İçeriğe geç

Deha Kitap Alıntıları – İsmail Barış Özpazarcık

İsmail Barış Özpazarcık kitaplarından Deha kitap alıntıları sizlerle…

Deha Kitap Alıntıları

&“&”

Ben dediğin an, düşünce evreninin korku frekansına doğru yol alır. Biz demeye başladığın an, sevgi frekansının kapısından içeri girersin.
Yeryüzünde ne yaparsan yap, ne dersen de, hepsi, kendine yazılnış bir mektup gibidir. Tez zamanda seni bulur.
Öğrenme merakı ve tutkusunda olan her insan, hem kendinin öğretmeni, hem de hayatın öğrencisidir.
Gizemliydi dünya. Arkeologlar başka psikologlar başka yerini kazıyordu.
-Kendinden kendini doğurmak, nasıl oluyor?
-Aşkla.
-Bana aşkı anlatır mısın?
-Aşk, yeri göğü ve seni yaratan yaradanın adıdır. Aşkın hikayesi, bu yüzden senin de hikayendir.
Atom çekirdeğini parçalayan bilinç sendeyse; insanlığı bölen, parçalayan şu karanlık illizyonu yok edecek irade sendendir.
Bilgimiz ne kadarsa, gözlerimiz o kadarını bize gösterir. Yeni bir bilgi edindiğimizde, gözlerimiz, edindiğimiz bilgi oranında yeni bir perspektif kazanır. İnandığımız her bilgide, gözlerimizin hayata bakış perspektifi güçlenir. Fakat her seferinde bize gösterdiği, inanmayı seçtiğimiz dünyadır.
İnsan zihni, soru sorulunca, cevaptan kaçamazmış.
Senin doğruların ile benim doğrularım dediğimiz fikirleri karşı karşıya getirip ayrıştırmak yerine, yanyana koyup kaynaştırsaydık, birbirimizi daha iyi anlayabilir miydik?..
O ışıklı çocuklara hamile kalan anneler!.. Bu ışığın küçücük bir zerresi ile bedeniniz şifalanacak zekadadır. İçinizdeki kimi düşüncelerin karanlığına rağmen o çocuk oraya tutunmuşsa, yeryüzünde diyeceği var demektir. O çocuk diyeceğini demeden, yapacağını yapmadan, kemale ermeden gitmez de gitmez…
İnsan yeryüzü yolculuğuna anne karnında başlar. Anne, bir erkekten hamile kalmış, Tanrı’nın bir çocuğuna dha ev sahipliği yapmaya gönüllü olarak karar vermiştir. Yeryüzü, bu kararla birlikte bu müjdeli haberi havaya, suya, toprağa, ateşe ulaştırmıştır. Hava, yeni nefes enerjisini hazırlamaya başlamış, su yağmurla birlikte kendini çoğaltmaya girişmiş, toprak dipdiri hale gelmiş, ateş içindeki yanma aşkıyla coşmuş, aşka düşmüştür. Her yeni bebek, insanlık bilincinin evrilmesi için yepyeni sayfa, yepyeni bir soluk, yepyeni bir umuttur.
Okul sıralarında çocuklara, Kitap okumalısın, ders çalışmalısın! derler. Fakat şunu söylemezler: "İçindeki kitabı okumalısın. Çünkü orada her şey kayıtlı. Kendin hakkında, alacağın kararlar hakkında, nasıl yaşayacağın hakkında orada sana eşlik edecek bir bilge olacak. Orada bir deha var. Sen, içindeki Deha’sın.
Yaşam, onun üstünde yaşayanları yüzlerce defa ölüme çağırır. Geceyle, uykuyla, iklimlerle, toprakla, yağmurla, ağaçlarla, yapraklarla, çiçeklerle… ille de fiziksel olarak ölümün gerçekleşmesi gerekmez. Sendeki Deha niteliklerini ortaya çıkarabilmen için öldürmen gereken taraflarını görmeli, gözünü kırpmadan misyonunu yerine getirebilmelisin.
Sırtımdaki ağrılarla yataktan kalkışımın sebebi, hayata yetişme çabam, taşıdığım gereksiz yükler olabilir miydi?
Zihnin hayata uyanmak için uykusuzluk çeker.
Ruhun hayata uyanmak için depresyona girer.
Memnuniyetsizliğimden kendim de bıktığım için, ağzımı açıp birilerine şikayet etmek, dertlenmek, pek akıl kârı değildi. Zaten yeteri kadar dertlenen vardı çevremde. Ben bir söylesem, onlar üç söylüyordu.
O kitabın dediği gibi, kader insanın kendi elindeyse, varoluş bu çatı altında kurulduysa, kendi kaderimin efendisi olmak istiyordum.
Sistemi değiştirmeye kimsenin gücü yeter miydi? Yetmezdi. Öyleyse, sen sistemin içinde kendine yer açabilirdin. Ne de olsa uyum ve adaptasyon yeteneğine sahiptin.
Öğrenme merakı ve tutkusunda olan her insan, hem kendinin öğretmeni, hem de hayatın öğrencisidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir