İçeriğe geç

Dune: Harkonnen Hanedanı Kitap Alıntıları – Kevin J. Anderson

Kevin J. Anderson kitaplarından Dune: Harkonnen Hanedanı kitap alıntıları sizlerle…

Dune: Harkonnen Hanedanı Kitap Alıntıları

Sevgi çok kadim bir güçtür; zamanında faydalıydı fakat artık türümüzün devamlılığı için gerekli değil.
Evren ulaşılamaz, anlaşılamaz ve tamamen saçma bir yerdir ki bu yerden yaşam uzaklaştırılmıştır, özellikle de mantıklı yaşam.
Din çocukların yetişkinleri taklit etmesidir.
Yenilik ve cesaret kahramanlar yaratır .Modası geçmiş kurallara akılsızca sadakat göstermek yalnızca politikacı yaratır.
Artık yaşamayı sürdürmek için ihtiyaç duyduğum gücü tek başına sen sağlıyorsun.
Bu dünyada yaşamak muhteşem bir şey.
Sevgi çok kadim bir güçtür;
Yaşam ve ölüm arasında bir karar vermek zorunda kalan insan kararsız kalmam odası, yoksa bir sarkaca yakalanıp kalır.
Bir inanç simgesi, inancın kendisinden çok daha uzun süre yaşayabilir.
Birey, kendi ölümlülüğün ezici keşfi ile şoka uğrar.
Ölüleri asla yaşayanlardan daha çok sevme.
Hiçbir insan, hiçbir zaman bir diğerinin yüreğinden geçen her şeyi bilemez. Hepimiz ruhumuzda birer yüz dansçısıyız.
Biz her zaman insanız ve insan olmanın büyük yükünü taşırız.
Ölmeye çalışmak, “yaşamakla” aynı şeydir.
İnsanlar asla hayvanlara boyun eğmemelidir.
Kabuslar kötüydü ama uyanmak sonsuzluk derecesinde daha kötüydü.
Hiçbir anlamının olmadığı yerde neden anlam arayasın ki! Hiçliğe gittiğini bildiğin bir yoldan gider miydin?
Bir daha asla çaresiz olmayacağız.
Ölümün ve ateşin kokusu, denizden gelen esintiler tarafından dağıtılamayıp havada asılı kalmıştı.
Kırılan herşey sağlamından daha çok şey öğretir.Bu bilimsel bir deney veya herhangi bir kuram içinde geçerlidir.Mesela bir proton normalde bize sadece yükü ve kütlesi hakkında bilgi verir.Ama herhangi bir hızlandırıcıda çarpıştırılıp parçalara ayrılan bir proton ,bize bu yükü veya kütleyi nasıl kazandığı hakkında daha detaylı bilgi verir.Yada nöroloji için konuşucak olursak sağlam bir insan beyni bize içindeki hangi kısmın ne işe yaradığı konusunda pek az bilgi verir.Ama nezaman ki bu beynin bir kısmı hasar görür ve bu hasar sonucu kişi bazı duyuşsal yeteneklerini kaybeder.İşte o zaman beynin yapısına dair daha detaylı bilgiye sahip oluruz.Yada biyoloji içinde durum farklı değildir.Mesela tasarımlarında belli hatalara sahip canlılar görmemiz onların varoluşlarını oluşturan mekanizmalar hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmamıza yararlar.Aynısı bilimsel kuramlar içinde geçerlidir.Mesela eski insanlar ısıyı,maddenin hareketi olarak değilde maddeden dışarı çıkan birşey olarak düşünüyorlardı.Ve sonra birgün kalayı ısıttıklarında yanan kalay, metal kirecine dönüşüyordu.Ama ilginç bir şekilde yanmadan önceki halinden daha ağır oluyordu.Ve o dönemin bilim insanları bu nasıl olabilir diye düşündüler.Eğer ısı maddenin yanınca dışarıya attığı bir fazlalıksa o zaman bu maddenin yanınca daha hafif olması lazım.Yani bu tarz deneysel bir çatlak o dönemin bilim insanlarına sahip oldukları ısı kuramının yanlışlığı hakkında daha detaylı bilgi verdi.Sosyoloji içinde durum pek farklı değildir.Mesela bir sistemin kendi içindeki çatlakları o sistemin işleyişi hakkında daha detaylı bilgi verir.Aynı bunun gibi insan ilişkilerinde de durum benzerdir.Mesela nezaman ki bir ilişki bozulur ozaman insanlar sahip oldukları gerçek kişilikler hakkında daha detaylı bilgi verirler.Yada konuya dair son bir örnek verecek olursak: Psikolojideki anormal insanlar olmasaydı bugün normal insanın psikolojisinin işleyişi hakkında bukadar detaylı bilgiye sahip olmazdık.Yani demem o ki örnekleri çoğaltmak mümkündür ama bu konunun ana fikrinin önemini arttırmayacaktır.Bu yüzden yazının başında dediğim şeyi tekrarlamakta fayda var:Kırılan herşey sağlamından daha çok şey öğretir!
Yaşama dair en büyük ve en önemli SORUNLAR çözülemez. Yalnızca üstesinden gelinebilir.
Bilgiyi acımasızdır.
Her insan geleceğin hayalini kurar, hepimiz onu görmek için orada olmayacak olsak bile.
Ektiğiniz tohumları ve biçtiğiniz ekinlere dikkat edin. Kendi kendinize verdiğiniz ceza için Tanrı’ya lanet etmeyin.
Savaşları başlatmak için çok az iyi neden vardır.
Küçük düşünmeyin!
Her çağ için en önemli ekolojik felaket olan savaş, “insanlık “denilen organizmanın içinde varlık bulan insan ilişkilerinin genel durumunu yansıtır sadece.
Beni gözlerinle mutlu et ve ben de senin yüreğini mutlu edeceğim.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Birey anahtardır, bütün biyolojik süreçlerin nihai etkili birimidir.
Kibirliler şüphe ve korkularını surlarla çevirerek gizlemeye çalışır.
İktidar koltuklarında oturanlar kaçınılmaz olarak kendi arzuları açısından faydalı olabilecek her yeni bilgiyi denetim altına alıp kullanmaya çalışırlar.Ama bilgi değişmez arzulara sahip olamaz; ne geçmişte olmuştur ne de gelecekte olacaktır.
Teknoloji her şeyi ile sanıktır ve potansiyel bir tehlike olarak hesaba katılmalıdır.
İhanet ve pratik zeka, değişmez görünen kuralları bugün yarın yenecektir.
Sağımda cennet, solunda cehennem ve arkamda ölüm meleği.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Kader ne kadar da çabuk öfkeye dönüşür ve intikama haklı sebepler bulunur.
Taşta ağırdır, kumda;ama budalanın gazabı ikisinden de ağırdır.
Vücudumda yaralar açıp üzerine tuzla yazı yazıyorsun!
Öğrenme kapasitesi Tanrı vergisidir.,— öğrenme yeteneği bir beceridir;—öğrenme isteği bir seçenektir.
Eğer bir adam günahını kabul edebilirse, onunla yaşayabilir. Bir adam kendi günahını kabul edemiyorsa dayanılmaz Sonuçlara katlanır.
Birlikte ölmek istemeyeceğin birini asla yoldaşlık etme.
Güç ve düzenbazlık devlet yönetiminin araçlarıdır, evet. Ama şunu unutmayın ki güç, ona sahip olanları—onları cehaletlerinden kaynaklanan eksiklerinin üstesinden gelebileceklerini inandırarak—aldatır.
İtiraf etmeliyim ki bir köstebek kadar körmuşum. O ama zararın neresinden dönülse kardır.
İnsan türünün gücünü, içgüdüsel olarak neler yapabileceğini ve rasyonel kararlılıkla neler başarabileceğini henüz hiç kimse belirleyememiştir .
Doğanın kanunu diye bir şey yoktur. Sadece insanın doğa ile olan uygulamalı deneyimi ile ilgili bir dizi kanun vardır. Bunlar insanın yaptığı işlerin kanunlarıdır. İnsanın yaptıkları değiştikçe onlarda değişir.
Toplumsal huzurun dayandığı kabul görmüş bilgeliğe meydan okumak, çaresiz ve yapayalnız bir yüreklilik gerektirir.
Başarısızım, çünkü düşüncem kusurlu.
Davranışlarımızı kontrol eden inançlarımız aracılığıyla geleceğimizi kendimiz yaratırız. Yeterince sağlam bir inanç sistemi, yeterli güçte bir iman her şeyi gerçekleştirebilir. Tanrılarımız da dahil olmak üzere ortak gerçekliğimizi işte böyle yaratırız.
Bir gezegenin altında— onun kayalarında, toprağında ve tortul tabakalarında— o gezegenin belleğini, varlığını tam bir benzerini ve ekolojik belleğini bulursunuz.
Bitmeyen bir savaş, çağlar boyunca hepsi birbirine benzeyen kendi toplumsal koşullarını doğurur. Bu koşullardan biri, saldırıyı savuşturmak için sürekli tetikte olma halidir. Bir başkası da despot egemenliğidir.
En sonunda insani anılarının minik durağından ayrıldı Ve yıldız sistemleri çevrelemek için genişledi, onlara ve daha öteye ulaşmak için gerildi.
Kendi içine bak, Evren’i görebilirsin.
Cennet, akan suyun sesi olmalı.
Özgürlük, anlaşılması zor bir kavramdır. Bazı insanlar istediklerini yapma ve istedikleri yere gitme gücüne sahip oldukları halde kendini hapseder; bazıları da prangalarla bağlanmış olsalar bile yüreklerinde özgürdür.
Kişi, bir bakış açısına göre insan yaşamını uzatan, diğerine göre ise insan zihninin iç kapılarını zaman ve yaratılış mûcizelerini açan bir maddenin yalnızca ilahi müdahaleyle üretilebileceği fikrine kapılıyor.
Doğan bu harikulade,Gizli baharat üretmek için açıklanamaz bir şekilde bir ileri bir geri hareket etmiştir.
Yaralar size konferanslardan daha iyi ders olur.
Kendimizi adadığımız iş, hayal gücünün özgürleştirilmesi ve insanın bedensel yaratıcılığı icin yeniden yönlendirilmesidir.
Zihinleriniz saf, vicdanınız temiz ve yürekleriniz böyle bir armağana layık.
Hayatın sırrı çözülmesi gereken bir problem değil, deneyimlenen bir gerçektir.
Aşkımın senin için açtığı bu yolda birlikte yürüyoruz.
Bir adam en büyük düşmanla savaşa bilir, en uzun yolculuğu tamamlayabilir, en ağır yaradan çıkıp yaşamaya devam edebilir—ama yine de hala sevdiği kadının ellerinde çaresiz olabilir.
Sadakatini, onurlu görünmek için saygı dediğin bir gösteri:sadece politika.
Bir adam, arkasından gelenler için bir anıdan başka nedir ki?
Hayal kurmayı bırakın ve beni dinleyin.
İsyanın uğruna isyanla sarhoş olmak mümkündür.
Bir fırtına rüzgârı yüreğimden şiddetli esip geçer;
Kanâtın berrak sularına bak, narin ve pırıltılı.
Demir tozlarının mıknatısın çekimine kapılışı gibi küçük yaradanlarda suya doğru sürükleniyor.
Sonsuzluk bizi gecenin içindeki bir projektör gibi kendine çeker, faniye ceza olarak verebileceği aşırılıkla bizi kör eder.
Yargıda bulunmadan bilgi alışverişi yapılamaz.
Adrenalin bağımlılığına teslim olmuş adam bütün insanlığa düşman olur. Kendine düşman olur. Yaşamın işe yarar yanlarından kaçar ve kendi şiddet dolu hareketlerinin gerçekleşmesine yardım ettiği bir yenilgiyi kabul eder.
Boğazını tamamını sunacak şekilde aç. Saldırgan geri çekilecektir.
Bir adamın kendilerine karşı sorumluluk taşıdığı bütün kadınları içine alır, odalıkları ve eşlerinin yanı sıra kız kardeşleri ve annesi de dahil. Cinsel hiçbir yan anlam ima edilmemiştir.
Doğru, işimize daha çok yarar.
Baban yine yumuşak yüreğini ve yumuşak kafasını gösteriyor.
Çığ, beraberinde getirdiği mutsuzluğun derinliğini örterek, dünyasını el değilmemiş bir beyaza boyamıştı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir