İçeriğe geç

Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz Kitap Alıntıları – Haluk Sena Arı

Haluk Sena Arı kitaplarından Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz kitap alıntıları sizlerle…

Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz Kitap Alıntıları

Biliniz ki ,mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir ve büyük mükafat Allah’ın katındadır. (Enfâl 28) buyurur Rabbimiz.Bir evladın da dn önemli vazifesi bence ebeveyninin sevgi ve şevkatini istismar etmemesidir. (K.B.)
Allah Teâlâ’nın bir insana iyilik yapmayı nasip etmesi bir şükür sebebidir.
Bundan elli, altmış yıl evveline kadar ,nazik kimseler, ben yerine bendeniz derlerdi. Bende , farsça köle anlamında bir kelimedir. Bendeniz derken köleniz demek istenirdi.
Fukara kalbine her kim dokuna
Dokuna sinesi Allah okuna.
Osmanlı mimarisinde mahremiyete dikkat edildiği daha kapıyı çalarken farkedilir.
Kapıda iki tokmak vardır. Biri kalın, diğeri ise biraz daha incedir. Daha kalın ve irice olan tokmağı erkek, ince ve küçük olanını ise hanım ziyaretciler çalardı. İçeriden açan şahıs bir tesettür durumu olduğu için gelenin hanım mi bey mi olduğunu anlar ve ona göre hazırlanarak kapıyı açardı.
Peygamber Efendimiz (s.a.v); Herhangi bir genç yaşlılıgindan dolayı bir ihtiyara hürmet ederse, Yüce Allah da yaşlandığında ona hürmet edecek kimseler halkeder buyurmaktadır.
Bizim medeniyetimizde bitkiler de mesaj verir Mesela mezarliklarda selvi ağaçları vardır. Selvi, upuzun ve tek bir ağaçtır. Elife benzer ve Allah’ı hatırlatır. O mekanda Allah’ı hatırlamanın hem ölüye hem diriye faydası vardır.

Gül, Peygamberimiz’in (sallallahu aleyhi vesellem) semboli dür. Kokusu, rengi ve şekli ile çiçeklerin en güzellerindendir. Çocukluğumda hatırlarım, büyükler bahçedeki gülü, salaviat getirerek koklarlardı.

Çocuk doğunca göbeğinin düşmesi beklenir. Düşen göbek eğer kizsa dikiş kutusuna konulur. Erkekse ya cami avlusuna yahut mektep bahçesine konulur ki yetişkin olunca o işlerle haşır neşir olsun. Kirk gün annesi de bebek de dışarı çıkmaz bizim törelerimizde.

Dostlar ve yakınlar ipek işlemeli çarşaflarla süslü yatakta yatan anneyi tebrik etmek için gelirler. Annenin yatağının yanı başında süslü bir beşikte uyuyan yavru måşallahlarla sevilir.

Loğusa şerbeti denilen ve içinde karanfil ve tarçın atılmış şuruptan misafirlere ikram edilir. Gelen misafire bu kırmızı loğusu şerbetinden ikram edilir. Loğusa şerbetini içen misafir ler. Sütün bol olsun diye anneye duada bulunurlardı.

Değerli şairimiz Yahya Kemal Beyatlı bir yazisinda, Tasavvufun en mühim unsurlarından birincisi edeptir diyor.
Bir tasavvuf erbabım edep anlayışının canlıya, cansiza, insana, hayvana karşı daima edebi koruması gerektiğini ifade ediyor. Bu edep kaideleri hakkında şöyle diyor: Hizli konuşmak, biri konuşurken sözünü kesmek yahut bir başkasıyla konusmaya kalkışmak, kulağa bir şey söylemek işaret etmek, bütün bunlar, edep dişıdır. Yĩne Yürürken, ayak sesi duyurmadan basmak. Çünkü yerin de canı vardır ve bizi başının üstünde taşımaktadır. Hasılı tasavvuf ehli, her halini daima gören, bilendir, sahibinin, Rabb’inin murakabesi altındadır.

Yahya Kemal günlük hayatta sıkça kullandığımız kavramlara dikkat çekerek
şöyle diyor:
Kapıyı kapat, kapattim denmemeli; Allah celle celaluhu kimsenin kapısını kapatmasın.
Kapıyı ört yahut sirla denecektir. Lambaya, mumu, elektrigi söndürmek sözü edebe aykırıdır; kimsenin ışığı sönmesin:
Lambayı, elektriği dinlendirmek Sirlamak sözleri kullanilacaktir

Bundan elli, altmış yıl evveline kadar ,nazik kimseler, ben yerine bendeniz derlerdi. Bende , farsça köle anlamında bir kelimedir. Bendeniz derken köleniz demek istenirdi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir