Bülent Gardiyanoğlu kitaplarından Dört Sınav kitap alıntıları sizlerle…
Dört Sınav Kitap Alıntıları
Ne zaman ki bir kadın kendini erkek gibi hisseder, o zaman hayatın tüm yükü üzerine kalır.
Gemiyle okyanusa açılmak istiyorsan, limandan ipleri çözmen gerekiyor. Yoksa hiçbir yere gidemezsin. . . İpler seni geçmişe bağlayan affedemediğin herkes ve her şeydir. / Bülent Gardiyanoğlu
Sadece cesur olanlara yeni yollar vardır. Korkanlar hayatlarını büyük bir girdap gibi tekrarın içinde geçirirler..
Ben rüzgar değilim, yaprağım Mutluyken söz, öfkeliyken karar vermeyin Allah ‘ı sürekli fenafillahta arama bekabillah da var,o kapıya yönel
Allahım ne olur eşimin iyiliklerine odaklanmayı nasip eyle. Çocuklarımın iyiliklerine, hayatın iyiliklerine odaklanmayı nasip eyle.
Çocuklar gideceği yere kazasız belasız gitsin demek yerine Allaha emanet olsun, gideceği yere su gibi rahat, keyifli gitsin deyin. Allahım ne olur önüme bir engel çıkmasın! demek yerine Allahım ne olur, her şey güzel gitsin, rahatça gidelim demeyi tercih ediyorum.
Gündüz başka, gece yıldızların görünmesiyle başka güzel Dalgın olduğumda, düşünceli olduğumda, canım sıkkın olduğunda bahçeye çıkıp yıldızları seyrederim.
Yaşlanmadan yardımsever olmayı öğrenmek iyidir.
Severek yaptığınız bir işiniz varsa, size bolluk her kapıdan gelir.
Bir numara olmak zorunda değilim. Mükemmel olmak zorunda değilim. Her ne yaptıysam hazmediyorum.
Ben değerliyim. Doğal halimle güzelim, doğal halimle başarılıyım.
Meslek olarak sevdiğiniz işi yapın.
Öğretmenler bir dersi anlatmak için heyecan duyuyorsa, gözleri sevinçle parlıyorsa, çocuklar onları çok daha iyi dinliyor.
Her neredeysen, mutlu ol. Her neredeysen huzurlu ol.
Bazen de hayatınızda kaptan siz olursunuz, herkesi sizin taşınmanız gerekir. Tüm sorumluluklar sizde ve siz olmazsanız sanki herkes perişan olacak.
Bir iyilik yaparken Allah rızası için yapıyorum. Farkındalık bana bunları kartı. Çıkar için yardım etmemeyi,Allah rızası için yardım etmeyi ve anında unutup,yoluma devam etmeyi öğrendim.
Sadece cesur olanlara yeni yollar vardır. Korkanlar hayatlarını büyük bir girdap gibi tekrarın içinde geçirirler.
İlk adım olarak gözümüzü açacağız, Şükürler olsun bolluk ve bereket içindeyim diyeceğiz. Sonra vesveseden kurtulacağız. Allahım bu düşünceden sana sığınırım! diyeceğiz.
Onların ateşin karşısında durdurulup, ‘Ah keşke dünyaya geri gönderilsek de bir daha Rabb’ imizin ayetlerini yalan saymayıp inananlardan olsak! dediklerini bir görsen!
#enamsuresi 27.ayet
Allah’ım her iki cihanda da iyiliklere, güzelliklere ilerlememizde, senin sevdiğin kullar olabilmemizde, bizlere ve gelenlere fayda sağlayacak kişilerle bizleri buluşturmanı niyet ediyorum.
Tespih gibidir kısmet. Bir boncuk çekeceksiniz ki ötekine sıra gelsin.
Hiçbir sorun, onu yaratan bilinç seviyesiyle çözülemez.
Belirsiz bıraktığınız niyet, yıldırım gibidir. En yakın yere düşer.
Delilik, aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemektir.
Dünyada mutlak bir adalet olsaydı, yediğiniz yumurtanın parasını tavuğa verirdiniz.
Unutmayın : Mutluyken söz, öfkeliyken karar vermeyin.
Hiçbir sorun onu yaratan bilinç seviyesiyle çözülemez. a
Satın aldığınız eşyaları parayla satın almıyorsunuz. O parayı kazanmak için ömrünüzden verdiğiniz zamanla alıyorsunuz. Karşılığını ömrünüzle ödüyorsunuz
Bir an önce tutunduğunuz tüm dertleri bırakın. Acı bedenden çıkın. Helalleşin. Üretin ve faydalı olacağınız yerlere yönelin. Bunun için param yok, imkânım yok, yaşım geçti, ailem izin vermez gibi engelleri zihniniz siz bu satırları okumaya başladığınız anda size sıralamaya başlamıştır. Onun da işi bu. Niyet ediyorum siz vesvesenizden daha kararlı olasınız.
Siz ömrünüzü rekabetin yüksek olduğu kurtlar sofrasında mı harcayacaksınız? Yoksa ömrünüzü doğanın içinde üreterek mi geçireceksiniz?
Çocuklarımıza, gençlerimize tohumu, tarımı, ziraatı öğretmemiz gerekiyor. Bir ülkeyi petrolle kontrol edebilirsiniz ama dünyayı gıda ile kontrol edersiniz. Daha ileride de temiz su kaynaklarıyla.
Bazen bana ısrarla sorarlar. Bu konu ile ilgili ne yapmalıyım? Hislerine güven derim. İçsesini dinle. Çünkü benim cevabıma göre hareket edeceksen, oldu da başardın; iyi. Ya olmadıysa? Sürekli içinden bana öfke gönderip, uzaktan enerji bağı kuracaksın.
Sadece cesur olanlara yeni yollar vardır. Korkanlar hayatlarını büyük bir girdap gibi tekrarın içinde geçirirler.
Sevgi dolu, neşeli olduğunuzda, yani gerçek bir mümin kul gibi yaşamaya başladığınızda, vücudunuzun bazik oranı artıyor, bağışıklık sisteminiz güçleniyor. O yüzden eskilerin dediği gibi: Huysuzlar, mızırdananlar çabuk yaşlanır ve hastalanır. Neşeli, keyifli birinin kolay kolay hastalandığını göremezsiniz.
Hayatı zorlaştıran bizim bakış açımızdır. Olaylara yüklediğimiz anlamlardır. Bundan sonra iyi düşünelim, iyi olsun. Bedeniniz iyileşecek kapasitedir. Peki bu kapasiteyi ne zaman kullanabiliyor; kafayı sakinleştirdiğinizde, düzenli uyuduğunuzda, sağlıklı beslendiğinizde beden iyileşiyor. Öfkeliyseniz vücutta asit oranı artmış demektir. Asit oranı artınca iltihap oranı artar çünkü beden sivisi asidik olmaya başlar.
Dünyayı yönetmek isteyen güçler için en büyük tehdit, maneviyatı güçlü insanlar.
Şu an kullandığımız teknolojinin çok daha ilerisinde teknoloji firmaları var. Çokuluslu firmaların elinde insanlığın henüz bilmediği, kullanamadığı çok gelişmiş teknoloji mevcut. Bir gün dünyaya uzaylıların saldırdığını duyarsanız, emin olun ki onlar da dünyalıdır. Büyük bir tezgâha düşmek üzereyizdir. Devasa kitlelerin panik halinde olması, zayıf yönetimlerin yıkılması, BM gibi sözde dünyayı temsil eden ancak büyük şirketlerin kontrolünde olacak yapıların öne çıkması için hazırlık yapılıyordur.
Sağlığınız için küçük de olsa önlemler almayı ihmal etmeyin. Saçma alışverişler, düzensiz beslenme, başkalarının dertlerini, sorumluluklarını yüklenme, düzensiz uyku gibi fiziksel mekân da sağlığınızı yakından etkiler. İyi havalandırılmamış, dağınık, pis yerlerde negatif enerji birikir. Hele bir de orada uyuyorsanız, mutlaka temiz, düzenli, iyi havalandırılan, mümkünse güzel kokan ve uyku sırasında karanlık bir yer olmalı. Yattığınız oda ne kadar karanlık olursa o kadar iyidir çünkü vücut karanlıkta melatonin salgılar. Melatonin bir çeşit hormondur ve bağışıklık sisteminiz için gereklidir. Yattığınız odada mümkünse telefon bile bulundurmayın.
Allahım geçmişte bilerek ya da bilmeyerek yaptığım ve hayrıma olmayan tüm yeminlerimi iptal ediyor ve tövbe ediyorum. Bana lütfettiğin ömrümün bereketli, sağlıklı, üretken, neşeli ve senin yolunda olmasını nasip eyle. Ben ve soyum her zaman senin yolunda olabilelim.
Birinin cezasını derin bir arzuyla istediğinizde, benzer titreşimi kendi hayatınıza, kendiniz için de çekiyorsunuz. Her kim için ne dilerseniz, önce ilk istasyon olarak size uğruyor. Size gelmesini istediğiniz yolcular neyse, başkasına da gitmesini dileyin ki size de gelsinler.
Gezegenler, Güneş’in etrafında döner. Neşeliyseniz bütün aileniz, arkadaşlarınız etrafınıza gelmeye başlar. Mutsuz, huzursuz, kusur bulan, söylenen, öfkeli biriyseniz, insanlar sizi görmemek için yollarını çoğu zaman değiştirirler.
Sevgi görmeyen anne, baba, dede, ninenin, sizi sevdiklerini gösterme şekli, yemek yapıp önünüze koymaktır. Ya da kendilerini sizin için feda etmektir.
Hayatınıza aldığınız kişiyi ve etrafınızdaki kişileri memnun etmek için kendi merkezinizden uzaklaştığınızda, hedeflerinizden de uzaklaşıyorsunuz.
Evlenmeden önce bir kendinizi tanıyın. Eğer anne babadan sevgi alamadıysanız, karşınıza gelip ilk gülümseyenin peşinden kapılıp gidiyor olabilirsiniz. Yıllar sonra anlıyorsunuz ki o farklı siz farklısınız. Aman dikkat!
Sadece cesur olanlara yeni yollar vardır. Korkanlar hayatlarını büyük bir girdap gibi tekrarın içinde geçirirler.
Para kazanmak ayıp, zengin olmak kötü yola düşürür, çok para helal yoldan kazanılmaz çekirdek inancıyla büyürseniz, istediginiz kadar kimsenin yapamadığı işleri başarın, siz yine başladığınız yerdesiniz. Herkes sizin fikrinizle, yaptıklarınızla başını alır gider.
Üretken olmamak birçok sorunun kaynağıdır. Bos durmayacaksınız. Bütün gün dip bucak evi toplamaktan bahsetmiyorum. Yarın sabah nasip oldu da uyandık, o yataktan ne sizi enerjik ve canlı uyandırır, bunu bulmanız gerekiyor.
Erkeklerin şöyle bir huyu vardır. Eşini bir mutlu etmeyi dener, iki dener, üçüncüde olmazsa pes eder. Bir erkeği motive etmek kolaydır ancak pes etmiş erkeği toplamak zordur. Bu hataya düşerseniz, Eskiden çok ilgileniyordu, şimdi ne oldu? diye düşünürsünüz.
Muhtemelen adamın bütün yetersizliğini patlattınız, ya dışarıdan bir sevgili bulup mutluluğu orada arayacak ya da parasını herkese yedirirken size zırnık koklatmayacak.
