu kız çocukları cehenneme karşı ona perde olurlar.
Abdullah ibni Mes’ûd İnsanlara kalpleri seninle meşgul iken konuşma yap. Kalpleri senden başka tarafa yöneldiğinde ise onlara konuşma. demiştir.
Ebu Vâil şöyle demiştir: Abdullah b. Mes’ud Perşembe günleri ders verirdi. Ona “Bize her gün ders vermeni çok istiyoruz” dediler. Şöyle karşılık verdi: “Ben sizlere ders verme hususunda sizin durumunuzu gözetiyorum. Bıkkınlık göstermemizi istemediği için Allah Resülü sallallahu aleyhi ve sellem de vaaz ve nasihat verme hususunda bize uygun zamanları gözetirdi.”
Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğrularla beraber olun.

Tevbe 9/119

Kibir, hakkı inkâr etmek ve insanları hakir görmektir.

Buhârî, el-Edebü’l-müfred, s. 195

Cenâiz kitabında Ebû Hureyre’nin Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’den naklettiği şu hadis geçmişti:

Kabirleri ziyâret edin. Çünkü kabir ziyâreti size ahireti hatırlatır.

Aişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre, Allah Resülü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Ruhlar bir araya gelmiş topluluklardır. Onlardan (dünyaya gelmeden ruhlar âleminde) birbirleriyle tanışanlar (bu dünyada da) anlaşırlar. (Dünyaya gelmeden ruhlar âleminde) birbirleriyle anlaşamayanlar (bu dünyada da) anlaşamazlar. ”

Buhârî, Ehâdîsu’l-Enbiyâ 2; Müslim, Birr 159, 160; Ebu Davud, Edeb 19; Ibn Hibbân, Sahih, XIV, 42; Hâkim, el-Müstedrek, IV, 466.

Enes b. Mâlik’ten rivayet edildiğine göre, bir kişi, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e Ben falan kişiyi Allah için seviyorum dedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Bunu ona haber verdin mi? diye sordu. Adam Hayır deyince, Allah Resûlü Bunu ona haber ver buyurdu.

Adam daha sonra o kişiyle karşılaştı ve ona Allah’a yemin olsun ki, ben seni Allah için seviyorum dedi. O kişi de Beni kendisi için sevdiğin Allah da seni sevsin karşılığını verdi.

Ebû Dâvûd, Edeb 123; Nesâî, es-Sünenü’l-kübrâ, VI, 54; Ahmed b. Hanbel, III, 156, 241

Enes b. Mâlik’ten rivayet edildiğine göre, Allah Resülü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Sizden biri, sevdiğini Allah için sevmedikçe; ateş atılmak, kendisine, Allah onu küfürden kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmekten daha sevimli olmadıkça ve Allah ’ı ve Resûlü’nü  o ikisi dışındakilerden daha çok sevmedikçe imanın tadını alamaz.”

Aişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre, o, bir devenin üzerindeydi. Ona vurmaya başladı. Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ona şöyle buyurdu:

“Ey Aişe! Yumuşak davran. Eğer bir şeyde yumuşak huyluluk varsa onu güzelleştirir. Bir şeyden de yumuşak huyluluk alınırsa onu lekeler. ”

198 Müslim, Birr 78; Ebu Davud, Cihad 1, Edeb 11; Ahmed b. Hanbel, III, 241, VI, 58, 112, 125, 171, 206, 222; Tayâlisî, Müsned, s. 211; İbn Hibbân, Sahih, II, 310, 311.

164Ebu Saîd el-Hudrî’den rivayet edildiğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Eşec Abdulkays’a şöyle demiştir:

“Sende Allah ’ın ve Resâlii ’nün sevdiği iki huy vardır: Hilm ve vakar. ”

165Mus’ab b. Sa‘d’ln, babasmdan rivayet ettiğine göre, Allah Resülü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Ahiret amelleri dışındaki diğer tüm işlerde teenni ile hareket edilmelidir. ”

Ebu Hureyre’den rivayet edildiğine göre, adamın biri Hz. Ebu Bekir’e kötü sözler söylemeye başladı. Bu sırada Allah Resülü sallallahu aleyhi ve sellem oturuyordu. Allah Resülü, (Hz. Ebu Bekir mukabelede bulunmadığı için) hoşlanmaya ve tebessüm etmeye başladı. Adam kötü sözlerini artırınca Ebu Bekir de onun söylediklerinin bir kısmıyla ona karşılık verdi. Bunun üzerine Allah Resülü sallallahu aleyhi ve sellem kızdı ve kalkıp gitti. Ebu Bekir ona yetişti ve “Ey Allah’ın Resülü! Bana kötü sözler söyledi. Bu esnada sen oturmakta idin. Ancak ben söylediklerinin bir kısmıyla karşılık verince kızdın ve kalktın” dedi. Allah Resülü sallallahu aleyhi ve sellem “Senin yanında senin adına ona karşılık veren (bir melek) vardı. Ancak sen 0na karşılık verince bu sefer şeytan gelip oturdu. Oysa ben şeytanın bulunduğu yerde oturamazdım” dedi.

Sonra Allah Resülü sallallahu aleyhi ve sellem “Ey Ebu Bekir! Zulme uğrayıp da Allah azze ve celle için ona karşılık vermeyen kimseyi bundan dolayı Allah yardımıyla izzetlendirir” buyurdu.

| Ahmed b. Hanbel, II, 436; Heysemî, Mecma’u’z-zevâid, VIII, 190

Abdullah b. Mes’ûd’dan rivâyet edildiğine göre, Peygamber (s. a.v.) şöyle buyurmuştur:

Müslümana sövmek, fısk; onunla savaşmak ise küfürdür.

| Buhârî, İman 36, Edeb 44, Fiten 8; Müslim, İman 116; Tirmizî, Birr 52, İman 15

Ebu Hureyre’den rivayet edildiğine göre, Allah Resülü sallallahu aleyhi ve sellem “Gıybet nedir, biliyor musunuz?” diye sordu. Sahâbîler “Allah ve Resülü daha iyi bilir” dediler. Allah Resülü “(Din) kardeşinden, onun hoşlanmayacağı bir şekilde söz etmendir” buyurdu. Ona “Eğer söylediğim şey (din) kardeşimde varsa, bu durumda görüşünüz nedir?” denildi. Allah Resülü “Eğer söylediğin şey onda varsa onun gıybetini yapmış olursun. Eğer söylediğin şey onda yoksa, o zaman da ona iftira atmış olursun ” buyurdu.

| Müslim, Birr 70; Nesâî, es-Sünenü’l-Kübra, VI, 467; İbn Hibbân, Sahih, XIII, 71, 72; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübra, X, 247.

Birbirinizin kusurunu araştırmayın Hucurât 49/12
Enes’ten rivâyet edildiğine göre, Allah Resûlü s. a. v şöyle buyurmuştur:

Sizden hiç kimse, kendisi için istediğini kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz.

| Buhârî, İman, 7, Müslim, İman, 71, 72

Şakîk şöyle demiştir: Ben ve bir arkadaşım Selmân’ın yanına girdik (ona misafir olduk). Bize ekmek ve tuz ikram etti ve şöyle dedi: “Eğer Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bizi mükellef sofralardan men etmeseydi size mükellef bir sofra hazırlardık.” Arkadaşım “Keşke tuzun yanında kekik de olsaydı” deyince, bakkala bir sürahisini gönderdi ve onu rehin bırakıp kekik getirtti. Onu tuzun içine attı. Yemeğimizi yiyince arkadaşım “Bize verdiği rızıklarla bizi razı eden Allah’a hamd olsun” dedi. Selmân da “Sana verilen rızıklara razı olsaydın, sürahim rehin olmazdı” dedi.

| Taberânî, el-Mu’cemu’l-kebîr, VI, 235; Hâkim, el-Müstedrek, IV, 136

Sehl b. Sa’d es-Sâidî radıyallahu anh’tan rivayet edildiğine göre, Allah Resûlü ﷺ, işaret parmağı ile orta parmağını göstererek
Ben ve yetimle ilgilenen kişi cennette şöyleyiz. buyurdu.

| Buhâri, Talâk 25, Edeb 24; Ebu Davud, Edeb 131; Tirmizî, Birr 14; Ahmed b. Hanbel, V, 333

Abdullah b. Amr’dan rivayet edildiğine göre, Allah Resûlü ﷺ şöyle buyurmuştur:

Sıla-i rahim yapan kimse, kendisine yapılan ziyaretin karşılığını veren kimse değildir. Asıl sıla-i rahim yapan kimse, kendisi ile akrabalık ilişkilerini kesenler ile ilişkilerini kesmeyip devam ettiren kimsedir.

| Buhâri, Edeb 11; Ebu Davud, Zekât 45; Tirmizî, Birr 10, Ahmed b. Hanbel, II, 163, 190; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 27

Ahlâkî tavırları rivayetlerle temellendiren bu esere göre, inanan insanın hayatının tamamı, bir edeb numûnesi olma çabasıdır ve Beyhakî bu eseriyle Bir Müslüman yaşantısı nasıl olmalıdır? sorusuna bizzat Hz. Peygamber’in ve onun seçkin ashâbının tatbikatlarını sunarak ayrıntılı bir surette cevap vermektedir.
Mü’minin şerefi, dinidir; fazileti, aklıdır; soyu, âhlakıdır.

Hz. Muhammed (ص)
Hâkim, el-Müstedrek, 1, 212, 2, 177; Beyhakî, Şuabu’l-îmân, 6, 239.

Asabiyete(kavmiyetçiliğe) çağıran bizden değildir. Asabiyet için savaşan bizden değildir. Asabiyet davası uğrunda ölen bizden değildir.

Hz. Muhammed (ص)
Ebu Davud, Edeb 121.

Bir genç, yaşından dolayı bir ihtiyara bir ikramda bulunursa, muhakkak Allah Teala, ona, yaşlandığı zaman kendisine ikramda bulunacak bir kişiyi hazırlar.

Tirmizi

Sıla-İ rahim yapan kimse, kendisine yapılan ziyaretin karşılığını veren kimse değildir. Asıl sıla-İ rahim yapan kimse, kendisi ile akrabalık ilişkilerini kesenler ile ilişkilerini kesmeyip devam ettiren kimsedir
Buhari-edeb
Çoklukla övünmek , sizi kabirlere varıncaya kadar oyaladı.

* Tekâsür 102/1-2.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir