Daniel H. Pink kitaplarından Drive kitap alıntıları sizlerle…
Drive Kitap Alıntıları
Anlamlı başarılar, kişinin gözlerini yerden yukarı çevirip ufka bakmasına bağlıdır.
Kimse ödüllerin negatif bir etkisi olacağını düşünmemişti.
Şirket ve kurumlar içinde bu yeni amaç olgusu kendisini üç şekilde ifade ediyor : (1) Amaca ulaşmak için karı kullanan hedefler, (2) kişisel çıkarların daha ötesini vurgulayan sözcükler, (3) insanların bir amacın peşinde kendi bildikleri şekilde gitmesine izin veren politikalar.
“Kendi kendilerine hükmetmeyenler, kendilerine hükmedecek efendilere mahkumdur.”
“Özgürlük atmosferi bizim soluyamayacağımız kadar incedir belki.”
“Saat dokuz-altı arasında bizi mutlu eden, ne kadar para kazandığımız değildir. Bizi mutlu eden, kendimizi gerçekleştirmede işimizin payının olup olmadığıdır.”
“Zorluklara yolunuza çıkan engeller olarak değil, kendinizi geliştirmenizi sağlayacak fırsatlar olarak bakın.”
“Özerklik, ustalık ve amaç, insan doğasının ayrılmaz parçalarıdır.”
“Ustalık bir asimptottur.”
“Bir profesyonel olmak, yapmayı sevdiğiniz şeyleri, onları yapmayı canınızın istemediği günlerde yapmak demektir.”
“Bir şeylere değer vermeye gönüllü değilseniz ve kendinizi onlar için çok çalışmaya adamazsanız varlığınızın anlamı kalmaz.”
“İnsanların inandıkları şeyler, başarılarını belirler.”
“Oyuncu olmak için yaratıldık, piyon olmak için değil.”
“En büyük sanat, sınırlarınızı belirlemektir. En değer verdiğim özerklik budur. Sınırlarımı belirleme özgürlüğü.”
“Artık belki de ‘yönetim’ sözcüğünü lisan çöplüğüne, ‘buz kutusu’ ve ‘atsız araba’ nın yanına yollama zamanı geldi. Bu çağın artık daha iyi bir yönetime değil, bir özerklik devrimine ihtiyacı vardır.”
“Bir resim bin kelimeye bedeldir. Ama kimi zaman ikisi de iki harf kadar güçlü değildir.”
Aktif ve girişken olmak üzere yaratıldık. Hayatımızın en zengin deneyimlerinin, başkalarının bizi onaylamasını beklerken değil, kendi sesimizi dinlerken, önemli bir şeyi iyi bir şekilde ve kendimizden daha büyük bir gaye uğruna yaparken yaşadık, yaşıyoruz.
Aradaki uçurumu kapatmak ve motivasyon ile ilgili anlayışımızı yirmi birinci yüzyıla taşımak, iş dünyası için gerekli bir hareket olmanın çok ötesinde bir öneme sahip. Bu insanlığımızın tasdikidir.
Aradaki uçurumu kapatmak ve motivasyon ile ilgili anlayışımızı yirmi birinci yüzyıla taşımak, iş dünyası için gerekli bir hareket olmanın çok ötesinde bir öneme sahip. Bu insanlığımızın tasdikidir.
Mutluluğa giden yolda ilerlediklerini düşünerek daha derin mutsuzluğun içinde bulabilirler kendilerini
İnsanların inandıkları şeyler ,başarılarını belirler
Her zaman değil ama çok zaman, bir başkası İçin iş yaptığınızda o, keyif olmaktan çıkıp ‘iş’e dönüşüyor. Kendim için çalıştığımda yaratmanın duru hazzını yaşıyorum. Sabaha kadar iş yaptığım halde bunun farkına dahi varmıyorum.
Aktif ve girişken olmak üzere yaratıldık. Hayatımızın en zengin deneyimlerini, başkalarının bizi onaylamasını beklerken değil, kendi sesimizi dinlerken, önemli bir şeyi iyi bir şekilde ve kendimizden daha büyük bir gaye uğruna yaparken yaşadık, yaşıyoruz.
Başarı ve dar görüşlülük uyumlu değildir. Anlamlı başarılar, kişinin gözlerini yerden yukarı çevirip ufka bakmasına bağlıdır.
Mantıkdışı bir bolluk ve hareketlilik durumu aslında harici olarak motive edilmiş bir ileriyi görememe durumudur.
Başarı ve dar görüşlülük uyumlu değildir.Anlamlı başarılar, kişinin gözlerini yerden yukarı çevirip ufka bakmasına bağlıdır.
“Ödüller, bir kere verildi mi bağımlılık yapar. Şartlı bir ödül, vekilin benzer bir iş ortaya konulduğunda ödül beklentisine girmesine ve müvekkilin bundan sonra sürekli olarak iş yaptırmak için ödüllerden yararlanmak zorunda kalmasına yol açar.”
Insanların hayatındaki en üst düzey, en tatmin edici deneyimler, insanların akış halinde oldukları anlarda yaşanıyordu.
Mesut bir hayat sürmek, kontrol edenlerin taleplerini karşılamaktan daha fazlasını gerektirir. İtaat, günü kurtarmamiza yarar. Ama sizi sabaha çıkaracak olan bu sevgi ve bağlılıktır.
Başarı ve dar görüşlülük uyumlu değildir. Anlamlı başarılar, kişinin gözlerini yerden yukarı çevirip ufka bakmasına bağlıdır.
Altını önemle çizmek isterim ki hedefler ve harici ödüller, doğası gereği yozlaştirici şeyler değildir. Ancak hedefler, Motivasyon 2.0’ın inandigindan daha zehirlidir. Esasen işletme fakültesi hocaları bize şu uyarıda bulunuyorlar: Odağı daraltmaları, gayri ahlaki davranışlara yol açmaları, gereksiz riskler üstlenmeye sebep olmaları, işbirliğini zayiflatmalari ve içsel motivasyonu azaltmalari nedeniyle sistematik sorunlar yaşatabilirler.
İnsanlar, bir başka kişinin motivasyonunu ve davranışlarını olumlu yönde etkilemek için ödülleri kullanıyor ama bunu yaparken o kişinin bahis konusu olan eyleme yönelik içsel motivasyonunu istem dışı bir şekilde köreltiyor.
Kurumlar -aileler, okullar, şirketler ve atletizm kulüpleri vs.- kısa erimli sonuçlara odaklanip, insanların davranışlarını kontrol altına almaya çalıştığında uzun erimli hasara yol açarlar.
Ödüller, tıpkı bir fincan kahvenin size birkaç saatlik çalışma enerjisi verişi gibi kısa süreli ilgi artışı sağlayabilir. Ama etkisi kısa sürede geçer ve daha da kötüsü kişinin projeyi devam ettirme konusundaki uzun erimli motivasyonunu da azaltabilir.
Kuram, üçüncü bir güdü ortaya koyuyordu. Harlow, Görevin icrası bir ödül sağladı diyordu. Maymunlar, sırf bulmaca çözmekten haz aldıkları için çözmüşlerdi. Sevmişlerdi bulmaca çözmeyi. Görevin verdiği keyif, kendi ödülünü de yaratmış oluyordu böylece.
Suvarov’un da kaydettiği gibi Ödüller, bir kere verildi mi bağımlılık yapar. Şartlı bir ödül, vekilin benzer bir iş ortaya konulduğunda ödül beklentisine girmesine ve müvekkilin bundan sonra sürekli olarak iş yaptırmak için ödüllerden yararlanmak zorunda kalmasına yol açar.
Insanların hayatındaki en üst düzey, en tatmin edici deneyimler, insanların akış halinde oldukları anlarda yaşanıyordu.