Her bolluk aslında size verilen emanetlerdir Bu emanetleri ben kazandım, ben başardım demeyin. Allah diledi de oldu deyin. Allah’ın malıyla Allah’ın kuluna hava atmayı sakın denemeyin, sınava girersiniz. Tekrar hatırlatmak istiyorum. Her şey emanettir. Mal, mülk, nefes Sadece bu emanetin krymetini bilin. Kalan ömrünüzü en doğru kişilerle geçirmeye niyet edin.
Bir takım kuracaksanız, en iyi elemanları seçmelisiniz. Patronun akrabası, akrabanın akrabası ile ekibi dolduramazsınız. Çünkü iyi iş, iyi ekiple gelir.
Şu hayatta öğrendim ki Allah dışında gücünü nereden alıyorsan hepsi gidiyor. Paradan alıyorsan o gidiyor, eşinden dostundan alıyorsan onlar gidiyor. Allah’tan alıyorsan gitmiyor.
Kanaatkâr, şükreden ama hiçbir şey üretmeyen ailelerden bir şey çıkmaz. Oturarak başarı sağlayan tek canlı tavuktur.
Sadece neşeli insan, rotasını Rabb’ine çevirmiş, huzurlu, anne ve babasıyla helalleşmiş insanlar orijinal olurlar. Ailenizle helalleşin, herkesle helalleşin. Size dönen bolluktan insanlara da yardım edin.
Genelde birçok kişi sosyal medyayı Yıkılmadım, ayaktayım mesajı için kullanmaya çalışıyor. İstediğiniz kadar süperim moduna girin, gözlerinize bakıldığında zaten içdünyanız belli oluyor.
Bolluk, hareket içindedir. Bir fırsat gelir önünüze, onu kabul eder, şükrederek alırsanız, devamındaki kısmete sıra gelir. Onu reddederseniz, belki ilerideki büyük fırsatlara hiç sıra gelmeyecek
Kimi aileler, çocuga para, miras bırakmak yerine, ahlak, sağlam kişilik bırakmanın daha iyi olduğunu savunur. Bu da yanlış değil. Ancak bir Müslüman bu gezegene faydalı olmak için, yere sağlam basmak için, bir fakir gördüğünde yardım edebilmesi için varlıklı olmalı. Dilediği anda dilediği aileye yardım götürebilmeli. Gerçekten bir yardıma ihtiyacı olanla karşılaşırsa, yapacak bir şeyleri olmalı.
Yakınlarınızın sizi dışarıdan bir gözle eleştirmesini ama tarafsız olmalarını isteyin. Duyduklarınız üzerine de Ha, demek sen beni beğenmiyorsun! demeyin. Böyle yaparsanız kırılacağınızı düşünerek bir daha size dürüst olmakta zorlanırlar.
İnsanların ruhu ve bedeni, beraber üniversite okuyan arkadaş gibidir. Ruhunuz iyiliğe teşvik eder. Sabahları erken kalkmanızı, yardımsever olmanızı, iyilik yapmanızı, bir şeyler üretmenizi vs. önerir. Egonuz ise hırs yapmaya, tembellik yapmaya, ötekilerden daha iyi olmaya teşvik eder Herkes, aslında ikisinin de farkındadır. Hangisi ağır basarsa o yönde gidersiniz.
Kadınların bazılarında da farklı bir korku vardır. Kocası parayı bulursa kendisini terk edecek sanır. Bu yüzden parayı gıdım gıdım kazanması için elinden geleni yapar. Olmadı sürekli eşine önemli bir toplantı öncesi anlamsız sorunlar çıkarır ki, eşi işine konsantre olamasın ve işini büyütemesin. Oysa sonunda bu davranışları ile kendi bindiği dalı kesmiş olur.
Evlenirken akılcı düşünmeyiz. Âşık oldum demek yeterlidir. Oysa, annesinden babasından saygı görememiş biri için biraz ilgi, hemen bu yanılgıyı oluşturmaya yetecektir. Sonra aslında bunun aşk olmadığı, bu evliliğin yanlış olduğu fark edilir ama iş işten geçmiştir.
Namaza durmadan önce bir dakika boyunca nefes çalışması yapıyorum. Zihnimi susturuyorum ve namaza başlıyorum. Nefes çalışması aksesuvardır, namaz ibadettir. Nefes çalışması, meditasyon dünya ile bağlantı için bir dengedir. Namaz, Rabb’inizle sizin aranızdaki iletişim protokolüdür. Amacınız Rabb’inizle iletişim ise namaz kılacaksınız, doğa ile iletişim kurmak ise meditasyon yapacaksınız. Aradaki farkı iyi anlayın.
İnsan tutup evi temizlettiniz. Ama dağınık biriyseniz, üç gün sonra yine dağılacak. Siz negatifseniz, hacı hoca üflese de üç gün sonra yine pislenecek. Yani tarzınızı ve yaşamınızı iyiye doğru değiştirmediğiniz takdirde, başka insanların size fazla faydası olamaz. Anahtar sizsiniz.
İcraatın içinde olmak lazım Şükretmeyen daha iyisini bulamaz. Fakat şükür deyip bütün gün oturmak da dogru değil. Üretmek, ortaya bir şey koymak gerekiyor. Sadece dert anlatmak, sadece yakınmak değil, aktif olmak, üretimin içinde olmak şart.
Kendi hayatımda dengeye geldikçe, ben bir şey yapmasam bile sistemin birçok şeyi düzelttiğini fark ettim. Yani benim dünyayı düzeltmem gerekmiyordu. Ben düzgün insan olmaya çalışırsam, dünya zaten kendiliğinden düzeliyordu.
Çocuklarınıza bırakacağınız hatıralar, onlar için hayat boyu motivasyon kaynağı olacaktır. Onlara güzel hatıralar bırakın.
Evde herkesin gönlünü hoş etmeye çalışırsanız yine başarısız olursunuz. Biri karabiber sevmez, diğeri hamur yemek istemez. Oysa aileniz için hazırladığınız yemeği aslında kendi hoşunuza gidecek şekilde hazırlarsanız, siz o yemeği yaparken haz alırsanız, diğerlerinin de haz alarak yediklerini göreceksiniz.
Bir iyiliği yapabildiğiniz kadarıyla ve içinizden geldiği kadar yapacaksınız. Ben yapabileceğimden fazlasını yapmaya çalıştım. İnsanlar bu tarzınıza alıştılar mı, musluğu kesmeyip kıssanız bile kötü adam haline gelirsiniz. Oysa yıllardır veriyorum. Kendisi artık kazanmayı düşünüyor mu? Hayır. Demek ki ona yardım etmemişim, zarar vermişim. Evladınız da dahil, bir insanı kendinize bağımlı hale getiriyorsanız, iyilik yapmıyor, zarar veriyorsunuz demektir.
Eğer bu dünyada aç olan çocuklar varsa, biz iyiler güvence kalelerimizden çıkmadığımız içindir. Kötünün el âlem ne der korkusu yoktur. Sizde ise bu korku vardır ve Aman karışmayın konu komşuya çocuklar! Önünüze bakın.. dersiniz. Böyle bir yapı ile Yemen’de açlıktan ölen çocukları kim düşünebilir?
Yan yana iki ülke var ve kültürleri birbirine çok benziyor. Aynı çatı altında bile rahatça yaşayabilirler ancak mutlaka aralarında bir düşmanlık oluşturuluyor. İki toplum da kendini tehdit altında hissediyor, stres yaşıyor ve bir yandan yöneticiler koltuklarını garantiye alırken diğer yandan silah tüccarları büyük satışlar yapıyor. Rahat olan, dünyayı bilen, kendine güvenen bir toplumda ne vergilerini kafasına göre harcayabilir yöneticiler ne de kolayca silahlanma yarışına girebilir.
Vesvese sürekli gelecek bana da size de. Baban Izin vermez! Etrafındaki insanlar izin vermez! İmkânın yok diyecek. Yapamazsın, edemezsin! diyecek. Eğer nasibinizde varsa, dağ yerinden oynar.
Sabah, ilk söz, Şükürler olsun, bolluk ve bereket icindeyim. derim. Ya da: Güzel bir gün Dikkat edin, Güzel bir gün olsun! değil. Çünkü olsun diyorsanız, şu an kötüdür. Güzel bir gün içindeyim. deyin.
Negatif enerji huzurlu ortamda, dua edilen ortamda dayanamaz. Bu yüzden her ortamı fesada çevirir ki kendine barınacak insan veya mekan bulsun. Ortamınızda gül kokusu, nergis kokusu, çam kokusu varsa, mekânınız temizse, titizlik hastası da olmadan havadar ise, ışık alıyorsa, bu ortama negatif enerji gelemez.
Einstein’ın bir sözü var:
Aslında herkes bir dahidir. Ama siz kalkıp bir balığı ağaca çıkma yeteneğine göre yargılarsanız, balık, tüm ömrünü bir aptal olduğuna inanarak geçirecektir.
İnsanlar ya baba evinden kurtulmak için evleniyor ya da anne babası gibi olmamak için. Fakat evlendiği kişi öyle şeyler yapıyor ki tıpkı anne ve babasının düştüğü duruma düşüyor.
Sizin görüşleriniz ve davranışlarınız düzeldiğinde, karșı taraf da yavaş yavaş düzelir. Fakat beklenti içine girerseniz gelmez. Avucunuzu yalarsınız. Problem yaşıyorsanız, o kişiyle neden eşleştiğinizi bulun. Ağacın en üst dallarını budamaya uğraşmayın, köklere inin ve sorunu orada çözün.
Kız çocuğu babadan alması gereken sevgiyi alamadığında, onu hırpalayan biriyle eşleşir.
Fakat dünyaya egemen, büyük kitleleri sadece tüketici haline getirmek isteyenlerin de öncelikli hedefi aile düzeninin ortadan kalkmasıdır zaten. Çocukların anne babası ile kavga edip birey olmasını ister. Annen baban olmasın ki onların bankasından para al ve ömrübillah borçlu kal, faiz öde. Eskiden anne, baba, hala, dayı yardım ediyordu, faiz ödemiyordun. Şimdi banka var, faiz ödeyeceksin!
Ruhun hissetmek ister, aklın bilmek ister. Her ikisinin de olması lazım. Ego da lazım, hissiyat da lazım; ikisi arasında dengede olmak lazım
Hep içimizde bir beddua listesi var. Hep dünyada perişan görmek istediğimiz, öbür tarafta yandığını görmek için beklediğimiz insanlar var. Oysa belki kaç milyon yıl geçecek bunu gerçekten görmek için ama beklemeye devam edeceğiz. Gelin görün ki kıyamet gününde anne evla dini tanımayacak. Bu sebeple, bir göz kırpması kadar olan bu dünya hayatında temizleyin hesaplarınızı, öteki tarafa bir şey götürmeyin.
Sevgi, merhamet, yardımlaşma, hoşgörü, helal yoldan yaşamak gibi evrensel doğruları bulmamız gerekiyor.
Tekrara giren hayatta, eş değiştirmek, iş değiştirmek, sehir değiştirmek vs. siz değişmedikçe bir işe yaramaz. Günlük yaşam içinde başkalarını yargılayarak ürettiğiniz enerjiler var, atalardan gelen bir program var. Bunların arasında sınavınızı yaşıyorsunuz.
Eski bestekárlardan birinin konuşmasını dinlemiştim. Bugüne kadar hangi sözleri yazdıysam, yaşadım dedi. Ayrılık yazdım, yaşadım. Ölüm yazdım, yaşadım. Bütün sözler gerçek oldu.
Bilinçaltına ne mesaj gönderirseniz, beyin ona göre kodlanıyor.