İçeriğe geç

Dert Dinleme Uzmanı Kitap Alıntıları – Adalet Ağaoğlu

Adalet Ağaoğlu kitaplarından Dert Dinleme Uzmanı kitap alıntıları sizlerle…

Dert Dinleme Uzmanı Kitap Alıntıları

Her şeyin farkındayım
Derthane parkındayım
Kendimi vurasıya
Nefretin ucundayım
Aramaktayım ben olan beni
Bütünlüklü empatimle
Döner gelir döner gelir
Savununun şiddetiyle
Güüüm Güüm Güüüüm
Şu döküntü dizelerle
Doya doya soluklanın
Benim ilk ve son günahım
Dertleri dinlemektir halisane
Her şeyin farkındayım
Derthane parkındayım
Kendimi vurasıya
Nefretin ucundayım
Aramaktayım ben olan beni
Bütünlüklü empatimle
Döner gelir döner gelir
Savununun şiddetiyle
Güüüm Güüm Güüüüm
Şu döküntü dizelerle
Doya doya soluklanın
Benim ilk ve son günahım
Dertleri dinlemektir halisane
Kitap! Okunduğunda kimsenin hayatı pat diye
değişmiyor ama, gelecek adına hayat lar kayda geçiyor.
Tertemiziz: Birlikte yaşanmış bir ardımız yok, dolayısıyla önümüz de
Ortak yol: Baskıya, zulme, şiddete karşı elinin emeği alnının teriyle daha temiz bir yarının yolu.
Okur bakarsınız; içinizden ne gelirse ona göre bir talih
biçersiniz buna Eğlenip gülmek, düşünüp kalmak, meraklarınıza
merak eklemek ya da yırtıp atmak veya sizden başkalarının da
ağız tatlarına sunmak tamamen size ait
İnsanların içi doğumlarından ölümlerine kadar dertlerle dolup taşmaktadır. Kimisi yutkunaraktan bunları içine atar , orda turşusunu kurar, kimisi de vicdandan nasip almamış olup senin gibi bir enayiye rastladı mı dert torbasını ağzına kadar açıp karşısındakinin her daim daralmış zamanlarını içine döker de döker.
Şimdi artık üstümü kaplamış sabırsızlık , dahası çaresizlik durumuyla itiş kakış halindeyim.
Kitap! Okunduğunda kimsenin hayatı pat diye
değişmiyor ama, gelecek adına hayat lar kayda geçiyor.
Bir tek ortak yol var; baskıya, zulme ve şiddete karşı elinin emeği, alnının teriyle daha temiz bir yarının yolu.
Üstünde resmin olmasaydı da , altındaki yazıdan tanırdım seni
Sosyoloji okumuş bulunanlara kollar açıktır tabii ki
Şimdiki erkekler erkek mi, diye diye hiç evlenmedi;
Öyle ya , terbiye başka şeydir, başka.
Sanki kendisinin dökülecek tek derdi olmamış, yokmuş gibi döner do­laşır, yatar kalkar, kim onu nerede nasıl görürse hemen yakasına yapışır; ayaküstündeyken bile olsa içini döker de döker; dinleme uzmanımız da gözünü kırpmadan bunları dinler de, dinler.
Yapma oğlum,onu pas geç.Döktürme buraya ;hatıraların en derininde sakla ve orda bırak.Bir an bile unutmuş değilim ki;u n u t a m ı y o r u m.
Dilimin ucunda hep o nağme,hatıralarda unutmam seni dolanıp durmakta yine
Demek ki şiir böyle yokluklar ,yoksunluklar ,o gün şura ,bugün ora gibi kargaşalar,altından kalkılamaz çaresizlik halleri istermiş.
Ya intikam sanılırsa? diye hissetmekle yakalandığım korku,bir parça ihtiyat payıyla şuramdan şu kadarcık silinip gitmeyecek gibi.Öyle ki, hissiyatın neyse ona göre vur geç, diye geçmekte içimden.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Hani bazen anlarsın ya,bazı insanlar kendi ulaşamadıkları yere ulaşabilmişlere gözdikmeden duramazlar.
Delerek geçen acı ,ancak delerek geçen acıyla karşılaştığında anlam kazanabilirmiş meğerse
Öyle ya ,hayat anlık bir hattır deyivermiş yazarın biri:Anlık dürtüler çağlayanlara benzer,döküldükçe dökülürmüş
Kuşkuyu,araştırıp soruşturmayı hiç unutma!Kendi fikrini kendinin yapana kadar belki’lerle acabalar’la güreşmeyi unutma,
Gen’lerin havasına suyuna inanmak gerek.
En kötü karar,bu içine düştüğün kararsızlıktan daha iyidir eyy safalak!
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Hayat dümenini tek başına cevirmeye mecbur kaldıkça ,bakıyorsun da kim sana şöyle bir selam vermeye kalksa ,ruhun acaba larla dolup taşıyor,şahsına durup dururken yakınlık gösterenleri soğukça selamlayarak yürüyüp gitmektesin.
Üstelik tamirsizce yaralanmış için ,yokolup gidenlere özlemle,ılıman ılıman nah şurandan aşk ötesi sevgilerle akıp dururkeen?
Yalnızlığım en büyük doygunluğum.
Hayalleri bol enayi popülistim ben ,nasıl da hem aklına hem ruhuna derhal yattı bu teklif.
Hayatta olmaz olmaz diye bir şey yokmuş.
Aklına esenin noktasını koymadan ucunu bırakmazmış.
Büyükbabamın babama en sık öğüdü:İncitilirsen de incitme olurmuş.
Siyasi partiler gibi atıp tutup,söz verip de tekini bile tutamamışlara benzemesen bari.
Açlıktan ölen olmamış ,derler;fakat asıl dertlerin en onarılması bozuk sağlık,ölüm kalım ,evin bir köşesine yığılıp kalmış büyüklerimizden birinin yatalak kalakalmasında .Orda öyle elin kolun bağlı kalıkalıvermek yok mu ,işte bu çaresizlik!En yenilip içilmezi budur!
Aşama dediğiniz şey ,güçlüklere karşı direnişi ve atacağın adımlarla ihtiyatlı davranmayı öğrenmek olmuştur.
Durun durun durun! Benim öyle Mevlana çıkarın sabır ilacına da,öteki bütün manevi ilaçlara da tapındığım yok.Dört bir yanımızı sarmış büyük uğultuyu sentez kabiliyeti büyük aklın gücü iyiyi kötüye,kötüyü iyiye dönüşmelerini önlemekte işime yaramazsa tapınma zaten bir işe yaramaz ,yine de hayat sürer ,çünkü insanlık hakkımızla varız.
Sabredeceksin,hani o eskinin dervişleri gibi,manevi beklentinin büyük gücüne,vicdanın sesine kulak vereceksin
Gözlerimin gözlerine rastlamasından korkmaktayım.
Adım ortaklıkta dolastıkça kitaplarım satar oldu ;sen de bu kaideyi hiç aklından çıkarma :Nerde kasıtlı taşlama,orda daha yukarı fırlama .
Bir de kızım vardı;var yani çok şükür.Şimdiki erkekler erkek mi ,diye diye hiç evlenmedi ;halbuki okudu;yüksek diploma bile aldı ;lakin o da kalktı memleketin taa öteki ucundaki üniversite mi neyse,oraya,ezilen kadınları uyandırmaya gitti.Sanki annesi tek başına ezilip durmuyor da.
yüzü taptaze sadelikteydi;sadelikte yani ve kendisinin cazip yanı da bu zaten diye geçirmektedir içinden.
Sabrın panzehiri hazım.İntikamın panzehiri hazımsızlık.
Sevmek anlamak mıdır? Anlamak hoşgörmek midir? Hoşgörmek yokolmak mıdır?
“Okuruma çok şey borçluyum, onların sayesinde varoldum: Arkam yok benim, hiçbir zaman olmadı. Çetem yok, cemaatim yok, dinim yok, şuyum yok, buyum yok Fakat okurum sahip çıktığı için varım. Onlara vefalı davranabildiysem ne mutlu olacağım, davranamadıysam özür diliyorum.”
Ben hala yeni hayatımın yabancısıyım.
Bir tek ortak yol var; baskıya, zulme ve şiddete karşı elinin emeği, alnının teriyle daha temiz bir yarının yolu.
savaşa yokum. çünkü savunmaya da yokum.
sevdanın elinden ne kurtulmuştur değil mi ama?
ben hâlâ yeni hayatımın yabancısıyım.
rastlantı+çağrışım+sezgi=yaşamak
uzatma artık, kes. gerçi sen kesmesine çoktan kesmişsindir de hayat sürüp gitmekte, hem de aynı nakaratlarla .
zaten ölüp gitmişsin, ne olacaksa olsun artık
göz göze geliverdik. bakışları ne kadar derinmiş!
o hoş gülümsemesi yok mu, hiç aklımdan çıkmıyor.
içimi dışarıya dökmeyi pek sevmem
Fakat öyle böyle derken insanlara güvenim azalmaya başlamışsa da sezgi gücüm arttıkça artmışTIR.
Neden sonra aramızın bozulmasına tek neden, benim sonradan görme dediklerimden birinin elini cebine ata ata, iktidardaki hükümete yakın ilişkilerine yaslana ede, manevi hayatımı rahatsızlandıran ikircikli kuşkuların boy vermesi olmuştur. O da öyle oladursun:

Büyük incelik ve iyilik hassasiyeti. kötülüğün kötüsünden daha mı beterdir acaba?
Ömrüm bunun yanıtını aramakla geçecekti ve öyle oldu ga­liba.
Büyükbabamın babama en sık öğüdü: İncitilirsen de incitme olurmuş.
Ortak yol: Baskıya, zulme, şiddete karşı elinin emeği alnının teriyle daha temiz bir yarının yolu.
Delerek geçen acı, ancak delerek geçen acıyla karşılaştığında anlam kazanabilirmiş meğerse
Aşama dediğiniz şey, güçlüklere karşı direnişi ve atacağın adımlarda ihtiyatlı davranmayı öğrenmek olmuştur. Gençlik işte, o zamanlar insan herşeyin hep daha iyi ve daha güzel olacağını sanıyor, bundan şahsen kendisinin de sorumlu olduğunu düşünüyor da, ama şu şöyleyken böyle, bu öyleyken şöyle oluverişlerini yaşaya yaşaya o lekesiz, temiz, saf inanış ve düşünceler solup sörpüyebiliyor, daha dikkatli, daha kuşkucu, hatta daha bencil olunabiliyor; ne yazık
Sevmek anlamak mıdır? Anlamak hoş görmek midir? Hoş görmek yok olmak mıdır?
İncitilirsen de incitme.
Pislikle lezzet arasında sıkı bir bağ mevcutmuş.
Besbelli işte, ikimiz de birbirine paralel iki ipte aynı salvolarla hoplamaktayız
Hayat dümenini tek başına çevirmeye mecbur kaldıkça, bakıyorsun da kim sana şöyle bir selam vermeye kalksa, ruhun acaba larla dolup taşıyor, şahsına durup dururken yakınlık gösterenleri soğukça selamlayarak yürüyüp gitmektesin.
”Aşk ne demeye gelmekte sizce?
Sevmek anlamak mıdır? Anlamak hoşgörmek midir? Hoşgörmek
yokolmak mıdır?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir