İçeriğe geç

Destpêka Edebiyata Kurdî Kitap Alıntıları – Mehmed Uzun

Mehmed Uzun kitaplarından Destpêka Edebiyata Kurdî kitap alıntıları sizlerle…

Destpêka Edebiyata Kurdî Kitap Alıntıları

Bir yazar için zorunlu olan özgürlüklerin hiçbirisi Kürtyazarları için söz konusu değil. İstisnasız bütün kürt yazarları hakkında davalar açılmış, kitapları toplatılmıştır. Cezaevlerine girmiş ve -en iyi olasılıkla-ülkeden çıkmak zorunda kalmışlardır.
Ortadoğu’nun en eski ve nüfus olarak en büyük haklarından olan bir halkın inkarı,elbette gülünç ve sözcüklerle anlatılamayacak kadar ilkeldir. Ama buna rağmen,bu politika insanlık dışı uygulamalarla sürdürüldü. Kürtlerde doğal olarak direndiler ve kendi ulusal,demokratik haklarını alabilmek için mücadele ettiler.
1.Dünya Savaşı’nın sonunda,diğer halklar kendi ulusal devletlerini kurarken, Kürtlerin ülkesi, büyük bir haksızlıkla dörde bölündü.
O günden bu yana,Kürtler,topyekun bir var olma savaşı içinde,bölünmüş yaşamlarını sürdürmekteler Bu nedenle Kürt edebiyatına bakarken, edebiyatının da tıpkı Kürtlerin ülkesi ve ülkedeki yaşam gibi,bir var olma mücadelesi içinde olduğunu görmek,bilmek ve anlamak gerekiyor.
Shakespeare, Cervantes, Dante ve Firdevsi’nin kendi dil edebiyat ve kültürleri için önemi ne ise, E.Xani’nin Kürt dili, edebiyatı ve kültürü içinde önemi odur.
Kürt dilinin gelişkin bir yazı dili olmasını engelleyen en önemli etkenlerden biri dini etkilerdir.
Kürtlerin en fazla kullandığı simgeler ise dağ, nehir, yıldızlar, ay, güneş, at, kartal vb. gibi Kürtlerin son döneme kadar sosyal yaşamlarının ayrılmaz bir parçası olan doğa ve doğayı sürekli hatırlatan şeylerdir.
Bir yazar için zorunlu olan özgürlüklerin hiçbirisi Kürt yazarları için söz konusu değil.
“Doğu’da kara yaralar çoktur
Şagirtino, dilgeşino hûn dengê xelkê ne. Hûn ben dewarê ruhê wî, qasidê hîs û canê wî ne.

Öğrenciler, iyi yürekliler siz halkın sesisiniz. Ruhunun gözcüsü, duygu ve düşüncelerinin elçisisiniz.

Gelo meriv dikare nivîskarekî ku bi zimanekî biyanî dinivîse, di nav edebiyata neteweyî de bihesibîne?
Edebiyata devkî û zargotina kurdî kahniya edebiyata nûjen a kurdî ye.
Rojnama yekemîn a kurdî; Kurdistan, di sala 1898’an de, li derveyî welêt, Qahîrê weşiya. Piraniya rojname û kovarên ku piştîKurdistan ê derketin, 1910-1920, li stenbolê weşiyan. Klasîkên kurdî cara yekemîn, li sirgûnê çap bûn. merkezên sirgûnê mîna Şam, Beyrût, Qahîrê, Bexda û bajarên mezin ên Ewropayê, her tim bûn cih û warên jiyîn û xebatên ronakbîrên Kurdan.
Di stranên epîkî yên Kurdî de, hesp û qehremanên stranan,mîna yek mehlûqî, dikevin nav hev û bi hev re dibin yek Pir caran mirina qehreman û hespî bi hev ve girêdayî ye. Gava qehreman dimire,hespê wî jî, ji bo qedir û rêzdariya qehreman, li ber deriyê mala şînê, girêdayî ye. Hingê Dengbêj, hem li ser qehreman û hem jî li ser hespê wî, stranên xurtî û qehremaniyê dibêjin.
Ew Homerosên nûjen yên hemdema me ne, dinya wan a çandî û hunerî teybetî ye, ew hem di nav xelkê de ne hem jî ji wan cihê ne. Ew reh û rêçên civata kurdî ya belengaz, perçiqî û perçekirî ne û Jiyanê didin gotin û vegotina Kurdî û civata kurdî dewlemend dikin.
– bîr û hişê wan bêhidûd e
Li vê derê, meriv divê vê yekê ji bîr neke; kitêbên miqades ên ol’a Êzidî ku xwerû kurdî ye, rasterast bi kurdî hatine nivîsîn û heta îro jî hatine parastin. Meriv dikare bibêje ku kitêbên Êzidiyan Mishefa Reş û Kitêba Cîlwe bi her awayî Kurdî ne û ayîdî ziman, civat û welatê Kurdistanê ne.
Ehmedê Xanî, bêguman hostayê ziman û wêjeyê ye. Girîngiya Shakespeare, Cervantes, Dante û Fîrdewsî ji bo Ziman û edebiyat û çandên wan çi ye, girîngiya Ehmedê Xanî jî ji bo ziman, edebiyat û çanda kurdî ew e.
Li gorî gotinan, Elî Herîrî yekemîn helbestvanê kurd e ku piştî Îslamiyetê bi kurdî dîwanek nivîsiye.
Ew perçeyê mezin ê Kurdistanê ku di nav tixûbên împaratoriya Osmaniyan de mabû, bi giştî ji sê eyaletên ku bi navê Rêveberiya Kurdî dihatine navdan, hatibû pê; Diyarbekir, Reqqa û Mûsil
Bifikir ji ereb heta ve Gurcan
Kurmanc çi bûye siphê bircan
Ev rûm û ecem bi van hesar in
Kurmanc hemî li çar kenar in
Herdu terefan qabîlên Kurmanc
Bo tîrê qeza kirine amanc

Şopdarê Ehmedê Xanî, helbestvanê navdar ê kurd ê sedsala 19an Hacî Qadirê Koyî jî perçebûna Kurdistanê wiha tîne zimên;

Le mabeyni kilaw şûr û kilaw reş
Perêşan in, dibine mîsalî gay beş.

Cara yekemîn di dema yavuz siltan selîm de Kurdistan bi dewleta Osmanî ve hate girêdan. Siltan Selîm bi hin soz,qewl û peymanan mîrekiyên Kurdan bi dewleta Osmanî ve girêda û tevî Kurdan li hemberî Safawiyan ku hingî pir bi quwet bûn, şer kir.

Dawiya dawîn, welat di sala 1639’de bû du parçe (Peymana Qesra Şêrîn).

Doğu’da kara yaralar çoktur
Kürt yok diyordu.
Kürt yok!
Güneş yok dermiş gibi,
Ay yok, yıldız yok dermiş gibi.
Bir halk nasıl inkar ediliyordu!..
Ortadoğu’nun en eski ve nüfus olarak en büyük halklarından olan bir halkın inkarı,elbette gülünç ve sözcüklerle anlatılmayacak kadar ilkeldir.
Doğu’da kara yaralar çoktur.
Ancak en kötülerinin ve var olan tüm bu yaraların anasının bilgisizlik ve yoksuluk olduğunu belirtmektedir
Bir Hind-Avrupa dili olan Kürt dili; Farsça ile yakın akraba, diğer komşuları Türkçe ve Arapçayla hiçbir ilişkisi yoktur. Üç lehçe ile konuşulup, bugün üç ayrı alfabe ile yazılmaktadır
Kan gölünde yeşeren umut
ve onurlu
serbest bir yaşama duyulan özlem
Kürt edebiyatını, devletleri, kurum ve enstitüleri olan diğer ülke edebiyatlarıyla karşılaştırmak haksızlıktır.
***
Üzgünüm ki Kürt Edebiyatı, yalnızca yurtdışında nefes alıp verebiliyor
Dengbêj ve çîrokbêjler, çağdaş Homeroslardır.
Bir ülkenin aydınları, o ülkenin gururudur
Var olma mücadelesi veren, bin bir güçlükle ayakta kalmaya çalışan ve tüm olumsuzluklara rağmen gelişmeye, yeni ürünler vermeye uğraşan bir edebiyattır
Kesintisiz ve çok etkili bir yasak ile Kürtler, sadece gelenek ve kültürlerinden değil, aynı zamanda dillerinden de yoksun bırakıldılar
Doğu’da kara yaralar çoktur
Zimanê kurdî, îro, bi giştî, bi sê zaravayan tê peyivîn û nivîsîn. Zaravayên herî mezin ku pê tê peyivîn, kurmanciya jorê/bakur, kurmanciya jêrê (soranî) û dimili (zazaki) ne.

*

Bugün Kürt dili, genel olarak üç lehçede konuşulmakta ve yazılmaktadır. Konuşulan en büyük lehçeler; Yukarı/Kuzey Kurmanci, Aşağı Kurmanci (Sorani) ve Dımıli (Zazaki) ‘dir.

Kürt edebiyatına bakarken, edebiyatın da tıpkı Kürtlerin ülkesi ve ülkedeki yaşam gibi, bir var olma mücadelesi içinde olduğunu görmek, bilmek ve anlamak gerekiyor.
Bir toplumu tanımanın en iyi yollarından biri de o toplumun destanlarını, hikayelerini ve türkülerini bilmektir..
Dengbêj ve çîrokbejler esasında birçok sosyal görevi birlikte yerine getirmektedirler; tarihi anlatmaktadır, toplumu eğlendirmektedirler, kültürel-edebi bir birikim sağlamaktadırlar ve dün ile bugün arasında köprü görevi görmektedir.
Yürek yakar yazıya sığmaz feryatlar..
Doğu’da kara yaralar çoktur..
Baskı ve asimilasyondan dolayı ciddi biçimde daraltılmış ve gelişmesi önlenmiş Kürt dilinin zenginlikleri, nüansları ve edebi değeri, destan, hikaye ve türlerde saklıdır.
Bir ülkenin aydınları, o ülkenin gururudur..
İyi bir dengbej, çok geniş maddi, sosyal olanakları olan bir beyden daha ünlüdür.
akıl almaz bir politikaya yöneldiler; Kürtlerin varlığını inkar etmek, dillerini, kültürlerini edebiyatlarını yasaklamak ve her şeyi asimile ederek Türkleştirmek.
Çekilen acı ve eziyet nasıl edebi olarak biçimlendirip, stilize edilebilir ?
Doğu’da kara yaralar çoktur. diyen yazar, ancak en kötülerinin ve var olan tüm bu yaraların anasının, bilgisizlik ve yoksulluk olduğunu belirtmektedir.
Bilûra min, binêre û bibîse!
Roj çû ava,
stêra êvarê bû geş
û pêlên ava şevê ên reş
ketine deşt û newalan
Bilûra min,
dengê xwe berde!
Dinya, mîna zarokekî berşîr,
ket dergûşa xwe;
Dengê xwe berde, bilûra min,
û jê re bilorîne,
xema wê birevîne!
İyi bir dengbej, çok geniş maddi, sosyal olanakları olan bir beyden daha ünlüdür.
Yürek yakar yazıya sığmaz feryatlar
*Bir sosyal, politik mesaj nasıl edebi kalıplara, kılığa sokulur?
*Angaje bir yazarlıkla, sanatkarlık nasıl birleştirilebilir?
*Çekilen acı ve eziyet nasıl edebi olarak biçimlendirilip, stilize edilebilir?
Kürt edebiyatını, devletleri, kurum ve enstitüleri olan diğer ülke edebiyatlarıyla karşılaştırmak haksızlıktır.
***
Üzgünüm ki Kürt Edebiyatı, yalnızca yurt dışında nefes alıp verebiliyor.
Bir ülkenin aydınları, o ülkenin gururudur.
Doğuda kara yaralar çoktur, ancak en kötüleri ve var olan tüm bu yaraların anası, bilgisizlik ve yoksulluktur.
Hêviyên wî mezin bûn
Yurtdışı, daha doğrusu sürgün , Kürt dili ve edebiyatının neredeyse anayurdu hâline gelmiştir
Kürt Edebiyatı’na bakarken, edebiyatın da tıpkı Kürtlerin ülkesi ve ülkedeki yaşam gibi, bir varolma mücadelesi içinde olduğunu görmek, bilmek ve anlamak gerekiyor.
Kürtlerin yaşadığı coğrafyada her şey edebiyat da dahil, politikaya ve sosyal koşullara çok yakından bağlı
Dogu’da kara yaralar çoktur.
Ortadoğu’nun en eski ve nüfus olarak en büyük halklarından bir halkın inkarı, elbette gülünç ve sözcüklerle anlatılamayacak kadar ilkeldir.
Kendisini ağır baskı ve terörün bir sonucu olan ortak acı ve eziyetle ifade eden Kürt yazarı, söz gelimi başvurabileceği ciddi, kapsamlı bir sözlükten bile yoksun olarak, asimilasyon çarklarına karşı durmak ve geri kalmış bir toplumun modern edebiyatını yaratmak ve geliştirmek sorumluluğunu üstlenmiş durumdadır.
İstisnasız bütün Kürt yazarları hakkında davalar açılmış, kitapları toplatılmıştır. Cezaevlerine girmiş ve – en iyi olasılıkla- ülkeden çıkmak zorunda kalmışlardır.
Bilûra min, binêre û bibîse
Roj çû ava,
Stêra âvarê bû geş
Û pêlên ava şevên reş
Ketine deşt û nevalan
Bilûra min!
Dengê xwe berde!
Dinya mîna zarokekî berşîr
Ket dergûşa xewê
Dengê xwe berde bilûra min
Û jê ra bilorîne
Xema wê birevîne
Dünya süt emen bir çocuk gibi, uykunun kucağında şimdi Celaled Ali Bedirxan
Mem û Zin, Kürt coğrafyasının, Kürt dili ve insanın sembolüdürler.
Dengbêjler ve çîrokbêjler esasında birçok sosyal görevi yerine getirmektedirler; tarihi anlatmaktadırlar ve dün ile bugün arasında bir köprü görevi görmektedirler.
Bir toplumu tanımanın en iyi yollarından biri de o toplumun destanlarını, hikayelerini ve türkülerini bilmektir..
Ehmedê Xanî, tartışmasız Kürtlerin en önemli şair, yazar ve klasik düşünürü olarak değerlendirilmektedir.
Üzgünüm ki Kürt Edebiyatı, yalnızca yurt dışında nefes alıp verebiliyor.
Kürtler 22 Nisan’ı Ulusal Gazetecilik Günü olarak kutlanmaktadırlar ve Irak Kürdistanı’nda 22 Nisan resmi gündür.
Kürt yazarı -ister istemez- angaje bir yazardır. Sürekli yok olma tehlikesini yaşayan, sürekli hor görülen bir toplumun yazarının, doğal olarak, çevresindeki olaylara, gelişmelere, değişmelere kayıtsız kalması beklenemez.
Qasra Șîrin Antlaşması’yla Kürdistan’ ın Osmanlılar ve Farslar arasında bölünmesinden sonra Fars imparatorluğu ‘nun sınırları içinde kalan Dimdim Kalesi’ nin ünlü direnişi Kürtler için bir sembol oldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir